Gidaya Erisim Riski Türkiye'yi Kapsamayacak, Türkiye'deki Lisansli Depolarin Yüzde 80'I Dolu
Rusya’nin tahil koridoru anlasmasini askiya almasiyla olusan dünyada gidaya erisim riski yeniden bas gösterdi. Dünyadaki gida krizinin yeterli kaynagi bulunan Türkiye’yi teget geçecegi tahmin ediliyor. Türkiye’de toplam 8,5 milyon ton kapasiteli uzun ve saglikli saklama kosullarina sahip depolarin yüzde 80’i dolu vaziyette bulunuyor.
Karadeniz’deki çatismadan dolayi Ukrayna’dan saglanamayan tahil aktarimi, Türkiye’nin yüksek çabalariyla açilan ‘tahil koridoru’ sayesinde 1 Agustos itibariyle aktif hale getirilmisti. Türkiye, Rusya, Ukrayna ve Birlesmis Milletler (BM) arasinda imzalanan ‘Tahil ve Yiyecek Maddelerinin Ukrayna Limanlarindan Emniyetli Sevki Girisimi Belgesi’ kapsaminda sevkiyatlar Agustos ayinda baslamisti.
Rusya Savunma Bakanligi 29 Ekim’de Kirim’da filolarina yönelik terörist bir saldiri gerçeklestirildigini bildirerek Ukrayna’dan güvenli transit tahil anlasmasindan çekileceklerini duyurdu. Bu gelisme sonrasi dünya gida fiyatlarinda risk kaynakli artis meydana geldi.
Ukrayna limanlarindan 29 Ekim’e kadar ayrilan gemi sayisi 408’e ulasirken sevkiyati gerçeklestirilen bugday, misir, arpa gibi tahil ürünlerinin miktari 9 milyon 200 bin tonu geçti. Sevkiyati gerçeklestirilen tahillarin yüzde 47’sinin Avrupa, yüzde 20’sinin Asya, yüzde 16’sinin Türkiye, yüzde 13’ünün Afrika, yüzde 4’ünün ise Orta Dogu’ya gönderildi.
"Amerika piyasalarinda yüzde 7’ye varan yükselisler yasandi"
Uluslararasi Un Sanayicileri ve Hububatçilar Birligi (IAOM) Avrasya Baskani Eren Günhan Ulusoy, IHA’ya yaptigi açiklamalarda Rusya’nin tahil koridoru anlasmasini askiya almasinin küresel gida sektörüne etkilerini degerlendi. Karadeniz’deki çatismanin baslamasiyla dünyanin tahil ambari olarak nitelendirilen Ukrayna’da sevkiyat yapilamamasiyla gida fiyatlarinda uzun yillarin en yüksek zirvelerini gördügünü anlatan Ulusoy, "FAO’nun tahil endeksi yüzde 73’e kadar yükselip tüm tarihi degerlerinin zirvesine ulasmisti. Tahil koridoru sayesinde bir rahatlama yasanmisti.29 Ekim’de yapilmis olan anlasmadan Rusya süresiz olarak geri çekilme karari alinca koridordaki akis durdu. Bos gemilerin Ukrayna’ya gitmesine izin verilmiyor. Limanlarda yüklenmis gemilerin çikisina da izin verilmiyor. Bunun içinde vadeli islem piyasalari hizli bir fiyat yükselisiyle cevap verdi. Amerika piyasalarinda yüzde 7’ye varan yükselisler gördük. Su anda yatay bir ilerleme görüyoruz. Türkiye tarafinin ve Birlesmis Milletlerin açiklamalari var. Anlasmanin devam ettirilmesi konusunda Rusya ile görüsmelerin sürdürüldügü biliniyor. Koridorun açilmamasi durumunda Ukrayna’nin dünya pazarina erisememesi iki açidan sorun olusturuyor. Birincisi bu seneki arz talep dengesinde bir bozulma. Daha önemlisi de 2023 sezonuna yönelik sorunlar olusturmasi. Koridorun kapanmasi özellikle 2023’de Ukrayna’daki üretimi ile ilgili beklentileri çok olumsuz bir noktaya sürükleyebilir. O zamanda 2023 bu yildan daha kritik bir duruma gelebilir."
"Iç üretimdeki fazlalikla tahila erisimde risk yok"
Türkiye’nin Ispanya’nin ardindan tahil koridorundan en çok ürün sevk edilen ülke oldugunu belirten Ulusoy, "Son verilerde Türkiye’nin payinin yüzde 23’lerdeyken diger ülkelere sevkiyatlarinda hizlanmasiyla yüzde 13’e kadar düstü. Ispanya’nin payi yüzde 19, Italya’nin yüzde 9. Bunlar önde gelen ülkeler. Türkiye için bu durum bir avantajdi. Hem Rusya’dan hem de Ukrayna’dan ürün tedarik etmeye devam etti. Suanda tahil koridorundan Türkiye’ye gelmemesi bu tedarikin Rusya’ya kayacagini gösteriyor. Bu durum bizi iç piyasada etkiler fakat büyük ölçüde etkilemez. Türkiye 2022 – 2023 tarim sezonunda iyi bir üretim gerçeklestirdi. TÜIK’in yaptigi ikinci bitkisel üretim tahmininde 19.8 milyon tonluk bugday 8.5 milyon ton misir, 8.3 milyon ton arpa ürettik. Geçtigimiz yila göre hepsinde daha yüksek bir üretim gerçeklestirdik. Böylelikle yurt içinde bir arz olusturuldu. 2021-2022 ye göre daha iyi bir iç üretim yaptik. Toprak Mahsulleri Ofisi bu konuda hem yurt içinden hem de yurt disindan 7 milyon tona yaklasan alim gerçeklestirdi. Geçtigimiz hafta arpa ve bugdayda ithalat ihaleleriyle stoklarini güçlendirdi. Un ve yem regülasyonuyla da piyasada elindeki stoklari fiyatlarin istikrarli gitmesi için kullaniyor. Dolayisiyla dünyada yasanan gelismeler Türkiye’yi etkileyemez diyemesek de Türkiye’de olan mevcut stoklar ve üretimle daha sinirli ve yavas geçisler olur" ifadelerini kullandi.
"Ekmek hariç bazi ürünlerde fiyatlar normal olarak yukari çikabilir "
Ulusoy, TMO’nun belirlemis oldugu regülasyon ve piyasanin un sektöründe yüzde 60’ini tedarik ediyor olmasinin etkisiyle ekmek hariç diger temel gida ürünlerinde fiyat yükselisleri görülebilecegini vurgu yaparak, "Kalan yüzde 40’lik kisim daha çok özel amaçli ürünlerde piyasaya etkisi olabilir. Bu piyasanin tamamini etkileyen bir degisiklik olmaz. Önümüzdeki senin maliyetleri çiftçiler için bu seneden olusuyor. Fiyatlarin hizli bir sekilde yükselmesi sagliksiz ama kademeli olarak yükselmesinin tarim sektörü ve bir sonraki sezonun hasadi için saglikli olacagini belirtmek isterim" diye bilgi verdi.
Lisansli depoculukta kapasitenin yüzde 80’i dolu
Öte yandan, tahil koridorundan geçen yaklasik 10 milyon ton ürünün yüzde 20’ye yakini Türkiye’ye aktariliyordu. Olusan bu yeni durumla bu sevkiyatin aksamasi iç piyasada temel gida ürünlerine erisime lisansli depoculuk sayesinde negatif etki yapmayacak. Türkiye’de lisansli depoculuk alaninda toplam 8,5 milyon ton kapasiteye sahip. Tahil ürünlerini uzun zaman saglikli bir sekil saklama imkanina sahip lisansli depolarin yüzde 80’i dolu durumda. Dolayisiyla iç piyasa fiyatlarinda olusabilecek bir dengesizlikte bu ürünler dengeyi saglayacak.
"Türkiye kisa vadeli soklarda lisansli depolarina güveniyor"
Türkiye olarak kisa vadeli soklarda lisansli depolardaki ürünün piyasaya sürülebilecegini anlatan Ulusoy, "Yeni ürün gelene kadar lisansli depolar bize vakit kazandiriyor. Lisansli depoculugun özellikle 2015 sonrasinda yatirimcilara verilen tesvik sayesinde 2015 yilina girdigimizde Türkiye’de sadece 240 bin ton olan lisansli depolama kapasitemiz 7 yil içerisinde 8.5 milyon ton kapasiteye ulasti. Piyasadan takip ettigimiz kadariyla lisansli depo isletmecileriyle görüstügümüzde doluluk kapasitesinin yüzde 80’lerde oldugunu birçok lisansli depoda yer kalmadigini söylediler. Özellikle Eylül ayinda çiftçilerin teslimat yapamadigini biliyorduk. Ürünü sadece üretmek yetmiyor muhafaza etmek saklamakta üretmek kadar önemli. Arz yüksekken ürünü depoya çekebilmek arzda sikinti yasandiginda da ürünü piyasaya sürebilmek önemli bir yetkinlik. Türkiye dünyada bu anlamda bir geçis noktasi köprü rolü üstleniyor. Türkiye saydigimiz tahillarda ithalatçi konumdayken ki bugdayda yüzde 19.8’lik bir üretime ragmen yillik 9 milyon tona yaklasan bir ithalatimiz var" seklinde konustu.