Anadolu Propolisi'nin Agiz Içi Yaralarina Etkisi

47. Apimondia-Dünya Aricilik Kongresi’nde, dünyadan ve Türkiye’den ari ürünleri konusunda çalisan birçok bilim insani, güncel bilimsel çalismalarin sonuçlarini aktardi. Yapilan bir çalismanin sonucunu aktaran BEE’O Propolisin kurucusu ve genel müdürü Dr. Asli Elif Tanugur Samanci, “Anadolu propolisi kullanan hastalarin hiçbirinde kandidoz görülmedigi tespit edilmistir. Pediatrik onkoloji hastalarinda yüzde 15 oraninda Anadolu Propolisi içeren damlanin oral mukozitin önlenmesinde anlamli düzeyde etkili oldugu belirlenmistir” dedi.

Anadolu Propolisi'nin Agiz Içi Yaralarina Etkisi
Samanci’nin “Pediatrik onkoloji hastalarinda Anadolu propolisi ile agiz bakimi oral mukozit gelisimini etkiler mi?” baslikli sunumu büyük ilgi gördü.

Antienflamatuar, antibakteriyel, antifungal, antioksidan, antiviral ve antikanserojenik özelligi olan Anadolu Propolisi ile agiz bakiminin oral mukozit olusumunu engelleyip engellemedigi hipotezi randomize çift kör bir çalisma yapilarak arastirildigini ifade eden Dr. Tanugur, “Çalisma; lösemi, lenfoma veya diger çocukluk çagi tümörleri için kemoterapi tedavisi gören 2 ila 18 yaslarindaki hastalar üzerinde yürütülmüstür. Randomize kontrollü olarak geçeklestirilen bu çalisma 3 gruba ayrilmistir ve her grupta 36 kisi yer almistir. Birinci grup, sadece yumusak dis firçasiyla dislerini firçalayan bireylerden, Ikinci grup, günde 1 kez yüzde 15 oraninda Anadolu Propolisi içeren damla kullanan bireylerden, üçüncü grup ise günde 3 kez yüzde 15 oraninda Anadolu Propolisi içeren damla kullanan bireylerden olusmustur. Çalismanin sonucunda, Anadolu propolisi kullanan hastalarin hiçbirinde kandidoz görülmedigi tespit edilmistir. Pediatrik onkoloji hastalarinda yüzde 15 oraninda Anadolu Propolisi içeren damlanin oral mukozitin önlenmesinde anlamli düzeyde etkili oldugu belirlenmistir” dedi.



“Balin 45 derecenin üzerinde isitilmasi enzimlerini yok ediyor, balin besin degerinin kaybolmasina neden oluyor”

Ayni kongrede, “Üretilen Ballarda Isil Islemin Invertaz, Diastaz ve HMF (Hidroksimetilfurfural) Üzerine Etkisi” baslikli sunumunu gerçeklestiren Dr. Tanugur, “Türkiye’de üretilen monofloral ve polifloral ham ballarin farkli dönemlerde, farkli sicakliklara maruz kaldiginda invertaz ve diastaz aktiviteleri ile HMF miktarlarindaki degisimleri arastirdik. Çalismada, ham bal örnekleri dört farkli sicaklikta (45C, 55C, 65C ve 76C) 15, 30 ve 60 dakika süreyle isitildi. Sonrasinda; HMF, invertaz ve diastaz aktivite parametreleri tekrar analiz edildi. Çalismanin sonucunda, kovandan elde edilen ham bal 55C ve üzerine 15 dakika bile isitilsa diastaz, HMF fazla degismezken invertaz enziminin neredeyse tamamen kayboldugu tespit edildi. Dolayisiyla kesinlikle balin besin degerini kaybetmemesi için 45C üzerindeki sicakliklara maruz kalmamasi gerekiyor. Su anki Kodeks’de bulunan HMF ve diastaz degerleri balin isitildiginin göstergesi olma özelligini tasimiyor. Asil invertaz enzimi bu özelligi tasiyor. Bal ile ilgili kodekslere invertaz enzimi kriteri eklenmelidir. Türk Gida Kodeksi Bal Tebligi’nde, 45C’den yüksek sicakliklara maruz kalmamis yani pastörize edilmemis ve içindeki polenler tutulacak sekilde filtre edilmemis ballar, “ham bal” olarak tanimlanir. Ham bal besin degeri açisindan en degerli baldir. Besin degeri kovandan elde edildigi hali ile korunmustur. Pastörizasyon yani yüksek sicakliklara isitma islemi balin içerisinde dogal olarak bulunan enzimler, vitaminler ve antioksidan özellige sahip bazi ve fenolik ve flavonoid yapidaki degerli bilesenlerin azalmasina neden olur. Filtrasyon ise balin dogal bilesiminde yer alan polenlerin azalmasina neden olur. Ham bal pastörize ve polenleri tutacak derecede filtre edilmediginden besin içerigi tüm dogallik ve safligiyla korunmaktadir. Dolayisiyla, balin pastörize ve filtre edilmemis ham hali ile tüketilmesi daha dogrudur. Ham bal kristallesebilir ve kristallesmis hali ile tüketilmesinde bir sakinca yoktur, dogal bir durumdur” diyerek sunumunu tamamladi.
Kaynak: İHA