Prof. Dr. Yilmaz Bülbül Açiklamasi 'Covid'i Agir Geçirenlerde Kalici Akciger Hasari Riski Daha Yüksek'

Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tip Fakültesi Farabi Hastanesi Gögüs Hastaliklari Bölümü Ögretim Üyesi Prof. Dr. Yilmaz Bülbül, Covid’i agir geçirenlerde kalici akciger hasari riskinin daha yüksek oldugunu belirterek sürekli oksijen tüpü bagimlisi olabileceklerini söyledi.

Prof. Dr. Yilmaz Bülbül Açiklamasi 'Covid'i Agir Geçirenlerde Kalici Akciger Hasari Riski Daha Yüksek'
Covid 19’un hafif üst solunum yolu semptomlariyla atlatildigini veya herhangi bir sikâyet olmaksizin geçirilebildigini kaydeden Bülbül, “Covid’i agir geçirenlerde kalici akciger hasari riski daha yüksek. Yine Covid’i agir geçirenler sürekli oksijen tüpü bagimlisi olabiliyor. Covid 19 agirlikli hafif üst solunum yolu semptomlariyla atlatiliyor veya herhangi bir sikâyet olmaksizin geçirilebiliyor. Akciger tutulumu ki özellikle hastada nefes darligi gelismesi durumunda kuskulanmak gerekiyor, hastalarin yüzde 15-20 kadarinda gerçeklesiyor. Yine yüzde 2-4 kadar hastada da yogun bakim gerektirecek boyutta siddetli akciger tutulumu olabiliyor. Tabi burada bahsettigimiz ciddi hastalik oranlari, ilk verilere göre, Omikron varyantinda daha düsük oranlarda gerçeklesiyor” dedi.



Covid-19 akcigerde bir nevi zatürre yapiyor

Covid-19’un akcigerde bir nevi zatürre yaptigini vurgulayan Bülbül, “Covid 19 akcigerde bir nevi zatürre yapiyor. Ancak burada her iki akcigeri etkileyen yaygin bir tutulum söz konusu. Akciger tutulumu hafiften, çok agir etkilenmeye hatta ölüme kadar gidebilen sekillerde seyredebiliyor. Bir kisim hasta sadece oksijen ile yetinebilirken, bir kisim hastada yüksek akimli oksijen destegi gerekiyor, bir kisminda entübasyon ve solunum cihazi desteginin de yeterli olmadigi, kalp akciger makinesi diyebilecegimiz ECMO destegi gerektiren çok agir zatürre ve akciger yetmezligi gelisebiliyor” diye konustu.



Covid-19 kalici hasar veya sakatliga yol açiyor mu?

“Covid-19 kalici hasar veya sakatliga yol açiyor mu?" sorusuna hastalarda uzun süreli hasar gelisebildigini belirten Bülbül, “Evet, maalesef bazi hastalarimizda uzun süreli kalici hasar gelisebiliyor. Hastalik öncesinde kisi tamamen saglikli iken, Covid-19 geçirdikten sonra akcigerde kalici hasar nedeniyle artik iki adimda bir tikanan, nefes darligi yasayan hastalarimiz var. Sürekli oksijen kullanmak zorunda kalan hastalarimiz da var. Bu konuda yapilmis çalismalar da var aslinda. Genel olarak hastalarin yüzde 2-3 kadarinda tedavinin üzerinden 2-3 ayi askin bir süre geçmesine ragmen kalici hasar ve long Covid dedigimiz tablo gelisebiliyor” seklinde konustu.



Akcigerde olusan kalici hasarin düzeyi ile hastanin yasi arasinda bir iliski var mi?

Akcigerde olusan kalici hasarin düzeyi ile hastanin yasi arasinda bir iliskinin akcigerde olusan hasarin büyük oranda hastaligin ne kadar agir geçirildigi ile iliskili oldugunu ifade eden Bülbül, “Akcigerde olusan hasar büyük oranda hastaligin ne kadar agir geçirildigi ile iliskili. Hasta yogun bakimda ve solunum cihazi altinda ne kadar uzun süre kaliyorsa, ne kadar yogun tedavi ihtiyaci oluyorsa kalici hasar ihtimali o kadar artiyor. Yine takip ve tedavi sirasinda gelisen sorunlar ve komplikasyonlar kalici hasar ihtimali ile yakindan iliskili. Diger yandan siddetli hastalik riski kimlerde fazla diye sorarsaniz, özellikle belirttiginiz gibi ileri yasli kisilerde hastalik daha agir geçirilebiliyor, yine bu kisilerde eslik eden KOAH, kalp yetmezligi, diyabet gibi ek hastaliklarin varligi hastanin yogun bakim sürecini uzatiyor ve bunun dogal olarak sonuca etkisi oluyor” ifadelerini kullandi.

“Cerrahi müdahale hastaligin tedavisinde akla ilk gelen bir yöntem degil”

"Covid-19 tedavisinde ameliyatin bir rolü olabilir mi?" sorusuyla ilgili ise ilgili Bülbül, su ifadeleri kullandi:

“Cerrahi müdahale hastaligin tedavisinde akla ilk gelen bir yöntem degil aslinda. Ancak bazen tedavi sirasinda gelisen sorunlara müdahale için küçük cerrahi islemler gerekebiliyor. Örnegin pnömotoraks veya hemotoraks gibi komplikasyonlar gelistiginde gögüs tüpü takilmasi gerekebiliyor ya da diyaliz veya ECMO kanülünün yerlestirilmesi için damarlara müdahale gerekebiliyor. Solunum cihazi destegi uzayan hastalarda trakeostomi gibi soluk borusuna kisa yoldan erisimi saglayan bir islem yapilabiliyor. Bu gibi durumlar haricinde Covid tedavisinde bizzat ameliyatin ilk planda yeri olmadigini söyleyebiliriz. Ancak çok nadiren özellikle hastaligi çok agir geçiren ve artik kalici akciger hasari ve solunum yetmezligi yerlesmis kisilerde tibben uygunluk kriterleri de varsa akciger nakli bir seçenek olarak düsünülebilir.”

Covid-19 ile grip arasinda farkli ve benzer yönler

Covid-19 ile grip arasinda benzerligin ikisinin de virüs ile olusan hastalik olduguna dikkat çeken Bülbül, “Her ikisi de virüs ile olusan hastaliklar aslinda. Grip özellikle kis mevsimlerinde karsilastigimiz bir tablo. Covid ise iki yila yakin bir süredir yaz kis demeden hayatimizda. Hastalarin basvuru semptomlari itibariyle de farkliliklar var aslinda. Özellikle tat kaybi ve kas agrilari Covid ile özdeslesmis semptomlar oldu. Gerçi son dönemde Omicronla birlikte semptomotoloji hemen hemen gribe benzer hale geldi diyebiliriz. Dolayisiyla hastalari sikâyetleri itibariyle ayirmak her zaman mümkün olmayabiliyor. Akciger röntgeni ya da tomografisinde Covid’e özgül tipik bulgular da tanimlanmis olmakla birlikte, radyolojik tetkikler ile bu hastaliklari ayirmak her zaman mümkün olmayabiliyor. Her ikisini ayirmada en geçerli yol halen kullanmakta oldugumuz sürüntü örneklerinde PCR yöntemi ile virüsü aramaktan geçiyor” diye konustu.



“Omicron varyantiyla ilgili artis izleniyor”

Omicron varyantiyla ilgili artisin söz konusu oldugunu kaydeden Bülbül, açiklamalarini söyle sürdürdü:

“Omicron varyantiyla ilgili evet bir artis izleniyor. Bakanligimizin açikladigi verilerde günlük vaka sayilari bir ara 18-19 binlere kadar düsmüs iken simdilerde hizla artan sayilar bildirilmeye baslandi. Geçtigimiz günlerde günlük 37 bin civarinda bir rakam açiklandi. Biz de bunu kendi hastanemizde yatan hasta sayilarinda hafif bir kipirdanma olmasi seklinde görüyoruz. Hastalar agirlikli olarak üst solunum yolu semptomlari ve gribal sikâyetler ile geliyorlar ancak an itibariyle servis ve yogun bakim için asiri bir talep yok. Ancak vaka sayisi gerçekten hizla artiyor. Bu nedenle tedbirlere azami dikkat ile bu süreci de saglikli bir sekilde geçirmek için çaba sarf etmemiz gerekiyor.”
Kaynak: İHA