'IBB'nin Hiçbir Sekilde Hazirliginin Olmadigi Ve Büyük Bir Yönetim Zaafi Ortaya Koydugu Görüldü'

AK Parti Sözcüsü ve Genel Baskan Yardimcisi Ömer Çelik, “Istanbul Büyüksehir Belediyesi’nin hiçbir sekilde hazirliginin olmadigi, herhangi bir sekilde koordinasyon içinde davranmadigi, büyük bir yönetim zaafi ortaya koydugu görüldü. Ama bunun karsisinda hala bütün bunlarin sebebi nedir diye kamuoyuna bir açiklama

'IBB'nin Hiçbir Sekilde Hazirliginin Olmadigi Ve Büyük Bir Yönetim Zaafi Ortaya Koydugu Görüldü'
yapmak yerine suçlayici, bütün bu yönetim felaketinin üstünü örtmeye çalisan bir yaklasim var” dedi.

AK Parti Genel Baskan Yardimcisi ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, düzenledigi basin toplantisinda Türkiye’de yasanan yogun kar yagisi ve Istanbul’daki son durumu degerlendirdi. Çelik, özellikle afetle mücadele edilirken ortaya çikan aksakliklarin ve yanlisliklarin itiraf edilmesi yerine olayin Cumhurbaskanligi Kabinesi’ne, AK Parti’ye ve sahada çalisanlara karsi bir suçlama kampanyasina dönüstürüldügü günlerin yasandigini belirterek, “Bütün bir yönetim zaafinin piskinlikle savunulmaya çalisilmasi karsisinda siyasi hayatimiza negatif olarak geçecek bir dönem birkaç gündür yasaniyor” dedi.

Afet zamanlarinin olaganüstü koordinasyon gerektiren dönemler oldugunu dile getiren Çelik, “Bu dönemlerde de aksakliklar yasanabilir. Afetin boyutuna göre yangin olur, sel olur, kar olur; ne kadar güçlü tedbirler alirsaniz alin istediginiz anda bunu belirli bir sonuca ulastirmaniz mümkün olmayabilir. Ama burada önemli olan sudur. Dünyada bilinen kurallar, Türkiye’nin afetle mücadele kapasitesi, belediyelerin deneyimleri, merkezi idarenin deneyimleri ve kurumsal hafizasi bakimindan bir ölçü ortaya koyuldugunda gereken tedbirleri alip almadiginiz çok temel bir degerlendirme konusu olarak ortaya çikar” diye konustu.



“IBB, HERKESI TEDBIRE ÇAGIRIRKEN BIR TEK KENDISI TEDBIR ALMAMIS”

Çelik, konusmasina söyle devam etti:

“Bütün bunlar olurken Istanbul Belediyesi’nin hiçbir sekilde biz hazirliginin olmadigi, herhangi bir sekilde koordinasyon içinde davranmadigi büyük bir yönetim zaafi ortaya koydugu görüldü.

Ama bunun karsisinda hala bütün bunlarin sebebi nedir diye kamuoyuna bir açiklama yapmak yerine suçlayici, bütün bu yönetim felaketinin üstünü örtmeye çalisan bir yaklasim var. Pazartesi gününden beri etkisini sürdüren kar yagisi, Istanbul’da geçmis zamanlarda da yogun bir sekilde yasandi. Tabii bundan kimse haberdar degildim diyemez. Nitekim 17 Ocak günü Meteoroloji Genel Müdürlügü bütün bu karsilasilacak tablolari bir uyari niteliginde herkes paylasti. Nitekim bu IBB’nin Afet Koordinasyon Merkezi tarafindan da paylasildi. ‘Yogun bir kar yagisi geliyor, tedbirli olunmasi gerekir’ diye. IBB, herkesi tedbire çagirirken bir tek kendisi tedbir almamis. Nitekim 21-22-23 Ocak günleri boyunca meteorolojinin bahsettigi tablo ile karsi karsiya kalindi. Ortada belediye idaresi adina ciddi bir zaaf oldugu ilk andan itibaren görülmeye baslandi. Istanbul’a ve Istanbulluya sahip çikmayan bir belediye yönetimi söz konusu oldu. Binlerce vatandasimizin yollarda kaldigi, yasli-genç-kadin herkesin perisan oldugu bir tablo belediye yönetiminin sorumluluk alani içerisindeki alanlari içinde meydana geldi.”

“ISTANBUL’DA YÜZ BINLERCE INSAN MAHSUR KALIRKEN, INSANLARIN TOPLU TASIMAYA YÖNLENDIRILMESI SÖZ KONUSUYKEN, TOPLU TASIMA ARAÇLARINA ZINCIR TAKILMADI”

Çelik, kar yagisi sirasinda IBB’nin en basit düzeydeki tedbirleri dahi almadigini ifade ederek, “Nedir bu? Istanbul’da yüz binlerce insan mahsur kalirken, insanlarin toplu tasimaya yönlendirilmesi söz konusuyken, toplu tasima araçlarina zincir takilmadigi, herhangi bir tedbirin toplu tasima araçlari için söz konusu olmadigi görüldü.

Daha sonra bu kar temizleme araçlarinin zincirsiz bir sekilde nasil savruldugu, aslinda krize müdahale etmesi gereken bu araçlarin herhangi bir sekilde zincir takilmadigi için kendisinin bir kriz unsuru haline geldigi görüldü.

Daha da acisi krize müdahale etmesi gereken kar küreme araçlarindan bir tanesi, belediye baskaninin bir restoranda yemek yemesine eslik ediyor, oradaki yolu açmak için seferber ediliyor” dedi.



“ISTANBUL’A BU KAR ILK DEFA YAGMIYOR”

Çelik, konusmasinda sunlari kaydetti:

“Bütün bu tablo karsisindaki yönetim zaafini medeni ve makul bir dille herkesin siyasi safini Istanbullunun gözünden bakarak degerlendirmesi gerekirken, ilk andan itibaren biz bu yönetim zaafini, bunun üzerine yikariz gibisinden bir kampanya ile karsi karsiya kaliyoruz. Arkasindan bütün bu bilgilendirmeyi yapmasi gereken, belediye görevlisinin yurt disinda oldugu gözüküyor. Üstelik olan bitene tepki gösteren vatandaslarimiza ‘Trol’ diyerek, hakaret eden bir kampanya yürütülüyor. Bu ne adina yapiliyor? Belediye adina yapilmasi gereken bilgilendirme kampanyasi adina yapiliyor. Yolda kalmis, ortaya çikan yönetim zaafindan dolayi sikinti çekmis vatandaslarin tepkilerine ‘Trol’ diyen bir iletisim yönetimi. Bütün bunlar karsisinda CHP yönetiminin yapmasi gereken neydi? Olaya el koymakti. Fakat biz sunu gördük; CHP yönetiminin belediye baskaninin nerede oldugunu, belediyenin hangi tedbiri aldigindan herhangi bir sekilde haberi yok. Istanbul’a bu kar ilk defa yagmiyor. Biliyorsunuz, 2017 yilinda daha yogun bir kar yagisi ile karsilasildi. O kar yagisi söz konusu oldugunda alinan tedbirlerle bugünkü tedbirlere bakiyorsunuz, sanki belediyenin kurumsal hafizasi ortadan kaldirilmis. IBB, bir beyin yikama faaliyetine tabii tutulmus, bütün simdiye kadar ki krizlere müdahale eden, Istanbul’a ve Istanbulluya sahiplenen o büyük kapasitesinden uzaklastirilmis bir beyin yikama faaliyeti ile karsi karsiya kalmis gibi duruyor. Bütün bu belediye otobüslerinden kar temizleme araçlarina kadar en basit zincirin takilamamasi seklinde durum, yönetim zafiyetinin çok ötesinde bir seye isaret ediyor. Istanbul ve Istanbullu hakkindaki duyarsizliga isaret ediyor.”

“KOSKOCA BÜYÜKSEHIR BELEDIYESI’NIN BU HALE NASIL GETIRILDIGINI, EHLIYET, LIYAKAT VE KUL HAKKI AÇISINDAN IYI DEGERLENDIRILMESI GEREKEN BIR DURUM OLDUGUNU SÖYLEMEK GEREKIR”

2017’de Istanbul’a 120 santimetrelik kar yagisinin meydana geldigini hatirlatan Çelik, “Bu sefer yagan ise 80-85 santimetre. 2017’deki kar yagisi sirasinda Istanbul’un cadde ve sokaklarina 136 bin tuz dökülmüstür ve 539 ton solüsyon kullanilmis. Bu rakamlar ortadayken, bugün IBB yetkililerinin açikladigi rakamlara göre 55 bin tonluk tuz ve 31 bin ton solüsyon dökülerek kriz karsisinda açik bir zafiyet ortaya koymustur. Tabii CHP yönetimi açisindan söyle bir durum var. Sürekli ehliyet, liyakat, kul hakki diyorlar. Koskoca Büyüksehir Belediyesi’nin bu hale nasil getirildigini, ehliyet, liyakat ve kul hakki açisindan iyi degerlendirilmesi gereken bir durum oldugunu söylemek gerekir. Sirf siyasi etiketleme yoluyla bu kadar insanin isten atilmasi, üstelik CHP Genel Baskani’nin söz vermesine ragmen bu insanlarin emeklerine kiyilmasi, ortada böylesine kurumsal hafiza açisindan bir beyin yikama faaliyetinin ortaya çiktigini net bir sekilde gösteriyor. Sonuçta Istanbul gibi metropolde geçmisin kriz tanimlarina bakildiginda hiçbir sekilde görülmeyecek bir zaaf söz konusu. Tamamen suçlama ile yönetilen, pervasiz saldirilar ile yönetilen bir tablo” diye konustu.



“YÖNETIMIN KENDISI BIR KRIZ OLUSTURMUS”

Ekrem Imamoglu’ndan önceki Istanbul yönetiminde krizlere ve müdahalelere bakildiginda Meteoroloji’den uyari yapildigi andan itibaren çesitli kurumlarla koordinasyon içerisinde birtakim simülasyonlar ve provalar gerçeklestirildigini söyleyen Çelik, “Dolayisiyla hangi ana arterlerin tutulacagini, nerelerin kilit nokta oldugunu tespit ederek bunlara dönük tedbirlerini alir. Burada birakin tedbir almayi, krize dönük bir yol haritasindan herhangi bir fotograf çekiminden bile uzak bir tablo var. Ana arterlerin neresi oldugundan, hangi kilit noktalarin kilitleneceginden, nerelere dönük tedbir alinmasi gerektiginden uzak, adeta basibosluk içerisinde oradan oraya savrulan bir kriz yönetimi degil bir kriz yönetimsizligi söz konusu. Bu sekilde yönetimin kendisi bir kriz olusturmus. Dolayisiyla bir koordinasyonun olmadigi görülüyor. IBB Baskani sik sik kurumlari ayristirmayalim, koordinasyonu saglayalim diyor. Fakat IBB yönetimi bütün bu koordinasyon içerisinde bir kapasite ile Istanbul’a ve Istanbulluya sahip çikan bir davranis biçimi ile var olmuyor. Bu son krizde görüldügü gibi. Biliyorsunuz bu tip krizlerde geçmis zamanlarda görmüssünüzdür, kilit noktalara çesitli mobil araçlar yerlestirilir, büfeler yerlestirilir, vatandasin ihtiyacinin karsilanmasi için çekiciler koyulur ki tikandigi halde hemen açabilelim diye. Bütün bu kriz hazirliklarinin hiçbirisinin olmadigi, krizi müdahale etmesi gereken araçlarin ve yönetim anlayisinin kendisinin bizatihi en büyük kriz sebebi oldugu tablo bu sekilde ortaya çikti” ifadelerini kullandi.

“HIÇBIR SEYE HAKIM OLMAYACAKSINIZ, BUNA RAGMEN BURADA DA OLAN BITENI GÖRÜP TEPKI GÖSTEREN VATANDASLARIMIZI DA ‘TROL’ DIYE SUÇLAYACAKSINIZ”

Normal bir zamanda kimin hangi restorana gittiginin kimseyi ilgilendirmeyecegini söyleyen Çelik, sunlari söyledi:

“Ya da kimin yurt disinda tatil yaptigi kimseyi ilgilendirmez. Kendisi bilir. Fakat bu kriz döneminde yüz binlerce Istanbullu soguklarda perisan olmusken, IBB’nin sorumluluk alani içerisinde müdahale etmesi gereken yer de müdahalesi söz konusu degilken, bir belediye baskaninin saatlerini restoranda geçirmesi tabii ki kriz yönetimi açisindan büyük bir zaaf olusturur. Bu dogal bir durumdur. Burada yapilacak nedir? Dogru düzgün bir bilgilendirmedir. Ya da bu bilgilendirmeyi yapacak personelinizin yurt disinda tatilde olmasi normal bir zamanda kimseyi ilgilendirmez ama bir yandan bu bilgilendirmeyi yurt disindan yapacaksiniz, hiçbir seye hakim olmadan, ayni zamanda da burada da olan biteni görüp de buna tepki gösteren vatandaslarimizi ‘Trol’ diye suçlayacaksiniz. Çok basit bir sey yapilabilirdi. Su saatte suradaydik, su saate suradaydik gibisinden. Bu da kamuoyu tarafindan takdir edilir. Bu dogru bir davranis midir yoksa yanlis bir davranis midir? Bunun yerine saatlerce bekleyip, herhangi bir açiklama yapmayip, daha sonra bu görüntüler ortaya çikiyor, yerel yönetimlerden sorumlu CHP’nin Genel Baskan Yardimcisi’ndan bütün milletvekillerine kadar bir seferberlik halinde bu görüntüler eskiydi, bu görüntüler yanlisti, böyle bir sey söz konusu degildir diyorlar. Buna tepki gösterenleri, kriz zamaninda bir restoranda tepki gösterenleri agir bir sekilde suçluyorlar. Daha sonra ne oluyor? Aslinda tepki gösterenlerin, bu dogru degil, bu kabul edilemez, böyle bir zamanda krizi yönetmesi gereken kisiler, hareket merkezinde kriz merkezinde olmalidir diye çok makul bir talepte bulunan kisileri suçluyorsunuz. Sonuçta ne oldu? Onlari söyleyenlerin dedikleri dogru çikti. Bunun üzerine CHP cephesinde seferberlik halindeki suçlama, seferberlik halinde tweet’lerin silinmesine döndü. Özür dileyenler oldu. Özür her zaman erdemli bir davranistir. Ama hala piskinligi ve pervasizligi bu sekilde sürdürenler var.”

“TESKILATLARIMIZ GÖREVININ BASINDAYDI”

Çelik, CHP milletvekillerinin ya da CHP’nin Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Baskan Yardimcisi’nin söz konusu krizin ortasinda IBB Baskani’nin nerede olacagina dair bir bilgisi olmamasinin nasil mümkün oldugunu söyleyerek, “Hatta yanlis bilgisi var. Topa yanlis yerden giriyorlar. Sonrasinda da saçma sapan bir durum ortaya çikiyor. Böyle bir kriz zamaninda birakin krizi kontrol etmeyi, kendi parti içi iletisimini bile kontrol edemeyen bir parti söz konusu. Bu çok mu zordu? Bakin ilk andan itibaren bu deneyime, bu kurumsal kapasiteye ve hafizaya sahip AK Partili Istanbul’da bulunan ilçe belediyeleri, hemen krize müdahale yöntemlerini vatandasimizla sosyal medyadan ve diger mecralardan paylastilar. Bir yandan krize müdahale ederken, diger yandan da yolda kalmis vatandaslarimiza sicak bir çay ve çorba ikram etmek ve onlari korunakli ve sicak bir yere almak için bütün belediye binalarini açtilar. Koordinat verdiler. Herkesin de nereye basvuracagini gösterdiler. Belediye baskanlarimiz 24 saat esasina göre uyumaksizin bu krizin yönetiminde aktif bir rol aldilar. Vatandaslarimizdan imkani olup kosanlar oldu. Teskilatlarimiz görevinin basindaydi. Görevimiz, Istanbul ve Istanbullu asla ve asla sahipsiz degildir. Cumhurbaskanimiz, olayin ilk anindan itibaren Içisleri Bakanimizi ve Ulastirma ve Altyapi Bakanimizi, AFAD Baskani ile beraber Istanbul’a gönderdi. Bakanlarimiz krizin orada derhal yönetimine geçtiler. Kizilay’dan jandarmaya, polisten bütün birimlerimize kadar Istanbul’un ve Istanbullunun sahipsiz olmadigi ortaya çikti” diye konustu.



“BELEDIYENIN SORUMLULUK SAHASINDA OLAN BÜTÜN ALANLAR KILITLENMISKEN, SOSYAL MEDYADAN ULASTIRMA VE ALTYAPI BAKANLIGININ VE DIGER UNSURLARIN KENDI FAALIYET ANINDAKI ALANLARIN TIKANDIGINA DAIR SEYLER SÖYLENIYOR”

Çelik, konusmasina söyle devam etti:

“Bir de baska bir yalan söyleniyor. Belediyenin sorumluluk sahasinda olan bütün alanlar kilitlenmisken, bu sefer tutuluyor, sosyal medyadan ve baska mecralardan Ulastirma ve Altyapi Bakanliginin ve diger unsurlarin kendi faaliyet anindaki alanlarin tikandigina dair seyler söyleniyor. Tabii ki bu afette tikanmalar oldu. Ulasimda büyük engeller olustu. Burada önemli olan bunlarin açik bir sekilde bilgilendirilmesi ve nasil müdahale edildiginin gösterilmesidir. Ulastirma Bakanimiz ve Içisleri Bakanimiz açikladi.

Krize kaç bin personelle hangi araçlarla ne sekilde müdahale edildigine dair. Istanbul çevresinde bakanligimizin sorumlulugunda 867 kilometrelik bir yol agi var. 25 kilometresi kapanmisti. 18 saat içerisinde yaklasik olarak açildi ulasima. Nitekim TEM otoyolunun 25 kilometresinde sikinti vardi. Kuzey Marmara Yolu’nun 10 kilometresi, D-20 Yolu’nun 8 kilometresi. Bu tip sikintilarin oldugu yerlerde güçlü bir müdahale ile açildi bu yollar. Ama önemli olan burada afetlerde belediyelerin elinden gelen bütün imkanlari kullansa da yeterince hizli açamadigi ya da bazen günlerce açamadigi yollar olur, merkezi idarenin de olur. Bu afetin boyutuna göre degisebilir. Önemli olan burada bir kriz yönetiminiz var mi? Hazir misiniz? Bu tikanmalardan dolayi bu afetten dolayi zarar görecek, sikintiya düsecek vatandaslara sahip çikmak için ya da krize asama asama müdahale etmek için bir yol ve eylem planiniz var midir? Mesele tamamen bundan ibarettir. Burada görüldü ki hem IBB’nin bir müdahale plani yok. Ama daha da kötüsü su; çikarsiniz dersiniz ki su su zaaflar yasandi. Sunlari üstüne gidecegiz. Neticesi itibariyla bu sikintiyi yasayan Istanbullulardan özür dileriz. Onun yerine ne yapiliyor? Bir suçlama kampanyasi yapiliyor. Üstelik bu CHP Genel Merkezi’nin seferberligi ile yapiliyor. Düsünebiliyor musunuz? CHP Genel Baskani’ndan Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Baskan Yardimcisi’na, CHP’nin Istanbul milletvekillerine kadar kadar hiç kimse iddia edildigi gibi krizin ortasinda bir restoranda saatlerini harciyor muydu IBB Baskani bilmiyor. Bunu söyleyip de böyle sey mi olur? Bir krizin ortasinda yemek için bu kadar vakit mi harcanir denildiginde bunu söyleyenlere saldiriyorlar, arkasindan da tutuyorlar, sonra da tweetleri silme seferberligine giriyorlar.”

“BÜYÜKELÇILER, HERHANGI BIR TOPLANTIYI IPTAL ETTIGINIZ ZAMAN SON DERECE ANLAYISLA KARSILAYABILECEK INSANLAR”

AK Parti Sözcüsü Çelik, konusmasinin ardindan basin mensuplarinin sorularini yanitladi. Ekrem Imamoglu’nun Istanbul’da kar krizi yasadigi gece bir balikçida bulustugu Ingiltere Büyükelçisi Dominick Chilcott hakkinda degerlendirmelerde bulunan Çelik, “Belediye baskani bunlari çok büyük dünya diplomasisini belirleyen görüsmeler gibi sunuyor. Büyükelçilerin çesitli kurumlara ziyaretleri oluyor. AK Parti Genel Merkezini her gün 5-10 tane büyükelçi ziyaret eder. Bu gelenek vardir. Fakat netice itibariyla çok önemli bir kriz oldu, çok önemli bir toplanti oldu, karsinizdakiler de diplomatlar. Çesitli tecrübelerin içerisinden geliyorlar. Herhangi bir toplantiyi iptal ettiginiz zaman son derece anlayisla karsilayabilecek insanlar. Ama bu konu öyle büyük bir mesele haline getiriliyor ki

Büyüksehir Belediye Baskani tarafindan bir krizin ortasinda saatlerini buna ayirmasi, o krizin yönetilmesi kadar önemli bir mesele olarak sunuyor. Bir siyasi tecrübesizligin ötesinde bunlarin yerli yerine oturtulamamasi gibi bir sey de var. Öncelikle isinizi yaparsiniz, isinizin ilgilendirdigi bölümler itibariyla tabii ki diplomasi ve diger unsurlar ile ilgilenirsiniz” ifadelerine yer verdi.

“KRIZ ZAMANINDA SANIYELERINIZI BILE KRIZE AYIRMANIZ GEREKIRKEN, SAATLERINIZI BIR RESTORANDA NASIL HARCAYABILIYORSUNUZ”

Ekrem Imamoglu’nun restorana gittigi esnadaki kent güvenlik kamera görüntülerinin yayimlanmasi hakkinda sürecin takipçisi olacagi açiklamalarina deginen Çelik, “Kriz zamaninda saniyelerinizi bile krize ayirmaniz gerekirken, saatlerinizi bir restoranda nasil harcayabiliyorsunuz? Meselenin kendisine degil de meselenin açiga çikmasina odaklaniyor” ifadelerini kullandi.

“DEVLET BAHÇELI ILE ILGILI IFADE ÇOK ÇIRKIN BIR IFADE”

Fazil Say’in sosyal medyadan Ekrem Imamoglu’nu savunmak için yaptigi paylasim hakkinda konusan Çelik, “Bir sanatçinin böyle bir kriz aninda bu kadar vatandasimiz böyle bir sikintiyi çekerken bu üslupla konusmasini ben dogru bulmam. Insanlar sikinti çekmisler, hamile kadinlar yollarda kalmis, kendi sanatçi arkadaslari sosyal medya üzerinden yayin yaptilar. 16 saat, 20 saat yolda kaldik dediler. Bir sanatçinin insani açidan, sanatsal açidan böyle bir kriz aninda on binler magdur olmusken siyasi bir savunu ya da siyasi bir ironi yerine daha insani hassasiyetle davranmasi gerektigini düsünürüm. Bu sikinti varken de bir ironi yapmaya çalismis olsa bile bu hiçbir sekilde yetenekli bir ironi olmamis. Bu krizin yönetilmesi ile ilgili ortaya çikan tartismalarla dalga geçmek dogru degil. Biz böyle söyleyince hemen su sanatçiyi hedef aldiniz deniyor. Burada da görüyorsunuz magdur olmus bir sürü vatandasimiz hedef aliniyor. Devlet Bahçeli ile ilgili ifade çok çirkin bir ifade. Bütün bunlari bir sanatçi niçin böylesine agir bir kriz aninda gündeme getirir. Bahçeli ile ilgili niçin böyle bir ifade kullanir? Burada vatandaslarimizin magduriyetlerine niçin böyle niteliksiz bir ironi ile yaklasir? Sirf siyasi savunma adina niçin bu kadar içerigi ve niteligi dogru olmayan bir yaklasim üretir? Bunlari artik izah etmekte zorlaniyoruz. Bunlar dogru seyler degil” diye konustu.

(Ömer Faruk Karatas - Mustafa Cenik - Ibrahim Çakmak /IHA)
Kaynak: İHA