Avrupa medyası: Türkiye'ye eskisinden daha çok ihtiyacımız var
Avrupa Birliği odaklı yayınlar yapan Brüksel merkezli Euobserver gazetesinde, Türkiye ve Avrupa Birliği ilişkisine dair bir yazı yayımlandı. Yazıda, Avrupa Birliği'yle NATO'nun Türkiye'ye eskisinden daha çok ihtiyacı olduğuna ve iş birliğini geliştirmesi gerektiğine vurgu yapılarak, Türkiye’nin stratejik konumuna dikkat çekildi.
Brüksel’in önde gelen gazetelerinden biri olan ve uluslararası konularda günlük raporlar sağlayan Euobserver’de Türkiye analizi yayımlandı. Makalede şu ifadeler kullanıldı:
"TÜRKİYE ÖNEMLİ ROL OYNAYABİLİR"
"Türkiye ile AB arasındaki stratejik ilişkinin son birkaç yılda kötüleştiği açık. Ancak Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne ve NATO'ya ne kadar ihtiyacı varsa, AB ve NATO'nun da Türkiye'ye ihtiyacı var. AB'nin Türkiye ile birkaç önemli komşu bölgede çok daha stratejik bir şekilde iş birliği yapmayı düşünmesi gerekiyor. Türkiye, Suriye'de, Batı Balkanlar'da, Karadeniz'de ve Afganistan'da önemli bir rol oynayabilir."
AVRUPA BİRLİĞİ'NİN TÜRKİYE'YE İHTİYACI VAR
"2011'de Suriye'deki çatışmanın başlamasından bu yana Türkiye, Suriye ile olan uzun sınırı nedeniyle önemli bir rol oynadı. Türkiye, Esed rejiminin bombardımanlarından insanların kaçabileceği ender ülkelerden biriydi. Türkiye, Batı tarafından uçuşa yasak bölge çağrısının reddedilmesinin ardından 2016 yılında Suriye'ye doğrudan askeri müdahaleye başladı. Türkiye, Esed güçlerini ve Rusya'yı bloke etti. Türkiye, ateşkes müzakereleri için İran da dahil olmak üzere Aralık 2016'da Astana'da barış görüşmelerine başlamak için Rusya ile anlaştı. Halen devam eden Astana süreci, ne Avrupa'nın ne de ABD'nin müdahalesi olmadan başladı. Katliamları ve mülteci akınını durdurmanın tek yolu Suriye'ye çözüm bulmaktır. Bu amaçla AB'nin Türkiye'ye ihtiyacı var."
"DÜRÜST BİR KOMİSYONCU"
"Avrupa Birliği Batı Balkanlar'da güvenilirliğini kaybediyor. Slovenya ve Hırvatistan zaten AB'ye katılmış olsa da, bazı AB üye ülkeleri önceki vaatlere rağmen daha ileri gitmekte tereddüt ediyor. Genişleme sürecinin durmasıyla AB, Batı Balkan ülkelerinin çoğunda nüfuzunu kaybediyor. Türkiye, tarihi nedeniyle, çoğu Batı Balkan ülkesi tarafından dürüst bir komisyoncu olarak görülüyor. Türkiye, bölgeyi bir tarafı sımsıkı desteklemeden tanıyor. Bosna-Hersek'te ve Sırbistan ile Kosova arasında tansiyon yükselirken, AB'nin bunları azaltmak ve çözüm bulmak için Türkiye'nin uzmanlığına ihtiyacı olabilir."
"TÜRKİYE VAZGEÇİLMEZ ORTAK"
Avrupa Birliği askeri yeteneklerden yoksundur, aynı zamanda askeri stratejiden de yoksundur. İngiltere AB'den ayrıldığından beri, Fransa bloktaki tek askeri güç. Türkiye, Karadeniz bölgesinde gerekli ve vazgeçilmez bir ortak. AB ile Türkiye arasında daha fazla stratejik iş birliği, Rusya'nın daha fazla yayılmacılığını durdurmanın tek yoludur.
"STRATEJİK İŞ BİRLİĞİNİN ZAMANI"
AB ve Türkiye, insanları ülkelerinden kaçmaya itecek olası yeni çatışmalara karşı gözünü dört açmalıdır. Afganistan Türkiye'nin zaten güven verici bir rol oynadığı yerdir. İkinci olası çatışma bölgesi, Türkiye'nin komşu bir ülkesi olan Irak'tır. Bu duruma ek olarak Batı Balkanlar ve Karadeniz bölgesi de var. Bu olası çatışmaların her biri için Türkiye ve AB'nin iş birliği yapmaktan başka bir yolu yoktur. Bu nedenle AB ve Türkiye'nin geçmişteki hassasiyetleri, onlardan ders alarak da olsa bir kenara bırakmasının ve acilen en üst düzeyde stratejik iş birliği arayışına girmesinin zamanı gelmiştir."
"TÜRKİYE ÖNEMLİ ROL OYNAYABİLİR"
"Türkiye ile AB arasındaki stratejik ilişkinin son birkaç yılda kötüleştiği açık. Ancak Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne ve NATO'ya ne kadar ihtiyacı varsa, AB ve NATO'nun da Türkiye'ye ihtiyacı var. AB'nin Türkiye ile birkaç önemli komşu bölgede çok daha stratejik bir şekilde iş birliği yapmayı düşünmesi gerekiyor. Türkiye, Suriye'de, Batı Balkanlar'da, Karadeniz'de ve Afganistan'da önemli bir rol oynayabilir."
AVRUPA BİRLİĞİ'NİN TÜRKİYE'YE İHTİYACI VAR
"2011'de Suriye'deki çatışmanın başlamasından bu yana Türkiye, Suriye ile olan uzun sınırı nedeniyle önemli bir rol oynadı. Türkiye, Esed rejiminin bombardımanlarından insanların kaçabileceği ender ülkelerden biriydi. Türkiye, Batı tarafından uçuşa yasak bölge çağrısının reddedilmesinin ardından 2016 yılında Suriye'ye doğrudan askeri müdahaleye başladı. Türkiye, Esed güçlerini ve Rusya'yı bloke etti. Türkiye, ateşkes müzakereleri için İran da dahil olmak üzere Aralık 2016'da Astana'da barış görüşmelerine başlamak için Rusya ile anlaştı. Halen devam eden Astana süreci, ne Avrupa'nın ne de ABD'nin müdahalesi olmadan başladı. Katliamları ve mülteci akınını durdurmanın tek yolu Suriye'ye çözüm bulmaktır. Bu amaçla AB'nin Türkiye'ye ihtiyacı var."
"DÜRÜST BİR KOMİSYONCU"
"Avrupa Birliği Batı Balkanlar'da güvenilirliğini kaybediyor. Slovenya ve Hırvatistan zaten AB'ye katılmış olsa da, bazı AB üye ülkeleri önceki vaatlere rağmen daha ileri gitmekte tereddüt ediyor. Genişleme sürecinin durmasıyla AB, Batı Balkan ülkelerinin çoğunda nüfuzunu kaybediyor. Türkiye, tarihi nedeniyle, çoğu Batı Balkan ülkesi tarafından dürüst bir komisyoncu olarak görülüyor. Türkiye, bölgeyi bir tarafı sımsıkı desteklemeden tanıyor. Bosna-Hersek'te ve Sırbistan ile Kosova arasında tansiyon yükselirken, AB'nin bunları azaltmak ve çözüm bulmak için Türkiye'nin uzmanlığına ihtiyacı olabilir."
"TÜRKİYE VAZGEÇİLMEZ ORTAK"
Avrupa Birliği askeri yeteneklerden yoksundur, aynı zamanda askeri stratejiden de yoksundur. İngiltere AB'den ayrıldığından beri, Fransa bloktaki tek askeri güç. Türkiye, Karadeniz bölgesinde gerekli ve vazgeçilmez bir ortak. AB ile Türkiye arasında daha fazla stratejik iş birliği, Rusya'nın daha fazla yayılmacılığını durdurmanın tek yoludur.
"STRATEJİK İŞ BİRLİĞİNİN ZAMANI"
AB ve Türkiye, insanları ülkelerinden kaçmaya itecek olası yeni çatışmalara karşı gözünü dört açmalıdır. Afganistan Türkiye'nin zaten güven verici bir rol oynadığı yerdir. İkinci olası çatışma bölgesi, Türkiye'nin komşu bir ülkesi olan Irak'tır. Bu duruma ek olarak Batı Balkanlar ve Karadeniz bölgesi de var. Bu olası çatışmaların her biri için Türkiye ve AB'nin iş birliği yapmaktan başka bir yolu yoktur. Bu nedenle AB ve Türkiye'nin geçmişteki hassasiyetleri, onlardan ders alarak da olsa bir kenara bırakmasının ve acilen en üst düzeyde stratejik iş birliği arayışına girmesinin zamanı gelmiştir."