Rektör Saribiyik Açiklamasi 'Insanlarimiza Tarimsal Üretim Askini Asilamaliyiz'
SUBÜ Ziraat Fakültesi tarafindan ‘Iklim Degisikligi ve Sürdürülebilir Tarim Çalistayi’ düzenlendi. Çalistayin açilis oturumunda konusan SUBÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Saribiyik, “Insanlarimiza bu tarimsal üretim askini vermemiz, bu aski yasamasini saglamamiz lazim” dedi.
Sakarya Uygulamali Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) Ziraat Fakültesi tarafindan Iklim Degisikligi ve Sürdürülebilir Tarim Çalistayi düzenlendi.
Çalistayin açilis oturumuna SUBÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Saribiyik, Arifiye Kaymakami Bekir Dinkirci, SUBÜ Ziraat Fakültesi Dekani Prof. Dr. Taki Demir, Sakarya Büyüksehir Belediyesi Genel Sekreter Yardimcisi Bedrullah Erçin, akademisyenler, kamu görevlileri, ziraat odalarinin temsilcileri ve ögrenciler katildi.
3 oturum halinde düzenlenen çalistayin ilk oturumunda Meteoroloji 1. Bölge Müdürü ve Meteoroloji Mühendisi Erdogan Bölük sunum gerçeklestirdi.
Tarim alanlari azaliyor
Çalistayin açilis konusmasini yapan SUBÜ Ziraat Fakültesi Dekani Prof. Dr. Taki Demir, “Ziraat fakültelerinin en genç üyesi olarak tarima neler katabiliriz, ülkemizin tarimina nasil dokunabiliriz düsüncesiyle yola çiktik. Özellikle son yillarda karbon emisyonunun artmasiyla birlikte iklim degisikligi ve küresel isinma sürdürülebilirlik anlaminda ciddi handikaplari beraberinde getiriyor. Küresel isinma ayni zamanda su hareketini hizlandiriyor. Sel felaketleri ve yanginlar bitkisel üretim alanlarinin daralmasina ya da degismesine yol açiyor. Bizlerin bilim ve teknolojiyi birlestirmemiz ve yeni ögrenciler yetistirmemiz gerekiyor. Ama ne yazik ki tarima ilgi gösteren ögrencilerin sayisi son yillarda azaliyor. Bunun sebeplerinden bir tanesi Ziraat Mühendislerinin atanamamasi sonucunda mezun olan genç mühendislerimizin istihdam edilememesi. Ama son yasadigimiz Kovid süreci de gösterdi ki tarimdan vazgeçme lüksümüz yok. Her sartta üretmek, bunun için teknolojiyi kullanmak ve her bir metrekare topragimizdan daha yüksek verim elde etmek için elimizden gelen bütün gayreti göstermek zorundayiz” dedi.
Teori yetmiyor beceri de gerekiyor
Çalistayi düzenleyenleri tebrik eden Arifiye Kaymakami Bekir Dinkirci, “Son bir buçuk yil en az teknolojide yaptigimiz atilimlar kadar suyun ve topragin da önemli oldugunu bizlere gösterdi. Bir yerdeki tarim ya da hayvancilik yatirimina kredi verilirken oranin 75 yillik meteorolojik verileri dikkatle inceleniyor. 2 bin 450 metre rakimiyla Türkiye’nin en yüksekteki ilçelerinden olan Erzurum Karayazi’da kaymakamlik yaptigim sirada sehir merkezinde bir buçuk metre kar yagisini yasadim. Donarak ölme tehlikesi atlattim. Köylerde iki buçuk metre kar yagisini gözlerimle gördüm. 2016 yilinda Erzurum’da bir seminere katildigimda dogru dürüst kar yagmadigini ögrendim. Türkiye’nin en verimli ovalarindan olan Samsun Bafra’da Karadeniz’i çevreleyen 250 milyon nüfusa Çarsamba havalimanindan tarim ihracati yapma hayalimiz vardi. Geçenlerde ziyaret ettigimde tarim yapanlarin kendi ziraat mühendisi çocuklarina bile orada is veremediklerini gördüm. Isin özü sadece teorik bilgiyle olmuyor. Beceri de gerekiyor. Teknolojinin oldugu bir yerde A’dan Z’ye kadar veri tabani bulmak kolay ama bunu ilgili paydaslarla entegre etmenin yolunu bulamiyoruz. Bunu asmamiz lazim” diye konustu.
Fakültemiz meyve vermeye basladi
Bilgiyi beceriyle bütünlestiren bir üniversite olarak Sakarya’da ziraat fakültesini olmazsa olmaz olarak gördüklerini vurgulayan SUBÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Saribiyik, “Sehirde ilgili paydaslari da harekete geçirerek en kisa zamanda bir ziraat fakültesi kurulmasina yönelik irade ortaya koyduk. Fakültemiz artik meyve verme asamasina geliyor. Artik bugün konustugumuz gibi konulari hem sehrin hem de ülkenin gündemine tasimakla ilgili çalismalar baslamis durumda. Emek veren herkese ayri ayri tesekkür ediyorum. Çalistay özel bir konu etrafinda düzenleniyor. Hz. Mevlana bir sözünde “fareleri öldürün, bugday yetistirmeye devam edin” diyor. Gün degisiyor, gündem degisiyor, pandemi ile birlikte sagligin, tarimin ve gidanin ne kadar önemli oldugu ortaya çikiyor ama bunu yok etmeye yönelik olarak da tabir-i caizse fareler var. Iklim degisikligi de bunlardan bir tanesi. Bunun yok edilmesine yönelik yapilmasi gereken çok çalisma var. Toprak nankör degil. Ne ekerseniz onun karsiligini veriyor. Aslinda bu aliskanligin verilmesi gerekiyor. Benim annem köyde yasiyor. Bir ara bizim eve ziyarete gelmisti. Sabah erkenden kalkip bahçemizdeki çimleri görmüs. Etrafa kazma kürek bulmak için bakmis. Amaci oraya ekecek bir seyler için yer açmak. Bizim para verip ektirdigimiz çimleri bosa olan bir sey seklinde degerlendirip fide ekme derdine düsmüs. Orada bizlere küçük bir alan açtirdi. Çarsiya gidip fide alip onlari dikmis. Bizim insanlarimiza bu tarimsal üretim askini vermemiz, bu aski yasamasini saglamamiz lazim. Bir fidenin ya da çiçegin meyve ya da sebzeye nasil dönüstügünü insanimizin görmesi gerekiyor diye düsünüyorum” seklinde konustu.
Kaynak: İHA
Çalistayin açilis oturumuna SUBÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Saribiyik, Arifiye Kaymakami Bekir Dinkirci, SUBÜ Ziraat Fakültesi Dekani Prof. Dr. Taki Demir, Sakarya Büyüksehir Belediyesi Genel Sekreter Yardimcisi Bedrullah Erçin, akademisyenler, kamu görevlileri, ziraat odalarinin temsilcileri ve ögrenciler katildi.
3 oturum halinde düzenlenen çalistayin ilk oturumunda Meteoroloji 1. Bölge Müdürü ve Meteoroloji Mühendisi Erdogan Bölük sunum gerçeklestirdi.
Tarim alanlari azaliyor
Çalistayin açilis konusmasini yapan SUBÜ Ziraat Fakültesi Dekani Prof. Dr. Taki Demir, “Ziraat fakültelerinin en genç üyesi olarak tarima neler katabiliriz, ülkemizin tarimina nasil dokunabiliriz düsüncesiyle yola çiktik. Özellikle son yillarda karbon emisyonunun artmasiyla birlikte iklim degisikligi ve küresel isinma sürdürülebilirlik anlaminda ciddi handikaplari beraberinde getiriyor. Küresel isinma ayni zamanda su hareketini hizlandiriyor. Sel felaketleri ve yanginlar bitkisel üretim alanlarinin daralmasina ya da degismesine yol açiyor. Bizlerin bilim ve teknolojiyi birlestirmemiz ve yeni ögrenciler yetistirmemiz gerekiyor. Ama ne yazik ki tarima ilgi gösteren ögrencilerin sayisi son yillarda azaliyor. Bunun sebeplerinden bir tanesi Ziraat Mühendislerinin atanamamasi sonucunda mezun olan genç mühendislerimizin istihdam edilememesi. Ama son yasadigimiz Kovid süreci de gösterdi ki tarimdan vazgeçme lüksümüz yok. Her sartta üretmek, bunun için teknolojiyi kullanmak ve her bir metrekare topragimizdan daha yüksek verim elde etmek için elimizden gelen bütün gayreti göstermek zorundayiz” dedi.
Teori yetmiyor beceri de gerekiyor
Çalistayi düzenleyenleri tebrik eden Arifiye Kaymakami Bekir Dinkirci, “Son bir buçuk yil en az teknolojide yaptigimiz atilimlar kadar suyun ve topragin da önemli oldugunu bizlere gösterdi. Bir yerdeki tarim ya da hayvancilik yatirimina kredi verilirken oranin 75 yillik meteorolojik verileri dikkatle inceleniyor. 2 bin 450 metre rakimiyla Türkiye’nin en yüksekteki ilçelerinden olan Erzurum Karayazi’da kaymakamlik yaptigim sirada sehir merkezinde bir buçuk metre kar yagisini yasadim. Donarak ölme tehlikesi atlattim. Köylerde iki buçuk metre kar yagisini gözlerimle gördüm. 2016 yilinda Erzurum’da bir seminere katildigimda dogru dürüst kar yagmadigini ögrendim. Türkiye’nin en verimli ovalarindan olan Samsun Bafra’da Karadeniz’i çevreleyen 250 milyon nüfusa Çarsamba havalimanindan tarim ihracati yapma hayalimiz vardi. Geçenlerde ziyaret ettigimde tarim yapanlarin kendi ziraat mühendisi çocuklarina bile orada is veremediklerini gördüm. Isin özü sadece teorik bilgiyle olmuyor. Beceri de gerekiyor. Teknolojinin oldugu bir yerde A’dan Z’ye kadar veri tabani bulmak kolay ama bunu ilgili paydaslarla entegre etmenin yolunu bulamiyoruz. Bunu asmamiz lazim” diye konustu.
Fakültemiz meyve vermeye basladi
Bilgiyi beceriyle bütünlestiren bir üniversite olarak Sakarya’da ziraat fakültesini olmazsa olmaz olarak gördüklerini vurgulayan SUBÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Saribiyik, “Sehirde ilgili paydaslari da harekete geçirerek en kisa zamanda bir ziraat fakültesi kurulmasina yönelik irade ortaya koyduk. Fakültemiz artik meyve verme asamasina geliyor. Artik bugün konustugumuz gibi konulari hem sehrin hem de ülkenin gündemine tasimakla ilgili çalismalar baslamis durumda. Emek veren herkese ayri ayri tesekkür ediyorum. Çalistay özel bir konu etrafinda düzenleniyor. Hz. Mevlana bir sözünde “fareleri öldürün, bugday yetistirmeye devam edin” diyor. Gün degisiyor, gündem degisiyor, pandemi ile birlikte sagligin, tarimin ve gidanin ne kadar önemli oldugu ortaya çikiyor ama bunu yok etmeye yönelik olarak da tabir-i caizse fareler var. Iklim degisikligi de bunlardan bir tanesi. Bunun yok edilmesine yönelik yapilmasi gereken çok çalisma var. Toprak nankör degil. Ne ekerseniz onun karsiligini veriyor. Aslinda bu aliskanligin verilmesi gerekiyor. Benim annem köyde yasiyor. Bir ara bizim eve ziyarete gelmisti. Sabah erkenden kalkip bahçemizdeki çimleri görmüs. Etrafa kazma kürek bulmak için bakmis. Amaci oraya ekecek bir seyler için yer açmak. Bizim para verip ektirdigimiz çimleri bosa olan bir sey seklinde degerlendirip fide ekme derdine düsmüs. Orada bizlere küçük bir alan açtirdi. Çarsiya gidip fide alip onlari dikmis. Bizim insanlarimiza bu tarimsal üretim askini vermemiz, bu aski yasamasini saglamamiz lazim. Bir fidenin ya da çiçegin meyve ya da sebzeye nasil dönüstügünü insanimizin görmesi gerekiyor diye düsünüyorum” seklinde konustu.