Prostat Riski 40 Yasinda Basliyor
Radyasyon Onkolojisi Uzmani Dr. Hatice Basaran Göksen, prostat riskinin 40’li yaslarda basladigini belirtip Radyasyon Onkolojisinin prostat kanseri tedavisindeki öneminden bahsetti.
Sivas Numune Hastanesi Uzman Doktorlarindan Hatice Basaran Göksen, prostat kanserindeki risk gruplara deginerek “Prostat Kanseri her erkegin özellikle 40 yasindan itibaren yasaminda karsilasma ihtimali çok yüksek olan bir kanser tipi olarak karsimiza çikmaktadir. 40 yaslarinda baslamakla birlikte 90 yaslarina kadar da risk devam etmektedir. Prostat Kanseri genetik yatkinligi bünyesinde barindiran ama herhangi bir genetik yatkinlik olmaksizin ortaya çikma ihtimali olan bir kanser türü olarak karsimiza çikmaktadir. Genetik yatkinlik da söyle Meme kanserinde de oldugu gibi genetik mutasyonlar karsimiza çikar, bu genetik yatkinligi ardindan getirir, ailesel yatkinlikta bir kisinin babasinda, amcasinda, dedesinde prostat kanseri var ise kendisi yüksek riskli olarak addedilmektedir. Bu kisilere 40’li yaslardan itibaren taramalar yapilmasi tavsiye edilmektedir. Bunun disinda herhangi bir sekilde risk faktörü olmayan insanlarda ise 50 yasi asmamak suretiyle tarama programlarina baslamasini tavsiye etmekteyiz” dedi.
Bu sorunlari yasayanlar mutlaka muayene olsun
Tarama programlari hakkinda bilgi veren Uzm. Dr. Hatice Basaran Göksen, prostat belirtilerini su sekilde siraladi. “Tarama programlari çok basit seyler içermektedir. Kanda bakilan prostat spesifik antijen testiyle birlikte Üroloji uzmaninin yaptigi prostat muayenesi çok büyük bir önem arz etmektedir. Hastanin da kendisini düzenli olarak takip etmesi gerekmektedir. Erkekler herhangi bir isemede sorun, kanama, zorlanma gibi sikintilar yasadigindan ihmal etmemeliler. Mutlak surette ilk olarak bir ürologa danisilmasi tavsiye edilmektedir. Çünkü prostat kanseri erken tanida çok büyük tedavi avantajimizin oldugu bir kanser tipidir” dedi.
Radyasyon Onkolojisi tedavide önemli
Radyasyon Onkolojisinin prostat kanseri tedavisinde önemli bir yer aldigini belirten Uzm. Dr. Hatice Basaran Göksen, “Radyasyon Onkolojisi prostat kanseri tedavisinin her yerinde yer almaktadir. En erken evresinden tutun; en geç evresinde terminal dönem dedigimiz hastanin vefat etmesine ortalama 3 ay kalacak döneme kadar Radyasyon Onkolojisinin definitif dedigimiz tümden prostat kanserinin tedavi etmeden, palyatif dedigimiz hastalarin semptomlarini azaltmaya kadar devam eden hastanin kanserle olan tüm hayati boyunca olan büyük bir yeri vardir. Prostat kanserli hastalarla bastan sona kadar birlikte oluyoruz. Erken taniya geldigimizde de evre 1, evre 2 grupta olan hastalarimiz tamamen kanseri yenme ihtimali çok yüksek sansa sahip olan hasta grubudur ve bu hasta gruplari radyo tedavi aldiklarinda iyi bir sekilde cevap vermektedir. Hastalarin yasam ömrü etkilenmeksizin, tümör tamamen yok olarak hayatlarina devam etmektedir. Bunun disinda evre 4 dedigimiz metastatik evrede de radyoterapi büyük bir önem arz etmektedir. Literatürde söyle bir durumda var, prostatta hastalik var ve 3-4 yerde metastazi varsa bunlar dahi radyasyonla tedavi edilip hasta tamamen bu kanserden kurtarilma safhasina getirilebiliyor. Sag kalimi belirgin bir sekilde uzatilabiliyor. Bu da hastalarimiz açisinda çok degerli bir literatür bilgisidir” dedi.
Cinsel rahatsizliklarda da kullaniliyor
Radyoterapinin diger etkilerini de anlatan Uzm. Dr. Hatice Basaran Göksen sözlerini söyle tamamladi; “Radyoterapi alan hastalarimizda genellikle cinsel aktivitede düzensizlik durumu ve isemede fonksiyonlarinda ilk dönemlerde sikinti olusabiliyor. Yayinlanan makalelere baktigimizda ürolojide yapilan ameliyatlara kiyasla bunlarin anlamli olarak düsük düzeyde oldugu gözlemlenmis ve radyoterapinin aslinda o fonksiyonlari korumada istatistiksel olarak daha basarili oldugu ortaya konmustur.”
Kaynak: İHA
Bu sorunlari yasayanlar mutlaka muayene olsun
Tarama programlari hakkinda bilgi veren Uzm. Dr. Hatice Basaran Göksen, prostat belirtilerini su sekilde siraladi. “Tarama programlari çok basit seyler içermektedir. Kanda bakilan prostat spesifik antijen testiyle birlikte Üroloji uzmaninin yaptigi prostat muayenesi çok büyük bir önem arz etmektedir. Hastanin da kendisini düzenli olarak takip etmesi gerekmektedir. Erkekler herhangi bir isemede sorun, kanama, zorlanma gibi sikintilar yasadigindan ihmal etmemeliler. Mutlak surette ilk olarak bir ürologa danisilmasi tavsiye edilmektedir. Çünkü prostat kanseri erken tanida çok büyük tedavi avantajimizin oldugu bir kanser tipidir” dedi.
Radyasyon Onkolojisi tedavide önemli
Radyasyon Onkolojisinin prostat kanseri tedavisinde önemli bir yer aldigini belirten Uzm. Dr. Hatice Basaran Göksen, “Radyasyon Onkolojisi prostat kanseri tedavisinin her yerinde yer almaktadir. En erken evresinden tutun; en geç evresinde terminal dönem dedigimiz hastanin vefat etmesine ortalama 3 ay kalacak döneme kadar Radyasyon Onkolojisinin definitif dedigimiz tümden prostat kanserinin tedavi etmeden, palyatif dedigimiz hastalarin semptomlarini azaltmaya kadar devam eden hastanin kanserle olan tüm hayati boyunca olan büyük bir yeri vardir. Prostat kanserli hastalarla bastan sona kadar birlikte oluyoruz. Erken taniya geldigimizde de evre 1, evre 2 grupta olan hastalarimiz tamamen kanseri yenme ihtimali çok yüksek sansa sahip olan hasta grubudur ve bu hasta gruplari radyo tedavi aldiklarinda iyi bir sekilde cevap vermektedir. Hastalarin yasam ömrü etkilenmeksizin, tümör tamamen yok olarak hayatlarina devam etmektedir. Bunun disinda evre 4 dedigimiz metastatik evrede de radyoterapi büyük bir önem arz etmektedir. Literatürde söyle bir durumda var, prostatta hastalik var ve 3-4 yerde metastazi varsa bunlar dahi radyasyonla tedavi edilip hasta tamamen bu kanserden kurtarilma safhasina getirilebiliyor. Sag kalimi belirgin bir sekilde uzatilabiliyor. Bu da hastalarimiz açisinda çok degerli bir literatür bilgisidir” dedi.
Cinsel rahatsizliklarda da kullaniliyor
Radyoterapinin diger etkilerini de anlatan Uzm. Dr. Hatice Basaran Göksen sözlerini söyle tamamladi; “Radyoterapi alan hastalarimizda genellikle cinsel aktivitede düzensizlik durumu ve isemede fonksiyonlarinda ilk dönemlerde sikinti olusabiliyor. Yayinlanan makalelere baktigimizda ürolojide yapilan ameliyatlara kiyasla bunlarin anlamli olarak düsük düzeyde oldugu gözlemlenmis ve radyoterapinin aslinda o fonksiyonlari korumada istatistiksel olarak daha basarili oldugu ortaya konmustur.”