Onu Simdi Dünya Taniyor

İçel’de yasayan 30 yasindaki kimya mühendisi Recep Alçamli, dünyada sayili insanin ugrastigi ’kalem oyma sanati’ ile kursun kalemin ucuna minimal heykeller yapiyor. Dünyadaki ve Türkiye’deki birçok toplumsal sorunu da sanatina yansitan Alçamli, dünyanin birçok yerinden takip ediliyor.

Onu Simdi Dünya Taniyor
Özellikle egitim hayati boyunca hayatimizin bir parçasi olan kursun kalemi özel biçak ve nesterlerle oyarak birer sanat eseri haline getiren Recep Alçamli, kalem ucuna minyatür figürler isliyor. Standart kalemleri oyarak onlara hayat veren genç sanatçi, özellikle güncel ve sosyal sorumluluk çerçevesinde yaptigi eserleriyle dikkat çekiyor. Kadina yönelik siddet, çocuk gelin, orman yanginlari, engelliler, korona virüs salginini kalemin ucunda ölümsüzlestiren Alçamli, dünyanin birçok yerinden takip ediliyor. Artik kursun kalem ucuna daha minyatür eserler yapmak isteyen Alçamli, mikroskop cihazindan da yardim aliyor.

IHA muhabirine konusan Recep Alçamli, bu sanata 2010 yilinda basladigini söyledi.

Ögrencilik döneminde bu sanata merak sardigini belirten Alçamli, “Ögrencilik yillarimizda en yakinimizda olan materyallerden biri kalemlerdi. Bir sekilde kendimi ifade etmem gerektigini düsündüm ve küçüklügümden beri de sanatin içindeydik. Babam resim yapiyordu. Benim de çocuklugum boyalarin içinde geçti. Bir sekilde kendi duygu ve düsüncelerimi anlatmamda bu bana bir yol oldu. Önce objelerle basladik, sonra beni mutlu eden, rahatsiz eden veya ülkemizde, dünyada olup biten konularla ilgili çalismak istedim. Ondan sonra sosyal sorumluluk çalismalari yaptim. Iste kadina siddete hayir, çocuk gelinler, pandemi, engelliler ile ilgili çalismalar yaptim” dedi.



"Su anda dünyada bunu yapan 10-12 kisi var"

Bu sanata kendisinin merakiyla basladigini kaydeden Alçamli, “Ilk dönemlerde ev arkadasim ‘Bak bir kisi daha yapiyor’ diye bana göstermisti. Almanya’da yasayan Brezilyali bir sanatçi bunu yapiyormus. Zaten benim bildigim benden önce bir tek o vardi. Su an dünyada bunu yapan 10-12 kisi var. Gerçekten bu sanati yapmak zor ama ben çok sevdigim için bana o kadar zor gelmiyor. Bu bir de benim meditasyon yolum oldu. Çalistikça çok dinleniyorum, bütün yorgunlugum gidiyor. Çünkü çok yavas hareket ettigim için ruhen de rahatliyorum. Artik elim çok düzgün durdugu halde kalp atisimin elimi titrettigini duyuyorum” seklinde konustu.



"Çalismalarim bugüne kadar 15-16 ayri ülkede yazili ve görsel medyada yayinlandi"

Çalismalarinin süresinin kalemden kaleme degistigini vurgulayan Alçamli, “En kolay harfler oluyor. Bir günde bir harfi yapabiliyorum. Ancak heykeller olunca 10 gün, 20 gün, hatta aylar süren çalismalar da oluyor. Beni en çok tabii ki ülke veya dünya gündeminde olan olumsuzluklar etkiliyor. Bunlar iste çocuk gelinlerle ilgili yaptigim ‘oturan kiz çocugu’ figürü. Sonra kadina siddete hayir anlaminda yaptigim ‘topuklu ayakkabi’ figürü. Engelliler için yaptigim ‘engelli sandalyesi’ figürü. Tabii bunlar beni etkiliyor. Bu sekilde onlarin sesinin daha çok duyuldugunu hissediyorum. Çünkü çalismalarim bugüne kadar 15-16 ayri ülkede yazili ve görsel medyada yayinlandi. Tabii bu çalismalar da elden ele gittigi için mutlu ediyor. Çok kisiye ulasmasindan dolayi sosyal sorumluluk çalismalarina agirlik veriyorum” ifadelerini kullandi.

"Gerek ülke içerisine gerekse de yurt disina siparis yolladim"

11 yilda yüzlerce siparis yolladigini belirten Alçamli, “Gerek ülke içerisine gerekse de yurt disina bu siparisleri yolladim. Genelde bana sosyal medya üzerinden ulasiyorlar. Gerek benim sergiledigim kalemleri gerekse de kendi yaptirmak istedigi çalismalar oluyor. Istedikleri çalismalar içime siniyorsa, hosuma gidiyorsa ben de yapiyorum yolluyorum. Bunun bir egitimi yok. Bunu yapmak isteyen arkadaslar bana ulastilar. Hepsine malzemeleri anlattim, hangi kalemleri seçeceklerini anlattim. Birçogu biraz yapti birakti. 1-2 kisi biraz daha ilerletti. Bu benim hosuma gidiyor. Ne kadar çogalirsak o kadar keyif alirim. Elimin, gözümün, fizyolojimin el verdigi sürece bu sanata devam edecegim. Zaten söyle bir durum olusuyor. Ne kadar minige inersem o kadar hosuma gidiyor. Tabii çok minige inince mikroskop kullanmak zorunda kaliyorum. Onun için amacim olabildigince minimallesmeye çalismak ve olabildigince insana ulasmak. Bu sanati yapan ne kadar çok insan olursa o kadar mutlu olurum” diye konustu.

Kaynak: İHA