Sivas'taki Kale Projesi Kazilarinda Selçuklu Sarayi Izlerine Rastlandi
Kazi Heyeti Baskani Prof. Dr. Erdal Eser: 'Sivas'ta da bir Selçuklu sarayi olmasi gerektigi hep düsünülüyordu. 13. yüzyila ait bazi kaynaklarda bunun varligina isaret eden bazi seyler söz konusudur, veriler de söz konusudur. Biz artik bugün bunu, buldugumuz eserlerle konusabilir hale geldik. Bu da bence Ortaçag kültür tarihi ve Selçuklu dönemi kültürü açisindan önemli bir veri'
SERHAT ZAFER - Sivas Belediyesince yürütülen "Kale Projesi" kapsamindaki kazilarda, Selçuklu sarayina ait buluntulara rastlandi.
Gök Medrese ile Ulu Cami'yi bütünlestirecek Kale Projesi'nde ikinci etap çalismalari devam ediyor.
Az katli binalari, sosyal tesisleri, butik otelleri, ibadet yerleri, bedesteni, arastasi, el sanatlari çarsisi, konaklari, restorani, kafesi, hamami olan bir mahalle kültürünün hayata geçirilecegi projede, Osmanli ve Cumhuriyet'in ilk dönemlerindeki mahalle mimarisinden örnekler sunulacak.
Proje kapsaminda, 3. derecede arkeolojik sit alani olan bölgede Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Ögretim Üyesi Prof. Dr. Erdal Eser baskanligindaki kazilar da sürüyor.
Kazilarda çesitli dönemlere ait çok sayida tarihi eser gün yüzüne çikariliyor.
- 100 bin parça seramik bulundu
Prof. Dr. Erdal Eser, AA muhabirine, Kale Projesi'nin önemli bir çalisma oldugunu söyledi.
Projenin Koruma Kurulu tarafindan onaylandigini belirten Eser, alana yapilacak binalarin temel kazilarini gerçeklestirdiklerini ifade etti.
Kazi kapsaminda alandaki verileri belgeleyerek bunlari hem bilim dünyasina hem de Sivas'a kazandirmayi hedeflediklerini anlatan Eser, "Bu amaçla yaklasik 2 yildir çalisiyoruz. Su anda ikinci etabimiz, içerisinde yaklasik 38 binanin, 2 arkeoparkin bulundugu bir çalismayi içeriyor." dedi.
Kale Projesi kapsamindaki kazilarda çikarilan eserler hakkinda bilgi veren Eser, söyle konustu:
"Küçük buluntu açisindan seramik parça sayisinda 100 bine yaklastik. Bunlardan saglam ele geçirdigimiz seyler de var, bunlar bizi mutlu ediyor. Bu tür eserler yerlesmeyle ilgili zengin bir bilgi verir. Birincisi burada üretilen bir eser grubu varsa o ortaya çikar, ikincisi ithal gelen eserler söz konusudur. Bunlar da kentin o tarihte iliskide bulundugu diger merkezleri ögrenmemizi saglar. Bu anlamda çok zengin veri, bilgi edindigimizi belirtmek isterim."
- Selçuklu sarayi izleri
Eser, kazi çalismalarinda Selçuklu sarayina ait buluntulara rastladiklarini belirterek, sunlari kaydetti:
"Sivas'ta da bir Selçuklu sarayi olmasi gerektigi hep düsünülüyordu. 13. yüzyila ait bazi kaynaklarda bunun varligina isaret eden bazi seyler söz konusudur, veriler de söz konusudur. Biz artik bugün bunu, ele geçirdigimiz, buldugumuz eserlerle konusabilir hale geldik. Bu da bence Ortaçag kültür tarihi ve Selçuklu dönemi kültürü açisindan önemli bir veri. Simdi artik çok rahat sekilde Sivas'ta da bir Selçuklu sarayinin oldugunu, küçük buluntularin destegiyle söyleyebilir hale geldik. Toprak Kale, Ortaçag kent yerlesimi, kent modeli açisindan baktigimiz zaman kentin en yüksek, en korunakli noktasi. Sarayin tabii ki orada olmasi gerekiyor. Bizim çalistigimiz alan Toprak Kale'nin etekleri, yamaçlari. Tahrip sonrasi yukardan asagiya dogru gerçeklesen toprak hareketliligi, erozyon, tasima yoluyla bu saray mekanlarinin malzemesinin, alanin çesitli bölgelerine yayildigini degerlendiriyoruz."
Bu malzemelerin birbirine uzak iki noktada toplandigini belirlediklerini anlatan Eser, "Bu da kale alani içerisinde Toprak Kale'nin üst seviyesinde saray mekanlari ve birimlerinin çok genis bir alana yayildigini düsünmemize yol açiyor. Bunu aslinda sadece Sivas ile sinirlamak istemem, kent arkeolojisi kapsaminda gerçekten önemli bir çalismadir. Hiç bilmedigimiz, varligindan haberdar olmadigimiz seyleri bu tür çalismalardan ögrendigimiz için özelde Sivas, genelde de Ortaçag arkeolojisiyle ilgilenen bütün çevreler açisindan oldukça önemli." dedi.
Kazilarda elde edilen verileri Cumhuriyet Üniversitesi laboratuvarlarindaki çalismalarda birlestirip yayimlayacak duruma getirdiklerini de bildiren Eser, projeye desteklerinden dolayi Belediye Baskani Hilmi Bilgin'e tesekkür etti.
Kaynak: AA
Gök Medrese ile Ulu Cami'yi bütünlestirecek Kale Projesi'nde ikinci etap çalismalari devam ediyor.
Az katli binalari, sosyal tesisleri, butik otelleri, ibadet yerleri, bedesteni, arastasi, el sanatlari çarsisi, konaklari, restorani, kafesi, hamami olan bir mahalle kültürünün hayata geçirilecegi projede, Osmanli ve Cumhuriyet'in ilk dönemlerindeki mahalle mimarisinden örnekler sunulacak.
Proje kapsaminda, 3. derecede arkeolojik sit alani olan bölgede Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Ögretim Üyesi Prof. Dr. Erdal Eser baskanligindaki kazilar da sürüyor.
Kazilarda çesitli dönemlere ait çok sayida tarihi eser gün yüzüne çikariliyor.
- 100 bin parça seramik bulundu
Prof. Dr. Erdal Eser, AA muhabirine, Kale Projesi'nin önemli bir çalisma oldugunu söyledi.
Projenin Koruma Kurulu tarafindan onaylandigini belirten Eser, alana yapilacak binalarin temel kazilarini gerçeklestirdiklerini ifade etti.
Kazi kapsaminda alandaki verileri belgeleyerek bunlari hem bilim dünyasina hem de Sivas'a kazandirmayi hedeflediklerini anlatan Eser, "Bu amaçla yaklasik 2 yildir çalisiyoruz. Su anda ikinci etabimiz, içerisinde yaklasik 38 binanin, 2 arkeoparkin bulundugu bir çalismayi içeriyor." dedi.
Kale Projesi kapsamindaki kazilarda çikarilan eserler hakkinda bilgi veren Eser, söyle konustu:
"Küçük buluntu açisindan seramik parça sayisinda 100 bine yaklastik. Bunlardan saglam ele geçirdigimiz seyler de var, bunlar bizi mutlu ediyor. Bu tür eserler yerlesmeyle ilgili zengin bir bilgi verir. Birincisi burada üretilen bir eser grubu varsa o ortaya çikar, ikincisi ithal gelen eserler söz konusudur. Bunlar da kentin o tarihte iliskide bulundugu diger merkezleri ögrenmemizi saglar. Bu anlamda çok zengin veri, bilgi edindigimizi belirtmek isterim."
- Selçuklu sarayi izleri
Eser, kazi çalismalarinda Selçuklu sarayina ait buluntulara rastladiklarini belirterek, sunlari kaydetti:
"Sivas'ta da bir Selçuklu sarayi olmasi gerektigi hep düsünülüyordu. 13. yüzyila ait bazi kaynaklarda bunun varligina isaret eden bazi seyler söz konusudur, veriler de söz konusudur. Biz artik bugün bunu, ele geçirdigimiz, buldugumuz eserlerle konusabilir hale geldik. Bu da bence Ortaçag kültür tarihi ve Selçuklu dönemi kültürü açisindan önemli bir veri. Simdi artik çok rahat sekilde Sivas'ta da bir Selçuklu sarayinin oldugunu, küçük buluntularin destegiyle söyleyebilir hale geldik. Toprak Kale, Ortaçag kent yerlesimi, kent modeli açisindan baktigimiz zaman kentin en yüksek, en korunakli noktasi. Sarayin tabii ki orada olmasi gerekiyor. Bizim çalistigimiz alan Toprak Kale'nin etekleri, yamaçlari. Tahrip sonrasi yukardan asagiya dogru gerçeklesen toprak hareketliligi, erozyon, tasima yoluyla bu saray mekanlarinin malzemesinin, alanin çesitli bölgelerine yayildigini degerlendiriyoruz."
Bu malzemelerin birbirine uzak iki noktada toplandigini belirlediklerini anlatan Eser, "Bu da kale alani içerisinde Toprak Kale'nin üst seviyesinde saray mekanlari ve birimlerinin çok genis bir alana yayildigini düsünmemize yol açiyor. Bunu aslinda sadece Sivas ile sinirlamak istemem, kent arkeolojisi kapsaminda gerçekten önemli bir çalismadir. Hiç bilmedigimiz, varligindan haberdar olmadigimiz seyleri bu tür çalismalardan ögrendigimiz için özelde Sivas, genelde de Ortaçag arkeolojisiyle ilgilenen bütün çevreler açisindan oldukça önemli." dedi.
Kazilarda elde edilen verileri Cumhuriyet Üniversitesi laboratuvarlarindaki çalismalarda birlestirip yayimlayacak duruma getirdiklerini de bildiren Eser, projeye desteklerinden dolayi Belediye Baskani Hilmi Bilgin'e tesekkür etti.
