İhlas Suresi Nasıl Okunur? Aşure Günü İhlas Suresi Okumanın Sevabı

İhlas Suresi Kur’an-ı Kerim’in 122. Suresidir. Ezberlemesi kolay olan bu surenin anlamı oldukça önemlidir. Aşure günü başta olmak üzere her gün okunması gereken İhlas suresinin insanlara çok büyük faydası vardır. Bu yazımızsa İhlas Suresi’nin okunuşu, diyanet meali, anlamı ve Arapça yazılışı gibi pek çok bilgiye erişebilirsiniz. İhlas suresi nasıl okunur? İhlas suresinin anlamı nedir? İhlas suresinin meali

İhlas Suresi Nasıl Okunur? Aşure Günü İhlas Suresi Okumanın Sevabı
İhlas Suresi, ezberlemesi kolay olduğu ve büyük anlamlar içerdiği için her vakitte okunabilen surelerden birisidir. Beş vakit namazda okunan İhlas Suresi, halk arasında Kuran'ın 122. Suresi olarak biliniyor. İnsana ferahlık veren ve sıkıntılarından kurtulmasını sağlayan İhlas suresini dilden düşürmemenin fazileti oldukça fazladır. İhlas suresinin faziletleri nelerdir? sorusunun cevabını arayanlar için bu yazımız İhlas suresi hakkındaki tüm detayları içeriyor. İşte İhlas suresi nasıl okunur? sorusunun cevabı ve daha fazlası…

İHLAS SURESİ TÜRKÇE OKUNUŞU


Kul hüvellâhü ehad, Allâhüssamed, Lem yelid ve lem yûled, Ve lem yekün lehû küfüven ehad.

İHLAS SURESİ ANLAMI NEDİR?


Rahmân ve Rahîm olan Allah´ın adıyla. De ki: O, Allah'tır, bir tektir. Allah Samed'dir. (Her şey O'na muhtaçtır, o, hiçbir şeye muhtaç değildir.) Ondan çocuk olmamıştır (Kimsenin babası değildir). Kendisi de doğmamıştır (kimsenin çocuğu değildir).

İHLAS SURESİ'NİN ARAPÇA YAZILIŞI NASILDIR?


İhlas Suresi Nasıl Okunur? Aşure Günü İhlas Suresi Okumanın Sevabı


İhlas Suresi Kaçıncı Sayfa ve Cüz İçerisinde Yer Alıyor?



İhlas Suresi, Kuran-ı Kerim'in 30. cüzü içerisinde yer almaktadır. İhlas suresi kaçıncı cüz içerisinde yer alıyor sorusunun cevabını araştıran kişiler Kur'anı-ı Kerim'in son cüzünden İhlas suresine ulaşabilirler. Necm Suresinden önce ve Nas Suresinden sonra İhlas suresi bulunuyor.


İhlas Suresini Okumanın Fazileti ve Faydaları Nelerdir?


Günlük ibadetlerde sıklıkla okunan İhlas Suresi, Müslümanların Allah'a olan inançlarının güçlenmesini sağlar. Diyanet İşleri Başkanlığının açıklamalarına göre İhlas suresini okumanın faydaları;

• İhlas suresini okuyan kişinin günahları affedilir.

• İhlas suresi okuyan kişinin duası kabul olur.

• İhlas suresi okunan eve bolluk ve bereket gelir.

• Cuma namazı vaktinde İhlas suresi okuyan kişi bir hafta boyunca kazalardan ve beladan korunur.

İhlas Suresi Ne İçin Okunur?


İhlas suresi okumanın pek çok faydasının olduğunun açıklanması sonrasında pek çok kişi İhlas suresi ne için okunur? sorusunun cevabını araştırıyor. İhlas suresi; bolluk, bereket, huzur, mutluluk için okunabilir. İhlas Suresi'nin okunduğu evden kaza ve bela uzak durur.


İhlas Suresi Ölülere Okunur mu?


Mezarlık ziyaretlerinde sık sık okunan diğer surelerin yanında İhlas Suresi de ölülere okunabilir.

İhlas Suresi Nasıl Okunur? Aşure Günü İhlas Suresi Okumanın Sevabı

İhlas Suresi Şifa İçin Okunur mu?


Hastalıkların tedavisi için Allah'a dua eden ve şifa isteyen pek çok kişi İhlas suresi şifa için okunur mu? sorusunun cevabını araştırıyor. İslam alimlerinin açıklamalarına göre İhlas suresi hem maddi hem de manevi sıkıntılardan kurtulmak için okunabilir. İhlas suresi okuyan kişiler şifa bulur ve kötülüklerden korunur.

İhlas Suresi Ne Zaman Okunur?


İhlas suresi gün içerisinde 5 vakit namazda, gece, gündüz, eve girerken ve evden çıkarken okunabilir. İhlas suresini okumak için belirli bir zaman yoktur.

İHLÂS SURESİNİN TEFSİRİ


İhlâs sûresi, İslâm'ın esası olan tevhid (Allah'ın birliği) ilkesini özlü bir şekilde ifade ettiği ve Allah Teâlâ'yı tanıttığı için Hz. Peygamber tarafından Kur'an'ın üçte birine denk olduğu ifade buyurulmuştur. Kelâmın akışı ve konunun Allah'ın nesebini (hangi soydan geldiğini) soranlara verilen cevapla ilgili olması dikkate alındığında 1. âyetteki “O” diye çevirdiğimiz “hüve” zamirinin Allah'a ait olduğu açıkça anlaşılır. Allah ismi, varlığı ezelî, ebedî, zarurî ve kendinden olup her şeyi yaratan, her şeyin mâliki ve mukadderatının hâkimi, her şeyi bilen ve herşeye kadir olan... Yüce Mevlâ'nın öz (has) ismidir (bk. Bakara 2/255).

Müfessirler bu sûrede ağırlıklı olarak Allah'ın birliğini ifade eden ahad terimi ile var oluş bakımından kimseye muhtaç olmadığını anlatan “samed” terimi üzerinde durmuşlardır. “Tektir” diye çevirdiğimiz “ahad” kelimesi, “birlik” anlamına gelen vahd veya vahdet kökünden türetilmiş bir isimdir (Ebû Hayyân, VIII, 528); sıfat olarak Allah'a nisbet edildiğinde O'nun birliğini, tekliğini ve eşsizliğini ifade eder; bu sûrede doğrudan doğruya, Beled sûresinde (90/ 5, 7) dolaylı olarak Allah'a nisbet edilmiştir; bu anlamıyla tenzihî veya selbî (Allah'ın ne olmadığını belirten) sıfatları da içerir. Nitekim devamındaki âyetler de bu mânadaki birliği vurgular. Bu sebeple “ahad” sıfatının bazı istisnalar dışında Allah'tan başkasına nisbet edilemeyeceği düşünülmüştür. Aynı kökten gelen vâhid ise “bölünmesi ve sayısının artması mümkün olmayan bir, tek, yegâne varlık” anlamında Allah'ın sıfatı olmakla birlikte Allah'tan başka varlıkların sayısal anlamda birliğini ifade etmek için de kullanılmaktadır. Türkçe'de de “bir” (vâhid) ile “tek” (ahad) arasında fark vardır. Bir, genellikle “aynı türden birçok varlığın biri” anlamında da kullanılır. “Tek” ise “türdeşi olmayan, zâtında ve sıfatlarında eşi benzeri olmayan tek varlık” mânasına gelir. İşte Allah, bu anlamda birdir, tektir. Ahad ile vâhid sıfatları arasındaki diğer farklar ise şöyle açıklanmıştır: Ahad, Allah'ın zâtı bakımından, vâhid ise sıfatları bakımından bir olduğunu gösterir. Ahad ile vâhidin her biri “ezeliyet ve ebediyet” mânalarını da ihtiva etmekle birlikte, bazı âlimler ahadı “ezeliyet”, vâhidi de “ebediyet” mânasına tahsis etmişlerdir. Allah'ın sıfatı olarak her ikisi de hadislerde geçmektedir (bk. Buhârî, “Tefsîr”, 112; İbn Mâce, “Duâ”, 10; Nesâî, “Cenâiz”, 117; Müsned, IV, 103; geniş bilgi için bk. Bekir Topaloğlu, “Ahad”, DİA, I, 483; Emin Işık, “İhlâs Sûresi”, DİA, XXI, 537).

Samed kelimesi “herkesin kendisine ihtiyacını arzettiği, fakat kendisi kimseye muhtaç olmayan” anlamına gelir (Râgıb el-İsfahânî, Müfredâtü'l-Kur'ân, “smd” md.). Sûredeki bağlamına göre samed, “var oluş bakımından kimseye muhtaç olmayıp her şeyin varlık ve devamını kendisine borçlu olduğu vâcibü'l-vucûd” demektir. Buna göre samed kelimesi doğrudan doğruya ahad isminin açıklamasıdır; daha sonra gelen “doğurmamış ve doğmamıştır” meâlindeki âyet de samed isminin açıklamasıdır. Taberî, samedi, “kendisinden başkası ibadet edilmeye lâyık olmayan tek mâbud” olarak tanımlamıştır (XXX, 222). Kur'ân-ı Kerîm'de sadece burada geçen samed ismi başta “esmâ-i hüsnâ” hadisi olmak üzere (bk. Tirmizî, “Da‘avât”, 83) bazı hadislerde de yer almıştır (meselâ bk. Buhârî, “Tefsîr”, 112; Tirmizî, “Da‘avât”, 64).

Allah Teâlâ'nın noksan sıfatlardan münezzeh olduğunu ifade eden bu âyet, samed isminin açıklaması olup, Allah'a evlât nisbet edenleri ve soy kavramına giren her şeyi; meselâ, “Mesîh Allah'ın oğludur” diyen hıristiyanların (Tevbe 9/30) ve meleklerin Allah'ın kızları olduğunu söyleyen (En‘âm 6/100) müşriklerin bu iddialarını reddeder. Zira çocuk, eşin olmasını gerektirir; eş de çocuk da ihtiyacı karşılamak için istenilen varlıklardır; Allah ise ihtiyaçtan münezzehtir, ezelî ve ebedîdir. Eşleri de çocukları da O yaratmıştır; yarattığı şeylere muhtaç olması ise imkânsızdır (bk. En‘âm 6/101). Âyetin, “O, doğmamıştır” meâlindeki ikinci cümlesi Allah Teâlâ'nın doğum veya sudûr yoluyla bir ana veya babadan, bir asıldan meydana gelmediğini ifade eder. Çünkü doğan her şey sonradan olur; oysa Allah kadîm ve ezelîdir, yani varlığının bir başlangıcı yoktur.

İhlas Suresi Nasıl Okunur? Aşure Günü İhlas Suresi Okumanın Sevabı

Bu âyet hem ilk âyetin açıklaması hem de bütünüyle sûrenin bir özeti mahiyetinde olup Allah'ın zâtında, sıfatlarında ve fiillerinde hiçbir dengi ve benzeri bulunmadığını ifade eder. Kendisinden başka var olan her şeyi O yaratmıştır. Bu sebeple yarattıklarının O'na denk olması mümkün değildir. Nitekim bu durum muhtelif âyetlerde ifade buyurulmuştur (meselâ bk. Nahl 16/17-22; Şûrâ 42/11).

İhlâs sûresinin, Kur'an'ın üçte birine denk olduğuna dair yukarıda geçen hadisi yorumlayan âlimlerden bir kısmı, bu denkliği sûreyi okumanın sevabı, bir kısmı da konusu ve mânası yönünden değerlendirmişlerdir. İkinci görüşe göre sûre, Kur'an'ın üç temel konusundan ilki olan tevhidle alâkalı olup bu sûrenin anlamını iyice kavrayan ve itikadını bu sûrenin öğretisi yönünde oluşturan bir kimse Kur'an'ın tevhid ve akaid bölümünü de kavrayıp benimsemiş olur. Gazzâlî Cevâhiru'l-Kur'ân isimli eserinde (s. 47-48) özetle şu hususlara işaret eder: Kur'an'daki bilgiler ana hatlarıyla Allah hakkında bilgi (mârifetullah), âhiret bilgisi ve doğru yol bilgisi olmak üzere üçe ayrılır. İhlâs sûresi bunlardan ilkini, yani mârifetullah ve tevhid konusunu ihtiva etmektedir. Kur'an'daki diğer hükümler bu sûredeki tevhid temeline dayandığı için sûre Kur'an'ın üçte birine denk görülmüştür. Belirtilen öneminden dolayı İhlâs sûresi tefsir kitaplarında muhtelif yönleriyle ele alınıp incelendiği gibi felsefeden tasavvufa kadar çeşitli ilim dallarında da meşhur âlimler tarafından sûre üzerinde pek çok müstakil tefsir vb. çalışmalar yapılmış; ayrıca sûre üzerine tezler de hazırlanmıştır (bilgi ve örnekler için bk. Emin Işık, “İhlâs Sûresi”, DİA, XXI, 538).

İhlas Suresi'nin tefsiri Emin Işık, tarafından bu şekilde açıklanmıştır.