Manisa Memur-Sen'den 'Seyyanen Zam' Talebi
Memur-Sen Manisa Subesi üyeleri, düzenledikleri basin açiklamasiyla kamu görevlilerinin maaslarina seyyanen zam yapilmasi talebinde bulundu.
Memur-Sen Manisa Il Temsilciligi tarafindan 15 Temmuz Demokrasi Meydani’nda “Seyyanen zam verilsin, gelir kaybi giderilsin” basligiyla genis katilimli bir basin açiklamasi düzenledi.
Sendika üyeleri adina basin açiklamasini okuyan Memur-Sen Manisa Il Baskani Mesut Öner, “Malum bugün Haziran ayi enflasyon rakami açiklandi. Böylelikle kamu görevlilerinin 2021 yili ilk alti aylik zam oranina eklenecek enflasyon orani da belirlenmis oldu. 5. Dönem Toplu sözlesmenin mutabakatsizlikla sonuçlanmasi sonucu Kamu Isvereni ve Kamu Görevlileri Hakem Kurulu 2021 yili için yüzde 3 + yüzde 3 zammi kamu görevlilerine reva görmüstü. Bugün açiklanan 1,94’lük Haziran ayi enflasyon oraniyla 2021 yili ilk alti aylik enflasyon farki 5,45 olmus, böylelikle 1 Temmuz 2021 itibariyle yüzde 8,45’lik bir artis olmustur. Bu zam degil, enflasyon kaynakli memurun kaybidir. Malum, 2019 yili Agustos ayinda açiklanan ve 2020 yili Ocak ayindan itibaren geçerli olan Hakem Kurulu kararindan bugüne tam 18 ay geçti. Bu 18 ayda gerçeklesen enflasyon: yüzde 24,258, hedeflenen enflasyon: yüzde 7,5 memura verilen zam: yüzde 11,40. 18 ayda dolar 46,05, Euro yüzde 54,50, Altin yüzde 71,33, yag 116,04, elektrik yüzde 30,91, dogal gaz 23,68 artti. Bu veriler maalesef, memur maaslarinin enflasyona yenik düstügünü, memurun alim gücünü zayiflattigini gösteriyor. Biz bugün burada, iste bu gerçekler isiginda, hem bir durum tespiti yapmak hem de olusan kayiplarin tazmini noktasinda taleplerimizi dile getirmek için toplandik. Ilk önce hemen sunu belirteyim ki, özellikle küresel dengesizlikler ve son 1 buçuk yildir bütün insanligi etkisi altina alan ölümcül Covid-19 pandemisi, hayatimizin akisini derinden etkiliyor. Dolayisiyla, böylesi zor kosullar altinda, ülkemiz ekonomisinin kur üzerinden yasadigi finansal dalgalanma dâhil birçok konuyu serinkanli bir degerlendirmeye tabi tutmamiz gerektigi de ortadadir. Biz durdugumuz yerin sorumlulugunu da zorunlulugunu da iyi bellemis bir emek örgütüyüz. Evet, biz emegimizin ve ekmegimizin derdindeyiz. Biz, alin terimizin hakkini ve hizmetimizin ederini istiyoruz. Hiçbir gerçegi iskalamadan, özellikle enflasyon üzerinden yasanan gelir kayiplarinin tazmini noktasinda hem sesimizi hem de sözümüzü bu meydandan ve diger 80 ilimizden yükseltiyoruz” dedi.
“Seyyanen zam talebini her zemin ve sartta dile getirdik”
Son 18 aylik enflasyon rakamlarina bakildiginda hedeflenen enflasyonun 3 kati, maas ve ücretlere yapilan artisin ise tam 2 katindan fazla oranda bir sapma oldugunun görüldügüne vurgu yapan Öner, “Böylesi büyük bir sapma, hedeflenen enflasyon üzerinden ücretlendirme politikasinin yanlisligini ortaya koymuyor mu? Biz, ilk günden beri bu yöntemin yanlis oldugunu dile getirdik. Kaldi ki, kamu isvereninin üzerinden pazarlik yaptigi öngörüler hiçbir zaman tutmadi, tutmayacaktir da. Aslinda hükümet, olusturdugu sistematikte ‘kamu görevlilerini enflasyona ezdirmeyecegiz’ diyerek bu gerçegi itiraf etmektedir. Fakat Memur-Sen olarak; 4. ve 5. Dönem Toplu sözlesme süreçlerinde hükümetin siginagi haline gelmis olan ‘kamu görevlilerini enflasyona ezdirmeyecegiz’ sözünün hakkaniyeti yansitmadigini söyleyerek kamu görevlilerinin büyümeden ve refahtan pay almasi gerektiginin altini çizdik ve bunun mücadelesini verdik. Biz ülke gerçeklerini temel alan tekliflerle masaya oturduk hep ekonominin gerçekleri ve alin terinin hakkini vermeye dair gerekler yerine, tahmini enflasyon rakamlari ile alim gücünü sifirlayan, gerçeklesmesi mümkün olmayan hedefler üzerinden belirlenen artis oranina dayanan mantikta israr etmenin manasi ve anlami yok. Geldigimiz nokta ortada yasanan süreç maalesef Memur-Sen’in hakliligini tescilledi. Gelin bu çarpik sistematigi degistirelim. Hayali enflasyon hedefler üzerinden degil, reel gerçekler üzerinden artislari belirleyelim. Artik enflasyon orani bazli güncelleme/yeniden degerleme katsayi uygulamasi yerine büyümenin yansitildigi, refah payinin kamu görevlilerine aktarildigi adil bir sistemin kurulus startinin hep birlikte verelim. Kamu görevlisi devletin yükü degil gücüdür. Her seye zam yapilirken memurun seyretmesi beklenemez. Biz, gerçeklere uygun yüzdelik zam, geçmis kayiplarin telafisi için seyyanen zam ve büyüyen Türkiye’den memurlarin refahina düsen payini istiyoruz. Kamu isvereninin belirledigi zam, Mart demeden buharlasiyor. Tam da bu yüzden, en düsük devlet memuru maasinin yüzde 10’undan az olmamak üzere seyyanen zam talebini her zemin ve sartta dile getirdik, getirmeye de devam edecegiz” diye konustu.
“Ne yazik ki gelir dagilimindaki makas gün geçtikçe açiliyor”
Gelir kayiplarinin giderilmesi gerektigini belirten Öner, “Biz, olmayan bir kaynaktan artis istemiyoruz. Var olan ve kamu görevlilerinden sakinilan bir kaynaktan payimiz olanin, hakkimiz olanin verilmesini istiyoruz. Büyüme ve refah payi üzerinden kamu görevlilerinin maas ve ücretlerinin belirlendigi, emegin degerinin yükseldigi, alin terinin karsiliginin verildigi yeni bir sistem yürürlüge konulsun. Ne yazik ki, gelir dagilimindaki makas gün geçtikçe açiliyor, ülkeyi ayakta tutan orta sinif eriyor, tabanla tavan arasindaki uçurum büyüyor. Evet, Türkiye ekonomisi büyüyor fakat memurlar büyümüyor. Kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklari söz konusu oldugunda; ‘mali disiplin’, ‘bütçe imkanlari’ ve ‘tasarruf tedbirleri’ basta olmak üzere çesitli bahaneler üretiliyor. Hal böyle iken; sermaye ve finans kesimi için tesvik paketleri, vergi aflari çikariliyor. Bunun bir sosyal maliyetinin olacagini herkesin düsünmesi gerekmiyor mu?” dedi.
Kaynak: İHA
Sendika üyeleri adina basin açiklamasini okuyan Memur-Sen Manisa Il Baskani Mesut Öner, “Malum bugün Haziran ayi enflasyon rakami açiklandi. Böylelikle kamu görevlilerinin 2021 yili ilk alti aylik zam oranina eklenecek enflasyon orani da belirlenmis oldu. 5. Dönem Toplu sözlesmenin mutabakatsizlikla sonuçlanmasi sonucu Kamu Isvereni ve Kamu Görevlileri Hakem Kurulu 2021 yili için yüzde 3 + yüzde 3 zammi kamu görevlilerine reva görmüstü. Bugün açiklanan 1,94’lük Haziran ayi enflasyon oraniyla 2021 yili ilk alti aylik enflasyon farki 5,45 olmus, böylelikle 1 Temmuz 2021 itibariyle yüzde 8,45’lik bir artis olmustur. Bu zam degil, enflasyon kaynakli memurun kaybidir. Malum, 2019 yili Agustos ayinda açiklanan ve 2020 yili Ocak ayindan itibaren geçerli olan Hakem Kurulu kararindan bugüne tam 18 ay geçti. Bu 18 ayda gerçeklesen enflasyon: yüzde 24,258, hedeflenen enflasyon: yüzde 7,5 memura verilen zam: yüzde 11,40. 18 ayda dolar 46,05, Euro yüzde 54,50, Altin yüzde 71,33, yag 116,04, elektrik yüzde 30,91, dogal gaz 23,68 artti. Bu veriler maalesef, memur maaslarinin enflasyona yenik düstügünü, memurun alim gücünü zayiflattigini gösteriyor. Biz bugün burada, iste bu gerçekler isiginda, hem bir durum tespiti yapmak hem de olusan kayiplarin tazmini noktasinda taleplerimizi dile getirmek için toplandik. Ilk önce hemen sunu belirteyim ki, özellikle küresel dengesizlikler ve son 1 buçuk yildir bütün insanligi etkisi altina alan ölümcül Covid-19 pandemisi, hayatimizin akisini derinden etkiliyor. Dolayisiyla, böylesi zor kosullar altinda, ülkemiz ekonomisinin kur üzerinden yasadigi finansal dalgalanma dâhil birçok konuyu serinkanli bir degerlendirmeye tabi tutmamiz gerektigi de ortadadir. Biz durdugumuz yerin sorumlulugunu da zorunlulugunu da iyi bellemis bir emek örgütüyüz. Evet, biz emegimizin ve ekmegimizin derdindeyiz. Biz, alin terimizin hakkini ve hizmetimizin ederini istiyoruz. Hiçbir gerçegi iskalamadan, özellikle enflasyon üzerinden yasanan gelir kayiplarinin tazmini noktasinda hem sesimizi hem de sözümüzü bu meydandan ve diger 80 ilimizden yükseltiyoruz” dedi.
“Seyyanen zam talebini her zemin ve sartta dile getirdik”
Son 18 aylik enflasyon rakamlarina bakildiginda hedeflenen enflasyonun 3 kati, maas ve ücretlere yapilan artisin ise tam 2 katindan fazla oranda bir sapma oldugunun görüldügüne vurgu yapan Öner, “Böylesi büyük bir sapma, hedeflenen enflasyon üzerinden ücretlendirme politikasinin yanlisligini ortaya koymuyor mu? Biz, ilk günden beri bu yöntemin yanlis oldugunu dile getirdik. Kaldi ki, kamu isvereninin üzerinden pazarlik yaptigi öngörüler hiçbir zaman tutmadi, tutmayacaktir da. Aslinda hükümet, olusturdugu sistematikte ‘kamu görevlilerini enflasyona ezdirmeyecegiz’ diyerek bu gerçegi itiraf etmektedir. Fakat Memur-Sen olarak; 4. ve 5. Dönem Toplu sözlesme süreçlerinde hükümetin siginagi haline gelmis olan ‘kamu görevlilerini enflasyona ezdirmeyecegiz’ sözünün hakkaniyeti yansitmadigini söyleyerek kamu görevlilerinin büyümeden ve refahtan pay almasi gerektiginin altini çizdik ve bunun mücadelesini verdik. Biz ülke gerçeklerini temel alan tekliflerle masaya oturduk hep ekonominin gerçekleri ve alin terinin hakkini vermeye dair gerekler yerine, tahmini enflasyon rakamlari ile alim gücünü sifirlayan, gerçeklesmesi mümkün olmayan hedefler üzerinden belirlenen artis oranina dayanan mantikta israr etmenin manasi ve anlami yok. Geldigimiz nokta ortada yasanan süreç maalesef Memur-Sen’in hakliligini tescilledi. Gelin bu çarpik sistematigi degistirelim. Hayali enflasyon hedefler üzerinden degil, reel gerçekler üzerinden artislari belirleyelim. Artik enflasyon orani bazli güncelleme/yeniden degerleme katsayi uygulamasi yerine büyümenin yansitildigi, refah payinin kamu görevlilerine aktarildigi adil bir sistemin kurulus startinin hep birlikte verelim. Kamu görevlisi devletin yükü degil gücüdür. Her seye zam yapilirken memurun seyretmesi beklenemez. Biz, gerçeklere uygun yüzdelik zam, geçmis kayiplarin telafisi için seyyanen zam ve büyüyen Türkiye’den memurlarin refahina düsen payini istiyoruz. Kamu isvereninin belirledigi zam, Mart demeden buharlasiyor. Tam da bu yüzden, en düsük devlet memuru maasinin yüzde 10’undan az olmamak üzere seyyanen zam talebini her zemin ve sartta dile getirdik, getirmeye de devam edecegiz” diye konustu.
“Ne yazik ki gelir dagilimindaki makas gün geçtikçe açiliyor”
Gelir kayiplarinin giderilmesi gerektigini belirten Öner, “Biz, olmayan bir kaynaktan artis istemiyoruz. Var olan ve kamu görevlilerinden sakinilan bir kaynaktan payimiz olanin, hakkimiz olanin verilmesini istiyoruz. Büyüme ve refah payi üzerinden kamu görevlilerinin maas ve ücretlerinin belirlendigi, emegin degerinin yükseldigi, alin terinin karsiliginin verildigi yeni bir sistem yürürlüge konulsun. Ne yazik ki, gelir dagilimindaki makas gün geçtikçe açiliyor, ülkeyi ayakta tutan orta sinif eriyor, tabanla tavan arasindaki uçurum büyüyor. Evet, Türkiye ekonomisi büyüyor fakat memurlar büyümüyor. Kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklari söz konusu oldugunda; ‘mali disiplin’, ‘bütçe imkanlari’ ve ‘tasarruf tedbirleri’ basta olmak üzere çesitli bahaneler üretiliyor. Hal böyle iken; sermaye ve finans kesimi için tesvik paketleri, vergi aflari çikariliyor. Bunun bir sosyal maliyetinin olacagini herkesin düsünmesi gerekmiyor mu?” dedi.