Hayvanlarin Korunmasina Iliskin Kanun Teklifi TBMM'de (4)
Gerekçeden: 'Sehirlerin büyümesi ve ulasim imkanlarinin gelismesi, insanlarla hayvanlarin yasam alanlarinin kesisme noktalarini artirmakta, buna bagli olarak genel sagligin korunmasi amaciyla hayvanlarin rehabilitasyonu önemli bir ihtiyaç olarak karsimiza çikmaktadir' 'Son dönemde basin ve yayin organlarinda, hayvanlara yönelik öldürme, iskence veya acimasiz ve zalimce muamelede bulunma ile dövüstürme fiillerine iliskin yapilan haberlerde artis görülmüs ve bu olaylara karsi gerek vatandaslarimiz gerekse sivil toplum örgütleri tarafindan yogun bir tepki gösterilmistir' 'Bu kapsamda öldürme, iskence veya acimasiz ve zalimce muamelede bulunma ile dövüstürme fiillerinin idari yaptirim kapsamindan çikarilarak adli yaptirima baglanmasi öngörülmektedir. Böylelikle, hayvanlara karsi islenen bu ve benzeri fiiller kabahat kapsamindan çikarilarak suç kapsamina alinmaktadir'
Teklifinin gerekçesinde, Türk milletinin mazisinin, hayvanlar için vakfiyeler olusturmak, kus evleri, hastaneler ve barinaklar insa etmek, kirsala yiyecek birakmak gibi iyi örneklerle dolu oldugu belirtildi.
Hayvanlarin korunmasi bakimindan gelismis diger ülkelerde oldugu gibi 2004 yilinda Hayvanlari Koruma Kanununun çikarildigi, 17 yillik uygulama sonucunda ortaya çikan yeni durumlar ve anlayislar kapsaminda Kanunun gözden geçirilmesi ve güncel kosullara uyarlanmasi amaciyla çalisma yapilmasinin gerekliliginin ortaya çiktigi belirtilen gerekçede, sunlar kaydedildi:
"Teknolojik gelismelerle birlikte hizla degisen dünyamizda, küresel isinma, iklim degisiklikleri, çevre kirliligi, zorunlu göçler ve nüfus hareketlilikleri gibi olgular, devletleri ve bireysel olarak insanlari etkilerken, birlikte yasadigimiz hayvanlara da dogrudan tesir etmektedir. Özellikle, sehirlerin büyümesi ve ulasim imkanlarinin gelismesi, insanlarla hayvanlarin yasam alanlarinin kesisme noktalarini artirmakta, buna bagli olarak genel sagligin korunmasi amaciyla hayvanlarin rehabilitasyonu önemli bir ihtiyaç olarak karsimiza çikmaktadir. Yine toplumsal yasam standartlarinda ve demografik yapidaki degisimler, insanlarin ev veya evcil hayvanlarla olan iliskilerini ve ortak yasam alanlarini paylasma kosullarini yeniden düzenleme ihtiyacini ortaya koymaktadir."
Toplumsal yasamin vazgeçilmez paydasi olarak hayvanlarin karsilastigi zorluklarin tespit edilmesi ve hayvanlarin korunmasi için gelistirilebilecek çözüm önerilerinin tartisilmasi amaciyla 2019 yilinda Meclis'te bir arastirma komisyonunun kuruldugu animsatilan gerekçede, toplumsal taleplere duyarlilik ve genis katilimcilik ilkeleri temelinde kapsamli çalismalar yapildigi ifade edildi.
Konunun paydaslari olan yerel yönetimler, sivil toplum kuruluslari, veterinerler, üniversiteler ve hukukçularla toplantilarin düzenlendigi belirtilen gerekçede, komisyonun TBMM Baskanligina sundugu raporun, hazirlanan Kanun teklifine isik tuttugu, yol gösterici oldugu vurgulandi.
Hayvanlarin korunmasi sürecinde, yerel yönetimler tarafindan kurulan hayvan bakimevleri ile buralarda yapilacak rehabilitasyon islemlerinin öneminin ön plana çiktigi aktarilan gerekçede, bozulan ekolojik dengeye bagli olarak sokak hayvani popülasyonunun kontrolsüz artisini regüle etmek için insancil, bilimsel ve islevsel yeni çözümler gelistirmenin zorunlu hale geldiginin alti çizildi.
Mevcut Kanunda yer alan mekanizmalarin gelistirilmesi ve yeni yöntemler ihdas edilmesi amaciyla, yerel yönetimlerin yani sira merkezi yönetim ile sivil toplum kuruluslarini sürece dahil eden güçlü bir kurumsal yapi olusturulmasinin önemine deginilen gerekçede, özellikle toplumsal yasamla iç içe olan hayvanlarin, korunmasina ve refahina yönelik olarak yürütülen barindirilma ve rehabilitasyon süreçlerinin etkin denetiminin saglanmasinin amaçlandigi vurgulandi.
Gerekçede, yerel yönetimlerin, hayvanlarin korunmasi amaciyla yürütecegi hizmetler bakimindan tahsisli bir bütçeye sahip olmasinin öneminin dikkate alinarak bu yönde düzenlemelerin yapildigi ve Kanundaki mekanizmalara islerlik kazandirilmasinin hedeflendigi, bununla birlikte, hayvanlarin bakimevlerine alinmasina iliskin usul ve esaslarin somutlastirilarak rehabilitasyon süreçleri ve kurallarinin netlestirildigi belirtilerek, su ifadelere yer verildi:
"Kedi ve köpeklerin, ev hayvani satis yerlerinde hayvan sagligi ve etolojileri bakimindan uygun kosullarda bulundurulmadiklari gözlemlenmektedir. Bu sebeple ev hayvani satis yerlerinde kedi ve köpek bulundurulmasi yasaklanmaktadir. Ev hayvani satis yerlerinde kedi ve köpeklere iliskin katalog ve benzeri görsel bilgiler bulunacak; ilgililerin seçtikleri kedi ve köpekler Tarim ve Orman Bakanliginca izin verilen üretim yerlerinden teslim alinabilecektir. Ayrica, kara ve su sirkleri ile yunus parklarinin açilmasi ve isletilmesi yasaklanmaktadir. Mevcut isletmelerin ise uhdesinde bulunan hayvanlarin dogal yasam süresine bagli olarak tasfiyesi öngörülmektedir. Öte yandan, hayvanlar için dogal yasam parklarinin olusturulmasina iliskin düzenleme yapilarak, hayvanlarin daha iyi sartlarda barindirmalarina imkan saglanmaktadir. Hayvanlarin korunmasi amaciyla, islevsel mekanizmalar gelistirme ve etkili idari tedbirler planlamanin yani sira hayvanlara yönelik haksiz eylemlere karsi caydirici yaptirimlar belirlemenin de önemli olduguna süphe bulunmamaktadir.
Insanlik, ahlaki ve vicdani açidan, hayvanin bir mal veya esya olarak kabul edildigi anlayistan, bir can olarak degerlendirildigi perspektife evrilmis ve tüm hayvanlarin yasamlarinin güvence altina alinmasi yolunda önemli mesafeler katetmistir. Ancak, aradan geçen süre içinde bu yaptirimlarin yeniden degerlendirilmesine ihtiyaç oldugu görülmektedir. Son dönemde basin ve yayin organlarinda, hayvanlara yönelik öldürme, iskence veya acimasiz ve zalimce muamelede bulunma ile dövüstürme fiillerine iliskin yapilan haberlerde artis görülmüs ve bu olaylara karsi gerek vatandaslarimiz gerekse sivil toplum örgütleri tarafindan yogun bir tepki gösterilmistir. Toplum vicdanini yaralayan bu ve benzeri olaylarin yayginlasmasi, daha etkin tedbir alma zorunlulugunu ortaya çikarmistir.
Bu kapsamda öldürme, iskence veya acimasiz ve zalimce muamelede bulunma ile dövüstürme fiillerinin idari yaptirim kapsamindan çikarilarak adli yaptirima baglanmasi öngörülmektedir. Böylelikle, hayvanlara karsi islenen bu ve benzeri fiiller kabahat kapsamindan çikarilarak suç kapsamina alinmaktadir."
(Bitti)