Yutkunma Bozuklugu Kanserin Habercisi Olabilir
Medipol Mega Üniversite Hastanesi Kulak Burun Bogaz Bölümü'nden Prof. Dr. Tolga Kandogan: 'Yutkunma ve ses degisikligi ile ilgili sikayetler varsa mutlaka bogaz bölgesinin endoskopiyle incelenmesi gerekir. Bu tür sikayetler, kanserin habercisi olabilir' 'Kanser, girtlaga kadar inmisse ses bozuklugu, bir sonraki evrede de kilo kaybi baslangici olarak gözlemlenir. Eger ileri seviyede bir vakaysa boyunda ele gelen bir kitle olarak karsimiza gelebilir'
Medipol Mega Üniversite Hastanesi Kulak Burun Bogaz Bölümü'nden Prof. Dr. Tolga Kandogan, sigara ve alkol kullanan bireylerin yutak kanserlerine yakalanmada yüksek risk tasidigini belirterek, "Yutkunma ve ses degisikligi ile ilgili sikayetler varsa mutlaka bogaz bölgesinin endoskopiyle incelenmesi gerekir. Bu tür sikayetler, kanserin habercisi olabilir." ifadelerini kullandi.
Hastaneden yapilan açiklamada görüslerine yer verilen Kandogan, yutak kanserinin baslica belirtileri arasinda yutma zorlugunun geldigini vurguladi.
Kandogan, "Kanser, girtlaga kadar inmisse ses bozuklugu, bir sonraki evrede de kilo kaybi baslangici olarak gözlemlenir. Eger ileri seviyede bir vakaysa boyunda ele gelen bir kitle olarak karsimiza gelebilir." degerlendirmesinde bulundu.
Sigara ve alkol kullanan bireylerin yutak kanserlerine yakalanmada yüksek risk tasidigini belirten Kandogan, "Yutkunma ve ses degisikligi ile ilgili sikayetler varsa mutlaka bogaz bölgesinin endoskopiyle incelenmesi gerekir. Bu tür sikayetler, kanserin habercisi olabilir." ifadelerini kullandi.
Yutak kanserlerine agirlikli olarak erkeklerde rastlandigini aktaran Kandogan, sunlari kaydetti:
"Ileri yaslarda, agiz hijyenine önem vermeyen, sagliksiz beslenen bireyler, ‘agiz bogaz kanserleri' olarak da adlandirilan yutak kanserlerine yakalanmada daha fazla risk altindadir. Sigara ve alkol kullanan kisilerde daha yaygin görülür. Tek basina sigara da büyük bir etkendir. Alkol daha çok sinerjik bir etken yaratir. Ikisinin birlikteligi olasiligi çok fazla yükseltiyor. Sigara ve alkolün yani sira sagliksiz gidalar, ticari duman, kimyasal maddelerin dumani da etkenler arasindadir. Pestisitler kanser gelisiminde etkendir, hem sadece bas ve bogaz degil, vücudun diger bölgelerinde de kansere neden olabilirler. Ayrica HPV virüsü de agiz bogaz kanserlerinin gelisiminde rol oynamaktadir.
Agiz içi geçmeyen yaralar daha çok agiz kanserlerinin habercisidir. Tümörü dil, çene ve agiz içi muayenesi sonrasinda teshis edebiliriz. Bogaz kanserlerinde agiz içini inceleyerek kitleyi tespit etmek zor. Endoskopi yardimiyla daha kolay tespit edilir. Bakmamiz gereken bölge dilin, arka tarafinin altinda yer aliyor. Bu nedenle direkt çiplak gözle göremeyecegimiz bir alandadir. Tedavi edilse bile kanserin tekrarlama riski olabilir. Kanserin ileri evrelerinde oran daha da artiyor. Erken evrelerde tespit edilirse tam çikarma sansi daha yüksek, yüzde 90'lara yakin bir sans var. Ancak tedavi edilmezse nefes borusu ve yemek borusu tikanmasina kadar yol açarak ölümcül sonuçlara neden olabilir."
- "Tedavide öncelik cerrahi müdahale"
Prof. Dr. Tolga Kandogan, tüm bas ve boyun kanserlerinde, tedavide önceligin cerrahi müdahale oldugunu vurgulayarak, "Agiz içi, bogaz veya girtlak kanserlerinde cerrahi müdahaleye ek olarak son evrelere yaklastikça radyoterapi ya da kemoterapi de yapilabiliyor. Bazi durumlarda cerrahinin tümörü tam manada çikaramayacagi kadar ilerlemis noktalarda önce kemoterapi ve radyoterapi uygulanabiliyor. Tümör buna ragmen direnç gösterirse üstüne cerrahi eklenebiliyor ya da kemoterapi ve radyoterapiyle devam edilebiliyor. Bu durumlarda kanser daha ileri seviyede oldugu için tedavi basari sansi giderek azaliyor." ifadelerini kullandi.
Yutak kanserlerinin ilk siçradigi organlardan bir tanesinin akcigerler olduguna isaret eden Kandogan, "Bu kanserler tedavi edilmezse akciger, beyin ve kemiklere siçrayabiliyor ve bu durumda ölümcül etkilere neden olabiliyor." degerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA
Hastaneden yapilan açiklamada görüslerine yer verilen Kandogan, yutak kanserinin baslica belirtileri arasinda yutma zorlugunun geldigini vurguladi.
Kandogan, "Kanser, girtlaga kadar inmisse ses bozuklugu, bir sonraki evrede de kilo kaybi baslangici olarak gözlemlenir. Eger ileri seviyede bir vakaysa boyunda ele gelen bir kitle olarak karsimiza gelebilir." degerlendirmesinde bulundu.
Sigara ve alkol kullanan bireylerin yutak kanserlerine yakalanmada yüksek risk tasidigini belirten Kandogan, "Yutkunma ve ses degisikligi ile ilgili sikayetler varsa mutlaka bogaz bölgesinin endoskopiyle incelenmesi gerekir. Bu tür sikayetler, kanserin habercisi olabilir." ifadelerini kullandi.
Yutak kanserlerine agirlikli olarak erkeklerde rastlandigini aktaran Kandogan, sunlari kaydetti:
"Ileri yaslarda, agiz hijyenine önem vermeyen, sagliksiz beslenen bireyler, ‘agiz bogaz kanserleri' olarak da adlandirilan yutak kanserlerine yakalanmada daha fazla risk altindadir. Sigara ve alkol kullanan kisilerde daha yaygin görülür. Tek basina sigara da büyük bir etkendir. Alkol daha çok sinerjik bir etken yaratir. Ikisinin birlikteligi olasiligi çok fazla yükseltiyor. Sigara ve alkolün yani sira sagliksiz gidalar, ticari duman, kimyasal maddelerin dumani da etkenler arasindadir. Pestisitler kanser gelisiminde etkendir, hem sadece bas ve bogaz degil, vücudun diger bölgelerinde de kansere neden olabilirler. Ayrica HPV virüsü de agiz bogaz kanserlerinin gelisiminde rol oynamaktadir.
Agiz içi geçmeyen yaralar daha çok agiz kanserlerinin habercisidir. Tümörü dil, çene ve agiz içi muayenesi sonrasinda teshis edebiliriz. Bogaz kanserlerinde agiz içini inceleyerek kitleyi tespit etmek zor. Endoskopi yardimiyla daha kolay tespit edilir. Bakmamiz gereken bölge dilin, arka tarafinin altinda yer aliyor. Bu nedenle direkt çiplak gözle göremeyecegimiz bir alandadir. Tedavi edilse bile kanserin tekrarlama riski olabilir. Kanserin ileri evrelerinde oran daha da artiyor. Erken evrelerde tespit edilirse tam çikarma sansi daha yüksek, yüzde 90'lara yakin bir sans var. Ancak tedavi edilmezse nefes borusu ve yemek borusu tikanmasina kadar yol açarak ölümcül sonuçlara neden olabilir."
- "Tedavide öncelik cerrahi müdahale"
Prof. Dr. Tolga Kandogan, tüm bas ve boyun kanserlerinde, tedavide önceligin cerrahi müdahale oldugunu vurgulayarak, "Agiz içi, bogaz veya girtlak kanserlerinde cerrahi müdahaleye ek olarak son evrelere yaklastikça radyoterapi ya da kemoterapi de yapilabiliyor. Bazi durumlarda cerrahinin tümörü tam manada çikaramayacagi kadar ilerlemis noktalarda önce kemoterapi ve radyoterapi uygulanabiliyor. Tümör buna ragmen direnç gösterirse üstüne cerrahi eklenebiliyor ya da kemoterapi ve radyoterapiyle devam edilebiliyor. Bu durumlarda kanser daha ileri seviyede oldugu için tedavi basari sansi giderek azaliyor." ifadelerini kullandi.
Yutak kanserlerinin ilk siçradigi organlardan bir tanesinin akcigerler olduguna isaret eden Kandogan, "Bu kanserler tedavi edilmezse akciger, beyin ve kemiklere siçrayabiliyor ve bu durumda ölümcül etkilere neden olabiliyor." degerlendirmesinde bulundu.