OMÜ'de Kenevirin Ticarilesmesine Yönelik Durum Analizi
Bünyesindeki Kenevir Arastirmalari Enstitüsü ile Türkiye’nin ilk yerli ve millî kenevir çesitlerini üreten Ondokuz Mayis Üniversitesi (OMÜ), “yesil hazine” olarak adlandirilan bu bitkiyle ilgili çalismalarin ticarilesmesi yolunda atilacak adimlari, akademisyen ve uzmanlarin bulundugu toplantiyla gündemine tasidi.
Toplantida OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, keneviri bütün getirileriyle ticarilestirip Samsun’un markalarindan biri hâline getirme karar ve azminde olduklarini söyledi.
Toplantida; Karadeniz Tarimsal Arastirmalar Enstitüsü ile birlikte Türkiye’nin ilk tescilli endüstriyel kenevir tohumlari “Vezir” ve “Narli”yi üreterek önemli bir esigi geride birakan OMÜ Kenevir Arastirmalari Enstitüsünün bu yöndeki çalismalarinin, uzun vadeli bir perspektif dogrultusunda ülke ekonomisine nasil katki sunup arti deger yaratacagi farkli basliklarla ele alindi.
Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal’in baskanligindaki toplantiya; Rektör Yardimcisi Prof. Dr. Fehmi Yazici, Kenevir Arastirmalari Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Selim Aytaç, Saglik Bilimleri Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Murat Terzi, Iktisadi ve Idari Bilimler Fakültesi ögretim üyesi Prof. Dr. Ilhan Aksoy, Kenevir Arastirmalari Enstitüsü Müdür Yardimcisi Doç. Dr. Sahane Funda Arslanoglu, Mühendislik Fakültesi ögretim üyesi Doç. Dr. Özgür Demircan, Veteriner Fakültesi ögretim üyesi Doç. Dr. Enes Atmaca, Karadeniz Tarimsal Arastirma Enstitüsünden Doç. Dr. Kibar Ak, Samsun Büyüksehir Belediyesi Tarimsal Hizmetler Daire Baskani Dr. Ali Korkmaz, Samsun Il Tarim ve Orman Müdürlügü Bitkisel Üretim ve Bitki Sagligi Sube Müdürü Lale Baykal ile Sube Müdürlügü çalisani Fatmagül Kavut ve Samsun Yesil Küre Organik’ten Ahmet Aydin istirak etti.
Toplantinin açilisinda konusan Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal, kenevirin gelecegine dair ciddi bir sorumluluk üstlendiklerini belirterek bu çerçevede öncelikle durum tespitinde bulunup, sonrasinda kurum ve kuruluslar arasinda olusturacaklari uzun soluklu bir koordinasyonla stratejilerini hayata geçireceklerini kaydetti.
“Temel motivasyonumuz; Samsun özelinde kenevire ait bütün birikimin bir markaya dönüsmesi”
Bundan sonraki süreçte kenevirle ilgili bilimsel, ekonomik ve toplumsal kazanim elde etmeyi amaçladiklarini vurgulayan Rektör Ünal, “Su asamaya kadar elimizde ciddi bir doneler (veri) var. Bu noktada arzu ettigimiz; Samsun özelinde kenevire ait bütün birikimin bir markaya dönüsmesi, temel motivasyonumuz budur. Yani Samsun ile kenevir arasinda bir iliski kurulmasi, kentimizin; sadece kenevirin hamalligini yapan degil de kenevirden farkli boyutlariyla kazanç saglayan bir kimlige kavusmasidir. Bu çerçevede bir strateji belirleyip bundan sonra yapilacak projelerin de bunun bir parçasi olmasi ve bir sonuca ulasmasini hedefliyoruz. Üniversitesi, Belediyesi, kurum ve kuruluslari ve yatirimcilari ile taraflar ortada, biz de bu stratejinin alt basliklarini biçimlendirmeye çalisacagiz. Samsunlu üreticinin kenevirden kazanç saglamasini istiyorsak acele etmeliyiz çünkü zamanimiz dar” diye konustu.
“Samsun’un ayrica kenevirle anilmasini istiyoruz”
Kenevirde bir rekabetin ortaya çiktigini vurgulayan Rektör Ünal, Yozgat’in bu sektörde asama kaydettigini hatirlatarak sözlerini söyle sürdürdü: “Samsun, ürettigi kenevirle ve bunu endüstriyel ürünlere dönüstürerek kendini göstermeli. Burada kenevire dair süreçleri gelecek açisindan netlestirilip AR-GE boyutuyla degerlendirmemiz kritik bir önem tasiyor ve bu minvalde stratejik bir ekibe ihtiyacimiz var. Yine yol haritasinda ne yapilacagi ile ilgili üst çerçeve belirlenirse Üniversitenin proje desteklerinde tabii ki bu noktayi dikkate almak zorundayiz. Kisacasi kenevire yönelik tekstil, saglik ve gida olmak üzere 3 temel alan karsimiza çikiyor. Bu alanlarda bütün yönleriyle bölge ve ülkemiz ekonomisi için kazanimlar elde etmek esas hedefimiz olacak.”
“Kenevir üretimi ve kültürü açisindan sansli bir kent olan Samsun’da sanayinin tesvik edilmesi için girisimlerde bulunmaliyiz”
Ardindan söz alan OMÜ Kenevir Arastirmalari Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Selim Aytaç, kenevirin, üretildigi yerde islenmesi gereken bir bitki olduguna dikkat çekerek üretim tesislerinin de mümkün oldugunca ekim alanlarina yakin olmasinin zorunluluk arz ettigini dile getirdi. Kenevir kültürünün Samsun’da yerlesik olmasinin bir avantaj olusturduguna isaret eden Prof. Dr. Aytaç, “Kenevir üretimi ve kültürü açisindan sansli bir iliz. Dolayisiyla kenevir sanayisinin küçük bir pozitif ayrimcilikla cesaretlendirilmesi ve tesvik edilmesi için birtakim girisimlerde bulunmaliyiz. 2019 ve 2020 yillari arasinda özellikle Samsun’daki kenevir ekim alanlarinin 6-7 kat arttigini gördük. Ama burada temel sorun, elde edilen ana ürünün islenmesi ve markalasmasi yani katma degeri arttirici ürünlere dönüsmesi. Baska bir ifadeyle kenevirden tüketiciye yönelik helva, pogaça, krokan vb. gibi ürünlerin çikmasi. Bu gelismeler de ürün sirkülasyonunu beraberinde getirecektir. Bizler de Enstitü olarak Samsun sanayisiyle temas hâkindeyiz zaten” diye konustu.
“Birkaç yil içinde kenevirden ilk ürünleri çikaracagiz”
Kenevirin uzun yillar ihmal edilen bir bitki olduguna ve özellikle altyapi ve ürün gelistirme noktasinda arastirma gelistirmeye (AR-GE) ihtiyaç duyulduguna isaret eden Prof. Dr. Aytaç, devaminda “Sanayi bu hususta AR-GE çalismalarinin tamamlanmasini talep ediyor. Samsun’da henüz AR-GE’yi tamamlayip da üretime dönük bir girisim yok yani AR-GE baslangicindayiz. Ama girisimlerimizden söyle bir sonuç çikarabiliriz: Birkaç yil içinde kenevirden ilk ürünleri çikaracagiz. Yogun is gücünü Samsun karsiliyorsa sektör olarak da Samsun sanayisi kenevirin parlayan yildizi olmali” sözlerine yer verdi.
“Bölgede ve özellikle Vezirköprü’de kenevir sanayisinin temelleri atilmali”
Katilimcilardan Karadeniz Tarimsal Arastirma Enstitüsü yetkilisi Doç. Dr. Kibar Ak, kenevire dair 3 yildir sahada yapmis olduklari çalismalar ve ulastiklari sonuçlar hakkinda bilgiler vererek söyle konustu: “Eger bölgemizde gida, tekstil vb. alanlar olmak üzere kenevir sanayisinin kurulmasina iliskin bir tesvik verilmezse yahut bu yöne dogru bir egilim olmazsa bu isin daha fazla ileriye gidemeyecegi kanaatindeyim. Tabii bu süreçte AR-GE kuruluslari olarak bizlere, sektörün istedigi nitelik ve özelliklerde çesit gelistirme, teknolojide yeni kullanim alanlarini kesfetme gibi hususlarda görevler düsüyor. Zaten hem Karadeniz Tarimsal Arastirma Enstitüsü hem de OMÜ’nün emekleri sonucunda kenevirle ilgili 2 çesit elde ettik, ayrica ihtiyaç ve talebe göre yeni çesitler de gelecek. Dolayisiyla bölgede ve bilhassa Vezirköprü’de kenevir sanayisinin yavas yavas kurulup sözlesmeli ürün yöntemi üzerinden bir stratejinin belirlenmesi ve nihayetinde bu isin sahiplenilmesi gerekiyor.”
“Farmakoloji olmadan kenevirde sektörel bir açilim ve gelisme yasayamayiz”
Bir diger katilimci Samsun Büyüksehir Belediyesi Tarimsal Hizmetler Daire Baskani Dr. Ali Korkmaz da kenevir ekimi ve altyapisini gözlemlemek için Samsun’a gelen is insanlarinin ziyaret sebebinin farmakoloji (ilaç bilimi) oldugunu belirterek, “Sahayi gezip incelemeler yapan söz konusu is insanlarinin temel amaci, arti degeri yüksek olan ürün elde etmekti. Fakat zaman içerisinde süreç, geliri daha düsük olan tekstil gibi diger alanlara evrildi. Sonrasinda is insanlarinin ilgisi biçak gibi kesildi. Ilaveten kenevirden elde edilen ürünlerin satisinda birtakim sikintilar bas gösterdi. Dolayisiyla kenevirin artik kârliligi degil, sorun olmasi konusulmaya baslandi. Maalesef gelinen nokta su an itibariyle budur. Biz kenevirle dünyaya meydan okuyacak bir sektörel açilim ve gelismeyi ancak farmakoloji ile gerçeklestirebiliriz, yoksa basarisiz oluruz” seklinde konustu.
“Kenevirle ile ilgili bir ürünün biyo-esdegerini gelistirebiliriz”
Toplantida kenevirin farmakolojik katkilari ve avantajlarindan söz eden Saglik Bilimleri Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Murat Terzi ise Amerika ve Avrupa’da kenevir kökenli ürünlerin bulundugu bilgisini aktararak sunlari dile getirdi: “Böylesine stratejik bir üründe dünyanin ham maddeye ihtiyaci var, Samsun olarak da bu ham maddeye sahibiz ve üretimini yapiyoruz. Kaldi ki ilaç altyapisi güçlü olan Türkiye birçok tibbi ürünü ihraç ediyor. Nitekim kenevirden saglanan ve ilaç sektörünün ihtiyaci olan maddeleri hem Samsun’da hem de Istanbul’daki fabrikalarda üretebiliriz. Dolayisiyla bizler ham madde tedarikinde söz sahibi olabiliriz. Çünkü biliyoruz ki Istanbul’daki pek çok fabrika, Hindistan’dan ham maddeyi aliyor bunu ürüne dönüstürüyor. Tabii bunlarla ilgili talepleri bilmek için ilaç sektörüyle görüsmek gerekiyor. Örnegin ADEKA, Samsun menseli bir firma olarak bize önemli katkilar saglayabilir. Sunu söylemek istiyorum: Kenevirle ile ilgili bir ürünün biyo-esdegerini gelistirebiliriz. Yani sira, ham maddemizin de kaliteli olmasi ayri bir avantaj sunacaktir bizlere. Mesela Israil kenevirle ilgili çalismalar yapiyor ancak ham maddeye ulasmada zorluk yasiyor. Bizler bu noktada Cumhurbaskanligi veya ilgili bakanlikla görüserek kenevire iliskin ne kadar olanak ve avantajimiz varsa bunlari anlatmali ve bir protokolle de süreci ileriye götürmeliyiz. Kenevir Arastirmalari Enstitümüz sayesinde bizden ne talep ediliyorsa bunu karsilayabiliriz diye düsünüyorum. Örnek vermek gerekirse omurilik sorunu olup da ilaçlar ve cerrahi müdahale ile iyilesemeyen hastalar, kenevirden elde edilen bir ilaç ile sagliklarina kavusabiliyorlar. Ancak Türkiye’deki bununla ilgili yasa, bunun kullanimini sinirliyor ve bizler çok zor kosullarda bunu yurt disindan getirtebiliyoruz.”
“Münferit bir cihaz ve laboratuvar altyapiyla Türkiye’de vazgeçilmez bir test ve kalite merkezi olabiliriz”
Toplantinin ilerleyen bölümlerinde söz alan Veteriner Fakültesi ögretim üyesi Doç. Dr. Enes Atmaca, kenevirden kaliteli ham madde üretmek için Kenevir Arastirmalari Enstitüsü bünyesinde münferit bir cihaz ve laboratuvar altyapisinin elzem olduguna isaret ederek “Saglik açisindan etkili olan maddeleri üretebilmemiz ve bunlarin saglik sektöründe kullanilabilmesi için ari (saf) olarak üretim yapmaliyiz. Bunlarin ari oldugunu yaptigimiz analizlerle de kanitlamamiz gerekiyor. Eger Enstitü olarak bu analizleri yapabilir duruma gelirsek kaliteli ham maddeyi üretmek adina Türkiye’de bu konuda tek merkez olabiliriz. Ayrica Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) tarafindan akredite olabilirsek vazgeçilmez bir test ve kalite merkezi konumuna ulasabiliriz” diye konustu.
Tohum ve lif disindaki üretimler için yasal izne ihtiyaç var
“AR-GE, üretim ve sanayi ekseninde yol alabiliriz” diyen Kenevir Arastirmalari Enstitüsü Müdür Yardimcisi Doç. Dr. Sahane Funda Arslanoglu da kenevirde üretici eliyle kapasitenin artmasini istediklerine vurgu yaparak su degerlendirmeyi yapti: “Tabii üretimin artmasinda en büyük etken fiyat oluyor. Çünkü üretici, maliyetin üzerinde bir kârla bunu satabilmeyi arzu eder. Diger taraftan kenevirin hangi alanda degerlendirilecegi karsimiza çikiyor. Zira bugün için kenevirde tohum ve lif amaçli bir üretim var ve bunun disindaki üretimler için yasal izinler gerekiyor. Fiyatin disinda Bakanlik tarafindan kenevire özgü destekleme kalemlerinin olusturulmasi önemli. Bizler de bu hususu Bakanligimiza ilettik.”
Tohumun bir ülkenin en önemli kozlarindan biri olduguna atifta bulunan Prof. Dr. Arslanoglu, kenevirde de tohum islah çalismalarinin devam ettirilmesi bakimindan AR-GE ve projelerin desteklemesi çagrisinda bulundu.
“Ihracat ve ithalatta uluslararasi anlasmalar baglayici”
Toplantida görüs ve önerilerini paylasan Samsun Il Tarim ve Orman Müdürlügü Bitkisel Üretim ve Bitki Sagligi Sube Müdürü Lale Baykal, kenevirle ilgili uluslararasi sözlesme ve anlasmalarin baglayici olduguna dikkat çekerken, “Bu sözlesme ve anlasmalari göz ardi etmeden çalismalari yürütmeliyiz. Kenevir, ihracat ve ithalat açisindan kirmizi listede görünen bir bitki. Örnegin yapragini ihraç ederken bunun çok iyi analiz edilmesi gerekiyor. Kenevir üzerinde elbette çalismalarimiz devam etmeli” dedi.
Kenevirden kâgit üretimi
Samsun Il Tarim ve Orman Müdürlügü Bitkisel Üretim ve Bitki Sagligi Sube Müdürlügü çalisani Fatmagül Kavut da kenevirin kâgit ham maddesi olarak AR-GE kapsamina alinip bu dogrultuda SEKA ile is birligine gidilebilecegini kaydetti.
“Kenevir konusunda ödev Samsun’a verildi ve bu anlamda basarisiz olma ihtimalimiz yok”
Son olarak fikir ve önerilerini aktaran Rektör Yardimcisi Prof. Dr. Fehmi Yazici ise “Samsun’un öyle bir ürününü ya da katma deger saglayacak alanini seçmeliyiz ki diger alanlar kentimizle yarisamasin. Zira biz konuya çok kafa yorduk, burada 2 tane net ve somut konumuz var: Biri manda yetistiriciligi, digeri de kenevir. Türkiye’de cografi ve stratejik olarak bu alanlarda Samsun ile herhangi bir sekilde yarisacak baska bir sehir yok. O nedenle bizim bu alanlara yönelmemiz lazim. Bölge olarak bu alanlarla ilgili bir ekosistem ulusturmaliyiz. Kenevir konusunda ödev Samsun’a verildi ve bu anlamda basarisiz olma ihtimalimiz yok. Bu açidan uzun vadeli ve ileriyi görecek vizyoner bir yaklasimla hareket etmemiz kentimize çok sey katacaktir” ifadelerini kullandi.
Toplanti sonunda dile getirilen görüs, öneri, talep ve teklifler rapor hâline getirildi.
OMÜ Üst yönetimi, kenevir üretimi ve sanayisinin merkez üssü olma yolunda iddiali olan Samsun’un bu yöndeki çalisma ve hamlelerini Tarim ve Orman Bakanligina sunmayi planliyor.
Kaynak: İHA
Toplantida; Karadeniz Tarimsal Arastirmalar Enstitüsü ile birlikte Türkiye’nin ilk tescilli endüstriyel kenevir tohumlari “Vezir” ve “Narli”yi üreterek önemli bir esigi geride birakan OMÜ Kenevir Arastirmalari Enstitüsünün bu yöndeki çalismalarinin, uzun vadeli bir perspektif dogrultusunda ülke ekonomisine nasil katki sunup arti deger yaratacagi farkli basliklarla ele alindi.
Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal’in baskanligindaki toplantiya; Rektör Yardimcisi Prof. Dr. Fehmi Yazici, Kenevir Arastirmalari Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Selim Aytaç, Saglik Bilimleri Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Murat Terzi, Iktisadi ve Idari Bilimler Fakültesi ögretim üyesi Prof. Dr. Ilhan Aksoy, Kenevir Arastirmalari Enstitüsü Müdür Yardimcisi Doç. Dr. Sahane Funda Arslanoglu, Mühendislik Fakültesi ögretim üyesi Doç. Dr. Özgür Demircan, Veteriner Fakültesi ögretim üyesi Doç. Dr. Enes Atmaca, Karadeniz Tarimsal Arastirma Enstitüsünden Doç. Dr. Kibar Ak, Samsun Büyüksehir Belediyesi Tarimsal Hizmetler Daire Baskani Dr. Ali Korkmaz, Samsun Il Tarim ve Orman Müdürlügü Bitkisel Üretim ve Bitki Sagligi Sube Müdürü Lale Baykal ile Sube Müdürlügü çalisani Fatmagül Kavut ve Samsun Yesil Küre Organik’ten Ahmet Aydin istirak etti.
Toplantinin açilisinda konusan Rektör Prof. Dr. Yavuz Ünal, kenevirin gelecegine dair ciddi bir sorumluluk üstlendiklerini belirterek bu çerçevede öncelikle durum tespitinde bulunup, sonrasinda kurum ve kuruluslar arasinda olusturacaklari uzun soluklu bir koordinasyonla stratejilerini hayata geçireceklerini kaydetti.
“Temel motivasyonumuz; Samsun özelinde kenevire ait bütün birikimin bir markaya dönüsmesi”
Bundan sonraki süreçte kenevirle ilgili bilimsel, ekonomik ve toplumsal kazanim elde etmeyi amaçladiklarini vurgulayan Rektör Ünal, “Su asamaya kadar elimizde ciddi bir doneler (veri) var. Bu noktada arzu ettigimiz; Samsun özelinde kenevire ait bütün birikimin bir markaya dönüsmesi, temel motivasyonumuz budur. Yani Samsun ile kenevir arasinda bir iliski kurulmasi, kentimizin; sadece kenevirin hamalligini yapan degil de kenevirden farkli boyutlariyla kazanç saglayan bir kimlige kavusmasidir. Bu çerçevede bir strateji belirleyip bundan sonra yapilacak projelerin de bunun bir parçasi olmasi ve bir sonuca ulasmasini hedefliyoruz. Üniversitesi, Belediyesi, kurum ve kuruluslari ve yatirimcilari ile taraflar ortada, biz de bu stratejinin alt basliklarini biçimlendirmeye çalisacagiz. Samsunlu üreticinin kenevirden kazanç saglamasini istiyorsak acele etmeliyiz çünkü zamanimiz dar” diye konustu.
“Samsun’un ayrica kenevirle anilmasini istiyoruz”
Kenevirde bir rekabetin ortaya çiktigini vurgulayan Rektör Ünal, Yozgat’in bu sektörde asama kaydettigini hatirlatarak sözlerini söyle sürdürdü: “Samsun, ürettigi kenevirle ve bunu endüstriyel ürünlere dönüstürerek kendini göstermeli. Burada kenevire dair süreçleri gelecek açisindan netlestirilip AR-GE boyutuyla degerlendirmemiz kritik bir önem tasiyor ve bu minvalde stratejik bir ekibe ihtiyacimiz var. Yine yol haritasinda ne yapilacagi ile ilgili üst çerçeve belirlenirse Üniversitenin proje desteklerinde tabii ki bu noktayi dikkate almak zorundayiz. Kisacasi kenevire yönelik tekstil, saglik ve gida olmak üzere 3 temel alan karsimiza çikiyor. Bu alanlarda bütün yönleriyle bölge ve ülkemiz ekonomisi için kazanimlar elde etmek esas hedefimiz olacak.”
“Kenevir üretimi ve kültürü açisindan sansli bir kent olan Samsun’da sanayinin tesvik edilmesi için girisimlerde bulunmaliyiz”
Ardindan söz alan OMÜ Kenevir Arastirmalari Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Selim Aytaç, kenevirin, üretildigi yerde islenmesi gereken bir bitki olduguna dikkat çekerek üretim tesislerinin de mümkün oldugunca ekim alanlarina yakin olmasinin zorunluluk arz ettigini dile getirdi. Kenevir kültürünün Samsun’da yerlesik olmasinin bir avantaj olusturduguna isaret eden Prof. Dr. Aytaç, “Kenevir üretimi ve kültürü açisindan sansli bir iliz. Dolayisiyla kenevir sanayisinin küçük bir pozitif ayrimcilikla cesaretlendirilmesi ve tesvik edilmesi için birtakim girisimlerde bulunmaliyiz. 2019 ve 2020 yillari arasinda özellikle Samsun’daki kenevir ekim alanlarinin 6-7 kat arttigini gördük. Ama burada temel sorun, elde edilen ana ürünün islenmesi ve markalasmasi yani katma degeri arttirici ürünlere dönüsmesi. Baska bir ifadeyle kenevirden tüketiciye yönelik helva, pogaça, krokan vb. gibi ürünlerin çikmasi. Bu gelismeler de ürün sirkülasyonunu beraberinde getirecektir. Bizler de Enstitü olarak Samsun sanayisiyle temas hâkindeyiz zaten” diye konustu.
“Birkaç yil içinde kenevirden ilk ürünleri çikaracagiz”
Kenevirin uzun yillar ihmal edilen bir bitki olduguna ve özellikle altyapi ve ürün gelistirme noktasinda arastirma gelistirmeye (AR-GE) ihtiyaç duyulduguna isaret eden Prof. Dr. Aytaç, devaminda “Sanayi bu hususta AR-GE çalismalarinin tamamlanmasini talep ediyor. Samsun’da henüz AR-GE’yi tamamlayip da üretime dönük bir girisim yok yani AR-GE baslangicindayiz. Ama girisimlerimizden söyle bir sonuç çikarabiliriz: Birkaç yil içinde kenevirden ilk ürünleri çikaracagiz. Yogun is gücünü Samsun karsiliyorsa sektör olarak da Samsun sanayisi kenevirin parlayan yildizi olmali” sözlerine yer verdi.
“Bölgede ve özellikle Vezirköprü’de kenevir sanayisinin temelleri atilmali”
Katilimcilardan Karadeniz Tarimsal Arastirma Enstitüsü yetkilisi Doç. Dr. Kibar Ak, kenevire dair 3 yildir sahada yapmis olduklari çalismalar ve ulastiklari sonuçlar hakkinda bilgiler vererek söyle konustu: “Eger bölgemizde gida, tekstil vb. alanlar olmak üzere kenevir sanayisinin kurulmasina iliskin bir tesvik verilmezse yahut bu yöne dogru bir egilim olmazsa bu isin daha fazla ileriye gidemeyecegi kanaatindeyim. Tabii bu süreçte AR-GE kuruluslari olarak bizlere, sektörün istedigi nitelik ve özelliklerde çesit gelistirme, teknolojide yeni kullanim alanlarini kesfetme gibi hususlarda görevler düsüyor. Zaten hem Karadeniz Tarimsal Arastirma Enstitüsü hem de OMÜ’nün emekleri sonucunda kenevirle ilgili 2 çesit elde ettik, ayrica ihtiyaç ve talebe göre yeni çesitler de gelecek. Dolayisiyla bölgede ve bilhassa Vezirköprü’de kenevir sanayisinin yavas yavas kurulup sözlesmeli ürün yöntemi üzerinden bir stratejinin belirlenmesi ve nihayetinde bu isin sahiplenilmesi gerekiyor.”
“Farmakoloji olmadan kenevirde sektörel bir açilim ve gelisme yasayamayiz”
Bir diger katilimci Samsun Büyüksehir Belediyesi Tarimsal Hizmetler Daire Baskani Dr. Ali Korkmaz da kenevir ekimi ve altyapisini gözlemlemek için Samsun’a gelen is insanlarinin ziyaret sebebinin farmakoloji (ilaç bilimi) oldugunu belirterek, “Sahayi gezip incelemeler yapan söz konusu is insanlarinin temel amaci, arti degeri yüksek olan ürün elde etmekti. Fakat zaman içerisinde süreç, geliri daha düsük olan tekstil gibi diger alanlara evrildi. Sonrasinda is insanlarinin ilgisi biçak gibi kesildi. Ilaveten kenevirden elde edilen ürünlerin satisinda birtakim sikintilar bas gösterdi. Dolayisiyla kenevirin artik kârliligi degil, sorun olmasi konusulmaya baslandi. Maalesef gelinen nokta su an itibariyle budur. Biz kenevirle dünyaya meydan okuyacak bir sektörel açilim ve gelismeyi ancak farmakoloji ile gerçeklestirebiliriz, yoksa basarisiz oluruz” seklinde konustu.
“Kenevirle ile ilgili bir ürünün biyo-esdegerini gelistirebiliriz”
Toplantida kenevirin farmakolojik katkilari ve avantajlarindan söz eden Saglik Bilimleri Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Murat Terzi ise Amerika ve Avrupa’da kenevir kökenli ürünlerin bulundugu bilgisini aktararak sunlari dile getirdi: “Böylesine stratejik bir üründe dünyanin ham maddeye ihtiyaci var, Samsun olarak da bu ham maddeye sahibiz ve üretimini yapiyoruz. Kaldi ki ilaç altyapisi güçlü olan Türkiye birçok tibbi ürünü ihraç ediyor. Nitekim kenevirden saglanan ve ilaç sektörünün ihtiyaci olan maddeleri hem Samsun’da hem de Istanbul’daki fabrikalarda üretebiliriz. Dolayisiyla bizler ham madde tedarikinde söz sahibi olabiliriz. Çünkü biliyoruz ki Istanbul’daki pek çok fabrika, Hindistan’dan ham maddeyi aliyor bunu ürüne dönüstürüyor. Tabii bunlarla ilgili talepleri bilmek için ilaç sektörüyle görüsmek gerekiyor. Örnegin ADEKA, Samsun menseli bir firma olarak bize önemli katkilar saglayabilir. Sunu söylemek istiyorum: Kenevirle ile ilgili bir ürünün biyo-esdegerini gelistirebiliriz. Yani sira, ham maddemizin de kaliteli olmasi ayri bir avantaj sunacaktir bizlere. Mesela Israil kenevirle ilgili çalismalar yapiyor ancak ham maddeye ulasmada zorluk yasiyor. Bizler bu noktada Cumhurbaskanligi veya ilgili bakanlikla görüserek kenevire iliskin ne kadar olanak ve avantajimiz varsa bunlari anlatmali ve bir protokolle de süreci ileriye götürmeliyiz. Kenevir Arastirmalari Enstitümüz sayesinde bizden ne talep ediliyorsa bunu karsilayabiliriz diye düsünüyorum. Örnek vermek gerekirse omurilik sorunu olup da ilaçlar ve cerrahi müdahale ile iyilesemeyen hastalar, kenevirden elde edilen bir ilaç ile sagliklarina kavusabiliyorlar. Ancak Türkiye’deki bununla ilgili yasa, bunun kullanimini sinirliyor ve bizler çok zor kosullarda bunu yurt disindan getirtebiliyoruz.”
“Münferit bir cihaz ve laboratuvar altyapiyla Türkiye’de vazgeçilmez bir test ve kalite merkezi olabiliriz”
Toplantinin ilerleyen bölümlerinde söz alan Veteriner Fakültesi ögretim üyesi Doç. Dr. Enes Atmaca, kenevirden kaliteli ham madde üretmek için Kenevir Arastirmalari Enstitüsü bünyesinde münferit bir cihaz ve laboratuvar altyapisinin elzem olduguna isaret ederek “Saglik açisindan etkili olan maddeleri üretebilmemiz ve bunlarin saglik sektöründe kullanilabilmesi için ari (saf) olarak üretim yapmaliyiz. Bunlarin ari oldugunu yaptigimiz analizlerle de kanitlamamiz gerekiyor. Eger Enstitü olarak bu analizleri yapabilir duruma gelirsek kaliteli ham maddeyi üretmek adina Türkiye’de bu konuda tek merkez olabiliriz. Ayrica Türk Akreditasyon Kurumu (TÜRKAK) tarafindan akredite olabilirsek vazgeçilmez bir test ve kalite merkezi konumuna ulasabiliriz” diye konustu.
Tohum ve lif disindaki üretimler için yasal izne ihtiyaç var
“AR-GE, üretim ve sanayi ekseninde yol alabiliriz” diyen Kenevir Arastirmalari Enstitüsü Müdür Yardimcisi Doç. Dr. Sahane Funda Arslanoglu da kenevirde üretici eliyle kapasitenin artmasini istediklerine vurgu yaparak su degerlendirmeyi yapti: “Tabii üretimin artmasinda en büyük etken fiyat oluyor. Çünkü üretici, maliyetin üzerinde bir kârla bunu satabilmeyi arzu eder. Diger taraftan kenevirin hangi alanda degerlendirilecegi karsimiza çikiyor. Zira bugün için kenevirde tohum ve lif amaçli bir üretim var ve bunun disindaki üretimler için yasal izinler gerekiyor. Fiyatin disinda Bakanlik tarafindan kenevire özgü destekleme kalemlerinin olusturulmasi önemli. Bizler de bu hususu Bakanligimiza ilettik.”
Tohumun bir ülkenin en önemli kozlarindan biri olduguna atifta bulunan Prof. Dr. Arslanoglu, kenevirde de tohum islah çalismalarinin devam ettirilmesi bakimindan AR-GE ve projelerin desteklemesi çagrisinda bulundu.
“Ihracat ve ithalatta uluslararasi anlasmalar baglayici”
Toplantida görüs ve önerilerini paylasan Samsun Il Tarim ve Orman Müdürlügü Bitkisel Üretim ve Bitki Sagligi Sube Müdürü Lale Baykal, kenevirle ilgili uluslararasi sözlesme ve anlasmalarin baglayici olduguna dikkat çekerken, “Bu sözlesme ve anlasmalari göz ardi etmeden çalismalari yürütmeliyiz. Kenevir, ihracat ve ithalat açisindan kirmizi listede görünen bir bitki. Örnegin yapragini ihraç ederken bunun çok iyi analiz edilmesi gerekiyor. Kenevir üzerinde elbette çalismalarimiz devam etmeli” dedi.
Kenevirden kâgit üretimi
Samsun Il Tarim ve Orman Müdürlügü Bitkisel Üretim ve Bitki Sagligi Sube Müdürlügü çalisani Fatmagül Kavut da kenevirin kâgit ham maddesi olarak AR-GE kapsamina alinip bu dogrultuda SEKA ile is birligine gidilebilecegini kaydetti.
“Kenevir konusunda ödev Samsun’a verildi ve bu anlamda basarisiz olma ihtimalimiz yok”
Son olarak fikir ve önerilerini aktaran Rektör Yardimcisi Prof. Dr. Fehmi Yazici ise “Samsun’un öyle bir ürününü ya da katma deger saglayacak alanini seçmeliyiz ki diger alanlar kentimizle yarisamasin. Zira biz konuya çok kafa yorduk, burada 2 tane net ve somut konumuz var: Biri manda yetistiriciligi, digeri de kenevir. Türkiye’de cografi ve stratejik olarak bu alanlarda Samsun ile herhangi bir sekilde yarisacak baska bir sehir yok. O nedenle bizim bu alanlara yönelmemiz lazim. Bölge olarak bu alanlarla ilgili bir ekosistem ulusturmaliyiz. Kenevir konusunda ödev Samsun’a verildi ve bu anlamda basarisiz olma ihtimalimiz yok. Bu açidan uzun vadeli ve ileriyi görecek vizyoner bir yaklasimla hareket etmemiz kentimize çok sey katacaktir” ifadelerini kullandi.
Toplanti sonunda dile getirilen görüs, öneri, talep ve teklifler rapor hâline getirildi.
OMÜ Üst yönetimi, kenevir üretimi ve sanayisinin merkez üssü olma yolunda iddiali olan Samsun’un bu yöndeki çalisma ve hamlelerini Tarim ve Orman Bakanligina sunmayi planliyor.