TSKB Ekonomik Arastirmalar'in 'Yesil Mutabakat'in Avrupa Versiyonu' Raporu Yayimlandi

Rapor, Türkiye’nin de AB’nin sinyallerini kendine özgü kosullara uyarlayarak uygun bir politika çerçevesi gelistirmesi ve piyasa katilimcilarina yönelik etkin bir iletisim yürütmesinin anlamli olacagini vurguluyor Çalismalar, Türkiye için yesil ekonomik dönüsüm senaryosu kapsaminda hem milli gelirde hem de sera gazi emisyonlarinda önemli iyilesmelerin saglanabilecegini gösteriyor.

Türkiye Sinai Kalkinma Bankasi (TSKB) Ekonomik Arastirmalar'in, “Yesil Mutabakat’in Avrupa Versiyonu: Iklim Gündemini Sekillendirmek için Bir Adim” baslikli raporunda, Avrupa Yesil Mutabakati sürecinde Türkiye gibi ülkeler için ortaya çikabilecek yükümlülüklerin yaninda olasi firsatlara isaret ediliyor.

TSKB'den yapilan açiklamaya göre, Türkiye’nin sürdürülebilir kalkinmasi yolunda iklim degisikligiyle mücadeleye yönelik arastirma faaliyetlerini sürdüren TSKB Ekonomik Arastirmalar, “Yesil Mutabakat’in Avrupa Versiyonu: Iklim Gündemini Sekillendirmek için Bir Adim” konulu yeni bir rapor yayimladi.

Avrupa Yesil Mutabakati’nin yol haritalarini ve buna uygun eylemler olusturulmasini ele alan rapor, dünyada kalici olarak politika gündeminde yer alan iklim konusunu, Türkiye’nin de kendine özgü kosullara uyarlayarak iklim dostu dönüsümünü tamamlamasi gerektigine dikkati çekiyor.

TSKB Ekonomik Arastirmalar’dan Feridun Tur, Cihan Urhan, Cem Avcioglu ve Gül Yücel tarafindan hazirlanan rapor, Türkiye’nin iklim dostu dönüsümünün, uluslararasi kalkinma finansmani kuruluslarinin sagladigi fonlarin destegiyle daha da güçlenecegine vurgu yapiyor.

- AB’nin iklim dostu ekonomiye dönüsümü yillik 260 milyar avro ek yatirim gerektiriyor

Aralik 2019'da yayimlanan Avrupa Yesil Mutabakati, kaynaklarin verimli kullanimini artirmayi, temiz, döngüsel bir ekonomiye geçmeyi, iklim degisikligini durdurmayi, biyolojik çesitlilik kaybini tersine çevirmeyi, kirliligi azaltmayi ve bu sayede ekonomik modeli tamamen dönüstürmeyi amaçliyor.

Böylece AB, 2050 yilina kadar net sera gazi emisyonlarinin olmadigi, ekonomik büyümenin kaynak kullanimindan ayristigi rekabetçi bir ekonomiye dönüsmeyi hedefliyor. Dönüsümün, yillik 260 milyar avro tutarinda ek yatirim gerektirdigi tahmin ediliyor.

Avrupa’daki politika yapicilarin Avrupa Yesil Mutabakati araciligiyla iklim kriziyle mücadelede degisimin yönü hakkinda net sinyaller gönderdigine isaret eden rapor, Türkiye’nin de AB’nin sinyallerini kendine özgü kosullara uyarlayarak uygun bir politika çerçevesi gelistirmesi ve piyasa katilimcilarina yönelik etkin bir iletisim yürütmesinin anlamli olacagini vurguluyor.

Türkiye’nin iklim dostu dönüsümü ile iç politika tasariminin küresel yesil politika tesvikleri ve tasarim mekanizmalari ile uyumlu hale gelmesine de katki saglanmis olacagi belirtilen raporda su ifadelere yer veriliyor:

“Yesil Mutabakat'in Avrupa versiyonu bugün gündemdeyken kisa süre sonra Amerika veya Asya versiyonu, zamani gelince gelismekte olan ülke versiyonu gündeme gelebilir. Her versiyona hazirlanmanin tek yolu ise yesil dönüsüme yönelmekten geçiyor. Daha kati iklim politikalarinin yesil yeniliklere yol açabilecegini ve böylece uzun vadede rekabet gücünü artirabilecegini göz ardi etmemeliyiz. Çalismalar, Türkiye için yesil ekonomik dönüsüm senaryosu kapsaminda hem milli gelirde hem de sera gazi emisyonlarinda önemli iyilesmelerin saglanabilecegini gösteriyor. Türkiye'nin iklim dostu dönüsümü, uluslararasi kalkinma finansmani kuruluslarinin sagladigi fonlarin destegiyle daha da güçlenecektir. Mutabakatin kaynagi Avrupa olsun ya da olmasin, önemli olan dogru seyleri dogru nedenlerle yapma arayisimizdir.”

AB, geçen dönemde Emisyon Ticaret Sistemi'nin yardimiyla emisyon azaltiminda önemli bir kazanim sagladi. Ancak Avrupa Komisyonu’nun Avrupa Yesil Mutabakati ile daha iddiali iklim hedefleri belirlemesinin, karbon fiyatlarini artirarak karbon kaçagi riskini yükseltebilecegi tahmin ediliyor.

Bu riski sinirlamak amaciyla Avrupa Yesil Mutabakati’nin kilit unsurlarindan biri olarak Sinirda Karbon Uyarlama Mekanizmasi’nin (SKUM) ön plana çiktigini isaret eden raporda, SKUM’un AB tarafindan ithal edilen ürünlerin, karbon ayak izlerine dayali bir mali yükümlülük ile karsilasmasini, böylece ithal mallarin fiyatlarinin, ürünlerin karbon içerigini daha dogru bir sekilde yansitmasini saglamayi hedeflediginin alti çiziliyor.

- Çiftlikten Çatala Stratejisi ile 2030’a kadar gida israfi yüzde 50 azaltilacak

AB, 2050 yilina kadar karbon nötr olma hedefine dogru ilerlerken, “Çiftlikten Çatala Stratejisi” adi altinda tarim ve gida sistemlerine yönelik bir strateji seti belirledi. Strateji kapsaminda ortaya konan hedefler, gida ve tarim endüstrisinde emisyon azaltimina yönelik, üretim teknolojilerinden baslayarak dagitim kanallarina ve tüketici tercihlerine uzanan bütünsel bir yaklasimi temsil ediyor.

Yesil Mutabakat kapsaminda yayinlanan Çiftlikten Çatala Stratejisi’nin üzerine konumlandirildigi “yeni yesil is modeli”ne deginen rapor, stratejinin öngördügü saglikli ve sürdürülebilir tarimsal ürün ve gida üretimine yönelik hedeflerin gerçeklesmesinin olasi ekonomik etkilerini de degerlendiriyor.

Rapora göre, AB tarafindan yayinlanan politika belgesi, bu "yeni yesil is modeli"ni çiftçilerin faaliyetlerinde karbon azaltimi gerçeklestirilmesi üzerine temellendiriyor. Ana fikir, kimyasal pestisitlerin toplam kullanimini 2030 yilina kadar yüzde 50 azaltarak üretimi dönüstürmek, besin kayiplarini en az yüzde 50 azaltmak ve toprak verimliligini güvence altina almak olarak belirlendi. Bunun sonucunda gübre kullaniminin 2030 yilina kadar en az yüzde 20 azaltilmasi bekleniyor.

AB ülkeleri yilda ortalama 5 milyar ton atik üretirken, bu atiklarin sadece yüzde 38'ini geri dönüstürüyor.

Rapora göre, geleneksel yöntem olan ve "al-kullan-at" prensibi üzerine kurulu dogrusal yolla üretim yapilmasi ve ürünlerin tüketilmesi, yalnizca dogal kaynaklarin harap olmasina neden olmuyor, ayni zamanda ekosistemi daha kirilgan hale getiriyor.

AB, hem ekonomik kaybi önlemek hem de çevresel zarari asgari seviyeye düsürmek adina geri dönüsümün sunacagi firsatlardan yararlanmayi amaçliyor. Bu çerçevede, Avrupa Yesil Mutabakati kapsaminda belirlenen birçok strateji arasinda, döngüsel ekonominin de gündemin en üst siralarinda yerini aldigi ve Avrupa Yesil Mutabakati'nin temel unsurlarindan biri haline geldigi görünüyor.
Kaynak: AA