Anayasa Mahkemesi, Iki Farkli Kanun Kapsaminda Ölüm Ayligi Alan Kisinin Ayliginin Iptalini Hak Ihlali Saydi
Anayasa Mahkemesi, farkli kanunlar kapsaminda babasindan dolayi baglanan ölüm ayliginin esinden de ölüm ayligi aldigi gerekçesiyle iptali ve iade edilmesi yönündeki karara yönelik bireysel basvuruda, kisinin mülkiyet hakkinin ihlal edildigine karar verdi.
Resmi Gazete'de yer alan karara göre, basvurucunun 1995'te babasi, 2007'de esi vefat etti. Babasinin ölümü nedeniyle annesine, esinin ölümü nedeniyle de kendisine farkli kanunlar kapsaminda ölüm ayligi baglandi. 2009'da annesinin ölümü üzerine Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) basvuran kisinin talebi kabul edildi ve babasindan da ölüm ayligi baglandi.
SGK 2014'te, babasindan kalan ölüm ayliginin hata sonucu basvurucuya baglandigini ileri sürerek iptal etti ve 24 taksitte ödenmesini talep etti.
Basvurucunun söz konusu miktari ödemesi için açilan dava ise Elazig Is Mahkemesince reddedildi.
Kararin istinafa tasinmasi üzerine Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi, 2017'de davayi faiz talebi yönünden reddetti, maas ödemeleri yönünden ise iadesine hükmetti. Dairenin kararinda, yürürlükteki kanunlar kapsaminda kisiye ikinci maasin baglanamayacagi ifade edildi.
Bunun üzerine basvurucu, Daire tarafindan yasal düzenlemelerin yanlis yorumlanarak hatali, Yargitay 21. Hukuk Dairesi ile Hukuk Genel Kurulu kararlarina da aykiri sonuca varildigini ileri sürdü.
SGK'nin ayni durumda bulunan baska bir kisi hakkinda açilan davada verilen ret kararinin Yargitay tarafindan bozuldugunu belirten basvurucu, büyük bir ekonomik külfet altinda kaldigini savunarak Anayasa Mahkemesine bireysel basvuru yapti.
Basvuruyu degerlendiren Yüksek Mahkeme, basvurucunun mülkiyet hakkinin ihlal edildigine hükmetti.
- Kararin gerekçesinden
Anayasa Mahkemesinin kararinda, Anayasa'nin 35'inci maddesinde mülkiyet hakkinin tanimlandigina, yapilan basvurunun da bu kapsamda degerlendirilmesi gerektigine isaret edildi. Kararda, SGK tarafindan basvurucuya yapilan ödemelerin geri istenmesinin mülkiyet hakkina müdahale anlamini tasidigi belirtildi.
Basvurucuya esinden 506, babasindan ise 1479 sayili Kanun kapsaminda maas baglandigi aktarilan kararda, 2003'te 1479 sayili Kanun'a eklenen 46'nci madde geregince farkli kanunlara tabi iki ayri ölüm ayligi baglanmasina engel bulunmadigi kaydedildi.
Basvurucunun ikinci ölüm ayligini hak edip edemeyecegi hususunda 1479 sayili Kanun'da yer verilen hükümlerin uygulayici durumundaki SGK ve yargi mercilerince farkli yorumlanabildigi ifade edilen kararda, SGK'nin 2 Eylül 2017'deki genel yazisiyla önceki uygulamasinin tam aksi yönde islem yaptigi tespitine yer verildi.
Kararda, sunlar kaydedildi:
"Basvurucunun mülkiyet hakkina yapilan müdahalenin dayanagini olusturan ölüm ayligi baglanmasi sartlarina dair 1479 sayili Kanun'un 45. ve 46. maddelerine iliskin iki farkli yorumun yürürlükte bulunmasi ve bu yorumlardan birine geçerlilik saglayacak sekilde içtihadin birlestirilememesi hukuk kurallarinin muhataplarinin davranislarina yön verme kapasitesini, dolayisiyla öngörülebilirligini zayiflatmis ve bu durum hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkelerine ters düsmüstür. Bu nedenlerle mülkiyet hakkina yapilan müdahalenin belirlilik ve öngörülebilirlik kriterlerini tasiyan bir kanuna dayanmadigi sonucuna ulasilmistir."
Kararda ayrica, yeniden yargilama yapilarak ihlalin sonuçlarinin ortadan kaldirilmasi için kararin ilgili mahkemelere gönderilmesi kararlastirildi.
Kaynak: AA
SGK 2014'te, babasindan kalan ölüm ayliginin hata sonucu basvurucuya baglandigini ileri sürerek iptal etti ve 24 taksitte ödenmesini talep etti.
Basvurucunun söz konusu miktari ödemesi için açilan dava ise Elazig Is Mahkemesince reddedildi.
Kararin istinafa tasinmasi üzerine Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi, 2017'de davayi faiz talebi yönünden reddetti, maas ödemeleri yönünden ise iadesine hükmetti. Dairenin kararinda, yürürlükteki kanunlar kapsaminda kisiye ikinci maasin baglanamayacagi ifade edildi.
Bunun üzerine basvurucu, Daire tarafindan yasal düzenlemelerin yanlis yorumlanarak hatali, Yargitay 21. Hukuk Dairesi ile Hukuk Genel Kurulu kararlarina da aykiri sonuca varildigini ileri sürdü.
SGK'nin ayni durumda bulunan baska bir kisi hakkinda açilan davada verilen ret kararinin Yargitay tarafindan bozuldugunu belirten basvurucu, büyük bir ekonomik külfet altinda kaldigini savunarak Anayasa Mahkemesine bireysel basvuru yapti.
Basvuruyu degerlendiren Yüksek Mahkeme, basvurucunun mülkiyet hakkinin ihlal edildigine hükmetti.
- Kararin gerekçesinden
Anayasa Mahkemesinin kararinda, Anayasa'nin 35'inci maddesinde mülkiyet hakkinin tanimlandigina, yapilan basvurunun da bu kapsamda degerlendirilmesi gerektigine isaret edildi. Kararda, SGK tarafindan basvurucuya yapilan ödemelerin geri istenmesinin mülkiyet hakkina müdahale anlamini tasidigi belirtildi.
Basvurucuya esinden 506, babasindan ise 1479 sayili Kanun kapsaminda maas baglandigi aktarilan kararda, 2003'te 1479 sayili Kanun'a eklenen 46'nci madde geregince farkli kanunlara tabi iki ayri ölüm ayligi baglanmasina engel bulunmadigi kaydedildi.
Basvurucunun ikinci ölüm ayligini hak edip edemeyecegi hususunda 1479 sayili Kanun'da yer verilen hükümlerin uygulayici durumundaki SGK ve yargi mercilerince farkli yorumlanabildigi ifade edilen kararda, SGK'nin 2 Eylül 2017'deki genel yazisiyla önceki uygulamasinin tam aksi yönde islem yaptigi tespitine yer verildi.
Kararda, sunlar kaydedildi:
"Basvurucunun mülkiyet hakkina yapilan müdahalenin dayanagini olusturan ölüm ayligi baglanmasi sartlarina dair 1479 sayili Kanun'un 45. ve 46. maddelerine iliskin iki farkli yorumun yürürlükte bulunmasi ve bu yorumlardan birine geçerlilik saglayacak sekilde içtihadin birlestirilememesi hukuk kurallarinin muhataplarinin davranislarina yön verme kapasitesini, dolayisiyla öngörülebilirligini zayiflatmis ve bu durum hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkelerine ters düsmüstür. Bu nedenlerle mülkiyet hakkina yapilan müdahalenin belirlilik ve öngörülebilirlik kriterlerini tasiyan bir kanuna dayanmadigi sonucuna ulasilmistir."
Kararda ayrica, yeniden yargilama yapilarak ihlalin sonuçlarinin ortadan kaldirilmasi için kararin ilgili mahkemelere gönderilmesi kararlastirildi.