Prof. Dr. Türkmen Karadeniz Için Müsilaj Tehdidine Dikkat Çekti

Marmara Denizi’nde görülen müsilaj kirliliginin uzun vadede Karadeniz’de de görülebilecegini ifade eden Giresun Üniversitesi Ögretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Türkmen, hamsi, çaça, palamut ve lüfer gibi avci baliklarin stoklarinda da önemli miktarda azalmalar görülecegini ileri sürdü.

Prof. Dr. Türkmen Karadeniz Için Müsilaj Tehdidine Dikkat Çekti
Marmara Denizi’nde görülen müsilaj kirliligine bagli olarak balik popülasyonlari ve Karadeniz’i de bekleyen tehlike konusunda uyarilarda bulunan Prof. Dr. Mustafa Türkmen, “Marmara Denizi pek çok balik türü için üretim, kislama ve barinma merkezi oldugundan, hem pelajik ve hem de dip baliklarin bu durumdan etkilenmemesi mümkün degildir. Plankton patlamasi olayinin da sonucu olarak ortaya çikan bu müsilaj deniz yüzeyini bir battaniye gibi kaplayarak günes isigi ve atmosferdeki oksijenin suya geçisine engel olur. Böylece deniz yasaminda beslenme zinciri en alt halkasini olusturan planktonik canlilar çogalamaz ve bunun sonucu olarak fito ve zoo planton ile beslenen canlilar besin bulamazlar. Örnegin hamsi yavrulari ve erginleri planktonik canlilarla beslenirler. Dogal olarak plankton yetersizligi durumunda hamsi popülasyonlarinda çok önemli azalmalar görülebilecektir. Bu olay hamsi ve çaça gibi baliklarla beslenen palamut ve lüfer gibi avci baliklarin stoklarinda da önemli miktarda azalmalara sebep olacaktir. Müsilaj maddesinin zaman içerisinde çürüyerek dibe çökmesi kaçinilmaz bir durumdur. Dibe çöken bu müsilaj maddesi tabanda yasayan bütün deniz organizmalarinin hayatina son verecektir. Örnegin zeminde bulunan deniz çayirlari yok olacak ve bu ortamlarda yasayan bütün canlilar bu durumdan olumsuz etkilenecektir” dedi.



Uzun vadede Karadeniz de tehlikede

Marmara Denizi’nde görülen müsilaj olayinin Karadeniz boyutunu degerlendiren Prof. Dr. Mustafa Türkmen, “Öncelikle Karadeniz’inde kapali bir deniz oldugunu unutmamak gerekir. Karadeniz de dünyanin en kirli denizlerinden biridir. Tuna, Dinyeper ve Dinyester gibi devasa nehirler ve diger akarsularla Karadeniz’e büyük bir atik desarji vardir. Zaten Marmara Denizi’nin kirliliginde Karadeniz’inde payi vardir. Çünkü Karadeniz’den üst akintilarla Marmara Denizi’ne devamli sekilde organik madde tasinmaktadir. Karadeniz kiyilarinin fazla girintili çikintili olmamasi ve devamli yön degistiren akintilara sahip olmasi simdilik Karadeniz’i kurtarmaktadir. Fakat Karadeniz’in 150-200 metre derinliklerinde oksijen bulunmamasi, bazi özel yasam formlari hariç hayat olmamasi unutulmamalidir. Günün birinde Karadeniz de kendi kendini dogal olarak yenileyemez bir duruma gelebilir ve hidrojen sülfür (H2S) gazi atmosfere ulasirsa Karadeniz sahillerinde yasayanlar için felaket olabilir. Karadeniz’de deniz salyasina benzer olaylar simdilik kapali ekosisteme sahip liman, balikçi barinaklari, koy ve körfezlerde çok tehlikeli boyutlarda olmasa da gözlenebilir” diye konustu.



“Yosun, midye, istiridye ve deniz salyangozu çiftlikleri kurulmali"

Müsilaj kirliliginin çözümü için bazi deniz canlilari çiftlikleri kurulabilecegini de belirten Prof. Dr. Türkmen, “Aslinda çözüm çok basit. Kisa vadede çok hizli bir sekilde çesitli teknolojik yöntemlerle müsilajin toplanarak, hizlica kurutulup depolanmasi gerekmektedir. Bu sekilde ekosistemdeki müsilaj konsantrasyonu azaldikça oksijen de zit yönde artacak ve ekosistem kendini yenileyebilme noktasina dogru ilerleyecektir. Yine kisa ve orta vadede Marmara Denizi’ni çevreleyen yerlesim yerlerinden kati ve sivi desarjlar için acil önlemler alinarak aritma sistemleri kurulmalidir. Tarimda asiri ve bilinçsiz gübre ve ilaç kullanimi kontrol edilebilir. Orta ve uzun vadede denizlerimizde kontrollü olarak yosun, midye, istiridye ve deniz salyangozu çiftliklerinin kurulmasi tesvik edilebilir. Çünkü bu canlilar denizlerin dogal olarak temizlenmesinde çok önemli roller üstlenmektedir. Örnegin bir midye günde en az 40-50 litre suyu süzerek beslenir. Diger taraftan bu çiftliklerin istihdam ve ülke ekonomisine katkilari ve katma degeri de göz ardi edilemeyecek kadar yüksektir. Yani müsilaj belki de bizlerin bilinçlenmesi için bir firsat olabilir. Eger bu müsilaj uyarisini dikkate alip, simdiden gerekli önlemleri alirsak, gelecekteki çok daha büyük olasi çevre felaketlerini önlemek için firsatimiz olabilir. Böylelikle gelecek nesillere çok daha temiz bir dünya birakabiliriz” ifadelerini kullandi.
Kaynak: İHA