Müsilaj Marmara'da 'Deniz Çayiri'ni Da Yok Ediyor
Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dali Baskani ve Deniz Biyologu Prof. Dr. Ergün Taskin, Balikesir Erdek’te yaptiklari incelemelerde, farkli yüzlerce omurgasiz ve alg türüne ev sahipligi yapan ve oksijen üretmeleri sebebiyle "Denizlerin akcigerleri" olarak adlandirilan ’Deniz çayiri’nin üzerinin tamamen müsilajla kaplandigini söyledi. Taskin, isik alamamasi sebebiyle fotosentez islevini kaybedecek olan deniz çayirinin yok olma tehlikesiyle karsi karsiya oldugunu vurguladi.
TÜBITAK Marmara Arastirma Merkezi tarafindan yürütülen Denizlerde Bütünlesik Kirlilik Izleme (DEN-IZ) programi kapsaminda “Posidonia Oceanica (Deniz Çayiri) Izleme Çalismasi“ 2021 yilinda Erdek Pasalimani Adasi Izleme Istasyonu’nda gerçeklestirildi.
Proje ekibi Prof.Dr. Ergün Taskin (MCBÜ, Biyoloji Bölümü, Hidrobiyoloji Anabilim Dali), Dr. Baris Akçali (DEÜ, Deniz Bilimler ve Teknolojisi Enstitüsü) ve Dr. Alper Evcen (TÜBITAK-MAM) tarafindan yapilan izleme ve inceleme çalismasinda müsilajin deniz çayirini katman olarak tamamen kapladigi gözlemlendi. Deniz çayirinin Akdeniz’de endemik ve koruma altinda bir tür oldugunu söyleyen Prof.Dr. Taskin, ülkemiz kiyilarinda bu türün genelde temiz ortamlarda ve 45 metre derinlige kadar yayilis gösterdigini, Marmara Denizi’nde ise çok küçük bir alanda bulundugunu ifade etti.
Deniz çayirinin ’Barcelona Sözlesmesi’ ile Akdeniz ve ülkemizde koruma altinda olan bir tür oldugunu kaydeden Taskin, "2018 ile 2020 yillari arasinda Posidonia Oceanica çayirlarinda herhangi bir olumsuzluga rastlamazken Pasalimani Adasi’nda 2021 yilinda yaptigimiz izleme çalismasinda maalesef müsilajin Posidonia Oceanica’nin üzeri tamamen bir katman halinde kaplandigini, Posidonia Oceanica yapraklarinin üzerine çökmüs vaziyette oldugunu tespit ettik. Müsilaj sadece Posidonia Oceanica’nin üzerine tamamen kaplamis degildi ayni sekilde bentik bölge dedigimiz zemini bile kaplamis durumdaydi. Bu konu çok ciddiye alinabilecek bir durum. Çünkü Posidonia Oceanica isik alamadigi için fotosentez yapamayacak ve çayir tehlikeye düsüp gerilemesine, belki de Marmara’da yok olmasina neden olacak. Bunun yani sira 6 metrede bu gözlemlerimize ek olarak acaba derinlerde durum nasildir diye dalisimiza devam ettigimizde; 10 metreden itibaren müsilajin yogun bir sekilde artarak suda yüzer halde oldugunu, 15 metrelerde oldukça yogunlastigini, 17 metrelerde ise neredeyse görüs mesafesinin kayboldugunu gördük. Görüs mesafemizi kaybedince geri dönmek zorunda kaldik" dedi.
"Baskiyi azaltirsak ekosistemi tekrar kazanma sansimiz olacaktir"
Müsilajin nasil ortaya çiktigiyla ilgili de yorumda bulunan Prof.Dr. Taskin, "Karsimiza çikan bu olay maalesef karasal baskinin çok yogun oldugu Marmara Denizi’nde evsel, sehirsel, tarimsal, endüstriyel atiklarin desarji ve bunun yani sira marina, liman, gemilerin atiklarinin yillar içinde birikimleri sonrasi deniz altinda gördügümüz bu etki 2021 yilinda su yüzüne çikmis oldu. Bundan sonraki süreçte eger ciddi bir sekilde çalisip bu desarjlari yani bu karasal baskiyi azaltirsak ekosistemi tekrar kazanma sansimiz olacaktir diye düsünüyorum" dedi.
Kaynak: İHA
Proje ekibi Prof.Dr. Ergün Taskin (MCBÜ, Biyoloji Bölümü, Hidrobiyoloji Anabilim Dali), Dr. Baris Akçali (DEÜ, Deniz Bilimler ve Teknolojisi Enstitüsü) ve Dr. Alper Evcen (TÜBITAK-MAM) tarafindan yapilan izleme ve inceleme çalismasinda müsilajin deniz çayirini katman olarak tamamen kapladigi gözlemlendi. Deniz çayirinin Akdeniz’de endemik ve koruma altinda bir tür oldugunu söyleyen Prof.Dr. Taskin, ülkemiz kiyilarinda bu türün genelde temiz ortamlarda ve 45 metre derinlige kadar yayilis gösterdigini, Marmara Denizi’nde ise çok küçük bir alanda bulundugunu ifade etti.
Deniz çayirinin ’Barcelona Sözlesmesi’ ile Akdeniz ve ülkemizde koruma altinda olan bir tür oldugunu kaydeden Taskin, "2018 ile 2020 yillari arasinda Posidonia Oceanica çayirlarinda herhangi bir olumsuzluga rastlamazken Pasalimani Adasi’nda 2021 yilinda yaptigimiz izleme çalismasinda maalesef müsilajin Posidonia Oceanica’nin üzeri tamamen bir katman halinde kaplandigini, Posidonia Oceanica yapraklarinin üzerine çökmüs vaziyette oldugunu tespit ettik. Müsilaj sadece Posidonia Oceanica’nin üzerine tamamen kaplamis degildi ayni sekilde bentik bölge dedigimiz zemini bile kaplamis durumdaydi. Bu konu çok ciddiye alinabilecek bir durum. Çünkü Posidonia Oceanica isik alamadigi için fotosentez yapamayacak ve çayir tehlikeye düsüp gerilemesine, belki de Marmara’da yok olmasina neden olacak. Bunun yani sira 6 metrede bu gözlemlerimize ek olarak acaba derinlerde durum nasildir diye dalisimiza devam ettigimizde; 10 metreden itibaren müsilajin yogun bir sekilde artarak suda yüzer halde oldugunu, 15 metrelerde oldukça yogunlastigini, 17 metrelerde ise neredeyse görüs mesafesinin kayboldugunu gördük. Görüs mesafemizi kaybedince geri dönmek zorunda kaldik" dedi.
"Baskiyi azaltirsak ekosistemi tekrar kazanma sansimiz olacaktir"
Müsilajin nasil ortaya çiktigiyla ilgili de yorumda bulunan Prof.Dr. Taskin, "Karsimiza çikan bu olay maalesef karasal baskinin çok yogun oldugu Marmara Denizi’nde evsel, sehirsel, tarimsal, endüstriyel atiklarin desarji ve bunun yani sira marina, liman, gemilerin atiklarinin yillar içinde birikimleri sonrasi deniz altinda gördügümüz bu etki 2021 yilinda su yüzüne çikmis oldu. Bundan sonraki süreçte eger ciddi bir sekilde çalisip bu desarjlari yani bu karasal baskiyi azaltirsak ekosistemi tekrar kazanma sansimiz olacaktir diye düsünüyorum" dedi.