Sentop, II. Uluslararasi Geçmisten Günümüze Tekirdag'da Dini Ve Kültürel Hayat Sempozyumu'nda Konustu Açiklamasi

'Ekmegini yiyip suyunu içtigimiz Tekirdag'imizin sahip oldugu dini, kültürel ve tarihi degerlerini ortaya çikarmayi, korumayi ve gelecek kusaklara aktarmayi görev addediyoruz' 'Manevi kimligini bulan, olusturan, zenginlestiren, zevk ve estetik algisini gelistiren, ruhla bedeni bulusturan mamur sehirler, esenlik ve huzur kaynagidir. Tekirdag da bu iklimi ve manevi kimligi insa ve imar çalismalarinda önemli merhaleler katetmis bir sehrimizdir'

TBMM Baskani Mustafa Sentop, "Ekmegini yiyip suyunu içtigimiz Tekirdag'imizin sahip oldugu dini, kültürel ve tarihi degerlerini ortaya çikarmayi, korumayi ve gelecek kusaklara aktarmayi görev addediyoruz." dedi.

Sentop, himayesinde Tekirdag Namik Kemal Üniversitesi Ilahiyat Fakültesinin düzenledigi, II. Uluslararasi Geçmisten Günümüze Tekirdag'da Dini ve Kültürel Hayat Sempozyumu'na çevirim içi baglanarak konusma yapti.

Rumeli fütuhatinin baslangiç noktasi, Osmanli baskentlerinin mücavir alani, Türkiye'nin Avrupa'ya açilan kapisi olan Tekirdag'in, kadim tarihi, zengin kültürü, stratejik konumu, yüzlerce kültür varliginin günümüze yansiyan izi ve dost canlisi insanlariyla bir cazibe merkezi olmayi sürdürdügünü söyleyen Sentop, katilimcilari selamladi.

Islam inanci geregi esrefi mahlukat olarak yaratilan insanin mesuliyetinin yalnizca sahsiyla sinirli olmadigini dile getiren Sentop, "Bizim medeniyet anlayisimizda kendimizi kurtarmamiz, ebedi kurtulusa ermemiz için yeterli bir gerekçe degil. Bizim, ailemizden baslayarak hanemizi, mahallemizi, sehrimizi, ülkemizi ve bütün dünyayi kusatacak nitelikte iyilik ve güzellikle bulusturma mesuliyetimiz var. Bu ulvi mesuliyetin bir tezahürü olarak Tekirdag'imizdaki dini ve kültürel hayati konu edinecek bu sempozyumu çok degerli buluyorum." diye konustu.???????

Insanlarin, inandiklari gibi bir ömür sürdügünü, gelecek nesilleri bu inanç ve gelenekler üzere yetistirdigini dile getiren Sentop, "Din, bir hayat tarzi olarak hayatimizin her alaninda ve her aninda önemli bir etkiye sahiptir. Selam verisimizden oturmamiza, dügünlerimizden cenazelerimize kadar en belirleyici unsurdur." dedi.

Insanlarin oldugu gibi sehirlerin de manevi kimligi ve ruhu oldugunu anlatan Sentop, söyle konustu:

"Mekanlar da nefes alip verir; ezelden ebede, tarih boyunca tasidigi bütün birikimiyle hayat bulur. Ilham kaynagimiz olur. Gelecege ve gelecek nesillere de isik tutar. Sehrimizin kapisindan girenler kültür ve medeniyetimizin engin güzelliklerine göre agirlanir, ugurlanir, soluklanir. Sehrin birikimi insanin, insanligin birikimidir. Manevi kimligini bulan, olusturan, zenginlestiren, zevk ve estetik algisini gelistiren, ruhla bedeni bulusturan mamur sehirler, esenlik ve huzur kaynagidir. Merhametin ve rahmetin kaleleri bu sehirlerde vücut bulur, yükselir. Insanlik onuru böyle sehirlerde korunur, yasatilir ve yüceltilir. Iste Tekirdag da bu iklimi ve manevi kimligi insa ve imar çalismalarinda önemli merhaleler katetmis bir sehrimizdir."

- Tekirdag'in tarihi

Sentop, eski adiyla Rodosçuk ya da Tekfurdagi olan Tekirdag'in, milattan önce 4 binli yillara, Traklara kadar uzanan liman kenti olarak kadim bir tarihe sahip oldugunu hatirlatti.

Orhan Gazi'nin büyük oglu Gazi Süleyman Pasa, Rumeli'ye 1354'de Gelibolu üzerinden geçerek Tekirdag'in bugünkü ilçelerini Osmanli sinirlarina kattigini ve Rumeli Fatihi" unvanini aldigini animsatan Sentop, Tekirdag'in Gazi Süleyman Pasa'nin kardesi Murat Bey'in saltanati sirasinda da 7 Aralik 1357'de Osmanli'ya katildigini söyledi.

Sentop, "Osmanli sairlerinin hayatlarinin ele alindigi Suara Tezkereleri'ne giren, Tekirdag ve çevre ilçelerinden 73 divan sairine sahip bir beldenin torunlariyiz." dedi.

Tekirdagli din alimlerinin fikih ve hadis kitaplarinin hatta maseri vicdanin gönlünde taht kuran velilerin türbelerinin, bugün de sehir halkinin teveccühüne mazhar olarak birlestirici ortak deger olmaya canli sekilde devam ettigine isaret eden Sentop, "Asri Saadet olarak bilinen kutlu çagin ismi olan Medine yani sehir manasindan neset eden sehir kültürünü ve medeni olma halini temsil eden dört basi mamur sehir askiyla vücut bulmus beldelerimizden yalnizca biridir Tekirdag'imiz. Diger bütün sehirlerimiz de bu medeni olma askindan dogmustur. Bu sevdayla yükselmis ve yücelmistir." ifadelerini kullandi.

- "Ekmegini yiyip suyunu içtigimiz sehir"

Osmanli Ser'iyye Sicilleri'nde sehirlerin kaydi yapilan zaman dilimlerinde, toplumunun hukuki hayatiyla beraber sosyal ve iktisadi hayatinin ögrenildigini hatirlatan Sentop, Tekirdag'i anlatan Ser'iyye Sicili bölümünde, Osmanli döneminde ticaretin canli olugunu hatta Rodosçuk limaninin önemi ve Istanbul'un iase aktarma merkezi görevi gördügünün anlatildigini aktardi.

Tekirdag'in, birçok medeniyetin kaynagi, yüzlerce kültür varliginin yer aldigi bu cografyanin essiz bir sehri oldugunu ifade eden Sentop, sunlari kaydetti:

"Liman sehirleri daima savaslara ve göçlere ugrar. Tekirdag da cografi özellikleri dolayisiyla daima böyle bir sehir olmus ve olmaya da devam edecektir. Balkan göçlerinde benim de ailemin içinde bulundugu yüzlerce muhacire vatan olan, Alevilerle Sünnilerin ve Romanlarin huzur içinde yasadigi bu renkli sehir, bir kültür mozaigi olarak hepimizi bagrina basmistir. Biz de bu bilinçle hareket ederek ekmegini yiyip suyunu içtigimiz sehrimizin sahip oldugu dini, kültürel ve tarihi degerlerini ortaya çikarmayi, korumayi ve gelecek kusaklara aktarmayi görev addediyoruz. Bu vesileyle gözümüzün bebegi Tekirdag'imizda, ilim erbabiyla bizleri bulusturan Namik Kemal Üniversitesi Sayin Rektörü Prof. Dr. Mümin Sahin'e ve Ilahiyat Fakültemizin Sayin Dekani Prof. Dr. Hasan Keskin'e, sempozyuma katki sunacak bütün bilim insanlarimiza ve bütün emegi geçenlere tesekkür ediyorum. Bugün ikincisini yaptigimiz bu sempozyumun geleneksellesip devam etmesini ve hem sehrimize hem de memleketimize yeni ufuklar açarak hayirlara vesile olmasini Cenabihak'tan niyaz ediyorum."

Kaynak: AA