Türkiye Son 50 Yilin En Sicak Mevsimini Yasiyor

Van Yüzüncü Yil Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Cografya Bölümü Ögretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoglu, bundan sonra her yilin bir sonraki yildan daha sicak geçecegini belirterek, “Kuraklikla birlikte hayatimiza korona virüs gibi salginlar girecek” dedi.

Türkiye Son 50 Yilin En Sicak Mevsimini Yasiyor
Küresel iklim degisikliginin etkisi altinda olan Türkiye’de 2021 yilinda sicakliklarin mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi nedeniyle son 50 yilin en sicak yili yasaniyor. Dünya gündeminde son yillarin en büyük sorunlari arasinda küresel isinmaya bagli yasanan kuraklik ilk siralarda yer aliyor. Meteoroloji Genel Müdürlügü verilerine göre, Türkiye’de 2021 yili Mayis ayi son 50 yilin en sicak Mayis ayi olarak gerçeklestigi belirtiliyor.

“Dünya her yil gittikçe daha fazla isiniyor”

IHA muhabirine konusan Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Cografya Bölümü Ögretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoglu, küresel isinmanin bugüne özgü olmadigini binlerce yil öncede yasandigini animsatti. Ancak o dönemde dünya sicak dönemi yasadiktan sonra arkasinda soguk bir dönem yasadigini ifade eden Prof. Dr. Alaeddinoglu, “50 yilda, 100 yilda bu tarz ekstremleri görüyoruz. Ancak bugün yasadigimiz durum geçmisten farklidir. Artik dünya her yil gittikçe daha fazla isiniyor ve bu isinmanin sonucunda küresel iklimde çok ciddi bir degisiklik meydana geliyor” diye konustu.



“Kötüden daha kötü bir senaryo bizi bekliyor”

Türkiye’yi kuraklik ve sicaklik açisindan daha kötü bir senaryonun bekledigini dile getiren Alaeddinoglu, “Son 40 yildir yapilan tüm çalismalar dünya üzerinde bu tarz bir isinmanin olusturacagi etkiye iliskin bulgularla doludur. Dünyanin sonunun isinmayla birlikte kuraklik sorunu, yagis ve su sorunu yasayacagi seklindeydi. Buna yönelik senaryolarda var. Bugün yasadigimiz durum aslinda bu senaryolara uygun olarak gerçeklesiyor. Bu durum kötüden daha kötü bir senaryo bizi bekliyor. Çünkü bir taraftan sicakliklarda artis devam ederken, diger taraftan yagislarda da azalma gerçeklesiyor. Bir sonra ki yilda bu sicakliklar artacak, yagislar ayni sekilde azalacak. Bu konuda gelismis ülkeler, kendi ülkeleri için tedbirler aldi. Dünyanin bu küresel isinmadan kaynakli büyük ölçüde zarar görmesinin önüne geçmediler ama kendi ülkelerini korumak adina bir takim önlemler aldilar. Bu sürecin devam etmesi, bu sicaklarda sürekli artis birçok sorunu da beraberinde getirecek ve bu sorunlarin en tehlikesi kurakliktir. Son yillarda kuraklik hayatimiza girdi ve büyük oranda da Türkiye’nin de zarar gördügü bir sürece girdi. Birçok tarim ürünü biçilemez hale gelerek tarlada kaldi. Insanlarimiz sulama sorunuyla karsi karsiya kaldi. Kuraklikla birlikte hayatimiza korona virüs gibi salginlar girecek. Kuraklik ve sicakliklar hem insanlar açisindan hem de diger canlilar açisindan bir takim salginlarla karsilasma riskini de ortaya çikariyor” diye konustu.



“Su sorunu çok daha ciddi boyutlara gelecek”

Son yillardan yasanan iklim degisikligi nedeniyle ormanlarin da büyük ölçüde zarar gördügünü hatirlatan Alaeddinoglu, “Isinma sorunu ormanlarimiza da zarar verecek. Avustralya’da aylarca orman yanginlari sürmüstü. Yanginlar hava sicakliklariyla birlikte bu dönemde hayatimizda çok büyük yer alacak. Bir diger sorunda belli bir yasin üstündeki insanlarin sicakliklara bagli olarak, özellikle gece sicakliklarin artmasiyla basta solunum olmak üzere, hastaliklarin da hayatimiza girecegini gösteriyor. Bir bütün olarak baktigimizda bundan sonra sürecin hep daha sicak olacagina iliskin bulgular var. Bu anlamda önlemler alma zorunlulugumuz var. Çünkü süreci yönetmek zorundayiz. Su kaynaklarimiz çok fazla degil, sinirli kaynaklari yönetme durumumuz var. Özellikle kapali havzalarin çok daha hassas yönetilmesi gerekiyor. Su sorunu çok daha ciddi boyutlara gelecek” seklinde konustu.

Kaynak: İHA