Baskan Güler Açiklamasi 'Dedikodu Yapmayin, Karninizdan Konusmayin'
Ordu Büyüksehir Belediye Baskani Mehmet Hilmi Güler, son dönemde Büyüksehir Belediyesi ve yöneticileri hakkinda haksiz, yalan, yanlis ve algi operasyonu seklinde gerçeklesen söylentilere sert cevap verdi. Baskan Güler, “Dedikodularla, duyumlarla, iftiralarla bir yere varilmaz. Getirin belgeyi geregini yapayim” diyerek açik ve net konustu.
Ordu Büyüksehir Belediyesi Meclis Toplantisinda açiklamalarda bulunan Baskan Güler, Ordu’nun dedikodu ile anilan bir sehir olmasindan büyük rahatsizlik duydugunu belirtti.
Bu durumdan artik kurtulmak gerektigini belirten Baskan Güler, gerek Büyüksehir gerekse yöneticileri hakkinda son dönemde haksiz, yalan, yanlis ve algi operasyonu seklinde gerçeklesen söylentilere sert tepki gösterdi.
“Açik ve net olun, dedikodu yapmayin”
Baskan Güler, iki yili asan görev süresi içerisinde siyaset ve is çevrelerinde is yapmak yerine dedikodu yapildigini gözlemledigini dile getirdi. Büyüksehir Belediyesi ve yöneticileri hakkinda söylentilere sert cevap veren Baskan Güler, “Geçmisten bu yana Ordu’da gördügüm bir sey var. ‘Öyle duyduk, öyle yapiliyor’ seklinde. Hep bu tür duyumlarla ve dedikodularla hareket etme aliskanligi giderek yayginlasiyor. Bu tür seylerin bizim gündemimizde olmamasi gerekiyor. Her seyin net ve açik olmasi gerekiyor. Belgesi olmasi lazim. Dedikodu ile hareket etmeyecek kadar cesur olmaliyiz. Eger herhangi bir sey varsa belgeyi bilgiyi getirirler, bende geregini yaparim” dedi.
Ordu’nun bu durumunu bilimsel olarak incelettigini ve bu dedikodu kültürünün sebeplerini ortaya çikaracaklarini belirten Baskan Güler, “Politik-psikoloji diye bir durum var. Bilim adamalari ile sosyologlarla bu çalismayi yapiyorum. Ordu’daki bu yanlis aliskanlik herkesi kapsamiyor ufak bir grubun aliskanlik haline getirdigi bir durum. Herhangi bir iddia, iddia edilen tarafindan ispat edilir. Öyle bile olsa bana bilgisini belgesini getirin ben kendi elimle bu incelemeyi yaptiracagim, sorusturmayi açacagim. Gerekiyorsa denetim, teftis ve mahkeme dahil geregini kendim için dahi olsa, kendime dahi sorusturma açacak kadar açigim. Çünkü biz buraya geldik, bu çalismalari yapiyoruz. Duyumlarla, iftiralarla eger böyle bir sey varsa bilgisini belgesini getirin en ufak tereddüttünüz olmasin kendim bu isi baslatir, geregini de yaparim” diye konustu.
“Rant, çikar çevrelerinin degil halkin cebinde kaldi”
Baskan Güler, açiklamalarini söyle sürdürdü:
“Sunu gördüm farkinda olmadan çok ayaga basmisiz. Görüsmelerden basvurulardan ve ifadelerden anliyoruz. Ve biz asfalti geçen yil eger böyle bir yol takip etmeseydik Eylül ayina kadar sifir çekecektik. Bu seferde Büyüksehir is yapmadi olacakti. Biz orada bir inisiyatif kullandik, kendi makinalarimiz satin aldik mal sahibi olduk. Asfalt plenti aldik mal sahibi olduk. Tas ocagina basvurduk sahip olduk. Ve simdi cayir cayir is yapiyoruz. Bunu yaparken çokta ucuza yapiyoruz. Burada gördük ki bayagi büyük bir rant, halkimizin cebinde kalmis oldu. Vatandasimizin hakkini korumus olduk. Biz kimseye rakip olmak istemiyoruz. Kimsenin isinde gücünde gözümüz yok. Herkes adam gibi çalissin basimizin üstünde yeri var. Ama eski aliskanliklar ben burada oldugum sürece yer yok. Hiçbir sey halkimizin menfaatinden daha üstün degil. Bunu yapacagiz, rakip olmayacagiz. Gerekiyorsa da usulüne uygun hareket ederlerse bütün sirketlerimizi halkimiza ve is adamlarimiza devretmeye haziriz. Çünkü serbest tesebbüs bizim için çok kiymetli. Halkimizin rekabet gücüne, helal kazancina biz daima yardimci olacagiz. Biz kalkip da asfalti yapalim, turizme ilgilenelim, lokanta açalim, yazalim sirketinde baskasina engel olalim diye düsünmedik. Enerji sirketimizle rüzgarimizdan enerji üretelim istedik, kimsenin isinde gücünde kazancinda gözümüz yok.”
“Yalana inanan kesim huzuru bozar”
Siyasetin dedikodu ile degil erdemle yapilmasi gerektigini belirten Baskan Güler, “Siyaset erdemle yapilmali, dedikodu ile degil. Varsa bilgi belge getirirler ben geregini yaparim. Hatta kendim isin içerisindeysem kendim için bile sorusturma açtiririm, açikça söylüyorum. Bu bakimdan ricam, dedikodularla, bunu diyorlar, sunu diyorlar demek yok” ifadelerini kullandi.
Özellikle yalana inanan kesimlerin huzur bozdugunu vurgulayan Baskan Güler, “Politik-psikolojide yalancinin payi diye bir pay var. Literatüre geçmis. Bir yalani söylüyorsunuz, sonra karsi taraf bunu yemin billah ediyor ortaya koyuyor. Buna ragmen yüzde 15 inanan çikiyor. Böyle bir yüzde 15 çok büyük sikintilara sebep oluyor. Manevi olarak kul hakki denen bir sey var, insan haklari denen bir sey var, masumiyet karinesi diye bir sey var. Buna ragmen ortami bozacak, yatirim ortamini huzuru kaçiracak durumlarla karsi karsiyayiz. Ben çocuklarimiz için torunlarimiz için hepimizin gelecegi için daha mutlu Ordu’nun olmasini istiyorum” dedi.
“Karadaki müsilaj Covid’den daha tehlikeli. Bunu da biz temizleyecegiz”
Baskan Güler, açiklamalarini söyle tamamladi:
“Müsilaj denilen sey sadece denizde olmuyor, bizde karada da müsilaj belirtileri var. Bunu biz temizlememiz lazim, bu dezenfeksiyonu yapacagiz. Bu çok az bir sey, halkta böyle bir sey yok, halkimizin büyük ölçüde çok memnun, kamuoyu arastirmasi yapiyoruz halkimiz meclisimizden de bizden de çok memnun. Ama böyle bir müsilaj durumu var burada, vaziyet var. Dezenfeksiyonu birlikte yapacagiz. Bu Covid’den daha tehlikeli. Çünkü hepimizi sikintiya sokuyor. Bu sorumluluk hepimizin üzerinde. Ve ben istiyorum ki, her seyi belgeli bilgili yapalim, herhangi bir sekilde israr ediyorsa da ben bu sefer tersinden hukuka basvuracagim. Biz bu ismi kolay yapmadik. Bu duruma kadar tertemiz geldik, sonuna kadar da hata yapmaya hakkimiz yok.”
Kaynak: İHA
Bu durumdan artik kurtulmak gerektigini belirten Baskan Güler, gerek Büyüksehir gerekse yöneticileri hakkinda son dönemde haksiz, yalan, yanlis ve algi operasyonu seklinde gerçeklesen söylentilere sert tepki gösterdi.
“Açik ve net olun, dedikodu yapmayin”
Baskan Güler, iki yili asan görev süresi içerisinde siyaset ve is çevrelerinde is yapmak yerine dedikodu yapildigini gözlemledigini dile getirdi. Büyüksehir Belediyesi ve yöneticileri hakkinda söylentilere sert cevap veren Baskan Güler, “Geçmisten bu yana Ordu’da gördügüm bir sey var. ‘Öyle duyduk, öyle yapiliyor’ seklinde. Hep bu tür duyumlarla ve dedikodularla hareket etme aliskanligi giderek yayginlasiyor. Bu tür seylerin bizim gündemimizde olmamasi gerekiyor. Her seyin net ve açik olmasi gerekiyor. Belgesi olmasi lazim. Dedikodu ile hareket etmeyecek kadar cesur olmaliyiz. Eger herhangi bir sey varsa belgeyi bilgiyi getirirler, bende geregini yaparim” dedi.
Ordu’nun bu durumunu bilimsel olarak incelettigini ve bu dedikodu kültürünün sebeplerini ortaya çikaracaklarini belirten Baskan Güler, “Politik-psikoloji diye bir durum var. Bilim adamalari ile sosyologlarla bu çalismayi yapiyorum. Ordu’daki bu yanlis aliskanlik herkesi kapsamiyor ufak bir grubun aliskanlik haline getirdigi bir durum. Herhangi bir iddia, iddia edilen tarafindan ispat edilir. Öyle bile olsa bana bilgisini belgesini getirin ben kendi elimle bu incelemeyi yaptiracagim, sorusturmayi açacagim. Gerekiyorsa denetim, teftis ve mahkeme dahil geregini kendim için dahi olsa, kendime dahi sorusturma açacak kadar açigim. Çünkü biz buraya geldik, bu çalismalari yapiyoruz. Duyumlarla, iftiralarla eger böyle bir sey varsa bilgisini belgesini getirin en ufak tereddüttünüz olmasin kendim bu isi baslatir, geregini de yaparim” diye konustu.
“Rant, çikar çevrelerinin degil halkin cebinde kaldi”
Baskan Güler, açiklamalarini söyle sürdürdü:
“Sunu gördüm farkinda olmadan çok ayaga basmisiz. Görüsmelerden basvurulardan ve ifadelerden anliyoruz. Ve biz asfalti geçen yil eger böyle bir yol takip etmeseydik Eylül ayina kadar sifir çekecektik. Bu seferde Büyüksehir is yapmadi olacakti. Biz orada bir inisiyatif kullandik, kendi makinalarimiz satin aldik mal sahibi olduk. Asfalt plenti aldik mal sahibi olduk. Tas ocagina basvurduk sahip olduk. Ve simdi cayir cayir is yapiyoruz. Bunu yaparken çokta ucuza yapiyoruz. Burada gördük ki bayagi büyük bir rant, halkimizin cebinde kalmis oldu. Vatandasimizin hakkini korumus olduk. Biz kimseye rakip olmak istemiyoruz. Kimsenin isinde gücünde gözümüz yok. Herkes adam gibi çalissin basimizin üstünde yeri var. Ama eski aliskanliklar ben burada oldugum sürece yer yok. Hiçbir sey halkimizin menfaatinden daha üstün degil. Bunu yapacagiz, rakip olmayacagiz. Gerekiyorsa da usulüne uygun hareket ederlerse bütün sirketlerimizi halkimiza ve is adamlarimiza devretmeye haziriz. Çünkü serbest tesebbüs bizim için çok kiymetli. Halkimizin rekabet gücüne, helal kazancina biz daima yardimci olacagiz. Biz kalkip da asfalti yapalim, turizme ilgilenelim, lokanta açalim, yazalim sirketinde baskasina engel olalim diye düsünmedik. Enerji sirketimizle rüzgarimizdan enerji üretelim istedik, kimsenin isinde gücünde kazancinda gözümüz yok.”
“Yalana inanan kesim huzuru bozar”
Siyasetin dedikodu ile degil erdemle yapilmasi gerektigini belirten Baskan Güler, “Siyaset erdemle yapilmali, dedikodu ile degil. Varsa bilgi belge getirirler ben geregini yaparim. Hatta kendim isin içerisindeysem kendim için bile sorusturma açtiririm, açikça söylüyorum. Bu bakimdan ricam, dedikodularla, bunu diyorlar, sunu diyorlar demek yok” ifadelerini kullandi.
Özellikle yalana inanan kesimlerin huzur bozdugunu vurgulayan Baskan Güler, “Politik-psikolojide yalancinin payi diye bir pay var. Literatüre geçmis. Bir yalani söylüyorsunuz, sonra karsi taraf bunu yemin billah ediyor ortaya koyuyor. Buna ragmen yüzde 15 inanan çikiyor. Böyle bir yüzde 15 çok büyük sikintilara sebep oluyor. Manevi olarak kul hakki denen bir sey var, insan haklari denen bir sey var, masumiyet karinesi diye bir sey var. Buna ragmen ortami bozacak, yatirim ortamini huzuru kaçiracak durumlarla karsi karsiyayiz. Ben çocuklarimiz için torunlarimiz için hepimizin gelecegi için daha mutlu Ordu’nun olmasini istiyorum” dedi.
“Karadaki müsilaj Covid’den daha tehlikeli. Bunu da biz temizleyecegiz”
Baskan Güler, açiklamalarini söyle tamamladi:
“Müsilaj denilen sey sadece denizde olmuyor, bizde karada da müsilaj belirtileri var. Bunu biz temizlememiz lazim, bu dezenfeksiyonu yapacagiz. Bu çok az bir sey, halkta böyle bir sey yok, halkimizin büyük ölçüde çok memnun, kamuoyu arastirmasi yapiyoruz halkimiz meclisimizden de bizden de çok memnun. Ama böyle bir müsilaj durumu var burada, vaziyet var. Dezenfeksiyonu birlikte yapacagiz. Bu Covid’den daha tehlikeli. Çünkü hepimizi sikintiya sokuyor. Bu sorumluluk hepimizin üzerinde. Ve ben istiyorum ki, her seyi belgeli bilgili yapalim, herhangi bir sekilde israr ediyorsa da ben bu sefer tersinden hukuka basvuracagim. Biz bu ismi kolay yapmadik. Bu duruma kadar tertemiz geldik, sonuna kadar da hata yapmaya hakkimiz yok.”