Türk Böbrek Vakfi, TBMM Alt Komisyonu'nun 'Obezite Ile Mücadele' Raporunu Degerlendirdi Açiklamasi
'Açiklanan rapor, Türk Böbrek Vakfi olarak uzun yillardir hayata geçirdigimiz çalismalari destekler nitelikte. Raporda sunulan veriler, günümüz yasam kosullarinin önlem alinmadigi takdirde obeziteyi maalesef hizla artiracagi yönünde'
Türk Böbrek Vakfi (TBV) Baskani Timur Erk, TBMM Dilekçe Komisyonu bünyesinde obezite ile mücadele kapsaminda kurulan alt komisyonun hazirladigi rapora iliskin, "Açiklanan rapor, Türk Böbrek Vakfi olarak uzun yillardir hayata geçirdigimiz çalismalari destekler nitelikte. Raporda sunulan veriler, günümüz yasam kosullarinin önlem alinmadigi takdirde obeziteyi maalesef hizla artiracagi yönünde." degerlendirmesini yapti.
Vakiftan yapilan açiklamaya göre, her geçen yil tüm dünyada oldugu gibi Türkiye'de de hizla artis gösteren ve bir halk sagligi sorunu olarak Türk Böbrek Vakfi tarafindan siklikla farkli proje ve etkinliklerle ele alinan obezite konusu, TBMM alt komisyonunda detayli olarak raporlandi.
Obezitenin, enerji alimi ve tüketimi arasindaki dengesizlik sebebiyle olustuguna, en önemli nedenin ise yüksek kalorili besinlerin asiri tüketilmesi olduguna dikkati çekilen raporda, obez ve fazla kilolu olgularda böbrek hastaligi ve kardiyometabolik hastalik riskinin önemli oranda arttigi belirtildi.
Türk Böbrek Vakfi tarafindan okullarda "Saglikli Beslenme Egitimleri", "Seker ve Tuz Tüketimine Dikkat"’ çalismalari, "Obez Market" projesi, "Paketli Gidalarin Etiketlerinde Trafik Isiklari Seklinde Renklendirme Modeli" ve "Okul Gidasi" projesi gibi pek çok çalisma hayata geçirildi.
Ayrica, ilgili bakanliklara sunulan yazilarla içinde asiri miktarda tuz, seker, yag, doymus yag, kalori içeren, islenmis paketli gidalarin, yaygin ve yüksek reklam giderlerine karsin oldukça ucuza ve yogun olarak satilmalarini engellemek üzere ilave vergiler getirilmesi önerildi. Bu çalismalarda amaç, obezite ve obezite kaynakli hastaliklar konusuna kamuoyunun dikkatini çekmek, alinacak çok yönlü önlemler için kurumlarin harekete geçmesini saglamak ve toplum sagligina katkida bulunmak oldu.
Açiklamada Obezite ile Mücadele Alt Komisyonu Raporu'na iliskin görüslerine yer verilen Türk Böbrek Vakfi Baskani Timur Erk, su degerlendirmelerde bulundu:
"Açiklanan rapor, Türk Böbrek Vakfi olarak uzun yillardir hayata geçirdigimiz çalismalari destekler nitelikte. Raporda sunulan veriler, günümüz yasam kosullarinin önlem alinmadigi takdirde obeziteyi maalesef hizla artiracagi yönünde. Gerçeklestirdigimiz çalismalarda hem yetiskinler hem çocuklar için beslenme ve hareketin önemini siklikla dile getiriyoruz. Biliyoruz ki obezite ve dolayli olarak obezite kaynakli böbrek hastaliklari dahil çesitli hastaliklar, yasam sekli degisiklikleriyle önlenebilir nitelikte. Bu sebeple çalismanin detaylica ele alinmasi bizler için son derece önemli."
- "Obezlerin saglik harcamasi diger bireylere göre 2,5 kat daha fazla"
Raporda öne çikan detaylar ise bölge, cinsiyet ve saglik harcamalari konularinda önemli bilgiler veriyor. Türkiye'de obezitenin en yüksek görüldügü bölgeler yüzde 37,5 ile Bati Karadeniz ve yüzde 36,9 ile Orta Anadolu Bölgesi, en az görüldügü bölgeler ise yüzde 24,2 ile Güneydogu Anadolu ve yüzde 24,5 ile Orta-Dogu Anadolu bölgeleri.
Kadinlarda obezite orani yüzde 39,1 iken, erkeklerde yüzde 24,5 oraninda. Verilere göre, nüfusun yüzde 34'ü ise asiri kilolu. OECD ülkelerinde obezite kaynakli hastaliklarin tedavisinin, toplam saglik harcamalarinin yüzde 8,4'ünü olusturdugu, Türkiye'de ise söz konusu dönemde saglik harcamalarinin yüzde 12'sinin obeziteye bagli hastaliklara ayrilacagi belirtildi.
Rapora göre, son 5 yilda Saglik Bakanligi birinci basamak saglik hizmetlerine, beslenme tedavisi için basvuranlarin sayisinin ise her geçen gün artti. 2016'da 93 bin 49 olan söz konusu rakam, 2017'de 189 bin 921'e, 2018'de 233 bin 776'ya, 2019'da 285 bin 135'e, 2020'de ise 130 bin 977'ye çikti.
Günümüz kosullarinda daha az hareket, daha fazla kalorili beslenme, "fast-food" olarak tanimlanan sagliksiz, rafine karbonhidratlardan zengin bitkisel liflerden fakir, asiri yagli besinlerin tüketimi, tuz ve seker miktari yüksek paketli gidalar, ögün sayisi ve beyaz ekmek tüketimin artmasi, porsiyonlarin büyük olmasi gibi pek çok neden obezitenin gelismesine zemin olusturuyor.
Ayrica, son yillarda ucuz maliyeti sebebiyle gida endüstrisinde pancar sekeri yerine kullanilan nisasta bazli seker (NBS), içeriginde bulunan yüksek früktoz nedeniyle obezite, diyabet, kalp-damar, böbrek hastaliklari ve eslik eden diger hastaliklara yol açtigi yönünde birçok çalisma mevcut.
ABD Gida ve Ilaç Idaresi, yüksek fruktoz içeren meyveli ürünleri suni tatlandiricili olarak kabul etmisti. Avrupa'da da kotayla birlikte NBS ile beslenmeyi reddeden birçok ülke var. Tüm bu sagliga olumsuz etkileri belirlenmis olan NBS kotasinin arttirilmamasi ile islenmis paketlenmis gidalarin tüketimi konusunda, NBS açisindan son derece hassas davranilmali.
Kaynak: AA
Vakiftan yapilan açiklamaya göre, her geçen yil tüm dünyada oldugu gibi Türkiye'de de hizla artis gösteren ve bir halk sagligi sorunu olarak Türk Böbrek Vakfi tarafindan siklikla farkli proje ve etkinliklerle ele alinan obezite konusu, TBMM alt komisyonunda detayli olarak raporlandi.
Obezitenin, enerji alimi ve tüketimi arasindaki dengesizlik sebebiyle olustuguna, en önemli nedenin ise yüksek kalorili besinlerin asiri tüketilmesi olduguna dikkati çekilen raporda, obez ve fazla kilolu olgularda böbrek hastaligi ve kardiyometabolik hastalik riskinin önemli oranda arttigi belirtildi.
Türk Böbrek Vakfi tarafindan okullarda "Saglikli Beslenme Egitimleri", "Seker ve Tuz Tüketimine Dikkat"’ çalismalari, "Obez Market" projesi, "Paketli Gidalarin Etiketlerinde Trafik Isiklari Seklinde Renklendirme Modeli" ve "Okul Gidasi" projesi gibi pek çok çalisma hayata geçirildi.
Ayrica, ilgili bakanliklara sunulan yazilarla içinde asiri miktarda tuz, seker, yag, doymus yag, kalori içeren, islenmis paketli gidalarin, yaygin ve yüksek reklam giderlerine karsin oldukça ucuza ve yogun olarak satilmalarini engellemek üzere ilave vergiler getirilmesi önerildi. Bu çalismalarda amaç, obezite ve obezite kaynakli hastaliklar konusuna kamuoyunun dikkatini çekmek, alinacak çok yönlü önlemler için kurumlarin harekete geçmesini saglamak ve toplum sagligina katkida bulunmak oldu.
Açiklamada Obezite ile Mücadele Alt Komisyonu Raporu'na iliskin görüslerine yer verilen Türk Böbrek Vakfi Baskani Timur Erk, su degerlendirmelerde bulundu:
"Açiklanan rapor, Türk Böbrek Vakfi olarak uzun yillardir hayata geçirdigimiz çalismalari destekler nitelikte. Raporda sunulan veriler, günümüz yasam kosullarinin önlem alinmadigi takdirde obeziteyi maalesef hizla artiracagi yönünde. Gerçeklestirdigimiz çalismalarda hem yetiskinler hem çocuklar için beslenme ve hareketin önemini siklikla dile getiriyoruz. Biliyoruz ki obezite ve dolayli olarak obezite kaynakli böbrek hastaliklari dahil çesitli hastaliklar, yasam sekli degisiklikleriyle önlenebilir nitelikte. Bu sebeple çalismanin detaylica ele alinmasi bizler için son derece önemli."
- "Obezlerin saglik harcamasi diger bireylere göre 2,5 kat daha fazla"
Raporda öne çikan detaylar ise bölge, cinsiyet ve saglik harcamalari konularinda önemli bilgiler veriyor. Türkiye'de obezitenin en yüksek görüldügü bölgeler yüzde 37,5 ile Bati Karadeniz ve yüzde 36,9 ile Orta Anadolu Bölgesi, en az görüldügü bölgeler ise yüzde 24,2 ile Güneydogu Anadolu ve yüzde 24,5 ile Orta-Dogu Anadolu bölgeleri.
Kadinlarda obezite orani yüzde 39,1 iken, erkeklerde yüzde 24,5 oraninda. Verilere göre, nüfusun yüzde 34'ü ise asiri kilolu. OECD ülkelerinde obezite kaynakli hastaliklarin tedavisinin, toplam saglik harcamalarinin yüzde 8,4'ünü olusturdugu, Türkiye'de ise söz konusu dönemde saglik harcamalarinin yüzde 12'sinin obeziteye bagli hastaliklara ayrilacagi belirtildi.
Rapora göre, son 5 yilda Saglik Bakanligi birinci basamak saglik hizmetlerine, beslenme tedavisi için basvuranlarin sayisinin ise her geçen gün artti. 2016'da 93 bin 49 olan söz konusu rakam, 2017'de 189 bin 921'e, 2018'de 233 bin 776'ya, 2019'da 285 bin 135'e, 2020'de ise 130 bin 977'ye çikti.
Günümüz kosullarinda daha az hareket, daha fazla kalorili beslenme, "fast-food" olarak tanimlanan sagliksiz, rafine karbonhidratlardan zengin bitkisel liflerden fakir, asiri yagli besinlerin tüketimi, tuz ve seker miktari yüksek paketli gidalar, ögün sayisi ve beyaz ekmek tüketimin artmasi, porsiyonlarin büyük olmasi gibi pek çok neden obezitenin gelismesine zemin olusturuyor.
Ayrica, son yillarda ucuz maliyeti sebebiyle gida endüstrisinde pancar sekeri yerine kullanilan nisasta bazli seker (NBS), içeriginde bulunan yüksek früktoz nedeniyle obezite, diyabet, kalp-damar, böbrek hastaliklari ve eslik eden diger hastaliklara yol açtigi yönünde birçok çalisma mevcut.
ABD Gida ve Ilaç Idaresi, yüksek fruktoz içeren meyveli ürünleri suni tatlandiricili olarak kabul etmisti. Avrupa'da da kotayla birlikte NBS ile beslenmeyi reddeden birçok ülke var. Tüm bu sagliga olumsuz etkileri belirlenmis olan NBS kotasinin arttirilmamasi ile islenmis paketlenmis gidalarin tüketimi konusunda, NBS açisindan son derece hassas davranilmali.