SSB Baskani Demir Açiklamasi 'Uzaya Gidebildigimiz Bir Dünyaya Adim Adim Yürüyecegiz'

Cumhurbaskanligi Savunma Sanayii (SSB) Baskani Ismail Demir, "Insallah kendi özgün haberlesme ve gözlem odalarimizin uzayda oldugu, kendi firlatma sistemlerimizle uzaya gidebildigimiz bir dünyaya adim adim yürüyecegiz. Savunma sanayiinde olusturulan kabiliyet ve teknolojiler bu yolculugun temel teknoloji alanlarini teskil edecek" dedi.

SSB Baskani Demir Açiklamasi 'Uzaya Gidebildigimiz Bir Dünyaya Adim Adim Yürüyecegiz'
Savunma Sanayii Baskani Demir, Verimlilik ve Teknoloji Fuari V-Talks etkinligi kapsaminda düzenlenen "2023 Sonrasi Savunma ve Uzay Teknolojileri" oturumunda yaptigi açilis konusmasinda Türkiye’nin savunma sanayii, teknolojide bulundugu nokta, uzay sanayii alaninda gerçeklestirilen yenilikleri degerlendirdi. Teknolojik gelismelerin her zaman iyi sonuçlanmadigini belirten Demir, “Bilim ve teknoloji odakli konustugumuzda, insan faktörünü iskalamis bilim ve teknolojinin dünyanin basina ne felaketler açtigini tarihte çesitli olaylarda gördük. Bugünkü uygulamalarda da güçlülerin hukukunun oldugu bir dünyada yine teknoloji kullaniminin insanlara huzur, sukut, baris getirmek yerine çogu kez zulüm, ates ve kanin kaynagi olarak kullanildigini görüyoruz” diye konustu.



“Genç ve iyi yetismis insan kaynagi Türkiye’nin geleceginin teminati”

Insan faktörünün ülkelerin gelismesinde önemli bir faktör oldugunu söyleyen Demir, “Insan kaynagi bir ülkenin en önemli gücüdür. Türkiye’nin en önemli gücüne iyi baktigimizda dinamik, genç ve iyi yetismis insan kaynagi Türkiye’nin geleceginin teminati olmak durumunda. Genç bir nüfusumuz var ve bu nüfusun iyi yetistirilmesi, geleceginin karartilmamasi, ideallerinin sömürülmemesi ve zamanlarinin israf edilmeden hedef odakli gidilerek sonuca varilmasi çok önemli” ifadelerini kullandi.

Türkiye’nin vizyonu ve gidecegi dogrultu konusunda, hedeflere ulasma konusunda savunma sanayiinin bir örnek teskil edecegini ifade eden Demir, “Basta Cumhurbaskanimiz Recep Tayyip Erdogan olmak üzere yönetim kademelerinin savunma sanayiine verdigi önem sayesinde olusan iradeli çalismalarla da belirli bir noktaya geldi. Ancak tekrar tekrar söylüyoruz ki bir ülkede sanayi ve teknoloji altyapisi güçlü degilse o ülkenin sirf savunma sanayiinde iyi bir noktada oldugunu söylemek çok geçerli bir argüman olmaz. Onun için de belki savunma sanayiini bir pilot yönetici güç olarak adlandirabiliriz ama bunun sürdürülebilir olmasi, özellikle belirli stratejik alanlarda dünyada önde gelen teknolojilere, ürünlere sahip ülkeler arasinda sayilmak istiyorsak altta genis bir teknoloji sanayii altyapisinin olmasi kaçinilmazdir” dedi.



“Uzaya gidebildigimiz bir dünyaya adim adim yürüyecegiz”

Türkiye’de uzay konusuna bugüne kadar gerekli egilimin verilmedigini belirten Demir sunlari kaydetti:

“Uzay konusunun ilk gündeme geldigi kavramlar uydularimiz oldu. Gerek haberlesme, gerekse gözlem uydularimiz çesitli yabanci is birlikleriyle yapildi, giderek artan yayincilik oranlariyla uzaya firlatildi. Burada kendimizi sorgularsak uzaya erisecek firlatma sistemlerimizin olmasi, uydularimizi kendimizin yapiyor olmasi, uzay tarihçesi kazanmis ürünlerimizin ve uzaya yönelik teknolojilerimizin olgunlasmasi gerekiyor. Dünya üzerinde çalisan sistemlerde çesitli teknolojileri gelistirme konusunda yogun bir faaliyet içerisindeyiz ama bunlarin uzay ortaminda çalismasi, uzay tarihçesi kazanmasi ise ayri bir konu. Genelde uzay çalismalari bilgisayarla barisçil ve sivil amaçlarla yürütülen çalismalar ama kimse sunu inkar edemez, bütün bu çalismalar nihayetinde gözlem, haberlesme vesaire savunma alanlarina da bir katkida bulunur. Bu açidan Roketsan kati yakit roket motorlariyla uzaya erisim 150 kilometreyi asan bir irtifada, artik sistemlerimizi gönderebiliyoruz. Kademeli roket atislari yapabiliyoruz. Uzayda ayrilma, yönlendirme yapabiliyoruz ama bu da yetmez. Tabii ki roket teknolojilerinde bütün roket motorlari teknolojilerine sahip olmak gerek. Kati yakit, gerek sivi yakitta bir yolculugumuz basladi.

2023 sonrasinda da bu yolculuk artarak devam edecek. Insallah kendi özgün haberlesme ve gözlem odalarimizin uzayda oldugu kendi firlatma sistemlerimizle uzaya gidebildigimiz bir dünyaya adim adim yürüyecegiz. Savunma sanayiinde olusturulan kabiliyet ve teknolojiler bu yolculugun temel teknoloji alanlarini teskil edecek. Uzay bir ilgi ve merak olmaktan öte artik stratejik konumlanma olarak hem toplumlarin psikolojik, sosyal algisi hem de gelecekte artik insanoglunun uzay yolculugu ve arayisinda açilacak yeni ufuklarda söz sahibi olmak istiyorsak burada var olmaliyiz. Uzay tarihçemiz çok yeni ama burada da hizla olusturdugumuz temel teknolojilerle yolculugumuzu yapmaya ve bu yolculugu yapmak için de savunma sanayii ekosisteminde olusan teknolojilerin kullanilmasi, sirketlerimizin yer almasi basarmaktir. Bunu da gerektigi ortamda gerekli ölçüde amacina uygun bir sekilde yürütmek kararliligindayiz. Bu yolculuk tabii ki yine insan kaynagiyla yürüyecek. Biz eger böyle bir yolculuk kararliligindaysak bugünden o yolculugu gerçeklestirecek insan kaynagimizi lise seviyesinden baslamak üzere üniversitelerimizde yetistirmek, bilim adamalarimizi bu konularda çalistirmak durumundayiz. Tabii ki bu mesele birazcik tavuk yumurta meselesi gibi. Projeniz olmazsa, bir hedefiniz olmazsa, uzayla ilgili atacak adimlarinizi belirlemediyseniz bu konuda proje gelistirmek, bilim adami yetistirmek, akademik çalisma yapmak konusunda da eksik kalirsiniz.”
Kaynak: İHA