Çizgi Filmlerin Gözünden Down Sendromlu Çocuklar

Down Sendromlu bir çocuğun yaşamının temel alındığı çizgi filmler, akademisyenler tarafından analiz edildi. Analiz sonucunda hazırlanan makalede, bu tarz çocuk programlarının özel gereksinimli bireylerin temsili ve hedef yaş grubunun; empati, sosyal kabul, özdeşim kurma gibi farkındalıklar kazanabilmesi açısından son derece önemli olduğu belirtilerek, çocuklar için hayati önem taşıdığı vurgulandı.

Yakın Doğu Üniversitesi Öğretim Üyeleri Doç. Dr. Mustafa Yeniasır, Doç Dr. Burak Gökbulut ve özel eğitim alanında yapmış olduğu çalışmalarla tanınan Dr. Özlem Dağlı Gökbulut’un hazırladığı “Down Sendromlu Çocukların Çizgi Filmlere Yansıması: Kardeşim Ozi ve Punky Örnekleri” makalesi, SCOPUS, ERICH ve EBSCO gibi uluslararası indekslerce taranan European Journal of Educational Research dergisinde yayınlandı.

Doç. Dr. Mustafa Yeniasır, Doç. Dr. Burak Gökbulut ve Dr. Özlem Dağlı Gökbulut, makalelerinde 5-6 yaşlarında down sendromlu bir çocuğun yaşamının temel alındığı “Kardeşim Ozi” ve “Punky” adlı çizgi filmleri analiz etti. Her iki çizgi filmde de ana karakter olan down sendromlu çocukların, aileleri tarafından sevilen, mutlu bireyler olarak temsil edildikleri belirtildi. Makalede, “Söz konusu çizgi filmlerde ana karakterlerin, kardeşleri ile oyunlar oynadıkları, televizyon izledikleri, gezmeye gittikleri, aktivite yaptıkları ve bu durumun özel gereksinimli kardeşi olan normal gelişim gösteren çocuklara, davranış kalıpları açısından iyi örnek oluğu” ifade edildi.

“Kültürel farklar, çizgi filmlere yansısa da ortak payda olarak sevgi ön plana çıkıyor”

Makalede incelenen iki yapımı karşılaştıran öğretim üyeleri, kültürel farklılıkların çizgi filmlere de yansıdığını söyledi.

Ozi’nin ailesinin klasik Türk aile yapısıyla ilişkili olarak “koruyucu ebeveynlik tarzı” sergilerken, Punky’nin ise yabancı bir kültürden hareketle “demokratik ebeveynlik tarzı”yla hareket ettiği tespit edildi.

Yayınlanan çizgi filmlerin kendi ülkelerindeki farklı aile yapılarını ve yerel kültürü yansıttığını belirlendiği çalışmada, “Her iki aile tipinde farklılıklar görülse de ana karakter olan down sendromlu çocukların, aileleri tarafından kabul edilmiş oldukları, onlara karşı ilgili ve sabırlı hareket ettikleri görülüyor. Bu sonuçtan hareketle ailelerin çizgi filmlerdeki ebeveynlik tutumlarının, özel gereksinimli çocuğu olan ailelere de, çocuklarına nasıl yaklaşacakları konusunda rol model oluşturuyor” vurgusu yapıldı.

Çocuklara, özel gereksinimli arkadaşlarının olabileceği konusunda farkındalık aşılıyor

Doç. Dr. Mustafa Yeniasır, Doç Dr. Burak Gökbulut ve Dr. Özlem Dağlı Gökbulut, ortak açıklamlarında, her iki çizgi filmdeki ana karakterlerin, normal gelişim gösteren akranlarının ve kardeşlerinin de gittiği kaynaştırma eğitiminin sürdürüldüğü okullara devam ettiğini söyleyerek, “Özel gereksinimli öğrencilerin eğitimlerinde çağdaş ve modern eğitim ortamları olarak kabul edilen kaynaştırma eğitimi ortamlarının çizgi filmlerde bu şekilde yansıtılmasının, çizgi filmin hedef aldığı yaş grubunu, sınıflarında özel gereksinimli arkadaşlarının olabileceği gerçeğine hazırlamada etkili bir farkındalık oluşturması açısından son derece önemli” ifadelerinde bulundu.
Kaynak: İHA