Mert Yağız Köksal'ın Ölümüyle İlgili Davada İki Kişi Hakkında Suç Duyurusunda Bulunuldu
Çikolata kapağının boğazına kaçması sonucu hayatını kaybeden ilkokul öğrencisi Mert Yağız Köksal’ın ölümü ile ilgili devam eden duruşmada iki kişiye suç duyurusunda bulunuldu.
Ankara’nın Keçiören ilçesinde 10 Aralık 2019 da okul kantininden aldığı şırınga şeklindeki çikolata kapağının nefes borusuna kaçması sonucu hayatına kaybeden ilkokul öğrencisi Mert Yağız Köksal’ın (7) ölümüyle ilgili 8 sanık hakkında açılan davaya bugün devam edildi. Olay sonrası ilk olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Okul müdürü Abdulkadir Pehlivan, müdür yardımcısı Ebubekir Çelik, öğretmenler Ali Osman Doğan, Apaydın Albayrak ile gıda kontrolörleri Fatma Şahin ile Koray Hozantaş hakkında ‘taksirle ölüme neden olma’ ve ’görevi kötüye kullanma’ suçlarından 13 yıla kadar hapis cezası istemişti.
“Satılan ürünlerin yasaklı olup olmadığı bizim sorumluluğumuzda değil”
Savunmasını yapan sanıklar Fatma Şahin ile Koray Hozantaş, Keçiören Tarım ve Orman Müdürlüğünde gıda kontrolörü olarak çalıştıklarını belirterek, kantinde satılan ürünlerin yasaklı olup olmadığı konusunun kendi sorumluluk alanları dışında olduğunu savundu. Sanık Şahin, olaydan 10 gün önce okulda denetim yaptıklarını ifade ederek, “Bu denetleme ürünlerin hijyen kurullarına uyup uymadığı ve gıda güvenliğiyle ilgilidir. İlgili genelgelere göre bizim satışa uygun veya olmayan ürün konusunda denetleme yetkimiz yoktur. Bizim böyle bir denetim yapmamız yetki aşımına girer. Bu yetki Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve İlçe kaymakamlığı tarafından oluşturulan kurulun sorumluluk alanındadır. Yetkimiz olmayan bir denetlemeden dolayı suçlanıyoruz. Suçsuzum beraatimi talep ediyorum” dedi.
Diğer sanık Hozantaş da birbirine benzer savunma yaparak, beraatini talep etti.
“Bu ürün okul kantininde satılmadı”
Okul müdürü Abdulkadir Pehlivan, kendisinin belirlediği kurulla kantin denetimi yaptıklarını belirterek, “Yapılan denetimlerde okul kantininde hiçbir usulsüzlük tespit etmedik. Bu ürün okul kantininde satılmadı” dedi.
Sanık Pehlivan, delilleri karartmakla suçlandığını da kabul etmediğini söyleyerek, “Bin 600 çocuğun sorumluluğu benim üzerimde. Suçlamaları kabul etmiyorum. Çocuğu hastaneye hizmetli ile ben götürdüm. İfade edildiği gibi doktora epilepsi krizi demedim. Zaten aile sağlık merkezine gittiğimiz de doktor yoktu. Oradan hastaneye sevk edildikten sonra olayın ne olduğunu öğrendik” dedi.
Köksal ailesinin avukatı Elçin Özge Şimşek Çağlayan, “Okulda ilk yardımdan sorumlu kimse yok mu? Milli Eğitim Genelgesine göre ilk yardımdan sorumlu kim?” sorusunu yönelttiği Pehlivan’dan ise “Öyle bir sorumlu yok. Sorumlu benim. Ancak ben ilk yardımdan anlamam. Zaten çocuğu kısa sürede okulun hemen yanında bulunan Aile Sağlık Merkezi’ne götürdük” diye yanıtladı.
“Her gün denetleme yapılması gerekmiyor mu?”
Kantin denetiminde sorumlu kurulda bulunan sanıklar Ali Osman Doğan, Apaydın Albayrak ve Ebubekir Çalışkan da ifadelerinde okul kantininde Mert Yağız Köksal’ın ölümüne neden olan ürünün satılmadığını iddia etti. Sanıklar, kantin işletmecisi Neşe Yavuz’un, ürünü kantinde sattığı yönündeki beyanlarının hatırlatılması üzerine, yaptıkları denetimlerde ürünü görmediklerini söylediler. Sanık Doğan’ın, ifadesinde her ayın 15’i ile 20’si arasında denetim yaptıklarını söylemesi üzerine araya giren Cumhuriyet Savcısı Ersoy Yıldız, “Diğer günler ne olacak. Her gün denetleme yapılması gerekmiyor mu? Diğer 25 günden kim sorumlu olacak? Bin 600 öğrenci var diyorsunuz. Bu nüfusta ilçe var. Rutin
denetimler dışında neden kantine kamera konulmadı. Denetleme yapıldığı günlerden işletmecinin haberi var zaten. Diğer günlerde bu ürünü satmış olamaz mı?” şeklinde sorular yöneltti. Sanık Doğan yöneltilen bu sorulara ise çocukların aldıkları ürünleri her gün denetlediklerini belirtti.
Sanık ve tanık ifadelerinin ardından taraf avukatlarının beyanlarını alan mahkeme, kantini eşi Neşe Yavuz’la birlikte işlettiğini beyan eden Sefa Yavuz ile ürünleri başka bir firmada ürettiği tespit edilen firma yetkilisi hakkında da, ‘taksirle ölüme neden olma’ suçundan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına karar vererek, duruşmayı erteledi.
Kaynak: İHA
“Satılan ürünlerin yasaklı olup olmadığı bizim sorumluluğumuzda değil”
Savunmasını yapan sanıklar Fatma Şahin ile Koray Hozantaş, Keçiören Tarım ve Orman Müdürlüğünde gıda kontrolörü olarak çalıştıklarını belirterek, kantinde satılan ürünlerin yasaklı olup olmadığı konusunun kendi sorumluluk alanları dışında olduğunu savundu. Sanık Şahin, olaydan 10 gün önce okulda denetim yaptıklarını ifade ederek, “Bu denetleme ürünlerin hijyen kurullarına uyup uymadığı ve gıda güvenliğiyle ilgilidir. İlgili genelgelere göre bizim satışa uygun veya olmayan ürün konusunda denetleme yetkimiz yoktur. Bizim böyle bir denetim yapmamız yetki aşımına girer. Bu yetki Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı ve İlçe kaymakamlığı tarafından oluşturulan kurulun sorumluluk alanındadır. Yetkimiz olmayan bir denetlemeden dolayı suçlanıyoruz. Suçsuzum beraatimi talep ediyorum” dedi.
Diğer sanık Hozantaş da birbirine benzer savunma yaparak, beraatini talep etti.
“Bu ürün okul kantininde satılmadı”
Okul müdürü Abdulkadir Pehlivan, kendisinin belirlediği kurulla kantin denetimi yaptıklarını belirterek, “Yapılan denetimlerde okul kantininde hiçbir usulsüzlük tespit etmedik. Bu ürün okul kantininde satılmadı” dedi.
Sanık Pehlivan, delilleri karartmakla suçlandığını da kabul etmediğini söyleyerek, “Bin 600 çocuğun sorumluluğu benim üzerimde. Suçlamaları kabul etmiyorum. Çocuğu hastaneye hizmetli ile ben götürdüm. İfade edildiği gibi doktora epilepsi krizi demedim. Zaten aile sağlık merkezine gittiğimiz de doktor yoktu. Oradan hastaneye sevk edildikten sonra olayın ne olduğunu öğrendik” dedi.
Köksal ailesinin avukatı Elçin Özge Şimşek Çağlayan, “Okulda ilk yardımdan sorumlu kimse yok mu? Milli Eğitim Genelgesine göre ilk yardımdan sorumlu kim?” sorusunu yönelttiği Pehlivan’dan ise “Öyle bir sorumlu yok. Sorumlu benim. Ancak ben ilk yardımdan anlamam. Zaten çocuğu kısa sürede okulun hemen yanında bulunan Aile Sağlık Merkezi’ne götürdük” diye yanıtladı.
“Her gün denetleme yapılması gerekmiyor mu?”
Kantin denetiminde sorumlu kurulda bulunan sanıklar Ali Osman Doğan, Apaydın Albayrak ve Ebubekir Çalışkan da ifadelerinde okul kantininde Mert Yağız Köksal’ın ölümüne neden olan ürünün satılmadığını iddia etti. Sanıklar, kantin işletmecisi Neşe Yavuz’un, ürünü kantinde sattığı yönündeki beyanlarının hatırlatılması üzerine, yaptıkları denetimlerde ürünü görmediklerini söylediler. Sanık Doğan’ın, ifadesinde her ayın 15’i ile 20’si arasında denetim yaptıklarını söylemesi üzerine araya giren Cumhuriyet Savcısı Ersoy Yıldız, “Diğer günler ne olacak. Her gün denetleme yapılması gerekmiyor mu? Diğer 25 günden kim sorumlu olacak? Bin 600 öğrenci var diyorsunuz. Bu nüfusta ilçe var. Rutin
denetimler dışında neden kantine kamera konulmadı. Denetleme yapıldığı günlerden işletmecinin haberi var zaten. Diğer günlerde bu ürünü satmış olamaz mı?” şeklinde sorular yöneltti. Sanık Doğan yöneltilen bu sorulara ise çocukların aldıkları ürünleri her gün denetlediklerini belirtti.
Sanık ve tanık ifadelerinin ardından taraf avukatlarının beyanlarını alan mahkeme, kantini eşi Neşe Yavuz’la birlikte işlettiğini beyan eden Sefa Yavuz ile ürünleri başka bir firmada ürettiği tespit edilen firma yetkilisi hakkında da, ‘taksirle ölüme neden olma’ suçundan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulmasına karar vererek, duruşmayı erteledi.