Türk Doktorlarin Uyguladigi 'Kronik Meme Iltihabi Tedavisi' Tip Dünyasina Örnek Oldu

Erzurum'da doktorlar, kadinlarin korkulu rüyasi olan meme iltihabi hastaliginda önceden agizdan veya yüzeye sürerek uygulanan yan etkileri yüksek kortizonu, igneyle çok daha düsük dozlarda sorunlu bölgeye enjekte edip basari saglayarak hastalara umut isigi oldu Atatürk Üniversitesi Tip Fakültesi Radyoloji Anabilim Dali Ögretim Üyesi Prof. Dr. Üyesi Fatih Alper: 'Bu tedavi hedefe yönelik nokta atisi sagladi. Sorunlu bölgeye ilaci verince ilacin hem lokal dagilim hem de lenfatik akimla dagiliminda daha etkili oldugunu ortaya koyduk. Hastalarin tedavi süreci önceden daha uzunken simdi daha kisa ve etkin oluyor' Fakültenin Genel Cerrahi Ana Bilim Dali Ögretim Üyesi Prof. Dr. Müfide Nuran Akçay: 'Bu hastalik daha çok dogum yapmis kadinlar ile menopoz öncesi genç kadinlarda görülüyor. Ilk kez 1972'de tanimlanmis ama son 15 yilda yayginlasti'

ILHAMI ERKILIÇ - Atatürk Üniversitesi Arastirma Hastanesinde bir grup doktor, bulduklari yöntemle yan etki görülmeden kisa sürede iyilestirmeyi basardiklari kronik meme iltihabi tedavisinde, literatüre girerek tip dünyasina örnek oldu.

Üniversitenin Tip Fakültesi Radyoloji Anabilim Dali Ögretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Alper, Genel Cerrahi Ana Bilim Dali Ögretim Üyesi Prof. Dr. Müfide Nuran Akçay ve genel cerrah Doç. Dr. Erdem Karadeniz, yaklasik 6 yil önce hastanede yaptiklari meme konseyinde, memedeki akinti, iltihap ve apse nedeniyle kadinlarin korkulu rüyasi haline gelen kronik meme iltihabi hastaliginin tedavisi üzerine çalisma baslatti.

Atatürk Üniversitesi Etik Kurulundan onay alan doktorlar, bu hastalikta önceden agizdan uygulanan veya iltihapli bölgeye merhem sürülmesiyle (topikal) uygulanan ancak kesin sonuç vermedigi halde yan etkileri de fazla olan steroid tedavisi (insan vücudunda üretilen hormon) yerine baska bir yöntem uygulamaya karar verdi.

Doktorlar bu çerçevede steroid tedavisinde uygulanan kortizonu, önceki tedavilerden farkli olarak ultrason yardimiyla tespit edilen hastalikli memenin içine veya iltihapli bölgeye igneyle direkt enjekte etti.

Hekimler, kendilerinden izin alinarak 100'lerce kadin hasta üzerinde uyguladiklari yöntemle basarili sonuç veren ve ulusal tip camiasinda kabul gören The Breast Joumal dergisinde yayinlattiklari çalismayi, yurt içi ve yurt disindan meslektaslariyla paylasti.

Literatüre giren bu tedaviyle doktorlar hem hastalara umut isigi hem de yurt içi ve yurt disinda ayni tedavinin uygulanmasina öncü oldu.

Pof. Dr. Alper, AA muhabirine, hastanede uzun yillardir devam eden meme konseyinde, kadinlarin korkulu rüyasi olan ve tedavilere tam cevap vermeyen meme iltihabiyla karsilastiklarini söyledi.

Bu hastalarin tedavisi için farkli yöntem deneme arayisina girdiklerini anlatan Alper, "Pek çok tedavide vücudun hemen her yerine steroid yani lokal kortizon uygulamalari yapiliyor. Eklem hastaliklarinda ve bazi lomber fitiklarda da bölgesel steroid uygulaniyor. Tam buradan yola çikarak 'memede de sadece oral veya topikal uygulanan steoridi memenin direkt içine verebilir miyiz, verirsek daha az dozla bunu basarir miyiz?' diye bunu 2015 yilinda planladik. Etik Kurulu onayi alip hastalara uyguladik." dedi.

Alper, çalismayi bir süre önce dünya çapinda önemli meme dergisinde yayinlattiklarini ve devam eden çalismalarin da bazi tip dergilerinde inceleme asamasinda oldugunu aktardi.

- "Çogu hasta 3, 4, 5 uygulamada düzeldi ve tedaviyi tamamladik"

Tedaviye bölge illerin yani sira Istanbul ve Izmir'den de hasta geldigini belirten Alper, "Tedaviyi ultrason esliginde her uygulamada yaklasik 40 miligram steroidi meme içine perilezyonel ve intralezyonel olarak uyguladik. Daha sonra hastalarin takiplerini yaptik. Çogu hasta 3, 4, 5, bazilari ise 12'ye varan uygulamada düzeldi ve tedaviyi tamamladik." diye konustu.

- Tedavi yöntemiyle dünyaya model oldular

Alper, Erzurum'daki tedavi yönteminin, Çin'de Wuhan Üniversitesinde bir yazarin baslattigi ve dünya çapinda 67 kisinin dahil oldugu konsensüs çalismasina dahil olup önemli cerrahi dergide yayin asmasinda olduguna isaret ederek, sunlari kaydetti:

"Çalismamiz dünyada artik görünür hale geldi, çogu yere örnek ve model oldu. Son 1 yilda dünyada muhtelif yerlerde benzer çalismalar basladi. Türkiye'de ise pek çok üniversite çalismamiza yönelik dokümanlar istedi. Vücudun her yerine uygulanan streoidi lokal olarak maksimum 10-12 dozda, toplamda 500 miligram dozla tedaviyi bitiriyoruz. Oral dozdaki tedavide ise bu oranlar çok yüksek dozlara çikiyor. Tedavimizde yan etki yok denecek kadar az, bu tedavi açisindan farkli bir açilim."

Alper, tedavide en ince dental igne kullandiklarini ve meme içine uygulanan ignenin agrisinin hissedilmedigine dikkati çekerek, "Bu tedavi hedefe yönelik nokta atisi sagladi. Sorunlu bölgeye ilaci verince ilacin hem lokal dagilim hem de lenfatik akimla dagiliminda daha etkili oldugunu ortaya koyduk. Hastalarin tedavi süreci önceden daha uzunken simdi daha kisa ve etkin oldu." dedi.

- "Kadinlarimiz bu durumu basit apsedir ya da iltihaptir diye geçistirmesin"

Meme ve endokrin cerrahisi üzerine agirlikla çalisan Prof. Dr. Akçay da "Idiyopatik Granülomatöz Mastit" denilen kronik meme iltihabinin, memede kizariklik, akinti, agri ve apse ile görüldügünü anlatarak, "Bu hastalik daha çok dogum yapmis kadinlar ile menopoz öncesi genç kadinlarda görülüyor. Ilk kez 1972'de tanimlanmis ama son 15 yilda yayginlasti. Çogunlukla Asya ülkelerinde, ülkemizin ise Dogu ve Güney Dogu Anadolu Bölgelerinde endemik olarak görülen hastalik." ifadelerini kullandi.

Biyopsiyle tani koyup tedavi ettikleri hastaligin sebebinin dünyada bilinmedigini aktaran Akçay, sunlari kaydetti:

"Hastaligin sebebi bilinmedigi için tedavisi de sikintili, özellikle kanseri de taklit eden hastalik. Kadinlarimiz bu durumu basit apsedir ya da iltihaptir diye geçistirmesin. Mutlaka genel cerrah, aile hekimine görünsün, yoksa bu hastalik 8,10,12 ve 14 yil sürüyor. Bazi hastalar memesini kaybediyor, bunlar olmasin. Erken taniyla tedavi yönüne gidilmeli."

- "Streoid enjeksiyon tedaviyle artik cerrahiye ihtiyaç kalmadan hastalar sifa buluyor"

Doç. Dr. Karadeniz de kronik meme iltihabinin otoimmün hastalik oldugunu anlatarak, "Cerrahide iltihap gelisen memenin lokal bölümü ya da tamami alinir. Cerrahiye nadir de olsa basvurdugumuz oluyordu fakat son dönemde özellikle streoid enjeksiyon tedaviyle artik cerrahiye ihtiyaç kalmadan hastalar sifa buluyor." dedi.

Memede iltihap, delik ve akintidan dolayi hastalarin psikolojisinin bozuldugunu dile getiren Karadeniz, "Biz sadece steroidlerin yeni bir tedavi seklini gelistirdik, yani vücudun diger yerlerine uygulanan seklini memede yaptik. Steroidin uzun dönem kullanilmasina bagli hastalarda ciddi yan etkiler görülüyordu, bu tedavisiyle artik hastalarda yan etki görülmüyor. Çok daha düsük dozlarla yüksek basari elde ettik. Tedavi yeni olmasina ragmen gelecek için umut vaat ediyor." diye konustu.
Kaynak: AA