Diyanet Isleri Baskani Ali Erbas, Artvin'de Gençlerle Bulustu Açiklamasi
'Köklü bir ilim gelenegine sahip Islam medeniyeti, vahiylerin ne kadar akli destekleyen bir unsur oldugunun en somut göstergesidir' 'Islam medeniyetinin temeli okumaya, yazmaya, ögrenmeye dayaniyor. Çünkü inen ilk iki surenin ayetleri bundan bahsediyor. Bu medeniyetin çocuklarinin elinden kitap, kalem düsmemeli'
Diyanet Isleri Baskani Ali Erbas, köklü bir ilim gelenegine sahip Islam medeniyetinin, vahiylerin ne kadar akli destekleyen bir unsur oldugunun en somut göstergesi oldugunu söyledi.
Erbas, Artvin Çoruh Üniversitesi tarafindan Nihat Gökyigit Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen, "Islam'in Rehberliginde Bilgiden Bilince" konulu panelde yaptigi konusmada, Islam medeniyetinin temelinin ilme dayandigini ve Kur'an-i Kerim'de bunun çok sayida örneginin oldugunu belirtti.
Kur'an-i Kerim'de 550 yerde, "Hiç düsünmez misiniz?", "Düsünmezler mi?", "Akil etmezler mi?", "Akillarini çalistirmazlar mi?" diye Allah'in insanlari düsünmeye sevk ettiginin altini çizen Erbas, "Insanoglunun düsünen, düsünce üretmesi gereken varlik oldugunu biz Kur'an'dan aliyoruz. Allah Resulü Efendimiz de vahiy alarak kendi sünnetiyle bütün insanliga teblig ediyor." dedi.
Erbas, insanoglunun vahiye muhtaç olduguna dikkati çekerek, "Vahiy olmadan dogruyu, hakikati bulmak imkansizidir. Akil çok önemlidir ama vahiy olmayinca bir yerde kalabiliyor. Tarihe baktigimiz zaman pozitivistler bir yere kadar geldikten sonra orada kalabiliyorlar. Auguste Comte bunlarin en önemli temsilcisi ama o da hayatinin sonlarinda pes etmistir ve düsüncesinden vazgeçmistir" diye konustu.
- "Bati karanliklar içinde iken aydinligi her yere götürmeye çalismisiz"
Köklü bir ilim gelenegine sahip Islam medeniyetinin, vahiylerin ne kadar akli destekleyen bir unsur oldugunun en somut göstergesi oldugunu vurgulayan Erbas, su degerlendirmede bulundu:
"Ilk inen ayetlere bakalim. Bu ülkede yasayan herkes, ilk inen ayetin 'oku' oldugunu bilir. Bu bizim için çok önemli bir zenginliktir. 'Oku' ilk inen ayetin birinci kelimesi. 'Yaratan Rab'binin adiyla oku' diye devam ediyor. Ayetlerde, 'oku' emri var, 'yaz' emri var. 'Ögrenme' ve 'ögretmek' emri var. Ikinci inen sure de 'Kaleme yemin olsun ki' diye baslar. Buradan sunu anliyoruz, Islam medeniyetinin temeli okumaya yazmaya ögrenmeye dayaniyor. Çünkü inen ilk iki surenin ayetleri bundan bahsediyor. Bu medeniyetin çocuklarinin elinden kitap, kalem düsmemeli."
Erbas, ögrenme ve ögretmeden uzak olunmayan çaglarda Islam medeniyetinin toplumlarin rehberi ve öncüsü olduguna isaret ederek, sunlari kaydetti:
"Bati karanliklar içinde iken aydinligi her yere götürmeye çalismisiz. Cehaletin ortadan kaldirilmasini emreden bir Kur'an var önümüzde. Kur'an bilgisizligi, cehaleti ortadan kaldirmak için geldi. Öyle bir cehalet var ki dünyada Roma'da sehirlerde güzellik yarismasi yapiliyor. Mahallelerin en güzel kizlari seçiliyor ve sehrin en güzel kizi tanrilara kurban olarak dipsiz kuyulara atiliyor. Bu Mekke'deki cehaletten daha kötü bir cehalet degil mi? Her yerde cehalet var. Kölelik insanlarin bir birini alip satmasi. Kadinlarin durumu. Iste o dönemde Islam öyle bir aydinlik yüzünü gösteriyor ki Islamiyet öncesi kiz çocugu olan biri utancindan toplum içinde gezemezdi. Islamiyet ile birlikte Peygamberimiz buyuruyor ki 'Üç kiz çocugu olup da onlarin egitimini veren, ahlakli bir sekilde yetistiren anne baba için cennet vardir.' 'Cennet annelerin ayaklarinin altindadir' sözü ne için Peygamberimiz Efendimiz tarafindan söylenmistir? O cahiliyeyi ortadan kaldirmak için."
Ortaçag'da Avrupa'da karanlik bir dönem yasanirken, Islam dünyasinda büyük bir aydinlik yasandigini belirten Erbas, 11. asra çok önemli deneyleri olan Biruni'nin isminin verildigini ifade etti.
Erbas, Ibn-i Sina'nin "El-Kanun Fi't-Tib" adli kitabiyla bütün dünyayi tip konusunda aydinlatmaya çalistigini dile getirerek, 11 yasinda hafiz olan Ibn-i Sina'nin bir taraftan Ulum-i Islamiyye de ilerlerken, diger taraftan fen bilimlerinde ilerledigini aktardi.
O dönemin alimlerinin, Biruni ve Ibn-i Sina'da kendilerini yetistirdiklerini vurgulayan Erbas, "Aksemseddin zamaninin en önemli matematikçilerinden biridir, Fatih Sultan Mehmet'in matematik hocasidir. Fizigin, kimyanin, cebirin, geometrinin tüm bunlarin temellerinin Islam dünyasinda atildigini görüyoruz." dedi.
Kaynak: AA
Erbas, Artvin Çoruh Üniversitesi tarafindan Nihat Gökyigit Kongre ve Kültür Merkezinde düzenlenen, "Islam'in Rehberliginde Bilgiden Bilince" konulu panelde yaptigi konusmada, Islam medeniyetinin temelinin ilme dayandigini ve Kur'an-i Kerim'de bunun çok sayida örneginin oldugunu belirtti.
Kur'an-i Kerim'de 550 yerde, "Hiç düsünmez misiniz?", "Düsünmezler mi?", "Akil etmezler mi?", "Akillarini çalistirmazlar mi?" diye Allah'in insanlari düsünmeye sevk ettiginin altini çizen Erbas, "Insanoglunun düsünen, düsünce üretmesi gereken varlik oldugunu biz Kur'an'dan aliyoruz. Allah Resulü Efendimiz de vahiy alarak kendi sünnetiyle bütün insanliga teblig ediyor." dedi.
Erbas, insanoglunun vahiye muhtaç olduguna dikkati çekerek, "Vahiy olmadan dogruyu, hakikati bulmak imkansizidir. Akil çok önemlidir ama vahiy olmayinca bir yerde kalabiliyor. Tarihe baktigimiz zaman pozitivistler bir yere kadar geldikten sonra orada kalabiliyorlar. Auguste Comte bunlarin en önemli temsilcisi ama o da hayatinin sonlarinda pes etmistir ve düsüncesinden vazgeçmistir" diye konustu.
- "Bati karanliklar içinde iken aydinligi her yere götürmeye çalismisiz"
Köklü bir ilim gelenegine sahip Islam medeniyetinin, vahiylerin ne kadar akli destekleyen bir unsur oldugunun en somut göstergesi oldugunu vurgulayan Erbas, su degerlendirmede bulundu:
"Ilk inen ayetlere bakalim. Bu ülkede yasayan herkes, ilk inen ayetin 'oku' oldugunu bilir. Bu bizim için çok önemli bir zenginliktir. 'Oku' ilk inen ayetin birinci kelimesi. 'Yaratan Rab'binin adiyla oku' diye devam ediyor. Ayetlerde, 'oku' emri var, 'yaz' emri var. 'Ögrenme' ve 'ögretmek' emri var. Ikinci inen sure de 'Kaleme yemin olsun ki' diye baslar. Buradan sunu anliyoruz, Islam medeniyetinin temeli okumaya yazmaya ögrenmeye dayaniyor. Çünkü inen ilk iki surenin ayetleri bundan bahsediyor. Bu medeniyetin çocuklarinin elinden kitap, kalem düsmemeli."
Erbas, ögrenme ve ögretmeden uzak olunmayan çaglarda Islam medeniyetinin toplumlarin rehberi ve öncüsü olduguna isaret ederek, sunlari kaydetti:
"Bati karanliklar içinde iken aydinligi her yere götürmeye çalismisiz. Cehaletin ortadan kaldirilmasini emreden bir Kur'an var önümüzde. Kur'an bilgisizligi, cehaleti ortadan kaldirmak için geldi. Öyle bir cehalet var ki dünyada Roma'da sehirlerde güzellik yarismasi yapiliyor. Mahallelerin en güzel kizlari seçiliyor ve sehrin en güzel kizi tanrilara kurban olarak dipsiz kuyulara atiliyor. Bu Mekke'deki cehaletten daha kötü bir cehalet degil mi? Her yerde cehalet var. Kölelik insanlarin bir birini alip satmasi. Kadinlarin durumu. Iste o dönemde Islam öyle bir aydinlik yüzünü gösteriyor ki Islamiyet öncesi kiz çocugu olan biri utancindan toplum içinde gezemezdi. Islamiyet ile birlikte Peygamberimiz buyuruyor ki 'Üç kiz çocugu olup da onlarin egitimini veren, ahlakli bir sekilde yetistiren anne baba için cennet vardir.' 'Cennet annelerin ayaklarinin altindadir' sözü ne için Peygamberimiz Efendimiz tarafindan söylenmistir? O cahiliyeyi ortadan kaldirmak için."
Ortaçag'da Avrupa'da karanlik bir dönem yasanirken, Islam dünyasinda büyük bir aydinlik yasandigini belirten Erbas, 11. asra çok önemli deneyleri olan Biruni'nin isminin verildigini ifade etti.
Erbas, Ibn-i Sina'nin "El-Kanun Fi't-Tib" adli kitabiyla bütün dünyayi tip konusunda aydinlatmaya çalistigini dile getirerek, 11 yasinda hafiz olan Ibn-i Sina'nin bir taraftan Ulum-i Islamiyye de ilerlerken, diger taraftan fen bilimlerinde ilerledigini aktardi.
O dönemin alimlerinin, Biruni ve Ibn-i Sina'da kendilerini yetistirdiklerini vurgulayan Erbas, "Aksemseddin zamaninin en önemli matematikçilerinden biridir, Fatih Sultan Mehmet'in matematik hocasidir. Fizigin, kimyanin, cebirin, geometrinin tüm bunlarin temellerinin Islam dünyasinda atildigini görüyoruz." dedi.