Seb-I Arus Törenlerinin Vazgeçilmez Sanatçisi Ahmet Özhan, Mevlana'yi Anlatti Açiklamasi
'Buradaki hizmetimizin 41'inci senedir sebebi, özü, Hazreti Pir'in nuruna vesait olabilmek, onun sözlerindeki hakikatlere insanlari davet etmeye vesile olabilmek. Bundan baska bir beklentimiz de yok' 'Hazreti Mevlana bizim için bir yol büyügüdür, hayat önderidir. Dogruluga, güzele, kardeslige, hakikate, tevhide yönlendiren bir yol büyügümüzdür. Onun yolunu takip etmeye çalisarak hem kendimizi aritmaya hem de o güzellikleri insanlarla paylasmaya çalisiyoruz'
TANER AYDIN - Tasavvufi ögretileriyle dünyanin her yerinde büyük ilgi uyandiran düsünce adami ve mutasavvif Mevlana Celaleddin-i Rumi'yi anma etkinliklerinde 41 yildir sahne alan Devlet Sanatçisi Ahmet Özhan, Tasavvuf Müzigiyle gelenleri mest ediyor.
Mevlana'nin 748. Vuslat Yil Dönümü Uluslararasi Anma Törenleri'ne katilmak üzere Konya'ya gelen Özhan, AA muhabirine, Konya denince akla ilk önce Mevlana'nin geldigini söyledi.
Ilk kez 1980'deki törende sahne aldigini ifade eden Özhan, Hazreti Pir'i çocuklugunda babasi araciligiyla tanima firsati buldugunu aktardi.
- Dini egitimi ailesinden aldi
Özhan, din egitimi ve tasavvuf sevgisini ailesinden aldigini belirterek, "Böyle bir ortamda büyüdüm. Mesneviyi, Hazreti Mevlana'yi, Yunus Emre'yi, Kur'an-i Kerim'i, namazi, evde serili olan bir seccadenin üzerinde ögrendik, oynadik, büyüdük. Bunlar sonradan olusmus seyler degil. Iste zaman içerisinde bu meslekle temayüz etmemiz, sonra tasavvuf müzigine ve hakikate olan düskünlügümüz, zaten gönlümüzde var olan Hazreti Pir'in askini ve estetigini, insanlarla paylasmamiz adina bir donanim oldu." diye konustu.
Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin kendileri için bir yol büyügü, hayat önderi oldugunu anlatan Özhan, söyle devam etti:
"Dogruluga, güzele, kardeslige, hakikate, tevhide yönlendiren bir yol büyügümüzdür. Onun yolunu takip etmeye çalisarak hem kendimizi aritmaya hem de o güzellikleri insanlarla paylasmaya çalisiyoruz. Buradaki hizmetimizin 41'inci senedir sebebi, özü, Hazreti Pir'in nuruna vesait olabilmek, onun sözlerindeki hakikatlere insanlari davet etmeye vesile olabilmek. Bundan baska bir beklentimiz de yok."
- "Yolum, Ehli Sünnet ve'l Cemaat yoludur"
Özhan, dindarlik ile ilgili görüslerini ise söyle açikladi:
"Meselem dindar bir insan olmak meselesi degil, varligin hakikatini algilamak ve varligin hakikati ile entegre olmak, mesele budur. Ibadetler, bunun için vasitadir. Tabii ki hepsini eksiksiz yapmaya gayret ederim ama önemli olan bir tapinma ritüeli degildir. Yaptiklarim ve Islam'da hiç bir ritüel de tapinmak için degil kendi hakikatine erebilmek içindir. Öze inebilmek içindir vesiledir. Bütün ibadetler de bir vesiledir. Dava, hakka vasil olmak da degil hakta oldugumuzun farkindaligina erebilmek içindir. Yolum, Ehli Sünnet ve'l Cemaat yoludur."
- Artik albüm yok
Sanat hayatinda yeni bir albüm çalismasi içinde olup olmadigi sorulan Ahmet Özhan, sunlari söyledi:
"Artik albüm dönemi geçti. Artik müzik farkli bir biçimde, daha dijital ortamlarda üretiliyor. Eskisi gibi albüm yapma dönemi artik geçti, simdi performanslar önde. Performanslar kayit altina alinip onlar paylasiliyor. Bizim çalismalarimiz bitmez, mademki ayaktayiz, mademki hizmete gücümüz yetiyor, çalismalarimiz devam eder."
Özhan, son dönemde bazi sanatçilar tarafindan seslendirilen senfonik ilahilere de karsi olmadigini ifade ederek, "Kimseye bir sey denmez, ilahiler netice itibariyla manevi bir iletisim meselesi, bunu senfoniyle de yaparsiniz, Mevlevi ayiniyle de yaparsiniz ya da Amerika'da bir müzisyenin gönlüne düsmüstür. Bu güzelligi gitariyla yapar, piyanosuyla yapar, kimseye ket vurulmaz. 'Ille tamburla, kemençeyle yapiyoruz' diye tüm dünya bunu taklit etmek zorunda da degil." diye konustu.
Kaynak: AA
Mevlana'nin 748. Vuslat Yil Dönümü Uluslararasi Anma Törenleri'ne katilmak üzere Konya'ya gelen Özhan, AA muhabirine, Konya denince akla ilk önce Mevlana'nin geldigini söyledi.
Ilk kez 1980'deki törende sahne aldigini ifade eden Özhan, Hazreti Pir'i çocuklugunda babasi araciligiyla tanima firsati buldugunu aktardi.
- Dini egitimi ailesinden aldi
Özhan, din egitimi ve tasavvuf sevgisini ailesinden aldigini belirterek, "Böyle bir ortamda büyüdüm. Mesneviyi, Hazreti Mevlana'yi, Yunus Emre'yi, Kur'an-i Kerim'i, namazi, evde serili olan bir seccadenin üzerinde ögrendik, oynadik, büyüdük. Bunlar sonradan olusmus seyler degil. Iste zaman içerisinde bu meslekle temayüz etmemiz, sonra tasavvuf müzigine ve hakikate olan düskünlügümüz, zaten gönlümüzde var olan Hazreti Pir'in askini ve estetigini, insanlarla paylasmamiz adina bir donanim oldu." diye konustu.
Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin kendileri için bir yol büyügü, hayat önderi oldugunu anlatan Özhan, söyle devam etti:
"Dogruluga, güzele, kardeslige, hakikate, tevhide yönlendiren bir yol büyügümüzdür. Onun yolunu takip etmeye çalisarak hem kendimizi aritmaya hem de o güzellikleri insanlarla paylasmaya çalisiyoruz. Buradaki hizmetimizin 41'inci senedir sebebi, özü, Hazreti Pir'in nuruna vesait olabilmek, onun sözlerindeki hakikatlere insanlari davet etmeye vesile olabilmek. Bundan baska bir beklentimiz de yok."
- "Yolum, Ehli Sünnet ve'l Cemaat yoludur"
Özhan, dindarlik ile ilgili görüslerini ise söyle açikladi:
"Meselem dindar bir insan olmak meselesi degil, varligin hakikatini algilamak ve varligin hakikati ile entegre olmak, mesele budur. Ibadetler, bunun için vasitadir. Tabii ki hepsini eksiksiz yapmaya gayret ederim ama önemli olan bir tapinma ritüeli degildir. Yaptiklarim ve Islam'da hiç bir ritüel de tapinmak için degil kendi hakikatine erebilmek içindir. Öze inebilmek içindir vesiledir. Bütün ibadetler de bir vesiledir. Dava, hakka vasil olmak da degil hakta oldugumuzun farkindaligina erebilmek içindir. Yolum, Ehli Sünnet ve'l Cemaat yoludur."
- Artik albüm yok
Sanat hayatinda yeni bir albüm çalismasi içinde olup olmadigi sorulan Ahmet Özhan, sunlari söyledi:
"Artik albüm dönemi geçti. Artik müzik farkli bir biçimde, daha dijital ortamlarda üretiliyor. Eskisi gibi albüm yapma dönemi artik geçti, simdi performanslar önde. Performanslar kayit altina alinip onlar paylasiliyor. Bizim çalismalarimiz bitmez, mademki ayaktayiz, mademki hizmete gücümüz yetiyor, çalismalarimiz devam eder."
Özhan, son dönemde bazi sanatçilar tarafindan seslendirilen senfonik ilahilere de karsi olmadigini ifade ederek, "Kimseye bir sey denmez, ilahiler netice itibariyla manevi bir iletisim meselesi, bunu senfoniyle de yaparsiniz, Mevlevi ayiniyle de yaparsiniz ya da Amerika'da bir müzisyenin gönlüne düsmüstür. Bu güzelligi gitariyla yapar, piyanosuyla yapar, kimseye ket vurulmaz. 'Ille tamburla, kemençeyle yapiyoruz' diye tüm dünya bunu taklit etmek zorunda da degil." diye konustu.