77 Yil Önce Sürgün Edilen Ahiska Türkleri Yasadiklari Acilari Unutamiyor

Vatanlarindan 77 yil önce sürgün edilen Ahiska Türkleri, yerlestirildikleri Bitlis’in Ahlat ilçesinde huzur içinde yasamlarini sürdürüyor. Stalin liderligindeki Sovyetler Birligi, 14 Kasim 1944’te Gürcistan’in Ahiska bölgesinde yasayan on binlerce Ahiskali Türkü, "sinir güvenligini tehdit ettikleri" gerekçesiyle sürgün etti. 2016 yilinda Cumhurbaskani Erdogan’in talimatiyla Ukrayna’nin savas bölgesinden Türkiye’ye getirilip Ahlat’a yerlestirilen 72 Ahiskali aile, huzur ve güven içerisinde hayatlarini sürdürürken, sürgün edildikleri günü, yasadiklari acilari ve zorluklari unutamiyor.

77 Yil Önce Sürgün Edilen Ahiska Türkleri Yasadiklari Acilari Unutamiyor
Sürgün yillarinda çok acilar çektiklerini anlatan Ahlat’taki Ahiska Türkleri, kendilerine kucak açan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne ve Ahlat halkina tesekkür etti.

Daha 4 yasindayken ailesiyle sürgüne gönderilen 81 yasindaki 10 çocuk annesi Simizar Mehmetoglu, yasadiklari zorluklari gözyaslari içinde anlatti. Sürgün yillarinda aç ve susuz kaldiklarini söyleyen Mehmetoglu, “Bizi 1944 yilinda kis ayinda çocuk, yasli, hasta demeden öz vatanimizdan sürgün ettiler. Babalarimiza, dedelerimize ‘Sizi savastan kurtariyoruz. Tekrardan sizi geri getirecegiz’ yalaniyla vatanimizdan uzaklastirdilar. Ben o zamanlar 4 yasindaydim, ama bazi seyleri hatirliyorum. Babami askere götürüyoruz diye alip götürdüler, daha getirmediler. Bilmiyorum babam ne renkte bir adam idi. Hiç kimse kalmadi herkesi topladilar. Bir vagona kadin-erkek, çocuk-yasli demeden onlarca insani doldurup Orta Asya’ya Özbekistan, Kazakistan ve Kirgizistan’a sürgün ettiler. Bizler sahipsiz kaldik. 3 çocuktuk 2 oglan, 1 kiz. Hiçbir sey yok, sahipsiz. Öyle bir urba ile çiktik. Bizleri trenlere doldurdular. 1 ay boyunca trende aç kaldik, susuz kaldik sahipsiz kaldik. Üçümüz de körpe. Annem aglayip duruyor ki, ‘Çocuklarima ben ne yapayim’ diye. Çok zorluklar çektik. Yolculuk sirasinda çok kisi öldü. Ölenleri trenden sulara attilar. Aglayarak, sizlayarak yolculuk ettik. Bir büyük su olan yere geldik. Dediler ki bunlari suya dökün. Özbekistan’in baskani sag olsun bize sahip çikti ‘Bunlari döküp ne edeceksiniz, bize verin’ dedi.

Özbekistan’in çöllerini abat etti bizim millet. Ben anneme yardim edip ot biçiyorduk. Çamurlu sulardan içtim hep, toprak yuttum böbreklerimde tas oldu. Hala onun acisini yasiyorum. Her zaman doktora gidiyorum” dedi.



“Türkiye’de yasamaktan çok raziyiz, burasi bir cennet”

Yasadigi acilari ve zorluklarin aklina geldikçe burnunun ucunun sizladigini belirten Simizar Mehmetoglu sözlerini söyle sürdürdü: “Özbekistan’da unun kepegini tenekenin üzerinde ekmek yapip karnimizi doyururduk. Çok acilar ve zorluklar çektik. Yalin ayak, üzerimizde bir sey yok, sahipsizdik. Çok zulüm çektik. Annem 50 yasina girmeden soguktan, sahipsizlikten bagirsak hastaligi çekti öldü. Babami görmedim nasil biriydi. Uzun boylu muydu, kisa boylu muydu, bilmiyorum. Duvarlari olmayan, toprak, penceresiz evlerde kaldik. Diz boyu karlarda açikta kaldik. Soguktan korunmak için büyük Özbek yumru kazanlarinin içinde uyuduk. Sonradan yorgan verdiler ona sarilip uyuduk ölmedik. 40 yil Özbekistan topraginda yasadik. Biz Türkiye’de yasamaktan raziyiz, çok raziyiz. Özbekistan’da 40 yil toprak yutup gezdik. Allah razi olsun hepinizden. Cennet kapilari açilsin, düsman gözünden Allah saklasin sizleri. Burasi cennet, güzel bir cennet.”

“Burayi vatan saydik”

Dünya Ahiskali Türkleri Birligi’nin (DATÜB) Ahlat Temsilcisi Hamza Kehvan ise, “Biz 2016 yilinda Türkiye Cumhurbaskani Sayin Recep Tayyip Erdogan’in talimatiyla Ahlat ilçesine gelip yerlestik. 6 senedir burada yasiyoruz, çalisiyoruz. Bir düzen kurduk burayi vatan saydik. Yerli halkla iç içe geçtik. Kiz verdik, ogul evlendirdik. Simdiye kadar 9 vatandasimiz öldü mezarlari burada. Allah razi olsun Cumhurbaskanimizdan. Allah’a sükürler ediyoruz ki vatanimiza geldik” diye konustu.

Kaynak: İHA