Cumhurbaskani Erdogan, 'Türkiye'nin Yesil Kalkinma Devrimi' Kitabina Takdim Yazisi Kaleme Aldi Açiklamasi

'Türkiye, kadim kültüründen ilhamla 'Yesil Kalkinma Devrimi'ni tüm çalismalarinin merkezine yerlestirerek, iklim krizinin çözümünde öncü ve etkin bir rol üstlenmekte kararlidir' 'Türkiye olarak, gelinen noktadaki tarihi mesuliyetimiz yok denecek kadar az olmasina ragmen, iklim degisikligiyle mücadeleye samimi destek veriyoruz' 'Tüm insanligin ortak sorunu olan iklim kriziyle mücadelenin yine küresel is birligi ve dayanisma esasinda yürütülmesi önemlidir'.

Cumhurbaskani Recep Tayyip Erdogan, Türkiye'nin, kadim kültüründen ilhamla "Yesil Kalkinma Devrimi"ni tüm çalismalarinin merkezine yerlestirerek, iklim krizinin çözümünde öncü ve etkin bir rol üstlenmekte kararli oldugunu ifade etti.

Erdogan, Cumhurbaskanligi Iletisim Baskanliginca hazirlanan "Türkiye'nin Yesil Kalkinma Devrimi" adli kitaba takdim yazisi kaleme aldi.

Bati medeniyetinin sanayi devrimiyle tabiati, üzerinde tahakküm kurulmasi gereken bir meta olarak görmesinin, bugün dünyayi çevre felaketleriyle bas basa biraktigina isaret eden Erdogan, havaya, suya, topraga saygi göstermeyen, daha fazla üretmeyi, daha fazla kazanmayi dikte eden anlayisin, dünyayi giderek yasanilamaz bir yer haline getirdigine dikkati çekti.

Son yillarda yasanan tabii afetlerin, yesil kalkinma prensiplerini göz ardi eden ülkelerin, kendileriyle birlikte tüm insanliga da zarar verdiklerini gösterdigini belirten Erdogan, gelinen asamada, ekonomik kazançtan ziyade çevreyi merkeze alan ve çevreye deger veren yeni bir yol haritasina ihtiyaç oldugunun altini çizdi.

"'Yarin kiyamet kopacagini bilsen de elindeki fidani topraga dik' diyen bir medeniyetin mensuplari olarak tabiatin korunmasi, ülkemizin temel önceliklerinin basinda yer almaktadir." ifadelerini kullanan Cumhurbaskani Erdogan, sunlari kaydetti:

"Çevreyi yok etme pahasina büyümeyi amaçlayan bir ekonomi modeli, milletimizin inancina da kültürüne de terstir. Bu anlayisla 2002 yilindan itibaren kalkinmayi, ekonomik büyümenin yani sira sosyal, teknolojik, kurumsal ve çevre boyutlari da olan kapsamli bir dönüsüm süreci olarak gördük. Türk ekonomisini, tarihinin en yüksek büyüme rakamlarina ulastirirken, gelirde adaletin tesisi, istihdamin artirilmasi, dezavantajli toplum kesimlerinin desteklenmesi gibi sürdürülebilir kalkinma hedeflerimizden de kopmadik. Bunun yaninda yenilenebilir enerjinin, atik yönetiminin, özellikle orman alanlarinin artirilmasi gibi hususlarda önemli mesafe aldik. Atik yönetimi konusunda attigimiz en önemli adim olan 'Sifir Atik' projemizle hem çevreyi korumada hem de vatandaslarimiz arasinda geri dönüsüm bilincini gelistirmede yeni bir asamaya geçtik. Eylül ayinda Paris Iklim Anlasmasi'ni onaylayarak, son 19 yilda çevreyle ilgili hayata geçirdigimiz tüm projeleri adeta taçlandirdik."

Erdogan, Türkiye'nin, Paris Anlasmasi'na uyum sürecinde 2053 yilini, "emisyonu net olarak sifira indirecegi tarih" olarak taahhüt ettigini hatirlatarak, bu kapsamda özellikle fosil yakitlardan kaynakli sera gazlariyla, bunlari yutan, yok eden okyanus ve yesil alanlarin birbirine esitlenmesi anlamina gelen net sifir emisyon amaci çerçevesinde ciddi adimlar atilacagini vurguladi.

- "Gelismis ülkeler daha fazla yükümlülük üstlenmeli"

Türkiye'nin ilk yerli otomobilini elektrikli olarak tasarlamasinin, yenilenebilir teknolojilerdeki atilimlarinin, akilli binalar ve sehirler konusundaki tesviklerin, bu dogrultudaki tercihlerin birer örnegi oldugunu belirten Erdogan, sunlari ifade etti:

"Iklim degisikligi, ülkemizin küresel yönetim sistemindeki haksizliklara yönelik itirazlarinda ne kadar hakli oldugunu göstermektedir. Tüm insanligin ortak sorunu olan iklim kriziyle mücadelenin yine küresel is birligi ve dayanisma esasinda yürütülmesi önemlidir. Simdiye kadar uyguladiklari ekonomik politikalarla iklim degisikligini derinlestiren gelismis ülkeler bu süreçte daha fazla yükümlülük üstlenmelidir. Aksi takdirde yeni adaletsizliklerin ve haksizliklarin yasanmasi kaçinilmazdir. Türkiye olarak, gelinen noktadaki tarihi mesuliyetimiz yok denecek kadar az olmasina ragmen, iklim degisikligiyle mücadeleye samimi destek veriyoruz. Iklim kriziyle mücadele konusunda insanligin artik bir yol ayrimina ulastigina inaniyoruz. Hem kendi evlatlarimizin hem de dünyada yasayan tüm canlilarin çevre üzerindeki haklarini gözeten bir anlayisla hareket etmemiz, insanlik için ihtiyaçtan öte bir mecburiyet halini almistir. Önümüzdeki dönemde Türkiye, kadim kültüründen ilhamla Yesil Kalkinma Devrimi'ni tüm çalismalarinin merkezine yerlestirerek, iklim krizinin çözümünde öncü ve etkin bir rol üstlenmekte kararlidir."

Kaynak: AA