Yargıtay'dan emsal karar! Taciz suçu sayıldı!
Yargıtay, sosyal medyadan gönderilen 'Slm seni ve kalbini nasıl kazanabilirim' mesajının cinsel taciz suçu oluşturduğuna hükmetti.
Bir mesajlaşma uygulaması üzerinden gönderilen ‘Slm seni ve kalbini nasıl kazanabilirim' mesajı sebebiyle hakkında kamu davası açılan sanığa 'kişilerin huzur ve sükununu bozma' suçundan hapis cezası verildi.
Asliye Ceza Mahkemesi'nin verdiği hükmün temyizi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 18. Ceza Dairesi, dikkat çeken bozma kararı aldı.
Sanığın olay tarihinde gönderdiği 'Slm seni ve kalbini nasıl kazanabilirim' mesajın, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 105/1 ve 105/2-d maddesine uyan 'cinsel taciz' suçunu oluşturduğu gözetilmeden 'kişilerin huzur ve sükununu bozma' suçundan hüküm kurulması nedeniyle yerel mahkemenin verdiği karar bozuldu.
Kararda ayrıca sanık hakkında 'cinsel taciz' suçundan kamu davası açıldığı, sanığın eyleminin soruşturma aşamasında uzlaşma kapsamında olmadığı ancak yapılan yargılama sonucu sanığın eyleminin uzlaştırma kapsamına giren kişilerin 'huzur ve sükununu bozma' suçu olarak kabul edildiği anımsatıldı.
TCK’nın 253. ve 254. maddeleri uyarınca uzlaşma hükümlerinin uygulanması gerektiğine işaret edilen kararda, sanığın hukuksal durumunun bu hükümlerin sonucuna göre belirlenmemesi, bozma kararına gerekçe gösterildi.
Asliye Ceza Mahkemesi'nin verdiği hükmün temyizi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 18. Ceza Dairesi, dikkat çeken bozma kararı aldı.
Sanığın olay tarihinde gönderdiği 'Slm seni ve kalbini nasıl kazanabilirim' mesajın, Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 105/1 ve 105/2-d maddesine uyan 'cinsel taciz' suçunu oluşturduğu gözetilmeden 'kişilerin huzur ve sükununu bozma' suçundan hüküm kurulması nedeniyle yerel mahkemenin verdiği karar bozuldu.
Kararda ayrıca sanık hakkında 'cinsel taciz' suçundan kamu davası açıldığı, sanığın eyleminin soruşturma aşamasında uzlaşma kapsamında olmadığı ancak yapılan yargılama sonucu sanığın eyleminin uzlaştırma kapsamına giren kişilerin 'huzur ve sükununu bozma' suçu olarak kabul edildiği anımsatıldı.
TCK’nın 253. ve 254. maddeleri uyarınca uzlaşma hükümlerinin uygulanması gerektiğine işaret edilen kararda, sanığın hukuksal durumunun bu hükümlerin sonucuna göre belirlenmemesi, bozma kararına gerekçe gösterildi.