Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay Açıklaması 'Türkiye Kriz Ortamında Bile Yatırımcı İçin Güvenilir Limandır'
'Salgının etkileri tüm dünyaya, Çin gibi tek bir üretim merkezine bağlı olmanın sürdürülebilir bir politika olmadığını açıkça ortaya koymuştur. Küresel şirketler bu doğrultuda üretim merkezlerini yeniden konumlandırmaya başladılar' 'Türkiye'de yatırım yapan tüm girişimcileri milli olarak görüyor, yerli veya yabancı ayrımı yapmıyoruz' 'Tamamen koronavirüsle mücadelede kazanımlarımızı kaybetmemeye odaklı bir normalleşme planı çalıştık' 'Bu çalışmanın özelliği de senkronize olmasıdır. Yani bir senfoni gibi ilişkili tüm sektörlerin eş zamanlı olarak tekrar ayağa kalkacağı bir tasarımı içeriyor'
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Türkiye'nin sahip olduğu güçlü üretim altyapısı, dinamik iş gücü ve pazar olanaklarıyla kriz ortamında bile yatırımcı için güvenilir liman olduğunu belirtti.
Oktay, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nden video konferans yöntemiyle katıldığı, Amerikan Şirketler Derneği (AmCham Turkey/ABFT) Yönetim Kurulu Toplantısı'nda Türkiye ve ABD arasındaki ticari iş birliğinin önemini vurguladı.
Tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sebebiyle belirsizliğin üst seviyede olduğuna, alışılmışın dışında bir süreçten geçildiğine işaret eden Oktay, toplumları birçok yönden derinden etkileyen salgının küresel ekonomide de yakın tarihin en ciddi ekonomik şoklarından birini yaşattığını söyledi.
Oktay, tedarik zincirlerinde ham madde, ara ürün ve hizmet arzı devamlılığında yaşanan küresel sıkıntılara dikkati çekerek, uluslararası ticarette, sınır ötesi sermaye hareketlerinde ve emtia piyasalarında görülen sert dalgalanmaların makroekonomik göstergelere yansıdığını ifade etti.
- "Türkiye kriz ortamında bile yatırımcı için güvenilir limandır"
Oktay, tüm bu göstergelerin ticari ilişkiler ve yatırımlarda da birçok şeyin eskisi gibi olmayacağının göstergesi olduğunu vurgulayarak, "Değişmeyecek gerçek, Türkiye'nin sahip olduğu güçlü üretim altyapısı, dinamik iş gücü ve pazar olanaklarıyla kriz ortamında bile yatırımcı için güvenilir bir liman olmasıdır. Salgının etkileri tüm dünyaya, Çin gibi tek bir üretim merkezine bağlı olmanın sürdürülebilir bir politika olmadığını açıkça ortaya koymuştur. Küresel şirketler bu doğrultuda üretim merkezlerini yeniden konumlandırmaya başladılar. Türkiye birçok farklı sektörde üretim ve yatırımda merkez üssü olmak için kabiliyete fazlasıyla sahiptir." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde uygulamaya koydukları ekonomi politikaları ve teşviklerinin yatırımcılara geniş avantajlar sunduğunu ve hedef odaklı olduğunu anlatan Oktay, "Türkiye'de yatırım yapan tüm girişimcileri milli olarak görüyor, yerli veya yabancı ayrımı yapmıyoruz." dedi.
- "Dış yatırımların Türkiye'yi en iyi şekilde değerlendirmesini arzu ediyoruz"
Oktay, küresel tedarik zincirlerinin yeniden tanımlanmaya başladığı bu ortamda Türkiye'nin yatırımcılara cazip avantajlar sunduğunun altını çizerek, "Salgın süresince ve salgın sonrası oluşacak 'yeni normal'e göre hem ülkemizdeki mevcut uzun vadeli dış yatırımların daha da büyümesini, hem de yeni dış yatırımların Türkiye'yi en iyi şekilde değerlendirmesini arzu ediyoruz." diye konuştu.
Fuat Oktay, Kovid-19 salgınının, zengin-fakir ülke ayrımı yapmadan dünyanın en büyük ekonomileri de dahil olmak üzere her bölgeyi olumsuz etki altına aldığını, faturasının her geçen gün daha da ağırlaştığını ifade etti.
- "Döviz kurundaki dalgalanmalara karşı mücadelemiz devam ediyor"
Salgın sürecinin ülke ekonomisindeki etkilerinin nisandan itibaren yoğun şekilde hissedildiğini belirten Oktay, "Nisan ayında ihracatımız geçen senenin aynı dönemine kıyasla 6,3 milyar düşerek 8,9 milyar dolar olarak gerçekleşti. Diğer yandan döviz kurundaki dalgalanmalara karşı mücadelemiz devam ediyor. Salgının etkilerine rağmen Türkiye, böyle bir kriz durumuna belki en tedarikli ve altyapısıyla en hazırlıklı ülkelerden birisidir." dedi.
- "Bu dönemi de fırsata dönüştürerek arkamızda bırakacağız"
Oktay, kriz yönetiminin Türkiye'nin ciddi tecrübe kazandığı konulardan olduğunun altını çizerek, "Hiçbir panik yapmadan, son derece sakin şekilde, fırsata dönüştürebileceklerimize odaklandığımız bir yapı var. İnanıyorum ki bu dönemi de fırsata dönüştürerek arkamızda bırakacağız." değerlendirmesinde bulundu.
Teşvik ve desteklerle gücünü koruyan ülke ekonomisinin krizlerden sonra hızlı toparlanma refleksine ve kriz bağışıklığına sahip olduğunu belirten Oktay, sözlerine şöyle devam etti:
"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin getirdiği avantajlar sayesinde ülkemizin para politikaları, maliye politikaları ve ekonomi politikaları senkronize olmuş durumdadır. Açıklanan Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi'nin yanı sıra döviz likiditesinin korunması için G20 ülkeleri ile swap görüşmeleri devam ediyor. Küresel ekonomide güvenin yeniden tesis edilmesi için swap anlaşmalarının taraflarının yaygınlaştırılmasının yakın takipçisiyiz. Şu anda Merkez Bankası rezervlerimiz yeterli durumda ve dalgalı kur rejiminde bir değişiklik yok. Swap anlaşmaları yoluyla gerçekleşecek döviz enjeksiyonu, döviz likiditesi riskini ortadan kaldıracaktır."
- "Hiçbir konuda arz sıkıntısı çekmedik"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Türkiye'nin salgınla mücadelede başarılı bir dönem geçirdiğini belirterek, sağlık ekipmanlarından gıda teminine kadar hiçbir konuda arz sıkıntısı yaşanmadığını vurguladı.
İç piyasanın ihtiyacını karşılamanın yanında dayanışma ruhuyla dost ve müttefik ülkelere de yardımda bulunduklarını anımsatan Oktay, "Toplam 57 ülkeye tıbbi ekipman yardımı yaptık. 28 Nisan ve 1 Mayıs'ta ABD'ye de maske, yüz koruyucu, göz koruyucu, N95 tipi maske ve tulum gönderdik. Ülkemizden sağlık ekipmanı almak isteyen ABD'li firmalara ihraç izinleri vererek tıbbi malzemelerin sevkiyatında kolaylıklar sağladık." bilgisini paylaştı.
Salgın döneminde Amerikan Şirketler Derneği üyelerinin temsilcisi oldukları firmaların ülkelerindeki muhataplarla istişare ve iletişiminin önceki dönemlere göre daha kritik bir hal aldığını belirten Oktay, tüm ülkeler için zor olan bu sürecin fikir alışverişinde bulunularak ve karşılıklı çözümler üretilerek aşılabileceğini vurguladı.
- "Normalleşme dinamik bir süreç"
Normalleşme adımları ve sonrasını kapsayan dönemi etkin şekilde planlamak için sahadan gelen geri dönüşlere büyük önem verdiklerine dikkati çeken Oktay, "Bu çalışmanın özelliği senkronize olmasıdır. Yani bir senfoni gibi ilişkili tüm sektörlerin eş zamanlı olarak tekrar ayağa kalkacağı bir tasarımı içeriyor. Dolayısıyla, tüm bakanlıklarımızla, özel sektörle, ilgili tüm kurum ve kuruluşlarımızla Cumhurbaşkanımızın liderliğinde normalleşme sürecinde ikinci aşamaya geçmiş durumdayız. Geçen hafta bunu Cumhurbaşkanımız da ilan etti. İleriye dönük olarak ay ay bütün her şeyi belirlemiş olmakla birlikte bu dinamik bir süreç." diye konuştu.
- "Cumhurbaşkanımız her hafta kamuoyuyla paylaşıyor olacak"
Fuat Oktay, normalleşme sürecinin her hafta, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı'nda Kovid-19 ile mücadeledeki duruma göre değerlendirileceğini kaydederek, "Tamamen koronavirüsle mücadelede kazanımlarımızı kaybetmemeye odaklı bir normalleşme planı çalıştık. Kazanımlarımızı kaybetmemeye odaklı da bunu adım adım yürütmeye alıyor olacağız. Her hafta da nelerin hayata geçirileceğini kamuoyuyla Cumhurbaşkanımız paylaşıyor olacak." dedi.
Kaynak: AA
Oktay, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nden video konferans yöntemiyle katıldığı, Amerikan Şirketler Derneği (AmCham Turkey/ABFT) Yönetim Kurulu Toplantısı'nda Türkiye ve ABD arasındaki ticari iş birliğinin önemini vurguladı.
Tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) sebebiyle belirsizliğin üst seviyede olduğuna, alışılmışın dışında bir süreçten geçildiğine işaret eden Oktay, toplumları birçok yönden derinden etkileyen salgının küresel ekonomide de yakın tarihin en ciddi ekonomik şoklarından birini yaşattığını söyledi.
Oktay, tedarik zincirlerinde ham madde, ara ürün ve hizmet arzı devamlılığında yaşanan küresel sıkıntılara dikkati çekerek, uluslararası ticarette, sınır ötesi sermaye hareketlerinde ve emtia piyasalarında görülen sert dalgalanmaların makroekonomik göstergelere yansıdığını ifade etti.
- "Türkiye kriz ortamında bile yatırımcı için güvenilir limandır"
Oktay, tüm bu göstergelerin ticari ilişkiler ve yatırımlarda da birçok şeyin eskisi gibi olmayacağının göstergesi olduğunu vurgulayarak, "Değişmeyecek gerçek, Türkiye'nin sahip olduğu güçlü üretim altyapısı, dinamik iş gücü ve pazar olanaklarıyla kriz ortamında bile yatırımcı için güvenilir bir liman olmasıdır. Salgının etkileri tüm dünyaya, Çin gibi tek bir üretim merkezine bağlı olmanın sürdürülebilir bir politika olmadığını açıkça ortaya koymuştur. Küresel şirketler bu doğrultuda üretim merkezlerini yeniden konumlandırmaya başladılar. Türkiye birçok farklı sektörde üretim ve yatırımda merkez üssü olmak için kabiliyete fazlasıyla sahiptir." değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde uygulamaya koydukları ekonomi politikaları ve teşviklerinin yatırımcılara geniş avantajlar sunduğunu ve hedef odaklı olduğunu anlatan Oktay, "Türkiye'de yatırım yapan tüm girişimcileri milli olarak görüyor, yerli veya yabancı ayrımı yapmıyoruz." dedi.
- "Dış yatırımların Türkiye'yi en iyi şekilde değerlendirmesini arzu ediyoruz"
Oktay, küresel tedarik zincirlerinin yeniden tanımlanmaya başladığı bu ortamda Türkiye'nin yatırımcılara cazip avantajlar sunduğunun altını çizerek, "Salgın süresince ve salgın sonrası oluşacak 'yeni normal'e göre hem ülkemizdeki mevcut uzun vadeli dış yatırımların daha da büyümesini, hem de yeni dış yatırımların Türkiye'yi en iyi şekilde değerlendirmesini arzu ediyoruz." diye konuştu.
Fuat Oktay, Kovid-19 salgınının, zengin-fakir ülke ayrımı yapmadan dünyanın en büyük ekonomileri de dahil olmak üzere her bölgeyi olumsuz etki altına aldığını, faturasının her geçen gün daha da ağırlaştığını ifade etti.
- "Döviz kurundaki dalgalanmalara karşı mücadelemiz devam ediyor"
Salgın sürecinin ülke ekonomisindeki etkilerinin nisandan itibaren yoğun şekilde hissedildiğini belirten Oktay, "Nisan ayında ihracatımız geçen senenin aynı dönemine kıyasla 6,3 milyar düşerek 8,9 milyar dolar olarak gerçekleşti. Diğer yandan döviz kurundaki dalgalanmalara karşı mücadelemiz devam ediyor. Salgının etkilerine rağmen Türkiye, böyle bir kriz durumuna belki en tedarikli ve altyapısıyla en hazırlıklı ülkelerden birisidir." dedi.
- "Bu dönemi de fırsata dönüştürerek arkamızda bırakacağız"
Oktay, kriz yönetiminin Türkiye'nin ciddi tecrübe kazandığı konulardan olduğunun altını çizerek, "Hiçbir panik yapmadan, son derece sakin şekilde, fırsata dönüştürebileceklerimize odaklandığımız bir yapı var. İnanıyorum ki bu dönemi de fırsata dönüştürerek arkamızda bırakacağız." değerlendirmesinde bulundu.
Teşvik ve desteklerle gücünü koruyan ülke ekonomisinin krizlerden sonra hızlı toparlanma refleksine ve kriz bağışıklığına sahip olduğunu belirten Oktay, sözlerine şöyle devam etti:
"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin getirdiği avantajlar sayesinde ülkemizin para politikaları, maliye politikaları ve ekonomi politikaları senkronize olmuş durumdadır. Açıklanan Ekonomik İstikrar Kalkanı Paketi'nin yanı sıra döviz likiditesinin korunması için G20 ülkeleri ile swap görüşmeleri devam ediyor. Küresel ekonomide güvenin yeniden tesis edilmesi için swap anlaşmalarının taraflarının yaygınlaştırılmasının yakın takipçisiyiz. Şu anda Merkez Bankası rezervlerimiz yeterli durumda ve dalgalı kur rejiminde bir değişiklik yok. Swap anlaşmaları yoluyla gerçekleşecek döviz enjeksiyonu, döviz likiditesi riskini ortadan kaldıracaktır."
- "Hiçbir konuda arz sıkıntısı çekmedik"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, Türkiye'nin salgınla mücadelede başarılı bir dönem geçirdiğini belirterek, sağlık ekipmanlarından gıda teminine kadar hiçbir konuda arz sıkıntısı yaşanmadığını vurguladı.
İç piyasanın ihtiyacını karşılamanın yanında dayanışma ruhuyla dost ve müttefik ülkelere de yardımda bulunduklarını anımsatan Oktay, "Toplam 57 ülkeye tıbbi ekipman yardımı yaptık. 28 Nisan ve 1 Mayıs'ta ABD'ye de maske, yüz koruyucu, göz koruyucu, N95 tipi maske ve tulum gönderdik. Ülkemizden sağlık ekipmanı almak isteyen ABD'li firmalara ihraç izinleri vererek tıbbi malzemelerin sevkiyatında kolaylıklar sağladık." bilgisini paylaştı.
Salgın döneminde Amerikan Şirketler Derneği üyelerinin temsilcisi oldukları firmaların ülkelerindeki muhataplarla istişare ve iletişiminin önceki dönemlere göre daha kritik bir hal aldığını belirten Oktay, tüm ülkeler için zor olan bu sürecin fikir alışverişinde bulunularak ve karşılıklı çözümler üretilerek aşılabileceğini vurguladı.
- "Normalleşme dinamik bir süreç"
Normalleşme adımları ve sonrasını kapsayan dönemi etkin şekilde planlamak için sahadan gelen geri dönüşlere büyük önem verdiklerine dikkati çeken Oktay, "Bu çalışmanın özelliği senkronize olmasıdır. Yani bir senfoni gibi ilişkili tüm sektörlerin eş zamanlı olarak tekrar ayağa kalkacağı bir tasarımı içeriyor. Dolayısıyla, tüm bakanlıklarımızla, özel sektörle, ilgili tüm kurum ve kuruluşlarımızla Cumhurbaşkanımızın liderliğinde normalleşme sürecinde ikinci aşamaya geçmiş durumdayız. Geçen hafta bunu Cumhurbaşkanımız da ilan etti. İleriye dönük olarak ay ay bütün her şeyi belirlemiş olmakla birlikte bu dinamik bir süreç." diye konuştu.
- "Cumhurbaşkanımız her hafta kamuoyuyla paylaşıyor olacak"
Fuat Oktay, normalleşme sürecinin her hafta, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı'nda Kovid-19 ile mücadeledeki duruma göre değerlendirileceğini kaydederek, "Tamamen koronavirüsle mücadelede kazanımlarımızı kaybetmemeye odaklı bir normalleşme planı çalıştık. Kazanımlarımızı kaybetmemeye odaklı da bunu adım adım yürütmeye alıyor olacağız. Her hafta da nelerin hayata geçirileceğini kamuoyuyla Cumhurbaşkanımız paylaşıyor olacak." dedi.