2 kez koronavirüse yakalanan hemşire nasıl yendiğini anlattı
Belçika'dan Türk vatandaşlarının Türkiye'ye getirilmesinde gönüllü olarak yer alan ve 2 kez yakalandığı koronavirüsü yenen hemşire İlknur Kellenci, yaşadıklarını anlattı.
Koronavirüs salgını nedeniyle 17 Mart'ta Türk vatandaşlarının yurt dışından getirilmesi programında gönüllü olan İlknur Hemşire koronavirüsü yendi. Moralin bu hastalığı yenmede büyük rolü olduğunu söyleyen Kelleci, 'Ayakta tamamen hiç hissetmeden atlatanlar da var. İlaçları verilerek evde tedavi görenler de var. Hastanede tedavi görenler, yoğun bakım ve entübe olanlar da var. Hafif de atlatabilirler. İnsanlarda şu olmasın; ben korona pozitif oldum, kesinlikle ölüme bilet aldım diye değerlendirmemeliler' diye konuştu.
Pendik'te bir aile sağlığı merkezinde görevli olan 32 yaşında hemşire İlknur Kellenci, 17 Mart'ta Türk vatandaşlarını Belçika'dan Türkiye'ye getiren ekipte gönüllü olarak yer aldı.Bu çalışmasının ardından evinde karantinaya başlayan hemşire İlknur Kelleci'nin ilk semptomu 19 Mart'ta baş ağrısıyla ortaya çıktı. Birkaç gün sonra durumu ağırlaşınca hastaneye giden Kelleci'ye koronavirüs teşhisi kondu. 6 gün hastaneden tedavi gören hemşire, daha sonra tedavisine evinde devam etti. Polis memuru eşi Mehmet Kelleci, 8 yaşında Ahsen ve 6 yaşında Fatih isimli iki çocuğu ile yaşayan hemşire İlknur Kelleci, aynı evde kendini onlardan izole etti. Kelleci tam iyileştiğini düşündüğü günlerde ise ikinci kez koronavirüse yakalandı. Mücadeleden yılmayan İlknur hemşire dün hastalığı yendi ve negatif sonuca ulaştı. Kelleci şimdi iki çocuğu ve eşiyle sağlıklı günlerinin tadını çıkarmaya başladı.
'İlk baş ağrım oldu'
Evinin kapılarını açarak yaşadıklarını anlatan İlknur Kelleci, şunları söyledi: '17 Mart'ta yurtdışındaki Türk vatandaşlarının ülkeye getirilmesi görevinde yer almıştım, görev ülkem Belçika'ydı. Oradaki vatandaşları getirdikten sonra 14 gün idari izinli sayılıyorduk. 19 Mart'ta yani 2 sonrasında benim ilk belirtilerim ortaya çıktı. İlk baş ağrım oldu. O gün hava soğuktu, üşüttüğümü düşündüm. Daha sonrasında eklem, kas ağrıları ortaya çıktı, sonraki gün de ateş olunca 'acabalar' artmaya başladı. Bulantı, kusma, ishal eklenince kurumuma bilgi verdim. Ambulansla geldiler, test aldılar sonucu pozitif çıktı. Daha sonrasında hastanede 6 gün tedavi gördüm. Semptomlar herkeste farklılık gösteriyor, bu tamamen kişiden kişiye değişiyor, güçlü bir virüs. Herkeste seyri farklı oluyor. Bağışıklık sistemiyle tamamen alakalı. Yaşımın gençliği, alkol, sigara kullanmıyor olmam benim için büyük bir şanstı. Hastanede 6 günlük tedavinin ardından evde 10 günlük iyileşme süreci oldu. Ama hemen negatiflik testine bakılmıyor. Bir süre geçmesi gerekiyor.'
'İyileştim' dedi tekrar başladı
Kelleci, 'Tam 'iyileştim' dediğim anda tekrardan bende semptomlar baş göstermeye başladı. Tekrardan sağlık kuruluşuna başvurdum. Bu kez 6 gün evde ilaçlarımı kullandım. O tedaviden sonra tekrar test yapıldı, negatif çıktı. Artık çok şükür tamamen atlattım bu süreci. Dün itibariyle negatife döndü. 14 gün sonra işbaşı yapacağım çünkü bulantı, kusma, ishal benim vücudumu çok yordu. Normalde iki negatif testin ardından 14 gün bekleyip işbaşı yapabiliyoruz' dedi.
Eşi ve çocuklarına bulaşmadı
İlknur Kelleci, eşi ve çocuklarının sağlık durumu ile ilgili ise, 'Onlarda hiçbir semptom olmadı. Mümkün olduğunca izole olmaya çalıştım. Ama çocuklar bunu çok anlamıyorlar. Sürekli gelmek istiyorlar. Eşim aramızda aracı oldu. Çok şükür Allah'a onlarda bir sıkıntı olmadı. Bu da takdiri ilahi diyoruz. Odamı ayırdım, kapıdan içeriye girmelerini yasakladım, 'annecim hayır gelmiyoruz, iyileşene kadar dikkat etmemiz gerekiyor' dedim. Kızım sürekli, 'annecim sana kahve yaptım, en azından bırakayım' diyerek yanıma geldi' şeklinde konuştu.
'Herkeste farklılar gösteriyor'
Kelleci, yaşadığı koronavirüs semptomları hakkında ise şöyle konuştu: 'Ben ciddi bir nefes darlığı yaşamadım. Türkiye genelinde herkes 'acaba koronavirüs oldum mu' Öksürdüm? diye düşünüyor. Nefesinizi bilinçli olarak kontrol etmeye çalıştığınız zaman bir nefes darlığı hissediyorsunuz zaten. Ben hasta psikolojisinin içerisindeyken zaten onu kendi kendime denediğimde hissettim. Ama ciddi anlamda akciğerlerime büyük hasar verecek ya da yoğun bakım seviyesinde olan entübe hastaların hissettiği bir solunum sıkıntısı yaşamadım. Semptomlar da herkeste farklı seyrediyor. Hem hemşire, hem de bu hastalığı yaşayan bir insan olduğum için bu süre içerisinde kovit pozitif olan bütün arkadaşlarımla, hastalarımla sosyal medyadaki takipçilerimle iletişim halindeydim. Herkeste farklılık gösteriyor. Birisinde hiç ateş olmuyor, birisi 'ben hiç ishal olmadım' diyor, orta, hafif, şiddetli olmak üzere 3-4 kademe bunları sınıflandırabiliriz. Ayakta tamamen hiç hissetmeden atlatanlar da var. İlaçları verilerek evde tedavi görenler de var. Hastanede tedavi görenler, yoğun bakım ve entübe olanlar da var. Hafif de atlatabilirler. İnsanlarda şu olmasın; ben korona pozitif oldum, kesinlikle ölüme bilet aldım diye değerlendirmemeliler kesinlikle.'
'Moral inanılmaz önemli'
İlknur Kelleci, 'Moral inanılmaz önemli. Ben sevdiklerimden, arkadaşlarımdan ailemden destek alarak, moral bularak bunu kolay bir şekilde atlattım. Bir de duaların gücüne inanılmaz inanan bir insanım.' dedi.
Pendik'te bir aile sağlığı merkezinde görevli olan 32 yaşında hemşire İlknur Kellenci, 17 Mart'ta Türk vatandaşlarını Belçika'dan Türkiye'ye getiren ekipte gönüllü olarak yer aldı.Bu çalışmasının ardından evinde karantinaya başlayan hemşire İlknur Kelleci'nin ilk semptomu 19 Mart'ta baş ağrısıyla ortaya çıktı. Birkaç gün sonra durumu ağırlaşınca hastaneye giden Kelleci'ye koronavirüs teşhisi kondu. 6 gün hastaneden tedavi gören hemşire, daha sonra tedavisine evinde devam etti. Polis memuru eşi Mehmet Kelleci, 8 yaşında Ahsen ve 6 yaşında Fatih isimli iki çocuğu ile yaşayan hemşire İlknur Kelleci, aynı evde kendini onlardan izole etti. Kelleci tam iyileştiğini düşündüğü günlerde ise ikinci kez koronavirüse yakalandı. Mücadeleden yılmayan İlknur hemşire dün hastalığı yendi ve negatif sonuca ulaştı. Kelleci şimdi iki çocuğu ve eşiyle sağlıklı günlerinin tadını çıkarmaya başladı.
'İlk baş ağrım oldu'
Evinin kapılarını açarak yaşadıklarını anlatan İlknur Kelleci, şunları söyledi: '17 Mart'ta yurtdışındaki Türk vatandaşlarının ülkeye getirilmesi görevinde yer almıştım, görev ülkem Belçika'ydı. Oradaki vatandaşları getirdikten sonra 14 gün idari izinli sayılıyorduk. 19 Mart'ta yani 2 sonrasında benim ilk belirtilerim ortaya çıktı. İlk baş ağrım oldu. O gün hava soğuktu, üşüttüğümü düşündüm. Daha sonrasında eklem, kas ağrıları ortaya çıktı, sonraki gün de ateş olunca 'acabalar' artmaya başladı. Bulantı, kusma, ishal eklenince kurumuma bilgi verdim. Ambulansla geldiler, test aldılar sonucu pozitif çıktı. Daha sonrasında hastanede 6 gün tedavi gördüm. Semptomlar herkeste farklılık gösteriyor, bu tamamen kişiden kişiye değişiyor, güçlü bir virüs. Herkeste seyri farklı oluyor. Bağışıklık sistemiyle tamamen alakalı. Yaşımın gençliği, alkol, sigara kullanmıyor olmam benim için büyük bir şanstı. Hastanede 6 günlük tedavinin ardından evde 10 günlük iyileşme süreci oldu. Ama hemen negatiflik testine bakılmıyor. Bir süre geçmesi gerekiyor.'
'İyileştim' dedi tekrar başladı
Kelleci, 'Tam 'iyileştim' dediğim anda tekrardan bende semptomlar baş göstermeye başladı. Tekrardan sağlık kuruluşuna başvurdum. Bu kez 6 gün evde ilaçlarımı kullandım. O tedaviden sonra tekrar test yapıldı, negatif çıktı. Artık çok şükür tamamen atlattım bu süreci. Dün itibariyle negatife döndü. 14 gün sonra işbaşı yapacağım çünkü bulantı, kusma, ishal benim vücudumu çok yordu. Normalde iki negatif testin ardından 14 gün bekleyip işbaşı yapabiliyoruz' dedi.
Eşi ve çocuklarına bulaşmadı
İlknur Kelleci, eşi ve çocuklarının sağlık durumu ile ilgili ise, 'Onlarda hiçbir semptom olmadı. Mümkün olduğunca izole olmaya çalıştım. Ama çocuklar bunu çok anlamıyorlar. Sürekli gelmek istiyorlar. Eşim aramızda aracı oldu. Çok şükür Allah'a onlarda bir sıkıntı olmadı. Bu da takdiri ilahi diyoruz. Odamı ayırdım, kapıdan içeriye girmelerini yasakladım, 'annecim hayır gelmiyoruz, iyileşene kadar dikkat etmemiz gerekiyor' dedim. Kızım sürekli, 'annecim sana kahve yaptım, en azından bırakayım' diyerek yanıma geldi' şeklinde konuştu.
'Herkeste farklılar gösteriyor'
Kelleci, yaşadığı koronavirüs semptomları hakkında ise şöyle konuştu: 'Ben ciddi bir nefes darlığı yaşamadım. Türkiye genelinde herkes 'acaba koronavirüs oldum mu' Öksürdüm? diye düşünüyor. Nefesinizi bilinçli olarak kontrol etmeye çalıştığınız zaman bir nefes darlığı hissediyorsunuz zaten. Ben hasta psikolojisinin içerisindeyken zaten onu kendi kendime denediğimde hissettim. Ama ciddi anlamda akciğerlerime büyük hasar verecek ya da yoğun bakım seviyesinde olan entübe hastaların hissettiği bir solunum sıkıntısı yaşamadım. Semptomlar da herkeste farklı seyrediyor. Hem hemşire, hem de bu hastalığı yaşayan bir insan olduğum için bu süre içerisinde kovit pozitif olan bütün arkadaşlarımla, hastalarımla sosyal medyadaki takipçilerimle iletişim halindeydim. Herkeste farklılık gösteriyor. Birisinde hiç ateş olmuyor, birisi 'ben hiç ishal olmadım' diyor, orta, hafif, şiddetli olmak üzere 3-4 kademe bunları sınıflandırabiliriz. Ayakta tamamen hiç hissetmeden atlatanlar da var. İlaçları verilerek evde tedavi görenler de var. Hastanede tedavi görenler, yoğun bakım ve entübe olanlar da var. Hafif de atlatabilirler. İnsanlarda şu olmasın; ben korona pozitif oldum, kesinlikle ölüme bilet aldım diye değerlendirmemeliler kesinlikle.'
'Moral inanılmaz önemli'
İlknur Kelleci, 'Moral inanılmaz önemli. Ben sevdiklerimden, arkadaşlarımdan ailemden destek alarak, moral bularak bunu kolay bir şekilde atlattım. Bir de duaların gücüne inanılmaz inanan bir insanım.' dedi.