Sancılı Adet Sendromundan Kurtulmak Mümkün
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Pınar Türk, “Ağrılı adet bir kader değildir. Mutlaka önemsenmeli ve tetkik edilmelidir. Alta yatan bir patolojinin saptanmaması yani primer dismenore tablosu da destek tedaviler ile yüksek oranda çözülebilmekte olup temel amaç kadının bozulan hayat kalitesini artırmaktır” dedi.

Primer dismenorenin daha çok adölösan/genç yaş grubunda izlendiğini söyleyen Türk, “Âdetin ilk ya da ikinci günü daha ön plandadır. Sıklıkla ağrı kesici ilaçlara yanıt verir. Bulantı, kusma, ishal, baş ağrısı, baş dönmesi ve karın krampları eşlik edebilir. Prostoglandin denilen kimyasalların salınımını azaltan non-steroid anti enflamatuarlar olarak sınıfladığımız ağrı kesici ilaçlar ve rahmin kaslarını gevşeten düz kas gevşetici ilaçlar ve kalsiyum magnezyum gibi vitaminler primer dismenore tedavisinde birinci basamak tedavi yaklaşımının temel öğeleridir. Birinci basamak yaklaşımın fayda etmediği hasta gruplarında mutlaka altta yatan endometriozis gibi patolojik tablolar yeniden değerlendirmeli ve dışlanmalıdır. Devamında ikinci basamakta halk arasında doğum kontrol hapları olarak adlandırdığımız östrojen + progesteron içeren hormon kombinasyonları tercih edilebilmektedir. Bu ilaçlarda yine prostaglandin üretimini azaltmakta aynı zamanda hormon etkisi ile rahim duvarını inceltmekte ve sonuç olarak menstrüasyon kanamasının hacmi ve uterus iskemisinin düşmesine yol açmaktadır. Birinci ve İkinci basamak yaklaşımlar dismenore yakınması olan hastaların %90-95 inin şikâyetlerini gidermekte fayda sağlasa da farklı medikal alternatiflere rağmen yanıt alınamayan çok nadir hasta gruplarında Presakral nörektomi ve uterin sinir ablasyonu adı verilen cerrahi işlemlerde son basamak tedavi olarak uygulanabilmektedir” diye konuştu.
Adet dönemlerinde ağrıları azaltmak için önerilerde bulunan Op. Dr. Pınar Türk, sözlerini şöyle sürdürdü: “Egzersiz, akupunktur, yoga gibi destek tedavi seçenekleri de bu süreçte sıkça başvurulan destek yaklaşımlardır ve faydası kanıta dayalı tıp perspektifinde gösterilmiş yöntemlerdir. Primer dismenore tablosu ile karşılaşan kadınların yaklaşık %60-70 i gebelik doğum süreci sonrasında şikâyetlerinin belirgin azalma tarif ederken bu durum gebelik sürecinde rahmin büyümesiyle ileri derece esneyen gevşeyen rahim düz kaslarının sonraki süreçteki uyumu olarak özetlenebilmektedir. Doğum şeklinin bu açıdan artı ya da eksi bir katkısından söz edilememektedir. Sekonder dismenore ise sıklık olarak genç yaş grubunda daha nadir görülse de her dismenore tablosunda öncelikle altta yatabilecek olası patolojiler dışlanmalıdır. Bu tabloda ağrıya sebep olan myom,kist ,endometriozis gibi patolojilerin medikal yada daha sıklıkla cerrahi tedavisi dismenore tablosunun ortadan kalkmasını sağlamaktadır. Unutmayın, ağrılı adet bir kader değildir. Mutlaka önemsenmeli ve tetkik edilmelidir. Alta yatan bir patolojinin saptanmaması yani primer dismenore tablosu da destek tedaviler ile yüksek oranda çözülebilmekte olup temel amaç kadının bozulan hayat kalitesini artırmaktır.”
