İnsan Hakları İzleme Örgütü Açıklaması Mısır Güvenlik Güçleri Reşit Olmayan Çocuklara İşkence Etti
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Mısır güvenlik güçlerini "12 yaşındakilerin de aralarında bulunduğu reşit olmayan çocukları alıkoyarak işkence uygulamak, Mısır yargısını da bu tür ihlallere göz yummak"la suçladı.
New York merkezli örgüt, yerel ortaklarıyla hazırladığı "Kimse çocuk olduğuna bakmadı" başlıklı 43 sayfalık raporunda, çocuklar, aileleri, savunma avukatlarının ifadelerinin yanı sıra mahkeme belgeleri, dilekçeler, sağlık raporları ve video görüntülerini kullanarak Mısır güvenlik güçlerinin reşit olmayan çocuklara yönelik ihlallerini anlattı.
HRW Çocuk Hakları Direktörü Bill Van Esveld, raporda "çocukların suda boğulma işkencesi, elektroşok verilmesi gibi sayısız işkenceye maruz kaldığını buna karşın güvenlik güçlerinden hesap sorulmadığını” vurguladı.
Raporda, 12-17 yaş arası 20 çocuğun ifadelerine yer verilirken, bunlardan 15’inin mahkeme öncesi gözaltı sürecinde genellikle herhangi bir yasal işlem başlatılmaksızın işkence gördüğünü anlattığı aktarıldı.
HRW’ye konuşan 7 çocuk kendilerine elektrik verilerek işkence yapıldığını aktarırken, 16 yaşında gözaltına alınan bir çocuğun yapılan işkenceler nedeniyle amcasına "Gelecekte çocuk sahibi olamayabilirim” dediği paylaşıldı.
Raporda tanıklığına yer verilen Bilal isimli bir çocuk gözaltına alındığında 17 yaşında olduğunu, güvenlik güçlerinin kendisini üç gün boyunca bir sandalyeye bağlı tuttuğunu anlattı.
Mısır yargı sisteminin çocuklara kötü muamele ve işkenceye ilişkin suçlamaları soruşturmaktan geri durduğu vurgulanan raporda, bir savcının "itirafta bulunmadığı takdirde çocuğu kendisine işkence yapan polis memuruna teslim etmekle tehdit ettiği" aktarıldı.
Mısır ülkenin demokratik yollarla seçilen ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye yönelik dönemin Genelkurmay Başkanı ve ülkenin mevcut Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’nin liderlik ettiği 2013 yılındaki askeri darbenin ardından, kişisel hak ve özgürlükler alanında büyük gerileme kaydetti.
Sisi yönetimindeki Mısır’da, çok sayıda muhalif kayıplara karışırken, çok sayıda muhalif, sivil toplum temsilcisi ve basın yoğun bir baskı kampanyasına maruz kaldı.
Mısır'daki işçi sendikaları ve aktivistlerle ilgili araştırma yapmak üzere bu ülkede bulunduğu sırada 25 Ocak 2016'da ortadan kaybolan ve 3 Şubat'ta Kahire-İskenderiye yolunda cesedi bulunan İtalyan öğrenci Giulio Regeni dosyası, Mısır güvenlik güçlerine yönelik işkence suçlamalarını uluslararası boyuta taşımıştı.
Regeni'nin Mısır güvenlik güçlerinin işkencesi sırasında hayatını kaybettiğine ilişkin çok sayıda iddia gündeme gelirken, Mısır makamları olaya ilişkin soruşturmada herhangi bir sonuç sunamamıştı.
İtalyan savcılar, Aralık 2019'da İtalya Parlamentosunda konuya ilişkin yaptıkları açıklamada, Regeni'nin günlerce işkence gördükten sonra hayatını kaybettiğini belirtmiş ve Mısır makamlarının kendilerini 4 kez yanlış yönlendirmeye kalkıştığını tespit ettiklerini bildirmişti.
Kaynak: AA
HRW Çocuk Hakları Direktörü Bill Van Esveld, raporda "çocukların suda boğulma işkencesi, elektroşok verilmesi gibi sayısız işkenceye maruz kaldığını buna karşın güvenlik güçlerinden hesap sorulmadığını” vurguladı.
Raporda, 12-17 yaş arası 20 çocuğun ifadelerine yer verilirken, bunlardan 15’inin mahkeme öncesi gözaltı sürecinde genellikle herhangi bir yasal işlem başlatılmaksızın işkence gördüğünü anlattığı aktarıldı.
HRW’ye konuşan 7 çocuk kendilerine elektrik verilerek işkence yapıldığını aktarırken, 16 yaşında gözaltına alınan bir çocuğun yapılan işkenceler nedeniyle amcasına "Gelecekte çocuk sahibi olamayabilirim” dediği paylaşıldı.
Raporda tanıklığına yer verilen Bilal isimli bir çocuk gözaltına alındığında 17 yaşında olduğunu, güvenlik güçlerinin kendisini üç gün boyunca bir sandalyeye bağlı tuttuğunu anlattı.
Mısır yargı sisteminin çocuklara kötü muamele ve işkenceye ilişkin suçlamaları soruşturmaktan geri durduğu vurgulanan raporda, bir savcının "itirafta bulunmadığı takdirde çocuğu kendisine işkence yapan polis memuruna teslim etmekle tehdit ettiği" aktarıldı.
Mısır ülkenin demokratik yollarla seçilen ilk Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye yönelik dönemin Genelkurmay Başkanı ve ülkenin mevcut Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’nin liderlik ettiği 2013 yılındaki askeri darbenin ardından, kişisel hak ve özgürlükler alanında büyük gerileme kaydetti.
Sisi yönetimindeki Mısır’da, çok sayıda muhalif kayıplara karışırken, çok sayıda muhalif, sivil toplum temsilcisi ve basın yoğun bir baskı kampanyasına maruz kaldı.
Mısır'daki işçi sendikaları ve aktivistlerle ilgili araştırma yapmak üzere bu ülkede bulunduğu sırada 25 Ocak 2016'da ortadan kaybolan ve 3 Şubat'ta Kahire-İskenderiye yolunda cesedi bulunan İtalyan öğrenci Giulio Regeni dosyası, Mısır güvenlik güçlerine yönelik işkence suçlamalarını uluslararası boyuta taşımıştı.
Regeni'nin Mısır güvenlik güçlerinin işkencesi sırasında hayatını kaybettiğine ilişkin çok sayıda iddia gündeme gelirken, Mısır makamları olaya ilişkin soruşturmada herhangi bir sonuç sunamamıştı.
İtalyan savcılar, Aralık 2019'da İtalya Parlamentosunda konuya ilişkin yaptıkları açıklamada, Regeni'nin günlerce işkence gördükten sonra hayatını kaybettiğini belirtmiş ve Mısır makamlarının kendilerini 4 kez yanlış yönlendirmeye kalkıştığını tespit ettiklerini bildirmişti.