CTE'den flaş cezaevi açıklaması!
Ceza ve Tevkifevleri (CTE) Genel Müdürlüğünden cezaevlerindeki aramalara ilişkin, "Ceza infaz kurumlarında detaylı arama istisnai bir uygulama olup gerek uluslararası örgütlerin kabul ettiği gerekse birçok ülkenin uyguladığı bir tedbir işlemidir. Ülkemizde de mahremiyete ve insan haysiyetine saygı çerçevesinde yukarıda belirtilen sıkı şekil kurallarına uyularak yerine getirilmektedir." açıklaması yapıldı.
CTE Genel Müdürlüğünün internet sitesinden yapılan açıklamada, bazı basın yayın kuruluşlarında yer alan, ceza infaz kurumlarına kabul ve girişlerde tutuklu ve hükümlülere uygulanan aramalarla ilgili iddialar hakkında kamuoyunu doğru bilgilendirmek amacıyla basın açıklaması yapılma ihtiyacı doğduğu ifade edildi.
Ceza infaz kurumlarında aramaların, 5275 sayılı Kanun'un 36'ncı maddesi ve Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmelik'in 34'üncü maddesi, yine aynı kanunun 83 ve 116'ncı maddelerine dayanılarak hazırlanan "Hükümlü ve tutukluların ziyaret edilmeleri" hakkında yönetmelikteki hükümler ve Genel Müdürlüğün 12 Haziran 2017 tarihli genel yazısı doğrultusunda yerine getirildiği belirtilen açıklamada, bu kapsamda, "hükümlünün üzerinde kuruma sokulması veya bulundurulması yasak madde veya eşya bulunduğuna dair makul ve ciddi emarelerin varlığı ve kurum en üst amirinin gerekli görmesi halinde detaylı arama yapıldığı" kaydedildi.
SIFAT VE GÖREVİ NE OLURSA OLSUN...
Açıklamada, bunun için şu maddelerin dikkate alındığı ifade edildi:
" - Sıfat ve görevi ne olursa olsun herkes kuruma girişte duyarlı kapıdan geçmek zorundadır. Duyarlı kapı ve dedektörlerin ikaz vermesi ya da şüphe halinde kuruma girmekte ısrarcı olan kişilere elle fiziki arama yapılmaktadır.
- Kuruma kabul edilen hükümlü ve tutuklular, öncelikle genel kurallar çerçevesinde duyarlı kapı ve dedektör aramasından geçirilmektedir. Buna müteakip ilgililerin üstü ve elbisesi fiziki aramaya tabi tutulmaktadır. Genel olarak bu şekilde yapılan aramalar hükümlü ve tutuklunun kuruma kabul edilmesi için yeterlidir.
- Genel arama işlemlerine rağmen ilgilinin kuruma yasak madde veya eşya sokacağına dair makul ve yoğun şüphe varsa detaylı arama uygulaması yapılır.
- Detaylı arama, tutuklu ve hükümlünün utanma duygusunu ihlal etmeyecek ve dışarıdan içerinin görülmeyeceği şekilde, sadece aramalar için tahsis edilmiş bir odada hükümlü ve tutukluyla aynı cinsiyetten iki personel tarafından gerçekleştirilir.
- Arama sırasında önce bedenin üst kısmındaki giysiler çıkarılır, bedenin alt kısmında giysiler üst kısmındaki giysiler giyildikten sonra çıkarılır. Bu işlemler sırasında ilgiliye tek kullanımlık önlük verilir.
- Detaylı arama sırasında bedene dokunulmaması için gerekli özen gösterilir. Öncelikle, tutuklu ve hükümlüden yasak madde veya eşyanın kendisi tarafından çıkartılıp teslim edilmesi istenir. Aksi takdirde, beden çukurları aranması gereken hallerde detaylı arama hekim tarafından yerine getirilir."
- "Detaylı arama, mümkün olan en kısa süre içinde bitirilir"
Açıklamada, detaylı aramada esas amacın gerek ilgilinin gerekse diğer tutuklu ve hükümlülerin can, emniyet ve sağlıklarının korunması olduğu, böylece tutuklu ve hükümlülerin korunması yanında kuruma kesici-delici alet, uyuşturucu gibi yasak madde girişlerinin de önüne geçilmesinin sağlandığı vurgulandı.
Detaylı aramanın, istisnai bir uygulama olduğu, bu tür durumlarda gereklilik, ölçülülük ve orantılılık ilkelerinin esas alındığı belirtilen açıklamada, "Mevzuatta 'çıplak arama' olarak belirtilen uygulama, detaylı olarak yapılan bir arama türü olup, hükümlü veya tutuklunun tamamen çıplak kalacak şekilde bir arama yapılması söz konusu değildir." ifadelerine yer verildi.
Açıklamada, Anayasa Mahkemesince 2013/5545 sayılı bireysel başvuruya istinaden verilen 15 Aralık 2015 tarihli karar ile detaylı arama nedeniyle Anayasa'nın 17'nci maddesinin üçüncü fıkrasının (insan haysiyeti ile bağdaşmayan muamele) ihlal edildiğine ilişkin iddiaların "açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğu" sonucuna varıldığına işaret edilerek, şunlar kaydedildi:
"Söz konusu kararda, tedbirin başvurucuya uygulanış biçiminin, 'çıplak arama müessesesinin kaçınılmaz unsurların ötesine geçmediği ve başvurucunun aşağılanması ya da küçük düşmesine sebebiyet vermediği' belirtilmiştir. Yine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 'cezaevi güvenliğini sağlamak, suç işlenmesini ya da düzenin bozulmasını engellemek amacıyla çıplak arama yapılmasının uygun ve gerekli olabileceğini' kabul etmiş, bu işlemin 'ölçülü ve düzgün bir şekilde yürütülmesi gerektiğini' ifade etmiştir.
Aynı şekilde, 1957 yılında BM tarafından 'Mahkumlara Yönelik Muamelede Gözden Geçirilmiş Asgari Standart Kurallar' olarak isimlendirilen kurallar, 2015 yılı aralık ayı içerisinde BM Genel Kurulunca gözden geçirilerek yeniden düzenlenmiş ve Nelson Mandela Kuralları olarak adlandırılarak kabul edilmiştir. Cezaevlerinin uluslararası standartlarını tayin eden bu kurallar içerisinde de detaylı arama kabul edilmiş, 'gereklilik, ölçülülük ve mahremiyete saygı' ilkeleri çerçevesinde yapılabileceği belirtilmiştir."
"İNFAZ REJİMİ, ŞEFFAFLIKLA VE HUKUKA UYGUN OLARAK YÜRÜTÜLÜYOR"
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin tavsiye kararlarında da bu tür aramalara hangi durumlarda başvurulacağı ve aramaların nasıl yapılacağının belirli şekilde ulusal hukuk tarafından düzenlenmesi gerektiğinin belirtildiği aktarılan açıklamada, bugün İngiltere, Hollanda, İsveç, ABD, İtalya, Almanya gibi pek çok ülkede ceza infaz kurumlarında detaylı aramaya ilişkin hüküm ve uygulamalar bulunduğu kaydedildi.
Açıklamada, ayrıca ceza infaz kurumlarında infaz rejiminin, mevzuat ve tarafı olunan uluslararası sözleşmeler çerçevesinde, şeffaflıkla ve hukuka uygun olarak yürütüldüğüne dikkat çekilerek bu kapsamda ceza infaz kurumlarının, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, TBMM Dilekçe Komisyonu, Kamu Denetçiliği Kurumu, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, izleme kurulları, cezaevi savcıları, infaz hakimlikleri ile Adalet Bakanlığı müfettişleri ile kontrolörleri tarafından her zaman habersiz olarak denetlenebildiği ve kurumların uluslararası düzeyde Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT), BM İşkenceye Karşı Komite (CAT), İşkencenin Önlenmesi Alt Komitesi (SPT) tarafından da izlendiği vurgulandı.
"İNFAZ UYGULAMALARIMIZ KEYFİ VE KÖTÜ MUAMELEYE SIFIR TOLERANS ANLAYIŞIYLA YERİNE GETİRİLMEKTEDİR"
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Yukarıda açıklanan sebepler ve koruyucu ilkeler doğrultusunda yapılan aramalarda, ceza infaz kurumunda bulunanların güvenliğini ve sağlığını tehdit edebilecek nitelikte, uyuşturucu madde, delici ve kesici aletler, iletişim araçları, sim kart, örgütsel talimat içeren notlar gibi maddeler ele geçirilmiştir.
Sonuç itibarıyla yukarıda izah edildiği üzere ceza infaz kurumlarında detaylı arama istisnai bir uygulama olup gerek uluslararası örgütlerin kabul ettiği gerekse birçok ülkenin uyguladığı bir tedbir işlemidir. Ülkemizde de mahremiyete ve insan haysiyetine saygı çerçevesinde yukarıda belirtilen sıkı şekil kurallarına uyularak yerine getirilmektedir. Özellikle uyuşturucu ve terör suçlarından hükümlü veya tutuklu olup bizzat kendi bedenini suistimal etmek isteyenlerin önüne bu yöntemle geçilebilmektedir. İnfaz uygulamalarımız keyfi ve kötü muameleye sıfır tolerans anlayışıyla yerine getirilmektedir."
Ceza infaz kurumlarında aramaların, 5275 sayılı Kanun'un 36'ncı maddesi ve Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmelik'in 34'üncü maddesi, yine aynı kanunun 83 ve 116'ncı maddelerine dayanılarak hazırlanan "Hükümlü ve tutukluların ziyaret edilmeleri" hakkında yönetmelikteki hükümler ve Genel Müdürlüğün 12 Haziran 2017 tarihli genel yazısı doğrultusunda yerine getirildiği belirtilen açıklamada, bu kapsamda, "hükümlünün üzerinde kuruma sokulması veya bulundurulması yasak madde veya eşya bulunduğuna dair makul ve ciddi emarelerin varlığı ve kurum en üst amirinin gerekli görmesi halinde detaylı arama yapıldığı" kaydedildi.
SIFAT VE GÖREVİ NE OLURSA OLSUN...
Açıklamada, bunun için şu maddelerin dikkate alındığı ifade edildi:
" - Sıfat ve görevi ne olursa olsun herkes kuruma girişte duyarlı kapıdan geçmek zorundadır. Duyarlı kapı ve dedektörlerin ikaz vermesi ya da şüphe halinde kuruma girmekte ısrarcı olan kişilere elle fiziki arama yapılmaktadır.
- Kuruma kabul edilen hükümlü ve tutuklular, öncelikle genel kurallar çerçevesinde duyarlı kapı ve dedektör aramasından geçirilmektedir. Buna müteakip ilgililerin üstü ve elbisesi fiziki aramaya tabi tutulmaktadır. Genel olarak bu şekilde yapılan aramalar hükümlü ve tutuklunun kuruma kabul edilmesi için yeterlidir.
- Genel arama işlemlerine rağmen ilgilinin kuruma yasak madde veya eşya sokacağına dair makul ve yoğun şüphe varsa detaylı arama uygulaması yapılır.
- Detaylı arama, tutuklu ve hükümlünün utanma duygusunu ihlal etmeyecek ve dışarıdan içerinin görülmeyeceği şekilde, sadece aramalar için tahsis edilmiş bir odada hükümlü ve tutukluyla aynı cinsiyetten iki personel tarafından gerçekleştirilir.
- Arama sırasında önce bedenin üst kısmındaki giysiler çıkarılır, bedenin alt kısmında giysiler üst kısmındaki giysiler giyildikten sonra çıkarılır. Bu işlemler sırasında ilgiliye tek kullanımlık önlük verilir.
- Detaylı arama sırasında bedene dokunulmaması için gerekli özen gösterilir. Öncelikle, tutuklu ve hükümlüden yasak madde veya eşyanın kendisi tarafından çıkartılıp teslim edilmesi istenir. Aksi takdirde, beden çukurları aranması gereken hallerde detaylı arama hekim tarafından yerine getirilir."
- "Detaylı arama, mümkün olan en kısa süre içinde bitirilir"
Açıklamada, detaylı aramada esas amacın gerek ilgilinin gerekse diğer tutuklu ve hükümlülerin can, emniyet ve sağlıklarının korunması olduğu, böylece tutuklu ve hükümlülerin korunması yanında kuruma kesici-delici alet, uyuşturucu gibi yasak madde girişlerinin de önüne geçilmesinin sağlandığı vurgulandı.
Detaylı aramanın, istisnai bir uygulama olduğu, bu tür durumlarda gereklilik, ölçülülük ve orantılılık ilkelerinin esas alındığı belirtilen açıklamada, "Mevzuatta 'çıplak arama' olarak belirtilen uygulama, detaylı olarak yapılan bir arama türü olup, hükümlü veya tutuklunun tamamen çıplak kalacak şekilde bir arama yapılması söz konusu değildir." ifadelerine yer verildi.
Açıklamada, Anayasa Mahkemesince 2013/5545 sayılı bireysel başvuruya istinaden verilen 15 Aralık 2015 tarihli karar ile detaylı arama nedeniyle Anayasa'nın 17'nci maddesinin üçüncü fıkrasının (insan haysiyeti ile bağdaşmayan muamele) ihlal edildiğine ilişkin iddiaların "açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğu" sonucuna varıldığına işaret edilerek, şunlar kaydedildi:
"Söz konusu kararda, tedbirin başvurucuya uygulanış biçiminin, 'çıplak arama müessesesinin kaçınılmaz unsurların ötesine geçmediği ve başvurucunun aşağılanması ya da küçük düşmesine sebebiyet vermediği' belirtilmiştir. Yine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, 'cezaevi güvenliğini sağlamak, suç işlenmesini ya da düzenin bozulmasını engellemek amacıyla çıplak arama yapılmasının uygun ve gerekli olabileceğini' kabul etmiş, bu işlemin 'ölçülü ve düzgün bir şekilde yürütülmesi gerektiğini' ifade etmiştir.
Aynı şekilde, 1957 yılında BM tarafından 'Mahkumlara Yönelik Muamelede Gözden Geçirilmiş Asgari Standart Kurallar' olarak isimlendirilen kurallar, 2015 yılı aralık ayı içerisinde BM Genel Kurulunca gözden geçirilerek yeniden düzenlenmiş ve Nelson Mandela Kuralları olarak adlandırılarak kabul edilmiştir. Cezaevlerinin uluslararası standartlarını tayin eden bu kurallar içerisinde de detaylı arama kabul edilmiş, 'gereklilik, ölçülülük ve mahremiyete saygı' ilkeleri çerçevesinde yapılabileceği belirtilmiştir."
"İNFAZ REJİMİ, ŞEFFAFLIKLA VE HUKUKA UYGUN OLARAK YÜRÜTÜLÜYOR"
Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin tavsiye kararlarında da bu tür aramalara hangi durumlarda başvurulacağı ve aramaların nasıl yapılacağının belirli şekilde ulusal hukuk tarafından düzenlenmesi gerektiğinin belirtildiği aktarılan açıklamada, bugün İngiltere, Hollanda, İsveç, ABD, İtalya, Almanya gibi pek çok ülkede ceza infaz kurumlarında detaylı aramaya ilişkin hüküm ve uygulamalar bulunduğu kaydedildi.
Açıklamada, ayrıca ceza infaz kurumlarında infaz rejiminin, mevzuat ve tarafı olunan uluslararası sözleşmeler çerçevesinde, şeffaflıkla ve hukuka uygun olarak yürütüldüğüne dikkat çekilerek bu kapsamda ceza infaz kurumlarının, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, TBMM Dilekçe Komisyonu, Kamu Denetçiliği Kurumu, Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, izleme kurulları, cezaevi savcıları, infaz hakimlikleri ile Adalet Bakanlığı müfettişleri ile kontrolörleri tarafından her zaman habersiz olarak denetlenebildiği ve kurumların uluslararası düzeyde Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi (CPT), BM İşkenceye Karşı Komite (CAT), İşkencenin Önlenmesi Alt Komitesi (SPT) tarafından da izlendiği vurgulandı.
"İNFAZ UYGULAMALARIMIZ KEYFİ VE KÖTÜ MUAMELEYE SIFIR TOLERANS ANLAYIŞIYLA YERİNE GETİRİLMEKTEDİR"
Açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Yukarıda açıklanan sebepler ve koruyucu ilkeler doğrultusunda yapılan aramalarda, ceza infaz kurumunda bulunanların güvenliğini ve sağlığını tehdit edebilecek nitelikte, uyuşturucu madde, delici ve kesici aletler, iletişim araçları, sim kart, örgütsel talimat içeren notlar gibi maddeler ele geçirilmiştir.
Sonuç itibarıyla yukarıda izah edildiği üzere ceza infaz kurumlarında detaylı arama istisnai bir uygulama olup gerek uluslararası örgütlerin kabul ettiği gerekse birçok ülkenin uyguladığı bir tedbir işlemidir. Ülkemizde de mahremiyete ve insan haysiyetine saygı çerçevesinde yukarıda belirtilen sıkı şekil kurallarına uyularak yerine getirilmektedir. Özellikle uyuşturucu ve terör suçlarından hükümlü veya tutuklu olup bizzat kendi bedenini suistimal etmek isteyenlerin önüne bu yöntemle geçilebilmektedir. İnfaz uygulamalarımız keyfi ve kötü muameleye sıfır tolerans anlayışıyla yerine getirilmektedir."