ABD Seçim Tarihindeki 'Ocoee Katliamının' 100. Yıl Dönümü

1920 seçimlerinde seçmen kaydı yapan siyahiler seçim merkezlerine alınmadı, tırmanan olaylarda beyaz ırkçı gruplar, siyahi kanaat önderleri başta olmak üzere kasabadaki siyahilere saldırdı En az 30 siyahinin öldürüldüğü olaylarda, onlarca ev ve iş yeri kundaklandı ve 500 civarında siyahi aile bölgeden tehditle çıkarıldı.

ABD, gergin başkanlık seçimlerinden birine giderken toplumdaki kutuplaşma konusundaki kaygılar, akıllara, 1920 seçimlerinde Florida'nın Ocoee kasabasında siyahilerin oy kullanmak istemesi üzerine yaşanan katliamı getirdi.

59. başkanlık seçimleri için Amerikan halkı sandık başına giderken, "ABD seçim tarihindeki kara leke" olarak kabul edilen "Ocoee katliamı", 100. yılında bir kez daha gündeme geldi.

1920'de Florida'nın Orange ilçesine bağlı Ocoee'deki katliamda, ABD tarihinde bir ilk yaşandı. Başkanlık seçimlerine günler kala binlerce siyahi, seçmen olarak kaydolmuştu.

ABD'de beyaz ırkçılığı ile bilinen Ku Klux Klan grubu, siyahilerin sandıklara gitmemesi konusunda tehdit ediyordu.

Demokratlara karşı Florida'da senato için seçime katılan Cumhuriyetçi Yargıç John Moses Cheney, Ocoee'de Cumhuriyetçileri destekleyen siyahilerin oy kullanması için kampanya başlattı.

Bölgedeki zengin siyahilerden Moses Norman ile July Perry de seçimde oy kullanmak için gerekli vergiyi veremeyecek durumda olanlar için maddi yardım yaptı.

Kasabada 2 Kasım 1920'de sandığa giden siyahilere karşı konulmaya çalışıldı ve çoğu siyahi, "seçmen kaydı onayı" bahanesiyle sandıklardan geri çevrildi.

Seçmen kaydının ise seçim günü siyahilerin oy kullanmalarını engellemek için kasabadan ayrılan noter R. C. Biegelow tarafından teyit edilmesi gerekiyordu.

Sandık görevlileri, Noter Biegelow'un kasabada olmadığını belirtilerek siyahilerin oy kullanmasını engelledi ve oradaki beyaz ırkçı gruplar da siyahileri seçim merkezlerinden çıkmaya zorladı.

Bunun üzerine Moses Norman, Yargıç Cheney'e ulaşarak durumu aktarsa da Cheney'in seçime müdahalesinin söz konusu olmadığını söylemesi nedeniyle tabancasını alarak seçim merkezine gitti.

Norman seçim merkezinden uzaklaştırıldı ama bu durum kasabadaki tansiyonu bir anda yükseltti ve beyazlar, sokaklarda çeteler halinde dolaşarak siyahileri seçim merkezlerine gitmemeleri konusunda tehdit etti.

- Polis şefi linç kampanyasına öncülük etti

Aynı gün akşam kasabanın polis şefi Sam Salisbury, linç kampanyasına öncülük etti ve aranan Moses Norman'ın diğer siyahi zengin July Perry'nin evine gittiği bilgisi üzerine, 100 kişiden oluşan bir grup Perry'nin evine yürüdü.

Beyaz ırkçı grup, Perry'nin evinin kapılarını kırıp içeri girmeye çalışırken, Perry içeri giren gruba ateş etti ve Salisbury dahil üç kişiyi yaraladı, iki kişi ise evin arka bahçesinde daha sonra ölü bulundu.

Beyazlar Perry'nin evinden çekildiler ve kısa bir süre sonra ise kasabadaki siyahilerin evlerine yönelik kundaklama ve siyahilere karşı linç kampanyaları başladı.

Yaşanan olaylarda ölü sayıları ve katliamın kanıtları örtbas edilmeye çalışılsa da 30'dan fazla siyahinin hayatını kaybettiği, Perry'nin evi dahil siyahilere ait onlarca ev ve iş yerlerinin kundaklandığı kaydedildi.

"Amerikan seçim tarihine kara bir leke" olarak geçen Ocoee katliamının ardından olaylara doğrudan karışmamış ve kasabanın yakınlarındaki yerleşim yerlerinde yaşayan siyahiler de beyazlar tarafından tehdit edilerek bölgeden peyderpey çıkarıldı.

Bölgeden 500 civarında siyahi ailenin kaçtığı belirtilirken, Ocoee kasabasında 1981'e kadar sadece beyazların yaşadığı kayıtlara geçti.
Kaynak: AA