Dışişleri Bakanlığı'ndan dünyaya net mesaj!

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Türkiye'nin uluslararası iklim değişikliğiyle mücadele rejimi kapsamında adil bir konum elde etme yönündeki kararlılığının G20 Liderler Bildirisi'nde kayda geçilmesi hakkındaki soruya yazılı bir şekilde cevap verdi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, "Türkiye'nin, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve sözleşmenin uygulama aracını teşkil eden Paris Anlaşması kapsamındaki konumu hakkaniyetten uzaktır." ifadelerini kullandı.

Dışişleri Bakanlığı'ndan dünyaya net mesaj!
Dışişleri Bakanlığı'ndan dünyaya net mesaj!
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Türkiye'nin uluslararası iklim değişikliğiyle mücadele rejimi kapsamında adil bir konum elde etme yönündeki kararlılığının G20 Liderler Bildirisi'nde kayda geçilmesi hakkındaki soruya yazılı yanıt verdi.

'TÜRKİYE AKTİF BİR ŞEKİLDE KATKI SAĞLIYOR'

Türkiye'nin küresel bir sorun olan iklim değişikliği ile mücadeleye büyük önem vermekte olduğunun altını çizen Aksoy, ülkenin bu bağlamda küresel iklim eylemine aktif şekilde katkı sağlamakta olduğunu belirtti.

Aksoy, Türkiye'nin küresel seragazı emisyonlarında tarihsel sorumluluğu yüzde 1'den az ve gelişmekte olan bir ülke olduğunu hatırlatarak, 'Türkiye'nin, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi ve Sözleşme'nin uygulama aracını teşkil eden Paris Anlaşması kapsamındaki konumu hakkaniyetten uzaktır.' değerlendirmesinde bulundu.

'KARARLILIK BİR KEZ DAHA VURGULANDI'

Türkiye'nin bu çerçevedeki tutumunun, 21-22 Kasım 2020 tarihlerinde Suudi Arabistan'ın başkanlığında düzenlenen G20 Liderler Zirvesi Bildirisi'nin Eki'nde yer alan bir açıklamayla kayda geçirildiğini belirten Aksoy, şunları kaydetti:

'Daha önce Enerji Bakanları Bildirgesi'nde de yer alan bu konu, bu kez de bütün ülkelerin mutabakatıyla G20 Liderler Zirvesi Bildirgesi'nde kayda geçirilmiştir. Böylece ülkemizin uluslararası iklim eylemine daha fazla katkıda bulunabilmesini teminen uluslararası iklim rejiminde eşit ve adil bir konum elde etme yönündeki kararlılığı bir kez daha vurgulanmıştır.'