Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kabine Toplantısı'nın Ardından Millete Seslendi Açıklaması (3)

'Türkiye genelinde depreme dayanıksız binaların dönüştürülmesi çalışmalarını hızlandırıyoruz' '(İzmir) 1750 konutu kendi yerinde yeniden inşa edeceğiz. Ayrıca belirlenen rezerv alanlarda 3 binin üzerinde konut inşa ederek hak sahiplerine dağıtacağız' 'Bizim anladığımız ve inandığımız adalet kavramı, yargı ile ilgili olmanın çok ötesinde bir manaya ve işleve sahiptir' '15 Temmuz'da milletin yazdığı destanı hukukla taçlandıran, darbecilerden millet adına hesap soran yargının daha iyi işlemesi için ne gerekiyorsa yapacağız' 'Görev değişiklikleri, küresel düzeyde yaşanan siyasi ve ekonomik değişimlere uygun şekilde, ülkemizde de hukuk ve ekonomi alanında köklü reformlara hazırlık yaptığımız bir dönemde gerçekleşti' 'Salgın sürecinin hızlandırdığı yeni küresel ekonomik mimaride Türkiye'nin önünde açılan fırsat pencerelerini değerlendirmekte kararlıyız' 'Önümüzdeki günlerde ekonomik hayatın tüm paydaşlarıyla da çalışılarak, İnsan Hakları Eylem Planı Taslağına son hali verilecek' 'Kamu gücünü, özgürlükleri daraltan değil, özgürlükleri koruyan ve yaşatan temel zemin olarak görmeye devam edeceğiz'

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye genelinde depreme dayanıksız binaların dönüştürülmesi çalışmaları hızlandırdıklarını bildirdi.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılan Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslenen Erdoğan, İzmir depreminin yol açtığı hasarların kalıcı telafisi ile ilgili bir süreç yürüttüklerini söyledi.

Çadırların kışın kalmaya uygun olmaması dolayısıyla konteyner şehirler kurduklarını, kalıcı konutlarla ilgili proje hazırlıklarının tamamlandığını ve bu ay bitmeden ihalelerin yapılıp inşa sürecine geçileceğini aktaran Erdoğan, "Buna göre 1750 konutu kendi yerinde yeniden inşa edeceğiz. Ayrıca belirlenen rezerv alanlarda 3 binin üzerinde konut inşa ederek hak sahiplerine dağıtacağız. Türkiye genelinde de depreme dayanıksız binaların dönüştürülmesi çalışmalarını hızlandırıyoruz. Bu konuda vatandaşlarımızdan daha fazla destek bekliyoruz." diye konuştu.

Dönüşüm çalışmalarında bugüne kadar yaşanan sıkıntıları göz önüne alarak gerekirse bu konuda yeni düzenlemelere de gidebileceklerini belirten Erdoğan, "Rant yerine depreme dayanıklılığı önceleyen bir anlayışla bu şekilde hareket ettiğimizde hedeflerimize daha kısa sürede ulaşacağımız açıktır. Bir kez daha İzmirliler'e geçmiş olsun diyorum." ifadelerini kullandı.

- "Biz reform gündeminden hiç kopmadık"

Erdoğan, dünyada ve bölgede tarihi bir yeniden yapılanma sürecinin sancılarının yaşandığını, salgının da bu süreci hızlandırıp biçimlendirdiğini vurgulayarak, siyasi ve ekonomik değişim dalgasının sınırları aşan sonuçlar doğurduğunu, etki alanını ve gücünü artırdığını belirtti.

Türkiye'yi son 18 yılda tarihinin en büyük demokrasi ve kalkınma reformları ile tanıştıran bir yönetim olarak ülkeyi yeni döneme hazırlamanın en başta gelen görevleri olduğuna inandıklarını dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:

"Geçmişte devlet içine çöreklenmiş olan vesayetin ve kullandığı araçların tüm izleri, gizli ajandalarıyla, paralel hatlarıyla, örgütsel aidiyetleriyle, ucu dışarılara kadar uzanan dayatmalarıyla artık tarih olmuştur. Zihniyet olarak tek parti devri faşizminden bir adım öteye geçememiş olanlar bizim değişim ve reform başarılarımızın ürünü olan sonuçları dahi tabu haline getirmeye çalışıyor. Halbuki adı üzerinde değişim dinamik bir süreçtir. Ortaya çıkan şartlara ve ihtiyaçlara göre sürekli yeni adımlar atmayı gerektirir. Bunun için biz reform gündeminden hiç kopmadık. Değişimin asla bitmeyen bir yürüyüş olduğu gerçeğini unutmadan, dünyadaki gelişmelere uygun şekilde sürekli hedef büyüterek yeni reformlarla yolumuza devam ediyoruz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugüne kadar hep adalet ile kalkınmayı, hukuk ile ekonomiyi, özgürlük ile güvenliği birbirini tamamlayan olgular olarak kabul eden bir anlayışla milletin huzurunda olduklarını vurguladı.

"Hukuk devletinden anladığımız 'mevzuat devleti' değildir." diyen Erdoğan, daima toplum hayatının temeli olarak gördükleri adalet, özgürlük, eşitlik ve insan haklarına dayanan bir normlar sisteminin inşasından yana olduklarını söyledi.

Önümüzdeki dönemde de bu doğrultuda çalışmaya devam edeceklerine işaret eden Erdoğan, "Adaletin olmadığı yerde diğer tüm imkanların birer zulüm aracına dönüştürülebileceğini biliyoruz. Bu bakımdan bizim anladığımız ve inandığımız adalet kavramı, yargı ile ilgili olmanın çok ötesinde bir manaya ve işleve sahiptir. Medeniyetimiz ve kültürümüzde adalet kavramının özellikle üzerinde çokça durulmasının sebebi, sahip olduğu bu derin ve güçlü anlamıdır. Adalet ancak keyfi uygulamalara müsamaha göstermeyen, masumiyet karinesine her aşamada sahip çıkan, suç ve cezanın şahsiliği ilkesini merkeze koyan bir hukuk düzeni ile sağlanabilir." ifadelerini kullandı.

Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması, iş ve çalışma hayatında her türlü ayrımcılığın önlenmesinin de adaletin gereği olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Aynı şekilde adalet, kamu hizmetlerinin erişilebilir, hesap verebilir, eşit, şeffaf ve adil bir şekilde sunulduğu, refahın toplumsal tabana yayıldığı kuşatıcı bir yönetimi ifade eder. Son 18 yılda adaletin tam anlamıyla tesisi ve yaşatılması hedefi doğrultusunda çok büyük değişimleri hayata geçirdik. Şayet değişim gerçeğine sırtımızı döner ve üzerimize düşenleri yapmazsak, milletimize karşı görevimizi yerine getirmemiş oluruz." diye konuştu.

- "Adalet hassasiyetimizden kesinlikle taviz vermeyeceğiz"

Erdoğan, geçen yıl 30 Mayıs'ta kamuoyu ile paylaştıkları Yargı Reformu Strateji Belgesi'ni bu hakikatler ışığında hazırladıklarını anımsatarak reform stratejisinin, toplumsal refahın daha fazla özgürlük ve daha güçlü demokrasi ile gerçekleşeceği ilkesi üzerine bina edildiğini anlattı.

Mecliste bugüne kadar strateji belgesi kapsamında 3 yargı paketinin kanunlaştırıldığını hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bu paketlerle ceza adaleti ile hak ve özgürlükler alanında çok önemli yeniliklerin hayata geçmesi sağlandı. 15 Temmuz'da milletin yazdığı destanı hukukla taçlandıran, darbecilerden millet adına hesap soran yargının daha iyi işlemesi için ne gerekiyorsa yapacağız. Hukuk devletinin tüm unsurları ile tahkim edilmesi önceliğimizden ve adalet hassasiyetimizden kesinlikle taviz vermeyeceğiz."

Demokrasinin işlerliğini artırarak, hukukun üstünlüğünü güçlendirerek ekonomi alanında da yeni fırsatların güvencesini teşkil edecek adımları atmakta kararlı olduklarına vurgu yapan Erdoğan, geçen hafta Hazine ve Maliye Bakanlığında da bir görev değişikliğine gittiklerini, affını isteyen Berat Albayrak'ın bu talebini kabul ederek Hazine ve Maliye Bakanı olarak Lütfi Elvan'ı görevlendirdiklerini hatırlattı.

Merkez Bankası ile Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığında da yeni görevlendirmeler yaptıklarını belirten Erdoğan, "Bu görev değişiklikleri, küresel düzeyde yaşanan siyasi ve ekonomik değişimlere uygun şekilde, ülkemizde de hukuk ve ekonomi alanında köklü reformlara hazırlık yaptığımız bir dönemde gerçekleşti. Salgın sürecinin hızlandırdığı yeni küresel ekonomik mimaride Türkiye'nin önünde açılan fırsat pencerelerini değerlendirmekte kararlıyız. Kurduğumuz güçlü üretim, ihracat ve istihdam altyapısı en önemli güven kaynağımızdır. Bu altyapıyı ancak ekonominin ruhu diyebileceğimiz güven unsurları ile birleştirerek arzu ettiğimiz sıçramayı yakalayabiliriz." değerlendirmesini yaptı.

Bunun için bugüne kadar tüm yaptıklarına ilave olarak yeni reformların hazırlıkları içinde olduklarına işaret eden Erdoğan, "İnsan Hakları Eylem Planı bu hazırlıkların en önemlilerinden biridir. Adalet Bakanlığımız kapsamlı istişarelerin ardından yeni dönemin yol haritası olacak İnsan Hakları Eylem Planı'nın ana başlıklarını oluşturdu. Önümüzdeki günlerde ekonomik hayatın tüm paydaşlarıyla da çalışılarak İnsan Hakları Eylem Planı taslağına son hali verilecek." dedi.

Bu çerçevede piyasa aksaklıkların giderilmesi, rekabetçi piyasa mekanizmasının etkin işleyişinin sağlanması, mülkiyet hakkı ve sözleşme serbestisi gibi konuların da ele alınacağını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

"Ortaya çıkacak ihtiyaçlara göre mevzuat değişikliği veya idari tedbirler noktasında gereken adımlar kısa sürede atılacak. Kamu gücünü, özgürlükleri daraltan değil özgürlükleri koruyan ve yaşatan temel zemin olarak görmeye devam edeceğiz. Haklarımızı ve özgürlüklerimizi kullanacağımız bir vatana sahip olmak bu vatanda ezanımızla, bayrağımızla, istiklalimizin sembolü tüm değerlerimizle yaşamak yine önceliklerimizin en başında yer alacaktır. Terörle mücadelemizden bölgemizdeki harekatlarımıza, kalkınma gayretlerimizden ekonomideki hedeflerimize kadar, tüm çalışmalarımızı bu anlayışla yürütüyoruz. Bugüne kadar hep altını çizdiğimiz gibi 'özgürlük' ve 'güvenlik' kavramlarının birbirine karşı değil birbirlerini tamamlayacak şekilde hayat bulmasını sağlamakta kararlıyız."

(Bitti)
Kaynak: AA