Avukatları Canice Öldürülen Ayşe Tuba Arslan'ın Ölümüyle İlgili Rapor Hazırladı
Eskişehir’de eski eşi Yalçın Özalpay’ın satırlı saldırısı sonucu hayatını kaybeden Ayşe Tuba Arslan’ın avukatları, cinayetin öncesi ve sonrasına ilişkin rapor hazırladı.
Eskişehir’de 11 Ekim 2019 tarihinde eski eşi Yalçın Özalpay tarafından satırlı saldırıya uğrayan Ayşe Tuba Arslan, hastanedeki 44 günlük yaşam mücadelesini kazanamamıştı. Tüm Türkiye’yi yasa boğan olay sonrası, Ayşe Tuba Arslan’ın avukatları sürecin öncesi ve sonrası hakkında bir rapor hazırladı. 10 avukat, hazırladıkları raporda, Ayşe Tuba Arslan’ın taraf olduğu dosyaları inceleyerek, bu dosyaların özetlerine ve değerlendirmelerine yer verdi.
Avukatlar, Ayşe Tuba Arslan’ın onlarca başvurusu olduğunu, buna rağmen gerekli ve yeterli önlemlerin alınmadığını iddia etti. Arslan’ın avukatlarından Neriman Ersin, süreçteki uygulama ve aksaklıkların Arslan’ın hayatına mal olduğunu savundu. Ersin, dosyaların uzlaştırma bürosuna sevkinin İstanbul Sözleşmesi’nin açık ihlali niteliğinde olduğunu da ileri sürdü.
Neriman Ersin, “Ayşe Tuba Arslan’ın öldürülmesinin ardından Adalet ve İçişleri Bakanlıklarınca yayınlanan genelgeler olumlu olsa da asıl önemli olan husus, uygulayıcıların toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda hak temelli bir bakış açısı ve bilgi birikimine sahip hale getirilmesidir. Zira kadına yönelik şiddet vakalarında failler lehine verilen haksız tahrik ve iyi hal indirimleri, kadına yönelik şiddet dosyalarının uzlaşmaya sevki, aile mahkemelerince yetersiz tedbir kararlarına hükmedilmesi, savcılık ve kolluk tarafından yürütülen özensiz soruşturmalar ve bitmek bilmeyen ceza yargılamaları, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerinin işlevsizleştirilmesi, bir mevzuat sorunu değil, uygulama ve hepsinden önemlisi bir anlayış sorunudur” dedi.
Kaynak: İHA
Avukatlar, Ayşe Tuba Arslan’ın onlarca başvurusu olduğunu, buna rağmen gerekli ve yeterli önlemlerin alınmadığını iddia etti. Arslan’ın avukatlarından Neriman Ersin, süreçteki uygulama ve aksaklıkların Arslan’ın hayatına mal olduğunu savundu. Ersin, dosyaların uzlaştırma bürosuna sevkinin İstanbul Sözleşmesi’nin açık ihlali niteliğinde olduğunu da ileri sürdü.
Neriman Ersin, “Ayşe Tuba Arslan’ın öldürülmesinin ardından Adalet ve İçişleri Bakanlıklarınca yayınlanan genelgeler olumlu olsa da asıl önemli olan husus, uygulayıcıların toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda hak temelli bir bakış açısı ve bilgi birikimine sahip hale getirilmesidir. Zira kadına yönelik şiddet vakalarında failler lehine verilen haksız tahrik ve iyi hal indirimleri, kadına yönelik şiddet dosyalarının uzlaşmaya sevki, aile mahkemelerince yetersiz tedbir kararlarına hükmedilmesi, savcılık ve kolluk tarafından yürütülen özensiz soruşturmalar ve bitmek bilmeyen ceza yargılamaları, Şiddet Önleme ve İzleme Merkezlerinin işlevsizleştirilmesi, bir mevzuat sorunu değil, uygulama ve hepsinden önemlisi bir anlayış sorunudur” dedi.