Yargıtay'ın Mesai Kararı Ne Anlama Geliyor
Yargıtay’tan milyonları ilgilendiren mesai kararı hakkında Avukat Gürkan İygün, işçi işveren ilişkisi içerisinde fazla mesai alacakları ihtilaflarda en sorunlu durumlar olarak öne çıktığını söyledi.
Hukuken bakıldığında İş Kanunu’na göre haftalık 45 saatten fazla yapılan çalışmaların fazla çalışma olarak kabul edildiğini dile getiren Avukat Gürkan İygün, “Fazla Çalışma ücreti işçinin normal saat ücretinin 1,5 katı üzerinden hesap edilir. Uygulamada iş ilişkisi devam ederken çok ihtilaf çıkmamasına rağmen Fazla Çalışma ile ilgili genelde işçi işveren ilişkisi herhangi bir sebeple sonlanırken uyuşmazlıklar çıkar.
İş davalarında ana konu iş akdinin feshinin haklı ya da geçerli sebebe dayalı olup olmadığı yönünde olmasına karşın fazla mesai ücreti de önemli bir ihtilaf noktası olarak karşımıza çıkıyor. Bu ücret kaleminin tavan miktarının olmaması ve saat ücretinin 1,5 kat ile çarpılması sonucunda İşverenin gerekli önlemleri almamış olması karşısında Mahkemelerce genelde yüksek miktarlı fazla çalışma ücretlerine hükmedilmektedir” dedi.
Avukat Gürkan İygün, Yargıtay 22.Hukuk Dairesi’nin vermiş olduğu kararlarda; İşverenin fazla çalışma yapılıp yapılmadığı ve yapıldıysa ücretinin ödenip ödenmediğini yazılı belgelerle ile kanıtlaması gerektiğinin belirtildiğini anlatarak, “Bu karar ışığında İşverenin yazılı belge sunamaması halinde işçinin gösterdiği tanıkların ifadeleri değerlendirilerek fazla çalışma ücreti tespit edilerek bulunan fazla çalışma ücretinden %25-%30 oranında bir hakkaniyet indirimi yapılıyor. Bu karardan da anlaşılacağı gibi işçinin bu fazla mesaisi yönündeki iddiasını ispatlama noktasında tanık, iş yeri kayıtları, bordro gibi unsurlar delil niteliğinde ancak burada en güçlü ve kesin delil niteliğinde olan unsur işçinin imzasını taşıyan bordrodur. İş yeri kayıtları bordro, iş yeri iç yazışmaları ve sair hiçbir yazılı delil olmaması durumunda tanık beyanları devreye girer. İşçinin imzasını taşıyan bordro da sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bu duruma ilişkin aslında Yargıtay 22. Hukuk dairesinin vermiş olduğu son karar da bu belirttiklerimizi bir kez daha tasdik etmiştir” diye konuştu.
Avukat Gürkan İygün, kararda şu ifadelere yer verildiğini belirtti, "Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla mesai alacağının ödendiği varsayılır. Fazla mesainin ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle iş yerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışma ve genel tatil çalışmasının bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla mesaisi olup olmadığı araştırılmalıdır. Fazla mesai çalışmasının yazılı delil ya da şahitle ispatı imkan dahilindedir."
Avukat Gürkan İygün, dolayısıyla işçinin bordrosunu imzalarken mutlaka dikkat etmesi bordro kesin delil mahiyetinde olduğunda çok önemli olduğunu ifade ederek, “Onun dışında hem işveren hem işçinin iddiasını ispat noktasında zorlanmaması adına iş yerinde işin yürütümü sürecinde mail veya tutanak tutmak şeklinde yazılı belgelerle hareket etmeleri hak kaybı yaşamamaları adına uygun olacaktır” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
İş davalarında ana konu iş akdinin feshinin haklı ya da geçerli sebebe dayalı olup olmadığı yönünde olmasına karşın fazla mesai ücreti de önemli bir ihtilaf noktası olarak karşımıza çıkıyor. Bu ücret kaleminin tavan miktarının olmaması ve saat ücretinin 1,5 kat ile çarpılması sonucunda İşverenin gerekli önlemleri almamış olması karşısında Mahkemelerce genelde yüksek miktarlı fazla çalışma ücretlerine hükmedilmektedir” dedi.
Avukat Gürkan İygün, Yargıtay 22.Hukuk Dairesi’nin vermiş olduğu kararlarda; İşverenin fazla çalışma yapılıp yapılmadığı ve yapıldıysa ücretinin ödenip ödenmediğini yazılı belgelerle ile kanıtlaması gerektiğinin belirtildiğini anlatarak, “Bu karar ışığında İşverenin yazılı belge sunamaması halinde işçinin gösterdiği tanıkların ifadeleri değerlendirilerek fazla çalışma ücreti tespit edilerek bulunan fazla çalışma ücretinden %25-%30 oranında bir hakkaniyet indirimi yapılıyor. Bu karardan da anlaşılacağı gibi işçinin bu fazla mesaisi yönündeki iddiasını ispatlama noktasında tanık, iş yeri kayıtları, bordro gibi unsurlar delil niteliğinde ancak burada en güçlü ve kesin delil niteliğinde olan unsur işçinin imzasını taşıyan bordrodur. İş yeri kayıtları bordro, iş yeri iç yazışmaları ve sair hiçbir yazılı delil olmaması durumunda tanık beyanları devreye girer. İşçinin imzasını taşıyan bordro da sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bu duruma ilişkin aslında Yargıtay 22. Hukuk dairesinin vermiş olduğu son karar da bu belirttiklerimizi bir kez daha tasdik etmiştir” diye konuştu.
Avukat Gürkan İygün, kararda şu ifadelere yer verildiğini belirtti, "Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla mesai alacağının ödendiği varsayılır. Fazla mesainin ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle iş yerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışma ve genel tatil çalışmasının bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla mesaisi olup olmadığı araştırılmalıdır. Fazla mesai çalışmasının yazılı delil ya da şahitle ispatı imkan dahilindedir."
Avukat Gürkan İygün, dolayısıyla işçinin bordrosunu imzalarken mutlaka dikkat etmesi bordro kesin delil mahiyetinde olduğunda çok önemli olduğunu ifade ederek, “Onun dışında hem işveren hem işçinin iddiasını ispat noktasında zorlanmaması adına iş yerinde işin yürütümü sürecinde mail veya tutanak tutmak şeklinde yazılı belgelerle hareket etmeleri hak kaybı yaşamamaları adına uygun olacaktır” şeklinde konuştu.