Celal Fedai 'Türkiye'nin Kaderi'ni Anlattı
'Türkiye'nin Kaderi' kitabının yazarı Dr. Celal Fedai: 'Özellikle Batı dünyası kriz zamanlarında kendilerine yön gösterecek entelektüellere sahip fakat Türkiye'de siyasilere yön verecek, topluma yol gösterecek bir entelijansiya yok maalesef'
"Türkiye'nin Kaderi" kitabının yazarı Dr. Celal Fedai, "Özellikle Batı dünyası kriz zamanlarında kendilerine yön gösterecek entelektüellere sahip fakat Türkiye'de siyasilere yön verecek, topluma yol gösterecek bir entelijansiya yok maalesef." dedi.
Fedai, Yakaza İlmi Araştırmalar Derneği tarafından düzenlenen etkinlikte "Türkiye'nin Kaderi" başlıklı bir konuşma yaptı. Prof. Dr. Bedri Gencer'in de katıldığı toplantı derneğin Üsküdar'daki merkezinde gerçekleşti.
"Türkiye'nin Kaderi" kitabını Türkiye'nin içinde bulunduğu aktüel meselelere yorum getirmek amacıyla yazdığını anlatan Fedai, bugüne kadar kaleme aldığı eserlerin teorik incelemeler olduğunu, bu çalışmanın aktüel konuları ele alması bakımından diğerlerinden ayrıldığını ifade etti.
Kitabında bugünün siyasi ve toplumsal problemlerine kültür ve düşünce tarihinin içerisinden izahatlar getirmeye gayret ettiğini aktaran Fedai, "Aslında Türkiye'nin kaderi dediğimiz onun tarihinden ileri gelen kaderidir. Bu kaderi üstlenmesinde zorluk yaşamasının esas nedeni ise anakronik düşünmesidir. Bugün yaşadığımız hiçbir problem yok ki tarihin içerisinden geçerek bugüne ulaşmamış olsun. Tarihten bağımsız düşünme çabasının verdiği en büyük zarar ise devlet idesini kaybetmiş olmamızdır." diye konuştu.
Celal Fedai, "Türkiye'nin Kaderi" kitabında "devlet idesi" kavramının tarihsel boyutunu Türk entelektüelleriyle ve Batı'yla mukayesesini ele alarak "Türk Devlet İdesi ve İslami Tefekkür", "İslami Tefekkür ve Entelektüeller" ve "Batı'nın Basit ve Değişmez Döngüsü" şeklinde üç bölümde incelediğini söyledi.
Fedai, "Özellikle Batı dünyası kriz zamanlarında kendilerine yön gösterecek entelektüellere sahip fakat Türkiye'de siyasilere yön verecek, topluma yol gösterecek bir entelijansiya yok maalesef." değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmasında Türkiye'de bulunan Suriyelilere de değinen Fedai, "Örneğin, Türkiye'ye gelen Suriyeli göçmenlerle ilgilenmek zorunda olmamızın sebebi bunun bizim tarihi kaderimizin bir parçası olmasından ileri gelmesidir. Fakat insanların bir kısmı bunu görmek istemiyor." dedi.
Kaynak: AA
Fedai, Yakaza İlmi Araştırmalar Derneği tarafından düzenlenen etkinlikte "Türkiye'nin Kaderi" başlıklı bir konuşma yaptı. Prof. Dr. Bedri Gencer'in de katıldığı toplantı derneğin Üsküdar'daki merkezinde gerçekleşti.
"Türkiye'nin Kaderi" kitabını Türkiye'nin içinde bulunduğu aktüel meselelere yorum getirmek amacıyla yazdığını anlatan Fedai, bugüne kadar kaleme aldığı eserlerin teorik incelemeler olduğunu, bu çalışmanın aktüel konuları ele alması bakımından diğerlerinden ayrıldığını ifade etti.
Kitabında bugünün siyasi ve toplumsal problemlerine kültür ve düşünce tarihinin içerisinden izahatlar getirmeye gayret ettiğini aktaran Fedai, "Aslında Türkiye'nin kaderi dediğimiz onun tarihinden ileri gelen kaderidir. Bu kaderi üstlenmesinde zorluk yaşamasının esas nedeni ise anakronik düşünmesidir. Bugün yaşadığımız hiçbir problem yok ki tarihin içerisinden geçerek bugüne ulaşmamış olsun. Tarihten bağımsız düşünme çabasının verdiği en büyük zarar ise devlet idesini kaybetmiş olmamızdır." diye konuştu.
Celal Fedai, "Türkiye'nin Kaderi" kitabında "devlet idesi" kavramının tarihsel boyutunu Türk entelektüelleriyle ve Batı'yla mukayesesini ele alarak "Türk Devlet İdesi ve İslami Tefekkür", "İslami Tefekkür ve Entelektüeller" ve "Batı'nın Basit ve Değişmez Döngüsü" şeklinde üç bölümde incelediğini söyledi.
Fedai, "Özellikle Batı dünyası kriz zamanlarında kendilerine yön gösterecek entelektüellere sahip fakat Türkiye'de siyasilere yön verecek, topluma yol gösterecek bir entelijansiya yok maalesef." değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmasında Türkiye'de bulunan Suriyelilere de değinen Fedai, "Örneğin, Türkiye'ye gelen Suriyeli göçmenlerle ilgilenmek zorunda olmamızın sebebi bunun bizim tarihi kaderimizin bir parçası olmasından ileri gelmesidir. Fakat insanların bir kısmı bunu görmek istemiyor." dedi.