Antik Çağ'ın İzlerini 'Su Altında' Arıyorlar
Antik dönemin önemli deniz ticaret yollarının kesiştiği noktalardan birinde yer alan Çanakkale'deki Alexandria Troas Antik Kenti'nde su altında kalan 'tarih hazineleri'nin gün ışığına çıkarılması için çalışma yürütülüyor Deniz tabanında şu ana kadar bulunan devasa boyutlardaki sütunlar, amforalar ve sikkeler gibi tarihi eserlere yenilerinin eklenmesi, bölgenin ticaret yollarının ip uçlarını verecek Kazı Başkanı Doç. Dr. Erhan Öztepe: 'Buradaki derinlik, Bozcaada'nın arka tarafındaki bölümle kıyaslandığında daha sığ. Dolayısıyla önümüzdeki yıllarda daha büyük tüplü dalışlar yaptığımızda muhtemel bazı batıklar ve deniz tabanına düşmüş vaziyette bazı arkeolojik bulgulara rastlamak olanaklı. Bu araştırmaları da yapmayı öngörüyoruz'
MURAT YÜKSEL - Çanakkale'nin Ezine ilçesi Dalyan köyü yakınındaki Alexandria Troas Antik Kenti'nde yapısal bölümlerde devam eden çalışmaların yanı sıra Antik Çağ'a ait önemli bilgilere ulaşılması amacıyla denizin dibinde araştırmalar yapılıyor.
Antik dönemin önemli granit ocaklarının bulunduğu eski Yunan kenti "Alexandria Troas"ta temmuz ayı başında başlayan 9'uncu dönem kazılar, mimar, restoratör, arkeolog ve antropologlar ile su altı araştırmacılarından oluşan yaklaşık 30 kişilik ekiple sürüyor.
Çizilen planına göre 390 hektarlık alanı kaplayan ve 8 kilometre uzunluğunda sur duvarları izlenebilen bölge, Anadolu'nun en büyük antik kentlerinden biri olarak biliniyor.
Ankara Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Kazı Başkanı Doç. Dr. Erhan Öztepe, kazıların Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ana sponsor İÇDAŞ'ın destekleriyle devam ettiğini söyledi.
Alexandria Troas'ın sahil ve liman kenti olmasının, bölgenin önemini gösterdiğini vurgulayan Öztepe, "Belirli bir dönemden itibaren kentin ticaretinin bütün Akdeniz'e yayılacak ürünleri içeren bir hacme sahip olduğunu biliyoruz. Bu nedenle limanla ilgili çalışma yaklaşık 10 yıl önce yapıldı, yayınlandı ancak özellikle deniz içindeki bölümle ilgili çalışmalar eksik. Dolayısıyla bu çalışmaları yapmaya karar verdik." dedi.
Kentin orta ölçekli bir Roma limanına sahip olduğunu belirlediklerini aktaran Öztepe, bölgenin kuzeyden güneye devam eden deniz ticareti rotalarından birinin üzerinde yer aldığını belirtti.
Antik limanın, Çanakkale Boğazı'nın çıkışında, Karadeniz'den Ege ve Akdeniz'e hem batıya hem de Mısır'a doğru giden deniz yolunda önemli bir kavşak olduğu bilgisini veren Doç. Dr. Öztepe, şöyle devam etti:
"Önemli bir ticaret ürünü de hemen arkasındaki Çığrı Dağı'nda üretilen devasa boyutlardaki sütunlar. Bunun yanı sıra kuşkusuz tarımsal ürünler. Öte yandan kazılarda ele geçirdiğimiz amfora türlerinin çeşitliliği bizleri çok uzak noktalarla deniz ticareti yoluyla çeşitli ürünlerin gelip buradan da gittiğini gösteriyor. Bu yıl bulduğumuz birkaç Balkan kökenli antik kent Roma kenti sikkesi yine ticaretin çok geniş bir alana yayılmış olmasını gösterdiğinden önemli. Antik kentin bulunduğu bu konum ve limanı kuşkusuz sadece ticaret anlamında önemli değil. Erken Hristiyanlardan Aziz Pavlos'un bu limanı iki-üç kez kullanmış olması da limana ayrı bir önem katıyor."
- Su altındaki kalıntıların haritaları hazırlanacak
Öztepe, kıyı bandında daha geniş bir alanda su altını araştırarak ileriye dönük yetişmiş personel tedarik edilmesi ve Bozcaada'da, Tenedos'ta Alexandria Troas'taki alanların taranması gibi hedefler ortaya koyduklarını aktardı.
Bu çerçevede, Maldivler'de uluslararası deneyime sahip uzman dalış eğitmenleri Tuncay ve Faysal Sadıkoğlu kardeşlerin gözetiminde son 3 yılda ekibe katılan ve görev alması öngörülen gençlerin yetiştirilmesi programını yürüttüklerini anlatan Öztepe, "Bu yıl 9 gencimiz tüplü dalış eğitimini gerçekleştirdi. Ayrıca iki uzman hocamız tarafından su altında mevcut hemen limanın çıkışında yani dış liman mendirekleri çevresi ve daha geniş çerçevedeki alanların belgelenmesine de başlandı." ifadelerini kullandı.
Özellikle su altında ön çalışmalar yaptıklarını ifade eden Doç. Dr. Erhan Öztepe, gelecek yıllardan itibaren bu kalıntıların haritalarının hazırlanacağını ve noktasal tespitlerinin tamamlanacağını, bunların ardından ise daha geniş bir alana yayılmayı hedeflediklerini dile getirdi.
Bu çalışmalarının yanı sıra önemli bir hedeflerinin daha olduğuna dikkati çeken Öztepe, şunları kaydetti:
"Troya Müzesinde bu konuda daha önceden eğitim almış ya da hiç eğitim almamış ama bu konuda çalışabilecek genç meslektaşlarımıza yine burada dalış eğitimi verdirebilmek ve bölgede daimi olacakları düşünülürse, su altı ile ilgili yapılacak çalışmalarda bu meslektaşlarımızın katkı vermesini sağlayabilmek de hedeflerimizden bir. Buradaki çalışmalarımız için Müze Müdürlüğü ile görüşmelere başladık. Umuyorum ki gelecek yıldan itibaren bu konuda da çalışmalar yürütmüş olacağız. Özellikle Tenedos ve Alexandria Troas arası, deniz ticaretinde bugün de çok ağır tonajlı olmayan gemilerin kullandığı bir güzergah. Antik Çağ'da tabii bu kadar büyük tonajlı gemiler yoktu. En fazla 55-60 tonluk sütunları taşıyan gemiler vardı. Onlar da buradan geçebiliyorlar. Buradaki derinlik, Bozcaada'nın arka tarafındaki bölümle kıyaslandığında daha sığ. Dolayısıyla önümüzdeki yıllarda daha büyük tüplü dalışlar yaptığımızda muhtemel bazı batıklar ve deniz tabanına düşmüş vaziyette bazı arkeolojik bulgulara rastlamak olanaklı. Bu araştırmaları da yapmayı öngörüyoruz."
Kaynak: AA
Antik dönemin önemli granit ocaklarının bulunduğu eski Yunan kenti "Alexandria Troas"ta temmuz ayı başında başlayan 9'uncu dönem kazılar, mimar, restoratör, arkeolog ve antropologlar ile su altı araştırmacılarından oluşan yaklaşık 30 kişilik ekiple sürüyor.
Çizilen planına göre 390 hektarlık alanı kaplayan ve 8 kilometre uzunluğunda sur duvarları izlenebilen bölge, Anadolu'nun en büyük antik kentlerinden biri olarak biliniyor.
Ankara Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Kazı Başkanı Doç. Dr. Erhan Öztepe, kazıların Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ana sponsor İÇDAŞ'ın destekleriyle devam ettiğini söyledi.
Alexandria Troas'ın sahil ve liman kenti olmasının, bölgenin önemini gösterdiğini vurgulayan Öztepe, "Belirli bir dönemden itibaren kentin ticaretinin bütün Akdeniz'e yayılacak ürünleri içeren bir hacme sahip olduğunu biliyoruz. Bu nedenle limanla ilgili çalışma yaklaşık 10 yıl önce yapıldı, yayınlandı ancak özellikle deniz içindeki bölümle ilgili çalışmalar eksik. Dolayısıyla bu çalışmaları yapmaya karar verdik." dedi.
Kentin orta ölçekli bir Roma limanına sahip olduğunu belirlediklerini aktaran Öztepe, bölgenin kuzeyden güneye devam eden deniz ticareti rotalarından birinin üzerinde yer aldığını belirtti.
Antik limanın, Çanakkale Boğazı'nın çıkışında, Karadeniz'den Ege ve Akdeniz'e hem batıya hem de Mısır'a doğru giden deniz yolunda önemli bir kavşak olduğu bilgisini veren Doç. Dr. Öztepe, şöyle devam etti:
"Önemli bir ticaret ürünü de hemen arkasındaki Çığrı Dağı'nda üretilen devasa boyutlardaki sütunlar. Bunun yanı sıra kuşkusuz tarımsal ürünler. Öte yandan kazılarda ele geçirdiğimiz amfora türlerinin çeşitliliği bizleri çok uzak noktalarla deniz ticareti yoluyla çeşitli ürünlerin gelip buradan da gittiğini gösteriyor. Bu yıl bulduğumuz birkaç Balkan kökenli antik kent Roma kenti sikkesi yine ticaretin çok geniş bir alana yayılmış olmasını gösterdiğinden önemli. Antik kentin bulunduğu bu konum ve limanı kuşkusuz sadece ticaret anlamında önemli değil. Erken Hristiyanlardan Aziz Pavlos'un bu limanı iki-üç kez kullanmış olması da limana ayrı bir önem katıyor."
- Su altındaki kalıntıların haritaları hazırlanacak
Öztepe, kıyı bandında daha geniş bir alanda su altını araştırarak ileriye dönük yetişmiş personel tedarik edilmesi ve Bozcaada'da, Tenedos'ta Alexandria Troas'taki alanların taranması gibi hedefler ortaya koyduklarını aktardı.
Bu çerçevede, Maldivler'de uluslararası deneyime sahip uzman dalış eğitmenleri Tuncay ve Faysal Sadıkoğlu kardeşlerin gözetiminde son 3 yılda ekibe katılan ve görev alması öngörülen gençlerin yetiştirilmesi programını yürüttüklerini anlatan Öztepe, "Bu yıl 9 gencimiz tüplü dalış eğitimini gerçekleştirdi. Ayrıca iki uzman hocamız tarafından su altında mevcut hemen limanın çıkışında yani dış liman mendirekleri çevresi ve daha geniş çerçevedeki alanların belgelenmesine de başlandı." ifadelerini kullandı.
Özellikle su altında ön çalışmalar yaptıklarını ifade eden Doç. Dr. Erhan Öztepe, gelecek yıllardan itibaren bu kalıntıların haritalarının hazırlanacağını ve noktasal tespitlerinin tamamlanacağını, bunların ardından ise daha geniş bir alana yayılmayı hedeflediklerini dile getirdi.
Bu çalışmalarının yanı sıra önemli bir hedeflerinin daha olduğuna dikkati çeken Öztepe, şunları kaydetti:
"Troya Müzesinde bu konuda daha önceden eğitim almış ya da hiç eğitim almamış ama bu konuda çalışabilecek genç meslektaşlarımıza yine burada dalış eğitimi verdirebilmek ve bölgede daimi olacakları düşünülürse, su altı ile ilgili yapılacak çalışmalarda bu meslektaşlarımızın katkı vermesini sağlayabilmek de hedeflerimizden bir. Buradaki çalışmalarımız için Müze Müdürlüğü ile görüşmelere başladık. Umuyorum ki gelecek yıldan itibaren bu konuda da çalışmalar yürütmüş olacağız. Özellikle Tenedos ve Alexandria Troas arası, deniz ticaretinde bugün de çok ağır tonajlı olmayan gemilerin kullandığı bir güzergah. Antik Çağ'da tabii bu kadar büyük tonajlı gemiler yoktu. En fazla 55-60 tonluk sütunları taşıyan gemiler vardı. Onlar da buradan geçebiliyorlar. Buradaki derinlik, Bozcaada'nın arka tarafındaki bölümle kıyaslandığında daha sığ. Dolayısıyla önümüzdeki yıllarda daha büyük tüplü dalışlar yaptığımızda muhtemel bazı batıklar ve deniz tabanına düşmüş vaziyette bazı arkeolojik bulgulara rastlamak olanaklı. Bu araştırmaları da yapmayı öngörüyoruz."