'Mavi Marmara Davası'nın Mağdurları UCM Kararıyla Ümitlendi
Mağdurların avukatlığını üstlenen hukuk bürosu, Temyiz Mahkemesinin, UCM savcılığının soruşturma başlatmama kararını gözden geçirmesine hükmetmesini 'zafer' olarak değerlendirdi Londra merkezli avukatlık bürosu Stoke&White açıklamasından: 'Mağdurların, UCM'nin adaleti yerine getireceğine ve hesap soracağına ilişkin ümitleri tazelenmiştir'.
Mavi Marmara baskının mağdurlarının avukatlığını üstlenen hukuk bürosu, Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) bağlı temyiz mahkemesinin, UCM savcılığının soruşturma başlatmama kararını tekrar gözden geçirmesi yönündeki hükmünü "zafer" diye nitelendirdi.
Mavi Marmara mağdurlarının davasını üstlenen Londra merkezli avukatlık bürosu Stoke&White'dan yapılan yazılı açıklamada, UCM'ye bağlı temyiz mahkemesinin, İsrail'in 2010'da Gazze Özgürlük Filosu'ndaki Mavi Marmara gemisine düzenlediği saldırıya ilişkin davada, UCM savcılığının, soruşturma başlatmama kararını tekrar gözden geçirmesi hükmü, "mağdurlar için nihai zafer" olarak değerlendirdi.
Açıklamada, mağdurların 9 yıldan uzun süredir İsrail saldırısına karşı adalet arayışında olduğu hatırlatıldı.
UCM'nin, herhangi bir ülkedeki iç hukuk sürecinde seslerini duyurma inancını yitiren mağdurlar için son merci olduğuna vurgu yapılan açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Kendisi de İsrail Güvenlik Güçlerinin, Mavi Marmara baskınında savaş suçları işlediğine ilişkin makul nedenler olduğunu teyit eden savcının, vakit kaybetmeksizin İsrail'in eylemlerine ve 10'dan fazla insani yardım gönüllüsünün ölümüne, yüzlercesinin de yaralanmasına veya kötü muamele görmesine yol açan suçlardaki sorumluluğuna yönelik tam ve resmi bir soruşturma açması gereklidir."
Açıklamada, Temyiz mahkemesinin, bugün aldığı kararla, savcılığın, mağduriyetleri ele alırken yasalara bağlı kalması gerektiği ve tek yanlı hareket edemeyeceğini teyit ettiği aktarılan açıklamada, "Mağdurların, UCM'nin adaleti yerine getireceğine ve hesap soracağına ilişkin ümitleri tazelenmiştir." ifadesi kullanıldı.
- Dava süreci
İsrail'in, Mavi Marmara ve Gazze Özgürlük Filosu'na 31 Mayıs 2010'da yaptığı saldırı sonrasında 37 farklı ülkeden mağdurlar, tüm hukuk mecralarında adalet arayışını devam ettirdi. Mavi Marmara'nın bayrak devleti olan Komor devleti adına 14 Mayıs 2013'te UCM'ye başvuru yapılmış ve bu başvuru sonrasında İsrailli siyasi ve askeri suçlular hakkında Komor, Kamboçya ve Yunanistan devletleri adına süreç başlatılmıştı.
UCM Savcılığı, 6 Kasım 2014'te yoğunluk gerekçesiyle bu yargılamayı yapamayacağına karar vermişti. Mavi Marmara avukatlarının bu karara itiraz etmeleri üzerine ön inceleme bürosu, 15 Kasım 2018'de verdiği kararla savcılığın kararının yanlış olduğuna ve tekrar gözden geçirilmesine hükmetmişti. Büro, savcılıktan, 15 Mayıs 2019'a kadar konunun kesin şekilde sonuca bağlamasını istemişti.
UCM Savcılığı, mahkemenin bu kararına itiraz ederek kararı yüksek mahkemeye taşımıştı. Savcılığın itirazıyla ilgili mağdur avukatlarının ve savcılığın itirazlarının dinlendiği 1 Mayıs 2019'daki usul duruşmasında, mahkemenin savcıları ile hakimleri arasında itirazla ilgili görüş farklılığı nedeniyle tartışmalar yaşanmıştı.
Kaynak: AA
Mavi Marmara mağdurlarının davasını üstlenen Londra merkezli avukatlık bürosu Stoke&White'dan yapılan yazılı açıklamada, UCM'ye bağlı temyiz mahkemesinin, İsrail'in 2010'da Gazze Özgürlük Filosu'ndaki Mavi Marmara gemisine düzenlediği saldırıya ilişkin davada, UCM savcılığının, soruşturma başlatmama kararını tekrar gözden geçirmesi hükmü, "mağdurlar için nihai zafer" olarak değerlendirdi.
Açıklamada, mağdurların 9 yıldan uzun süredir İsrail saldırısına karşı adalet arayışında olduğu hatırlatıldı.
UCM'nin, herhangi bir ülkedeki iç hukuk sürecinde seslerini duyurma inancını yitiren mağdurlar için son merci olduğuna vurgu yapılan açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Kendisi de İsrail Güvenlik Güçlerinin, Mavi Marmara baskınında savaş suçları işlediğine ilişkin makul nedenler olduğunu teyit eden savcının, vakit kaybetmeksizin İsrail'in eylemlerine ve 10'dan fazla insani yardım gönüllüsünün ölümüne, yüzlercesinin de yaralanmasına veya kötü muamele görmesine yol açan suçlardaki sorumluluğuna yönelik tam ve resmi bir soruşturma açması gereklidir."
Açıklamada, Temyiz mahkemesinin, bugün aldığı kararla, savcılığın, mağduriyetleri ele alırken yasalara bağlı kalması gerektiği ve tek yanlı hareket edemeyeceğini teyit ettiği aktarılan açıklamada, "Mağdurların, UCM'nin adaleti yerine getireceğine ve hesap soracağına ilişkin ümitleri tazelenmiştir." ifadesi kullanıldı.
- Dava süreci
İsrail'in, Mavi Marmara ve Gazze Özgürlük Filosu'na 31 Mayıs 2010'da yaptığı saldırı sonrasında 37 farklı ülkeden mağdurlar, tüm hukuk mecralarında adalet arayışını devam ettirdi. Mavi Marmara'nın bayrak devleti olan Komor devleti adına 14 Mayıs 2013'te UCM'ye başvuru yapılmış ve bu başvuru sonrasında İsrailli siyasi ve askeri suçlular hakkında Komor, Kamboçya ve Yunanistan devletleri adına süreç başlatılmıştı.
UCM Savcılığı, 6 Kasım 2014'te yoğunluk gerekçesiyle bu yargılamayı yapamayacağına karar vermişti. Mavi Marmara avukatlarının bu karara itiraz etmeleri üzerine ön inceleme bürosu, 15 Kasım 2018'de verdiği kararla savcılığın kararının yanlış olduğuna ve tekrar gözden geçirilmesine hükmetmişti. Büro, savcılıktan, 15 Mayıs 2019'a kadar konunun kesin şekilde sonuca bağlamasını istemişti.
UCM Savcılığı, mahkemenin bu kararına itiraz ederek kararı yüksek mahkemeye taşımıştı. Savcılığın itirazıyla ilgili mağdur avukatlarının ve savcılığın itirazlarının dinlendiği 1 Mayıs 2019'daki usul duruşmasında, mahkemenin savcıları ile hakimleri arasında itirazla ilgili görüş farklılığı nedeniyle tartışmalar yaşanmıştı.