Eski Eğitim Yuvası Tarihe Işık Tutuyor
Kırklareli'nde 1958'de eğitime başlayan ve 1991'de genç nüfusun azalması sonucu kapanan köy okulu, 2002'de yapılan restorasyonun ardından Aşağıpınar arkeolojik kazılarında elde edilen bulguların incelendiği araştırma merkezi ve kazı evi olarak kullanılıyor İstanbul Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Prehistorya Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Özdoğan: 'Hem harabe haldeki binayı hizmete kazandırdık hem de kazılarda bulduğumuz bulguları eski okul binasında inceleyerek bilim dünyasına kazandırıyoruz'
ÖZGÜN TİRAN - Kırklareli'nde atıl haldeyken 2002'de restorasyonu yapılan köy okulu, Aşağıpınar arkeolojik kazılarında elde edilen bulguların incelendiği araştırma merkezi ve kazı evi olarak hizmet veriyor.
Asilbeyli köyü yolunda, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Prehistorya Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Özdoğan başkanlığında çeyrek asırdan fazla devam eden kazılarda önemli bulgulara ulaşıldı.
Kazı Heyeti Başkanı Özdoğan, 1958'de eğitime başlayan ve 1991'de genç nüfusun azalması sonucu kapanan köy okulunu, araştırma merkezi ve kazı evine dönüştürmek için 2001 yılında girişimlerde bulundu.
Bir zamanlar çocukların eğitim gördüğü bina, 2002'den itibaren yüksek lisans yapan ve kazı çalışmalarına katılan öğrenciler ile öğretim üyelerinin kaldığı araştırma merkezi ve kazı evi haline getirildi.
Eski ilkokul binası, tadilat ve tamirat çalışmalarının ardından 56 kişinin kalabildiği kazı evi ile çok sayıda kişinin çalışma yapabildiği araştırma merkezi olarak 17 yıldır hizmet veriyor.
Özdoğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tadilattan önce harabe olan yapıyı tarihe ışık tutar hale getirdiklerini söyledi.
Bu yapıyı hizmete yeniden kazandırdıkları için çok mutlu olduklarını vurgulayan Özdoğan, şöyle konuştu:
"Bize dönemin kültür ve turizm müdürü, Ahmetçe köyünde kullanılmayan bir ilkokul binası olduğunu söylemişti. Biz de çok heyecanlanarak okul binasını görmeye gelmiştik. Camları kırık, çatısı çökmek üzere bir binaydı. O zaman harabe bir bina gördüğümüzde çok üzülmüştük ancak bir yandan da 'Biz bu ilkokulu kurtarabiliriz.' diye heyecanlanmıştık. Gerekli yazışmaların ardından okul binası bize verildi ve hemen imkanlar çerçevesinde binayı onardık. Her yıl yüzlerce üniversite öğrencisi burada eğitimlerini görüyor."
- Laboratuvar ve fotoğraf stüdyosu var
Özdoğan, 28 yıldır sürdürdükleri Aşağıpınar arkeolojik kazılarında elde edilen bulguları inceledikleri merkezde, laboratuvar, fotoğraf stüdyosu, uzmanların çalışabileceği odaların mevcut olduğunu kaydetti.
Çalıştay ve seminerlerin yapılacağı bir merkeze sahip olduklarını belirten Özdoğan, "Kazı kadar merkezin önemi de çok büyük. Hem harabe haldeki binayı hizmete kazandırdık hem de kazılarda bulduğumuz bulguları eski okul binasında inceleyerek bilim dünyasına kazandırıyoruz. Bir günlük kazıdan elde ettiğimiz tek bir bulguyu 3 hafta inceleyebiliyoruz. Bu binada binlerce eser var." dedi.
- "Merkez, Rus öğrencilere kapılarını açacak
Özdoğan, kendisine "Herkes köyde kazar şehirde kalır, siz neden köyde kalıyorsunuz?" diye sorulduğunu anlatarak, "Bunun tabii nedenleri var. Burası şehre çok yakın, 7 kilometre. Şehirde bu kadar geniş mekanı bulamazdık. Burası gibi zengin bir merkez oluşturamazdık. Burada gece gündüz herkes çalışır. Şehirde kalsaydık herkes bir yerlere kaçıp eğlenmek isteyecek. Burada kaçacak bir yer yok, hatta televizyon bile yok. Mecburuz çalışmaya. Yerimiz geniş, köylü de bizi yürekten karşılıyor." ifadelerini kullandı.
Merkezde bugüne kadar Türkiye, Bulgaristan ve Suriye'den binlerce öğrenciye eğitim verildiğini dile getiren Özdoğan, "Gelecek yıl Rusya'dan öğrencilere eğitim vereceğiz. Bu yıl kazı çalışmalarımızı sonlandırdık ancak diğer çalışmalarımız hızla devam edecek. Burayı yaşatmak için yaz okulları, çalıştaylar ile araştırmalar yapmayı sürdüreceğiz." diye konuştu.
Kaynak: AA
Asilbeyli köyü yolunda, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Prehistorya Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Özdoğan başkanlığında çeyrek asırdan fazla devam eden kazılarda önemli bulgulara ulaşıldı.
Kazı Heyeti Başkanı Özdoğan, 1958'de eğitime başlayan ve 1991'de genç nüfusun azalması sonucu kapanan köy okulunu, araştırma merkezi ve kazı evine dönüştürmek için 2001 yılında girişimlerde bulundu.
Bir zamanlar çocukların eğitim gördüğü bina, 2002'den itibaren yüksek lisans yapan ve kazı çalışmalarına katılan öğrenciler ile öğretim üyelerinin kaldığı araştırma merkezi ve kazı evi haline getirildi.
Eski ilkokul binası, tadilat ve tamirat çalışmalarının ardından 56 kişinin kalabildiği kazı evi ile çok sayıda kişinin çalışma yapabildiği araştırma merkezi olarak 17 yıldır hizmet veriyor.
Özdoğan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tadilattan önce harabe olan yapıyı tarihe ışık tutar hale getirdiklerini söyledi.
Bu yapıyı hizmete yeniden kazandırdıkları için çok mutlu olduklarını vurgulayan Özdoğan, şöyle konuştu:
"Bize dönemin kültür ve turizm müdürü, Ahmetçe köyünde kullanılmayan bir ilkokul binası olduğunu söylemişti. Biz de çok heyecanlanarak okul binasını görmeye gelmiştik. Camları kırık, çatısı çökmek üzere bir binaydı. O zaman harabe bir bina gördüğümüzde çok üzülmüştük ancak bir yandan da 'Biz bu ilkokulu kurtarabiliriz.' diye heyecanlanmıştık. Gerekli yazışmaların ardından okul binası bize verildi ve hemen imkanlar çerçevesinde binayı onardık. Her yıl yüzlerce üniversite öğrencisi burada eğitimlerini görüyor."
- Laboratuvar ve fotoğraf stüdyosu var
Özdoğan, 28 yıldır sürdürdükleri Aşağıpınar arkeolojik kazılarında elde edilen bulguları inceledikleri merkezde, laboratuvar, fotoğraf stüdyosu, uzmanların çalışabileceği odaların mevcut olduğunu kaydetti.
Çalıştay ve seminerlerin yapılacağı bir merkeze sahip olduklarını belirten Özdoğan, "Kazı kadar merkezin önemi de çok büyük. Hem harabe haldeki binayı hizmete kazandırdık hem de kazılarda bulduğumuz bulguları eski okul binasında inceleyerek bilim dünyasına kazandırıyoruz. Bir günlük kazıdan elde ettiğimiz tek bir bulguyu 3 hafta inceleyebiliyoruz. Bu binada binlerce eser var." dedi.
- "Merkez, Rus öğrencilere kapılarını açacak
Özdoğan, kendisine "Herkes köyde kazar şehirde kalır, siz neden köyde kalıyorsunuz?" diye sorulduğunu anlatarak, "Bunun tabii nedenleri var. Burası şehre çok yakın, 7 kilometre. Şehirde bu kadar geniş mekanı bulamazdık. Burası gibi zengin bir merkez oluşturamazdık. Burada gece gündüz herkes çalışır. Şehirde kalsaydık herkes bir yerlere kaçıp eğlenmek isteyecek. Burada kaçacak bir yer yok, hatta televizyon bile yok. Mecburuz çalışmaya. Yerimiz geniş, köylü de bizi yürekten karşılıyor." ifadelerini kullandı.
Merkezde bugüne kadar Türkiye, Bulgaristan ve Suriye'den binlerce öğrenciye eğitim verildiğini dile getiren Özdoğan, "Gelecek yıl Rusya'dan öğrencilere eğitim vereceğiz. Bu yıl kazı çalışmalarımızı sonlandırdık ancak diğer çalışmalarımız hızla devam edecek. Burayı yaşatmak için yaz okulları, çalıştaylar ile araştırmalar yapmayı sürdüreceğiz." diye konuştu.