'Trump İran'a Son Bir Şans Vermek İstiyor'

İranlı İç Siyaset Uzmanı Nevid Cemşidi: 'Trump, askeri müdahale ya da diğer sert yöntemlere başvurmadan önce yumuşama politikası izleyip İran'a son bir şans daha vermek istiyor. Trump, ABD ile İran arasında son müzakere fırsatını oluşturmanın peşinde' 'İran, ABD ile yeniden müzakere için henüz erken olduğunu ve biraz daha beklenmesi gerektiğini düşünüyor' İran Meclisi Kazvin Milletvekili Behmen Tahirhani:'Siyasetçilerimiz yeniden müzakerelere girişecek olurlarsa devrim liderinin tavsiyelerini göz önünde bulundurmaları ve dikkate almaları gerekiyor'

MUHAMMET KURŞUN - İranlı İç Siyaset Uzmanı Nevid Cemşidi, ABD Başkanı Donald Trump'ın askeri müdahale ve diğer sert yöntemlere başvurmadan önce Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile bir araya gelerek "İran'a son bir şans daha vermek istediğini" ancak Tahran yönetiminin böyle bir görüşmeye hazır olmadığını söyledi.

İranlı İç Siyaset Uzmanı Cemşidi ve İran Meclisi Kazvin Milletvekili Behmen Tahirhani, Trump'ın Ruhani ile ön şartsız görüşebileceğine dair açıklamasını ve Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton'ın görevden alınmasının ABD-İran ilişkilerine etkisini AA muhabirine değerlendirdi.

- "Trump, ABD ile İran arasında son müzakere fırsatını oluşturmak istiyor"

Cemşid, ABD Başkanı Trump'ın İran'a yönelik ağır yaptırımların yanı sıra "şeffaf ve direkt" bir müzakereyi de denemek istediğini savundu.

"Trump, askeri müdahale ya da diğer sert yöntemlere başvurmadan önce yumuşama politikası izleyip İran'a son bir şans daha vermek istiyor."diyen İranlı uzman, "Trump, ABD ile İran arasında son müzakere fırsatını oluşturmanın peşinde. Eğer sonuç verirse yeni bir durum oluşabilir ancak netice vermezse Trump kesinlikle diğer alternatifleri devreye sokacaktır." dedi.

- "Trump, İran'a yönelik baskıların sonuç verdiğine inanıyor"

Trump'ın müzakere seçeneğini bir kenara atamayacağını göstermek için Ruhani ile görüşmek istediğine işaret eden Cemşidi, "Trump, İran'a yönelik baskıların sonuç verdiğine inanıyor. Bu yüzden İran makamlarını açık, şeffaf ve direkt müzakere masasına çekmek ve Obama hükümetinin nükleer anlaşma çerçevesinde yaptığı ancak başarısız olan anlaşmadan daha geniş konuları görüşmek istiyor." diye konuştu.

Cemşidi, bir yandan ise ABD'nin İran konusundaki söylemleri ve amaçlarının bugün her zamankinden daha fazla İsrail'e yakın olduğu görüşünü dile getirdi.

- "İran, ABD ile yeniden müzakere için henüz erken olduğunu düşünüyor"

ABD ile görüşmeye ilişkin İran devlet organları arasında fikir birliği oluşmadığı ve karar alınamadığı için Tahran yönetiminin müzakerelere hazır olmadığını ifade eden Cemşidi, "İran, ABD ile yeniden müzakere için henüz erken olduğunu ve biraz daha beklenmesi gerektiğini düşünüyor." değerlendirmesinde bulundu.

Yakın bir zamanda ya da New York'taki BM toplantısında Ruhani ile Trump arasında bir görüşmenin olabileceğine ihtimal vermediğini aktaran Cemşidi, böyle bir gelişme için biraz daha zamanın geçmesi gerektiğini ancak "Mavi Kız" lakaplı kadın taraftarın hayatını kaybetmesi, ekonomik yaptırımlar, petrolün satılamaması ve buna benzer baskıların hükümeti, ABD ile müzakerelere doğru ittiğini savundu.

İran'ın yanaşmamasına rağmen Trump'ın müzakerelere mecbur bırakacak şekilde oyun kurduğunu ve Tahran ile müttefiklerine karşı birkaç yaptırım kararı daha aldığını hatırlatan Cemşidi, şöyle devam etti:

"Yeni yaptırımlar, ABD'nin dış siyasetinin temelde İran'daki rejimin tamamen değişmesine yönelik olduğu ve bunun için kapsamlı bir planının olduğunu gösteriyor. ABD, hâlihazırda bu planını uyguluyor ve ilerlemeler kaydediyor. ABD, 40 yılda İran'a tarihi ve öldürücü darbeler vurdu. Özellikle son bir yılda çok ağır darbeler indirdi."

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Tahran'a bağlı Turkuzabad bölgesinde atom bombası üretimiyle ilgili gizli faaliyetlerin yürütüldüğü yönündeki iddiasının Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (UAEA) tarafından teyit edildiğini kaydeden Cemşidi, Netanyahu'nun bu konuda yeni gizli bölgeleri ortaya çıkardığını ve İran makamlarının önceleri bunları yalanlarken şimdi ise sessiz kaldığına dikkati çekti.

- "Bolton'ın istifasının İran ile ilgili olduğuna dair hiçbir gösterge yok"

Bolton ve Netanyahu gibi isimlerin müzakerelere karşı çıktığını ve Washington ile Tahran arasında yapılan gizli görüşmelerde İran'ın müzakerelere başlamak için Mike Pompeo ve Bolton gibi isimlerin görevden alınması şartı koştuğu yönündeki iddiaları hatırlatan Cemşidi, "Bolton'ın istifasının İran ile ilgili olduğuna dair hiçbir gösterge yok. Öyle görünüyor ki Bolton'ın istifası ya da görevden alınması daha çok İran dışında, daha çok Kuzey Kore, Taliban ile görüşmeler ve buna benzer konular üzerindeki anlaşmazlıklarla ilgili." görüşlerini paylaştı.

İran devletinin çeşitli makamlarının Bolton'ın istifasını memnuniyetle karşıladığını fakat bu meselenin İran ile ilgisi olmadığını dile getiren Cemşidi, "İran makamları, Bolton'ın istifasını kendileri için bir zafer olarak ilan ediyor ancak kısa süre içinde anlaşmazlığın ABD'nin iç meselelerinden kaynaklı olduğu ortaya çıkacaktır. Trump'ın Bolton'ın yerine seçeceği ismin hangi özelliklerde ve düşüncelerde olacağını bekleyip görmek lazım." ifadelerini kullandı.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo ve Hazine Bakanı Steven Mnuchin'in Bolton'ın görevden alınmasının İran'a yönelik maksimum baskılarla bağlantılı olmadığı yönündeki açıklamalarına da işaret eden Cemşidi, Washington yönetiminin Tahran'a yönelik yaptırımlarının Hizbullah, Hamas, Devrim Muhafızları ve diğer grupları da kapsayarak devam edeceğini ileri sürdü.

- "Siyasetçilerimizin devrim liderinin tavsiyelerini dikkate almaları gerekiyor"

İran Meclisi Kazvin Milletvekili Behmen Tahirhani de geçmiş tecrübelerden hareketle ABD'ye güvenilemeyeceğini savunarak, Washington yönetiminin önceki anlaşmalara bağlı kalmadığını ve yeniden yapılacak bir anlaşmada da aynı durumun tekrar etmeyeceğine dair bir garantinin olmadığını söyledi.

Trump'ın yaptığı anlaşmanın seçilecek başkan tarafından yok sayılabileceği ve akıbetinin nükleer anlaşma gibi olabileceğine işaret eden Tahirhani, Washington yönetiminin imzalanacak yeni anlaşma için kendilerine güvence vermesi gerektiğini vurguladı.

ABD ile yeniden müzakerelere ilişkin hükümet yetkililerini de uyaran Tahirhani, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Siyasetçilerimiz yeniden müzakerelere girişecek olurlarsa devrim liderinin (Ali Hamaney) tavsiyelerini göz önünde bulundurmaları ve dikkate almaları gerekiyor. Müzakerelere girecek isimler de karşı tarafın vaatlerine bağlı kalacağına dair garanti almalıdır."

Tahirhani, yapılacak herhangi bir müzakerenin de geleceği olmayacağını ve İran'ın içerideki potansiyele dayanarak hareket etmesi gerektiğini savundu.

Bolton'ın görevden alınmasını da "göstermelik bir olay" şeklinde nitelendiren Tahirhani, "Bolton, Trump ve ABD'nin diğer siyasetçileri ortak bir stratejiye sahiptir. ABD'de İran'a karşı yürütülen politikalarda farklı bir perspektife sahip bir ismin olduğunu düşünmüyorum. Bunların İran'a karşı stratejileri ve yaklaşımları aynıdır." diye konuştu.

Bolton ve diğer isimlerin taktiksel yönden farklı yaklaşımları olabileceğini ancak ilkesel olarak birbirleriyle çelişmediklerini ifade eden Tahirhani, sözlerini şöyle tamamladı:

"Takip edilen yöntem konusunda birbirleriyle ihtilaflı olabilirler, esasta herhangi bir görüş ayrılıkları söz konusu değil. Bolton ile Trump arasında ilkesel olarak herhangi bir ihtilaf yoktur, sadece yöntem açısından anlaşamamış olabilir."
Kaynak: AA