İki Ağabeyini Trafik Kazasında Kaybeden Fahri Trafik Müfettişinin Feci Ölümü
Antalya’da kaldırımda yürürken kavşakta çarpışan iki otomobilden birinin çarpması sonucu ağır yaralanan gönüllü fahri trafik müfettişi 65 yaşındaki Niyazi Hayırlı, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Kaza sonrası gözyaşı döken aile ise, araç sürücülerinin ehliyetlerinin dahi alınmadığını ileri sürerek, sürücülerin serbest bırakılmasına tepki gösterdi.
Kaza 23 Temmuz Salı günü saat 19.30 sıralarında Muratpaşa ilçesi Şirinyalı Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, B.G. (45) isimli araç sürücüsü ile Ö.G. (49) isimli araç sürücüsü, 1492 ve 1524 sokağın kesiştiği kavşakta çarpıştı. Araçlardan B.G.’nin kullandığı araç kontrolden çıkarak, o sıra kaldırımda yürüyen gönüllü fahri trafik müfettişi Niyazi Hayırlı’ya (65) çarptı. Kaza sonrası sürücüler yaralanmazken, Niyazi Hayırlı ağır yaralanarak ambulansla hastaneye kaldırıldı. Yoğun bakıma alınan Hayırlı’nın ilk 24 saat içerisinde beyin ölümü gerçekleşti, ardından 4 gün sonrası hayata gözlerini yumdu. Kaza sonrası ifadeleri alınan her iki sürücü, sevk edildikleri nöbetçi mahkeme tarafından adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Hayırlı ailesi ise, mahkemenin kararına itiraz etti.
"Onlar evine gitti, ekmek almaya giden babam bir daha gelmedi"
Hukuk savaşı vermeye hazırlanan aileden Niyazi Hayırlı’nın kızı Gözde Çalık, kazanın yaşandığı yere gelerek açıklamalarda bulundu. Kazada her iki aracın kusurlu olduğunu ileri süren Çalık, sürücülerin serbest bırakılmasıyla acılarının katlandığını ifade etti.
Çalık, şunları söyledi:
“Babam kaza sonrası olay yerinde yere düşüyor, kalkmaya çalışıyor. Araç sahipleri araçlarından iniyorlar. Ambulans bir süre sonra geliyor ve babamı yaralı olarak hastaneye kaldırdı. O hastaneye girdikten 24 saat içinde beyin ölümü gerçekleşti. Savcı bu insanları tutuklama talebiyle değil, adli kontrolle nöbetçi mahkemeye sevk ediyor. Ortada ölümle sonuçlanan bir durum var buna rağmen tutuklama değil adli kontrolle sevk ediliyor. Nöbetçi mahkemede ifade verip evlerine gittiler ama ekmek için dışarıya çıkan babam evine bir daha gelmedi.”
"Adalete inancımızı tekrar kazanmak istiyoruz"
Karara itiraz ettiklerini belirten Çalık, “Tutuklu yargılanmalarını istiyoruz. Benim kardeşimin 30 gün sonra düğünü vardı. Babamın hiçbir sağlık problemi yoktu. 65 yaşındaydı ama sapasağlamdı. Biz böyle bir acı yaşarken, bu insanların hiçbir şey olmamış gibi evlerinde oturmaları, hayatlarını devam ettirmelerini kaldıramadığımız için itirazda bulunduk. Bu talebimize de geri dönüş alamadık. Mahkeme gün verdi. Adalete inancımızı tekrar kazanmak istiyoruz. Bu insanların ehliyetlerine el konulmamış. Biz bunu sorduğumuz zaman, ‘Adli kontrolle serbest bırakılan şu aşamada el konulmaz. Mahkeme süreci başladıktan sonra talep ederseniz, hakim gerek duyarsa’ diyorlar. Ölümlü trafik kazası yapan iki insan ehliyetleri var, araçlarına herhangi bir uygulamada bulunma. Bu, ‘Buyur kardeşim adli kontrolle serbestsin, aynı hızda başka insanların canını yak’ demek oluyor bence. Bir araca yüzde 100 kusur, diğer araca tali kusur vermişler. Biz mahkeme sürecinde tali kusuru kabul etmeyeceğimizi söyleyeceğiz. Bizim için her ikisi de asli kusurlu” dedi.
20 yıl fahri trafik müfettişliği yapmış
Babasının 30 yılı aşkın milli eğitim müfettişliği yaptığını da sözlerine ekleyen Çalık, “7 yıl önce emekli oldu. Aynı zamanda 20 yıldan uzun süredir gönüllü olarak fahri trafik müfettişliği yapıyordu. Araç kullanma konusunda birçok kişiye ders vermişti. Bizlere de o öğretti. Bu tip konularda inanılmaz dikkatli bir insandır” diye konuştu.
"Son görüşüm hastanede oldu"
Eşinin ölümüyle ilgili büyük üzüntü duyduğunu dile getiren Sezer Hayırlı ise, “Kazadan 15 dakika öncesi eve geliyorum ekmek lazım mı diye aramıştı. Telefonu kapattıktan sonra telefonum çaldı, eşiniz kaza yaptı dediler. Geldiğimde ambulans götürmüştü. Komşular, bir şeyi yok diye beni sakinleştirmeye çalıştı ama kaza yapan araçları görünce mümkün değil dedim. Hastaneye gittiğimde görünce fenalaştım. Son görüşüm orada oldu” şeklinde konuştu.
Bölgede yaşayan diğer vatandaşlar da, söz konusu kavşakta çok sık kazalar yapıldığını ifade edip Niyazi Hayırlı’nın ölümünden dolayı üzüntü duyduklarını dile getirdi.
Öte yandan, Hayırlı’nın iki ağabeyini de yıllar önce trafik kazasında kaybettiği öğrenildi.
Kaynak: İHA
"Onlar evine gitti, ekmek almaya giden babam bir daha gelmedi"
Hukuk savaşı vermeye hazırlanan aileden Niyazi Hayırlı’nın kızı Gözde Çalık, kazanın yaşandığı yere gelerek açıklamalarda bulundu. Kazada her iki aracın kusurlu olduğunu ileri süren Çalık, sürücülerin serbest bırakılmasıyla acılarının katlandığını ifade etti.
Çalık, şunları söyledi:
“Babam kaza sonrası olay yerinde yere düşüyor, kalkmaya çalışıyor. Araç sahipleri araçlarından iniyorlar. Ambulans bir süre sonra geliyor ve babamı yaralı olarak hastaneye kaldırdı. O hastaneye girdikten 24 saat içinde beyin ölümü gerçekleşti. Savcı bu insanları tutuklama talebiyle değil, adli kontrolle nöbetçi mahkemeye sevk ediyor. Ortada ölümle sonuçlanan bir durum var buna rağmen tutuklama değil adli kontrolle sevk ediliyor. Nöbetçi mahkemede ifade verip evlerine gittiler ama ekmek için dışarıya çıkan babam evine bir daha gelmedi.”
"Adalete inancımızı tekrar kazanmak istiyoruz"
Karara itiraz ettiklerini belirten Çalık, “Tutuklu yargılanmalarını istiyoruz. Benim kardeşimin 30 gün sonra düğünü vardı. Babamın hiçbir sağlık problemi yoktu. 65 yaşındaydı ama sapasağlamdı. Biz böyle bir acı yaşarken, bu insanların hiçbir şey olmamış gibi evlerinde oturmaları, hayatlarını devam ettirmelerini kaldıramadığımız için itirazda bulunduk. Bu talebimize de geri dönüş alamadık. Mahkeme gün verdi. Adalete inancımızı tekrar kazanmak istiyoruz. Bu insanların ehliyetlerine el konulmamış. Biz bunu sorduğumuz zaman, ‘Adli kontrolle serbest bırakılan şu aşamada el konulmaz. Mahkeme süreci başladıktan sonra talep ederseniz, hakim gerek duyarsa’ diyorlar. Ölümlü trafik kazası yapan iki insan ehliyetleri var, araçlarına herhangi bir uygulamada bulunma. Bu, ‘Buyur kardeşim adli kontrolle serbestsin, aynı hızda başka insanların canını yak’ demek oluyor bence. Bir araca yüzde 100 kusur, diğer araca tali kusur vermişler. Biz mahkeme sürecinde tali kusuru kabul etmeyeceğimizi söyleyeceğiz. Bizim için her ikisi de asli kusurlu” dedi.
20 yıl fahri trafik müfettişliği yapmış
Babasının 30 yılı aşkın milli eğitim müfettişliği yaptığını da sözlerine ekleyen Çalık, “7 yıl önce emekli oldu. Aynı zamanda 20 yıldan uzun süredir gönüllü olarak fahri trafik müfettişliği yapıyordu. Araç kullanma konusunda birçok kişiye ders vermişti. Bizlere de o öğretti. Bu tip konularda inanılmaz dikkatli bir insandır” diye konuştu.
"Son görüşüm hastanede oldu"
Eşinin ölümüyle ilgili büyük üzüntü duyduğunu dile getiren Sezer Hayırlı ise, “Kazadan 15 dakika öncesi eve geliyorum ekmek lazım mı diye aramıştı. Telefonu kapattıktan sonra telefonum çaldı, eşiniz kaza yaptı dediler. Geldiğimde ambulans götürmüştü. Komşular, bir şeyi yok diye beni sakinleştirmeye çalıştı ama kaza yapan araçları görünce mümkün değil dedim. Hastaneye gittiğimde görünce fenalaştım. Son görüşüm orada oldu” şeklinde konuştu.
Bölgede yaşayan diğer vatandaşlar da, söz konusu kavşakta çok sık kazalar yapıldığını ifade edip Niyazi Hayırlı’nın ölümünden dolayı üzüntü duyduklarını dile getirdi.
Öte yandan, Hayırlı’nın iki ağabeyini de yıllar önce trafik kazasında kaybettiği öğrenildi.