'Korku Ve Aşk İnsanın En Önemli İki Duygusudur'
'Uluslararası Çizgi ve Sahaf Günleri' kapsamında 'Bostancı'da Doğan Korku: Kerime Nadir ve Dehşet Gecesi' başlıklı söyleşi gerçekleştirildi Yazar Işın Beril Tetik: 'Romans yazıyor diye bir küçümseme var özellikle Kerime Nadir'e karşı. Hiç de küçümsenecek bir şey değil çünkü korku ve aşk insanın en önemli iki duygusudur'
Yazar Işın Beril Tetik, Kerime Nadir'in yaşadığı dönemde romans yazdığı için küçümsendiğini belirterek, "Hiç de küçümsenecek bir şey değil çünkü korku ve aşk insanın en önemli iki duygusudur." dedi.
Kadıköy Belediyesi tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen "Uluslararası Çizgi ve Sahaf Günleri" kapsamında İstanbul Kadıköy Lisesi'nde "Bostancı'da Doğan Korku: Kerime Nadir ve Dehşet Gecesi" başlıklı bir söyleşi gerçekleştirildi.
Korku öyküleri kaleme alan yazarların "Dehşet Gecesi" adlı kitabı ele aldığı etkinlikte konuşan yazar Galip Dursun, yazarın hayatına ve çalışmalarına ilişkin bilgi vererek, gerçek adı Kerime Azrak olan yazarın, babasının ismiyle anılmak istediği için imzasını Kerime Nadir olarak attığını aktardı.
Kerime Nadir'in, aşk romanları ağırlıklı olmak üzere 40'ın üzerinde eseri bulunduğunu anımsatan Dursun, "Kerime Nadir aslında zannettiğimiz gibi tozpembe ya da insanların aklının uçup gittiği aşk romanları yazmıyor, çok karanlık şeyler yazıyor. Geriye dönüp baktığımız zaman bunu karanlık romantizm diye işaretleyebiliyoruz." şeklinde konuştu.
- "Hayatı boyunca yazmaktan vazgeçmedi"
Yazar Işın Beril Tetik ise Nadir'i doğuştan yazar olarak tanımladığını ve bir yazar olarak hayranlık duyduğunu kaydetti.
Nadir'in hikayelerini 16 yaşında disiplinli bir şekilde yazmaya başladığını ve hayatı boyunca bu disiplinden vazgeçmediğini belirten Tetik, şunları söyledi:
"Başlangıcı çok güzel, masallarla başlıyor, aile eşrafının çocuklarına masallar okuyor. Masallar bitince de kendi uydurmaya başlıyor ve bir süre sonra 'Ben niye bunları yazmıyorum?' diyerek kağıda dökmeye başlıyor. Aslında yazarlığının başlangıcı bu ve çok genç yaşta başlıyor.
Kerime Nadir'in büyük bir gözlemci olduğu, çevresini sürekli incelediğini ve bunlarla beslendiğini aktaran Tetik, "Kendi deyimiyle tezgahında eksiklik olmuyor, her daim tezgahında yazdığı bir şey oluyor. Gazete tefrikalarını rahatlıkla doyurabiliyor, aynı zamanda kitapları çıkıyor ve Yeşilçam'ın yükselmesinde de çok büyük payı var." şeklinde konuştu.
Korkunun çok belirgin ve yüksek bir duygu olduğunu bu nedenle kendisinin de bu alanda yazdığını dile getiren Tetik, "Romans yazıyor diye bir küçümseme var özellikle Kerime Nadir'e karşı. Hiç de küçümsenecek bir şey değil çünkü korku ve aşk insanın en önemli iki duygusudur." dedi.
Tetik, "Kerime Nadir'in de yaptığı şey bu, aşk yazmak istiyor ve aşk yazıyor. Ama aşk romanlarının yazarı olmasaydı çok iyi bir korku yazarı olabilirdi." ifadesini kullandı.
- "Babası 'Ne istersen oku' diyor"
Yazar Demokan Atasoy, "Dehşet Gecesi" kitabında yazarın okumalarının sonuçlarının görüldüğünü belirterek, "Babasının kütüphanesinde sonsuz bir kaynağı var o dönem için. Babası 'Ne istersen oku' diyor, o da klasiklerin yanında macera romanlarını da okumayı tercih ediyor." dedi.
Nadir'in kitabın ilk 10 sayfasında, hikayeye bir karakterin ağzından fantastik edebiyatın nasıl bir şey olduğuna dair detaylı bir tanım yaparak başladığını anımsatan Atasoy, şunları ekledi:
"Yani kitabın içindeki bir karakter bunları anlatıyor. Bu hem beklentiyi yükseltiyor hem de o güne kadar hiç fantastik bir şey görmemiş olan, ondan aşk romanları bekleyen okuyucusunu kitaba hazırlamak, biraz eğitmek istiyor."
Sergi, söyleşi ve imza günü gibi etkinlikler, 27 Ağustos'a kadar İstanbul Kadıköy Lisesi ve Kadıköy Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde devam edecek.
Kaynak: AA
Kadıköy Belediyesi tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen "Uluslararası Çizgi ve Sahaf Günleri" kapsamında İstanbul Kadıköy Lisesi'nde "Bostancı'da Doğan Korku: Kerime Nadir ve Dehşet Gecesi" başlıklı bir söyleşi gerçekleştirildi.
Korku öyküleri kaleme alan yazarların "Dehşet Gecesi" adlı kitabı ele aldığı etkinlikte konuşan yazar Galip Dursun, yazarın hayatına ve çalışmalarına ilişkin bilgi vererek, gerçek adı Kerime Azrak olan yazarın, babasının ismiyle anılmak istediği için imzasını Kerime Nadir olarak attığını aktardı.
Kerime Nadir'in, aşk romanları ağırlıklı olmak üzere 40'ın üzerinde eseri bulunduğunu anımsatan Dursun, "Kerime Nadir aslında zannettiğimiz gibi tozpembe ya da insanların aklının uçup gittiği aşk romanları yazmıyor, çok karanlık şeyler yazıyor. Geriye dönüp baktığımız zaman bunu karanlık romantizm diye işaretleyebiliyoruz." şeklinde konuştu.
- "Hayatı boyunca yazmaktan vazgeçmedi"
Yazar Işın Beril Tetik ise Nadir'i doğuştan yazar olarak tanımladığını ve bir yazar olarak hayranlık duyduğunu kaydetti.
Nadir'in hikayelerini 16 yaşında disiplinli bir şekilde yazmaya başladığını ve hayatı boyunca bu disiplinden vazgeçmediğini belirten Tetik, şunları söyledi:
"Başlangıcı çok güzel, masallarla başlıyor, aile eşrafının çocuklarına masallar okuyor. Masallar bitince de kendi uydurmaya başlıyor ve bir süre sonra 'Ben niye bunları yazmıyorum?' diyerek kağıda dökmeye başlıyor. Aslında yazarlığının başlangıcı bu ve çok genç yaşta başlıyor.
Kerime Nadir'in büyük bir gözlemci olduğu, çevresini sürekli incelediğini ve bunlarla beslendiğini aktaran Tetik, "Kendi deyimiyle tezgahında eksiklik olmuyor, her daim tezgahında yazdığı bir şey oluyor. Gazete tefrikalarını rahatlıkla doyurabiliyor, aynı zamanda kitapları çıkıyor ve Yeşilçam'ın yükselmesinde de çok büyük payı var." şeklinde konuştu.
Korkunun çok belirgin ve yüksek bir duygu olduğunu bu nedenle kendisinin de bu alanda yazdığını dile getiren Tetik, "Romans yazıyor diye bir küçümseme var özellikle Kerime Nadir'e karşı. Hiç de küçümsenecek bir şey değil çünkü korku ve aşk insanın en önemli iki duygusudur." dedi.
Tetik, "Kerime Nadir'in de yaptığı şey bu, aşk yazmak istiyor ve aşk yazıyor. Ama aşk romanlarının yazarı olmasaydı çok iyi bir korku yazarı olabilirdi." ifadesini kullandı.
- "Babası 'Ne istersen oku' diyor"
Yazar Demokan Atasoy, "Dehşet Gecesi" kitabında yazarın okumalarının sonuçlarının görüldüğünü belirterek, "Babasının kütüphanesinde sonsuz bir kaynağı var o dönem için. Babası 'Ne istersen oku' diyor, o da klasiklerin yanında macera romanlarını da okumayı tercih ediyor." dedi.
Nadir'in kitabın ilk 10 sayfasında, hikayeye bir karakterin ağzından fantastik edebiyatın nasıl bir şey olduğuna dair detaylı bir tanım yaparak başladığını anımsatan Atasoy, şunları ekledi:
"Yani kitabın içindeki bir karakter bunları anlatıyor. Bu hem beklentiyi yükseltiyor hem de o güne kadar hiç fantastik bir şey görmemiş olan, ondan aşk romanları bekleyen okuyucusunu kitaba hazırlamak, biraz eğitmek istiyor."
Sergi, söyleşi ve imza günü gibi etkinlikler, 27 Ağustos'a kadar İstanbul Kadıköy Lisesi ve Kadıköy Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi’nde devam edecek.