Deprem Gerçeğine Rölyef Tablosuyla Dikkati Çekiyor
Kocaeli'de yaşayan rölyef sanatçısı Mehmet Erol Buga, Marmara Depremi'nde yaşanan bina yıkımını tabloya işleyerek, deprem gerçeğini gözler önüne seriyor Rölyef sanatçısı Mehmet Erol Buga: 'İnsanlar depremi hatırlasın. Belki kötü bir günün çalışması ama insanlara da 'Depremi unutmayın' mesajı vermek istedim'
İBRAHİM AKTAŞ - Kocaeli'nin Gölcük ilçesinde yaşayan rölyef sanatçısı Mehmet Erol Buga, Marmara Depremi'nde yaşanan bina yıkımını tabloya işleyerek deprem gerçeğine dikkati çekiyor.
Sanat hayatında 25 yılda 300'ün üzerinde eser ortaya çıkaran Buga, deprem gerçeğini sanatıyla gözler önüne sermeye karar verdi.
Komşusundan 17 Ağustos 1999'da meydana gelen Marmara Depremi'nde yıkılan bir binanın fotoğrafını alan Buga, topladığı atıklarla oluşturduğu ve atölyesinin ön camında sergilediği eseriyle deprem gerçeğini insanlara hatırlatmak istiyor.
- "İnsanların depremi unutmamasını istedim"
Mehmet Erol Buga, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sanatında 25 yıldır çalışmalarını sürdürdüğünü, doğadaki atıkları değerlendirerek eserlerini ortaya çıkardığını söyledi.
Eski tarihi evleri, çektiği fotoğraflar yardımıyla bire bir tablolara yansıttığını anlatan Buga, son çalışmasında Marmara Depremi'nin 20. yılında bir eser ortaya çıkardığını kaydetti.
Buga, eserini doğadaki atıklarla 18 günde tamamladığını dile getirerek, "Depremin olduğu yıllarda gemilerde çalıştığım için depremi denizde hissettim. Daha sonra karadaki görüntüler içimi bir hayli acıttı. Bir yıldır Değirmendere'de yaşıyorum. Tablolarım arasına böyle bir eseri de dahil etmek istedim. Duygularımı tabloya yansıtmak, insanların depremi unutmamasını istedim. Değirmendere'de depremin bir sürü yıktığı bina vardı. O bölgelerden atıklar toplama başladım, o atıklarla da bu tabloyu ortaya çıkardım." diye konuştu.
Çalışmaya başlamadan önce komşusunun kendisine deprem fotoğraflarının olduğu bir albüm verdiğini aktaran Buga, albüm içerisinden eserini ortaya çıkardığı fotoğrafı seçtiğini ifade etti.
Buga, komşunun ara sıra atölyeye geldiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Fotoğrafını aldığım komşum tesadüfen eserin bitişini gördü, irkildi ve üzüldü. 'Neden böyle oldun' dedim. 'Oğlum bu evden üst kattan sağ çıktı' dedi. Yaşanmış bir bina, binanın yarısı resimde tamamen duruyor ama yarısı yıkık. Eserimde gazbeton malzemesi, tel, CD kapakları, oluklu mukavva gibi malzemeler kullandım.
Çalışmamla iyi bir şey yaptığımı düşünüyorum. İnsanlar depremi hatırlasın, belki kötü bir günün çalışması ama insanlara da 'Depremi unutmayın' mesajı vermek istedim. Bu binadan ben de çıkabilirdim, benim ailem de orada olabilirdi, acı bir olay. Sadece bu bina da değil, bir sürü yıkılan bina var, can kaybı var. Tabii ki ben de bu eseri yaparken üzüntüyle çalıştım, insan acı hissediyor."
Buga, deprem gerçeğini unutturmamak gerektiğine dikkati çekerek, "Deprem gerçeğini gündemimizde tutmak zorundayız. Bunu sadece ben değil, depremin unutturulmaması için yerel yönetimler de hükümetimiz de bunu yaşayan vatandaşımız da böyle çalışmalara ön ayak olmak zorunda." dedi.
Kaynak: AA
Sanat hayatında 25 yılda 300'ün üzerinde eser ortaya çıkaran Buga, deprem gerçeğini sanatıyla gözler önüne sermeye karar verdi.
Komşusundan 17 Ağustos 1999'da meydana gelen Marmara Depremi'nde yıkılan bir binanın fotoğrafını alan Buga, topladığı atıklarla oluşturduğu ve atölyesinin ön camında sergilediği eseriyle deprem gerçeğini insanlara hatırlatmak istiyor.
- "İnsanların depremi unutmamasını istedim"
Mehmet Erol Buga, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sanatında 25 yıldır çalışmalarını sürdürdüğünü, doğadaki atıkları değerlendirerek eserlerini ortaya çıkardığını söyledi.
Eski tarihi evleri, çektiği fotoğraflar yardımıyla bire bir tablolara yansıttığını anlatan Buga, son çalışmasında Marmara Depremi'nin 20. yılında bir eser ortaya çıkardığını kaydetti.
Buga, eserini doğadaki atıklarla 18 günde tamamladığını dile getirerek, "Depremin olduğu yıllarda gemilerde çalıştığım için depremi denizde hissettim. Daha sonra karadaki görüntüler içimi bir hayli acıttı. Bir yıldır Değirmendere'de yaşıyorum. Tablolarım arasına böyle bir eseri de dahil etmek istedim. Duygularımı tabloya yansıtmak, insanların depremi unutmamasını istedim. Değirmendere'de depremin bir sürü yıktığı bina vardı. O bölgelerden atıklar toplama başladım, o atıklarla da bu tabloyu ortaya çıkardım." diye konuştu.
Çalışmaya başlamadan önce komşusunun kendisine deprem fotoğraflarının olduğu bir albüm verdiğini aktaran Buga, albüm içerisinden eserini ortaya çıkardığı fotoğrafı seçtiğini ifade etti.
Buga, komşunun ara sıra atölyeye geldiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Fotoğrafını aldığım komşum tesadüfen eserin bitişini gördü, irkildi ve üzüldü. 'Neden böyle oldun' dedim. 'Oğlum bu evden üst kattan sağ çıktı' dedi. Yaşanmış bir bina, binanın yarısı resimde tamamen duruyor ama yarısı yıkık. Eserimde gazbeton malzemesi, tel, CD kapakları, oluklu mukavva gibi malzemeler kullandım.
Çalışmamla iyi bir şey yaptığımı düşünüyorum. İnsanlar depremi hatırlasın, belki kötü bir günün çalışması ama insanlara da 'Depremi unutmayın' mesajı vermek istedim. Bu binadan ben de çıkabilirdim, benim ailem de orada olabilirdi, acı bir olay. Sadece bu bina da değil, bir sürü yıkılan bina var, can kaybı var. Tabii ki ben de bu eseri yaparken üzüntüyle çalıştım, insan acı hissediyor."
Buga, deprem gerçeğini unutturmamak gerektiğine dikkati çekerek, "Deprem gerçeğini gündemimizde tutmak zorundayız. Bunu sadece ben değil, depremin unutturulmaması için yerel yönetimler de hükümetimiz de bunu yaşayan vatandaşımız da böyle çalışmalara ön ayak olmak zorunda." dedi.