'Tekrarlayan Bacak Yaralarının Nedeni Venöz Ülser Hastalığı Olabilir'
Medicana Bahçelievler Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Alper Uçak: 'Tekrarlayan bacak yaralarının nedeni venöz ülser hastalığı olabilir. Varis ile sık birliktelik gösteren bu açık yaralar (venöz ülser hastalığı) 4 ay ile bir yıla varan uzun süreli tedaviden sonra ancak iyileşebilmektedir' 'Eğer önerilen koruyucu tedavilere uyulmazsa 1 yıl içerisinde yüzde 3040'lara varan oranda tekrarlayıcı olabilmektedir'
Medicana Bahçelievler Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Alper Uçak, tekrarlayan bacak yaralarının nedeninin venöz ülser hastalığı olabileceğini belirterek, "Varis ile sık birliktelik gösteren bu açık yaralar (venöz ülser hastalığı) 4 ay ile bir yıla varan uzun süreli tedaviden sonra ancak iyileşebilmektedir." ifadesini kullandı.
Uçak, yaptığı yazılı açıklamada, venöz ülser hastalığının, bacakta kronik toplardamar yetmezliğine bağlı sıklıkla ayak bileği iç bölgesinde ortaya çıkan açık yara olduğunu kaydederek, tekrarlayan bacak yaralarının nedeninin venöz ülser hastalığı olabileceğini bildirdi.
Bu rahatsızlığın, uzun süreli tedavi gerektirdiğinden dolayı hastaları psikososyal ve maddi açıdan önemli derecede etkilediğini aktaran Uçak, geçmişte özellikle bacak toplardamar tıkanıklığı ve yüzeyel toplar damar yetmezliği olan hastaların bacakta yara açılması açısından yüksek riskli hasta grubunu oluşturduğu anlattı.
Uçak, varis ile sık birliktelik gösteren bu açık yaraların 4 ay ile bir yıla varan uzun süreli tedaviden sonra ancak iyileşebildiğini, önerilen koruyucu tedavilere uyulmazsa hastalığın bir yıl içerisinde yüzde 30-40'lara varan oranda tekrarlayıcı olabildiğini belirterek, şu uyarılarda bulundu:
"Ayak bileği iç kısmındaki açık yara sulu ve enfeksiyona açık haldedir. Toplardamar içindeki basınç arttığından dolayı sulu akıntı devam eder ve yaranın çapı zamanla genişler. Yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen bu hastalığın tedavisinde nedenini iyi tespit etmek gerekir.
Bu da hastanın toplardamar rahatsızlığı yönünden hikayesini dinlemek ve bacak toplardamarlarını venöz dopler ultrasonografi ile incelemektir. Bu inceleme neticesinde hastaların yüzde 50'si uygulanacak cerrahi tedaviden ciddi fayda görür."
Uçak, modern tedavi yöntemlerinden endovenöz radyofrekans ve lazer tedavileri (damar içi kateter ile girilerek damarı kapama yöntemi) sayesinde özellikle yüzeyel toplardamar yetmezliği olan hasta grubunda etkili sonuçlar elde edildiğini, bu yöntemle hastaya büyük cerrahi kesilerin uygulanmadığını, ağrısının çok az olduğunu ve hastanın aynı gün evine gidebildiğini kaydetti.
- "Varis çorabı ve bandaj sistemi uygulanmalıdır"
Uçak, venöz ülserde açık yaraların çoğunlukla inatçı olduğunu ve uzun süreli tedavi gerektirdiğini belirterek, yara bakımındaki önemli temizlik metodlarından birisinin, "yarayı düzenli olarak çeşme suyu ve sabunla yıkamak" olduğunu bildirdi.
Yara bakımının bu hastalarda özenle yapılması gerektiğini vurgulayan Uçak, şu ifadeleri kulandı:
"Beraberinde mutlaka toplardamar dolaşımı destekleyici varis çorabı yada çok katlı bandaj sistemi uygulanmalıdır. Özellikle çok katlı bandaj sistemi ile hastalarda yara küçülmesi kısa sürede gerçekleşmektedir. İnatçı sulu akıntılı yaralar enfeksiyon açısından mutlaka değerlendirilmeli, gerekirse yaradan kültür örneklemesi yapılarak hastaya uygun antibiyotik tedavisi planlanmalıdır.
Antibiyotik ile bir miktar kurutulan yara artık özel yara örtüleri ile 2-3 günlük pansumanlar yapılarak takip edilmelidir. Tüm bu tedavilere destek olacak ve yara iyileşmesini hızlandıran yöntemlerden biride 3 hafta süre ile yüksek basınçlı oksijen (hiperbarik oksijen tedavisi) tedavisidir. Sonuç olarak venöz ülser; zor iyileşen, tekrarlayıcı olabilen, çok lu tedavi disiplini gerektiren, sabır ve tecrübeli hekimlerce tedavi edilebilir bir hastalıktır."
Kaynak: AA
Uçak, yaptığı yazılı açıklamada, venöz ülser hastalığının, bacakta kronik toplardamar yetmezliğine bağlı sıklıkla ayak bileği iç bölgesinde ortaya çıkan açık yara olduğunu kaydederek, tekrarlayan bacak yaralarının nedeninin venöz ülser hastalığı olabileceğini bildirdi.
Bu rahatsızlığın, uzun süreli tedavi gerektirdiğinden dolayı hastaları psikososyal ve maddi açıdan önemli derecede etkilediğini aktaran Uçak, geçmişte özellikle bacak toplardamar tıkanıklığı ve yüzeyel toplar damar yetmezliği olan hastaların bacakta yara açılması açısından yüksek riskli hasta grubunu oluşturduğu anlattı.
Uçak, varis ile sık birliktelik gösteren bu açık yaraların 4 ay ile bir yıla varan uzun süreli tedaviden sonra ancak iyileşebildiğini, önerilen koruyucu tedavilere uyulmazsa hastalığın bir yıl içerisinde yüzde 30-40'lara varan oranda tekrarlayıcı olabildiğini belirterek, şu uyarılarda bulundu:
"Ayak bileği iç kısmındaki açık yara sulu ve enfeksiyona açık haldedir. Toplardamar içindeki basınç arttığından dolayı sulu akıntı devam eder ve yaranın çapı zamanla genişler. Yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen bu hastalığın tedavisinde nedenini iyi tespit etmek gerekir.
Bu da hastanın toplardamar rahatsızlığı yönünden hikayesini dinlemek ve bacak toplardamarlarını venöz dopler ultrasonografi ile incelemektir. Bu inceleme neticesinde hastaların yüzde 50'si uygulanacak cerrahi tedaviden ciddi fayda görür."
Uçak, modern tedavi yöntemlerinden endovenöz radyofrekans ve lazer tedavileri (damar içi kateter ile girilerek damarı kapama yöntemi) sayesinde özellikle yüzeyel toplardamar yetmezliği olan hasta grubunda etkili sonuçlar elde edildiğini, bu yöntemle hastaya büyük cerrahi kesilerin uygulanmadığını, ağrısının çok az olduğunu ve hastanın aynı gün evine gidebildiğini kaydetti.
- "Varis çorabı ve bandaj sistemi uygulanmalıdır"
Uçak, venöz ülserde açık yaraların çoğunlukla inatçı olduğunu ve uzun süreli tedavi gerektirdiğini belirterek, yara bakımındaki önemli temizlik metodlarından birisinin, "yarayı düzenli olarak çeşme suyu ve sabunla yıkamak" olduğunu bildirdi.
Yara bakımının bu hastalarda özenle yapılması gerektiğini vurgulayan Uçak, şu ifadeleri kulandı:
"Beraberinde mutlaka toplardamar dolaşımı destekleyici varis çorabı yada çok katlı bandaj sistemi uygulanmalıdır. Özellikle çok katlı bandaj sistemi ile hastalarda yara küçülmesi kısa sürede gerçekleşmektedir. İnatçı sulu akıntılı yaralar enfeksiyon açısından mutlaka değerlendirilmeli, gerekirse yaradan kültür örneklemesi yapılarak hastaya uygun antibiyotik tedavisi planlanmalıdır.
Antibiyotik ile bir miktar kurutulan yara artık özel yara örtüleri ile 2-3 günlük pansumanlar yapılarak takip edilmelidir. Tüm bu tedavilere destek olacak ve yara iyileşmesini hızlandıran yöntemlerden biride 3 hafta süre ile yüksek basınçlı oksijen (hiperbarik oksijen tedavisi) tedavisidir. Sonuç olarak venöz ülser; zor iyileşen, tekrarlayıcı olabilen, çok lu tedavi disiplini gerektiren, sabır ve tecrübeli hekimlerce tedavi edilebilir bir hastalıktır."